Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında dosyalar birleştirildi – “Yedi yıllık talebimiz nihayet karara bağlandı”

 Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ana davasını kısmen bozmasının ardından yapılan ilk duruşmada, ana dosya ile firari sanıklar yönünden devam eden dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Mahkeme, patlamanın gerçekleştiği esnada, mağdur Merve Can ve Talip Yıldırım’ın bulunduğu konumların MOBESE kamera görüntülerinden faydalanılarak Can ve Yıldırım’ın bombaların tesir alanı içinde kalıp kalmadıklarının belirlenmesi için kroki ve raporların gönderilmesini istedi. Davanın avukatı Senem Doğanoğlu, birleştirme kararının olumlu olduğunu belirterek, “Birleşmeseydi toplanan deliller bu dosyada kalacaktı. Yedi yıldır istediğimiz bir talep nihayet karara bağlanmış oldu” dedi. 

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10 Ekim davasında bazı sanıklar yönünden cezaları kısmen bozma kararını vermesinin ardından ilk duruşmasını bugün (19 Ekim) yaptı. Mahkeme, ana dosyanın firari sanıklar yönünden devam eden dosya ile birleştirilmesine hükmetti. Mağdur avukatlarının 10 Ekim Katliamı sırasında yaralanan ve sonradan hayatını kaybeden Mustafa Budak’ın ölümünün aydınlatılması için üç boyutlu canlandırma yapılması ve ailenin dinlenilmesi taleplerini değerlendiren mahkeme, talepleri kısmen kabul etti. Mahkeme, MOBESE kamera görüntülerinden faydalanarak fiziksel canlandırma yapılması, krokilerin mahkemeye getirilmesini istedi. Mustafa Budak’ın ailesi bir sonraki duruşmada dinlenecek. Buna göre, olay yerinde yaralanan Merve Can ve Talip Yıldırım’ın da yaralanmalarının canlı bomba patlaması ile ilişkili olup olmadığı Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak olan rapor ile değerlendirilecek. 

Sanıklar, duruşmadan ayrıldı

Duruşmaya, sanıklar Yakup Şahin, Resul Demir, Erman Ekinci, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Metin Akaltın, Hacı Ali Durmaz, Abdulmubtalip Demir ve Talha Güneş bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile katıldı. Sanıklardan Yakup Şahin ve Metin Akaltın, mağdur avukatlarının konuşmalarına, “Çok uzun konuşuyorlar, bunları duymak istemiyoruz” diye tepki göstererek duruşmadan ayrıldı. 

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu: “İnsanlığa karşı suç işlendi”

Mağdur avukatları Senem Doğanoğlu ve İlke Işık, taleplerini sıraladıktan sonra Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu söz aldı. Köroğlu, “Temsil ettiğim kurumun ve Avukatlık Kanunu’nun bana yüklediği sorumluluk gereği olarak davayı takip ediyorum. Burada, insanlığa karşı suç işlendiğini belirtmek istiyorum” diye konuştu.

Mağdur avukatlarının konuşmalarının ardından savcı mütaalasını verdi. Mütalaada, Yargıtay kararına uyulması gerektiğini ve dosyanın 10 Ekim Katliamı’nın firari sanıklar yönünden olan davasıyla birleştirilmesini istedi. 

“Sayı 104 olmuş 154 olmuş ne fark eder”

Yargıtay’ın bozma kararına karşı tutuklu sanıklar savunmalarını yaptı. Sanık Talha Güneş, “Bize burada zulmedildi, mahkumiyet kararı haksız şekilde verildi. Sayı 104 olmuş 154 olmuş ne fark eder? Avukatlar konuşurken sanki HDP sözcülerini dinledim. Bu dava üzerinden devletle hesaplaşma derdindeler” diye konuştu. 

“Benim hayatım gitti”

Sanık Resul Demir savunmasında, “Ben mahkemede neler söyledim ama hiçbiri kâle alınmıyor. Tüm belgeler ortada. Savcı delil karartmış, mahkeme delilleri görmemiş. ‘104 kişiyi öldürdün 500 kişiyi yaraladın’ diyorlar. Ben yedi yıldır bunun muhasebesini yapıyorum. İşlesem pişmanlık duymam. Benim hayatım gitti, hayatım. İnsanlığa karşı suçmuş. Bana karşı yapılan, insanlığa karşı işlenen suç değil mi?” dedi. 

“Bu ülkede çok katliam oldu, hiçbiri insanlığa karşı suç diye yargılanmadı”

Sanık Erman Ekinci ise mağdur avukatlarının “insanlığa karşı suç” işlendiğine ilişkin beyanlarına tepki gösterdi. Ekinci, “Bu ülkede çok katliam oldu. İnsanlığa karşı suç olmadı. Sokaklarda birçok insan öldürüldü. O zaman onlar insan değildi” diye konuştu. 

“Geç de olsa önemli delillere erişmiş olacağız”

Davanın ardından mahkemenin birleştirme kararını ve olay yerinde inceleme yapılacak olmasını Medyascope’a değerlendiren Senem Doğanoğlu şunları söyledi:

“Birleştirme yapılmasını talep ediyorduk. Hala devam etmekte olan davayla, tutuklular yönünden bozulmuş olan dava birleşti. Bu davada delil toplamaya devam edeceğiz. Olay yeri inceleme raporları, olay yeri krokisi ve sadece iki mağdur yönünden yapılmayacak. Herkesi etkileyecek. Dijital değil, fiziksel bir keşif yapılacak diyebiliriz. Yedi yıldır istediğimiz bir talep nihayet karara bağlanmış oldu. İnsanlığa karşı suç yönünden devam eden yargılama ile birleştirilmesi bizim için önemliydi. Aynı zamanda burada toplanacak olan tüm deliller dava birleşmeseydi yalnızca bu dosyada kalacaktı. Şimdi firariler yönünden ve insanlığa karşı suçtan yargılama açısından da önemli delillere geç de olsa erişmiş olacağız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.