Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

10 Ekim davası: Emniyet, firari sanıklarla ilgili bilgileri mahkemeye vermedi | Mahkeme, avukatların “Yeniden sorulsun” talebini reddetti

10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, mağdur avukatlarının Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve MİT’ten firari sanıklarla ilgili istihbari nitelikteki tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesine ilişkin müzekkere yazılması talebini reddetti. EGM daha önce, istihbari bilgilerin soruşturmalarda kullanılamayacağını belirterek, “Bilgi ve belge taleplerinin karşılanması mümkün olmamaktadır” yanıtını vermişti. 

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında ara kararını açıkladı. Mahkeme, sanıkların tutukluluklarının ve yakalama kararlarının devamına karar verdi ve davayı 23 Mart’a erteledi. Mahkeme, “IŞİD emiri” olduğu belirtilen İlhami Balı’nın hangi kampta olduğuna ilişkin çelişkili bilgiler olduğunu belirten mağdur avukatlarının, EGM Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve MİT’e istihbari nitelikteki tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesine ilişkin müzekkere yazılması talebini reddetti. Mağdur avukatlarının İsa İsa’nın tanık olarak dinlenmesine yönelik talepleri de kabul edilmedi. Mahkeme, tutuklu sanıklıkların tutukluluklarının ocak ayında değerlendirileceğini belirtti.  

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ana dosyası ile firari sanıklar yönünden birleştirilen dosyanın 18. duruşmasını bugün (27 Aralık) gördü. Mahkeme, olay yerinde yaralanan ve katliamın ardından hayatını kaybeden Mustafa Budak’ın ölümü ile katliam arasında illiyet bağı olup olmadığını anlamak üzere yakınlarını kaybedenleri dinledi. Yakınlar davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, konuya ilişkin rapor düzenlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesine karar verdi. Mahkeme, mağdur avukatları ve sanıkları da dinledi. 

Okuyun: “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanan akademisyen Sibel Tekin’in avukatı: “Örgütü ne savcı biliyor, ne mahkeme heyeti, ne de biz”

“Gazeteciler mi tehlikeli, IŞİD’ciler mi”

Davanın avukatı İlke Işık, “IŞİD’in canlı bomba emiri” olduğu ileri sürülen Muhammed Cengiz Dayan hakkında işlem yapılmamasına, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü ve dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın dinlenmesine ilişkin bulundukları suç duyurusunun savcılık tarafından işleme konulmamasına tepki gösterdi. Işık savunmasında şunları söyledi: 

“Karşımızda IŞİD’liler ve onları araştırmak söz konusu olunca iki-üç yıldır işlem yapmayan bir savcılık var. Bizim dosyamızda iki üç yıldır hiçbir işlem yapmayan savcı, Şebnem Korur Fincancı için 13 günde iddianame yazdı. Bu dosyaya dahil etmesi gereken IŞİD’lileri dahil etmeyenler Mezopotamya Ajansı’ndan gazetecileri, belgeselci Sibel Tekin’i tutukladı. Gazeteciler mi daha tehlikeli IŞİD’ciler mi? Belgeselciler mi daha tehlikeli IŞİD’ciler mi?”

Avukat Tonguç Cankurt, “IŞİD’in sınır emiri” olarak bilinen İlhami Balı ve İsa İsa’nın dinlenmesini talep etti. Balı’nın hangi kampta olduğuna ilişkin çelişkili bilgiler olduğunu belirterek, EGM Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, İstihbarat Daire Başkanlığı ve MİT’e müzekkere yazılmasını istedi.  

Mahkeme, sanıklar Talha Güneş, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay’ı dinledi. Sanık Erman Ekinci, avukatı davadan çekildiği için dinlenemedi. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma ilamının ardından yeniden hazırlanan iddianamenin sanık Erman Ekinci’ye tebliğ edileceğini belirtti. 

Okuyun: Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi, belgesel yönetmeni Sibel Tekin tutuklandı

“Sakalı, tesettürlü her insanı düşman biliyorlar”

Sanık Talha Güneş, savunmasında davanın bitirilmesi gerektiğini belirterek mağdur avukatlarına “cüppeli şahıslar” diye seslendi. Güneş, avukat İlke Işık’ın sözlerine tepki gösterdi: 

“Mahkeme bitirilmediği sürece cüppeli şahıslar, olayla hiçbir ilgisi olmayan insanları suçlu sıfatı ile mahkemeye dahil etmeye çalışacaklar. Altı yıldır aynı hikayeyi farklı sözcüklerle dinliyoruz. Mağdur edildiğimiz gibi, amaçları adalet olmadığı için sakallı, tesettürlü her insanı düşman bildikleri için mahkemeye dahil etmeye çalışıyorlar. Avukat Işık, bir sıfatı hekim diğer sıfatı terörist olan kimseleri burada bizlere hiçbir suçları olmayan kimseler olarak anlatmaya çalıştı.”

“Harcandık”

Sanık İbrahim Halil Alçay, gizli tanıkların varlığına inanmadığını belirterek şunları söyledi:

“Sadece orada ölenler insan, sadece onlara haksızlık yapılmış gibi lanse edildi ama biz de insanız. Bizim de ailemiz, çevremiz vardı, bunu bitirdiniz. Büyük bir yanılgı içine tekrar düştünüz, Burası tamamen siyasi propaganda yeri haline getirildi. Burada biz harcandık. Formaliteden ‘Talep ettiğiniz bir şey var mı?’ diye soruyorsunuz. Allah için bir tane suçlu olduğuma dair delil koyun. Bir tane belge yok elinizde.”

“Kapatırım duruşmayı”

Katliamda yakınlarını kaybeden aileler, sanık Güneş’in sözlerine tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Müdahale etmeyin, kapatırım duruşmayı” dedi. 

“Kokuşmuş bir dosya”

Sanık Resul Demir ise “Yaklaşan seçimlerden sonra bu dosya çok farklı yere evrilecek. Harbiden kokuşmuş bir dosya” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti. 

Cumhuriyet savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ve hakkında yakalama kararı olan sanıkların aranması gerektiği yönünde mütalaa verdi. Savcı, sanık ve mağdur avukatları tarafında iletilen taleplerde ise takdirin mahkemede olduğunu söyledi. 

Duruşmanın ardından 10 Ekim Derneği, davanın seyrine ilişkin basın açıklaması yaptı. Polis, “10 Ekim’i unutma, unutturma” sloganı atan ailelerin, slogan atmasını engelledi ve yalnızca basın açıklamasına izin verileceğini belirtti. 

“Mahkeme salonlarını doldurmaya devam edeceğiz”

10 Ekim-Der Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun’un okuduğu açıklama şöyle:

“Yıllardır evlerimizde huzursuzlukla mutsuzlukla yaşıyoruz. Acısı olan insanlar olarak, iki gün sonraki yılbaşında bile hiçbir zaman mutlu olmayacağız. Sekiz yıldır da yılbaşı falan kutlamıyoruz. Derdimiz bir şeyi kutlamak değil derdimiz bu acının sağıltılması. Kimse kusura bakmasın 10 Ekim’i kimse unutturmayacak. Biz bu mahkeme salonlarına doldurmaya devam edeceğiz, aileler olarak davamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Birkaç kişinin gerçekten tahammülsüzlüğü ile örtbas edilecek bir şey değil. Katliam gerçek, katliamda yaşamını yaşamını yitiren insanların yaşam hakları bu ülkenin teminat altında tutması gereken bir şeydi. Bu yüzden biz yaşamını kaybeden insanların aileleri olarak, geride kalanların sorumluluğunu içimizde en yüksekten yaşayan insanlar olarak 23 Mart’ta yine Ankara Adliyesi’nde olacağız.”

“IŞİD’lileri yakalamaya bir türlü elleri gitmiyor”

Davanın avukatı İlke Işık, katliamın yargılamasının düzgün yapılmadığını belirterek, neredeyse tüm taleplerinin mahkeme tarafından reddedildiğini söyledi. Işık, 10 Ekim davasını yakından izleyen ve çekim yaptığı güzergahta bir sivil polis aracı bulunduğu için “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanan belgeselci Sibel Tekin’e de şu sözlerle selam gönderdi: “Ülkenin en büyük katliamına ilişkin yargılamayı tüm taleplerimize rağmen görmezden gelen bir yargı sistemi var. IŞİD’lileri yakalamaya bir türlü elleri gitmeyen, IŞİD katliamını aydınlatmayan ama her gün bizi izleyen Sibel Tekin’i izleyen bir yargı mekanizması var.”

Okuyun: 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında dosyalar birleştirildi – “Yedi yıllık talebimiz nihayet karara bağlandı”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.