Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: 2023’e seçimler, seçimlere Kürtler damga vuracak

Selahattin Demirtaş Kobani Davası’nın 30 Aralık’taki duruşmasında çok önemli şeyler söyledi. Onun sözlerinden şu bölümü 2023’ün ilk yazısında irdelemek istiyorum:

“Görünen o ki partimiz HDP kapatılacak, Hazine yardımı engellenecek. Ama HDP fikriyatı da mücadelesi de bu seçimle yeniden ortaya çıkacak. Erdoğan’ın talimatı ile İmralı’ya giden heyet görüşmesi tıkandı ve düğmeye basıldı.”

Demirtaş’ın sözlerini açacak olursak: 

  1. Erdoğan’ın talimatıyla bir heyet İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan ile görüşüyor; 
  2. Ana hedefinin, önümüzdeki seçimlerde Öcalan’ın Cumhur İttifakı lehine tavır alması olduğunu kolaylıkla tahmin edebileceğimiz bu görüşmeler tıkandı; 
  3. Öcalan’ı ikna edemeyen, onun üzerinden HDP seçmenine ulaşma imkanı kalmadığını düşünen iktidar HDP’yi, yapılan Hazine yardımını keserek, hatta kapattırarak, böylece seçimlere katılmasını engelleyerek cezalandırmak istiyor; 
  4. Bütün bunlar yaşansa da kadroları ve tabanıyla HDP önümüzdeki seçimlerin belirleyici gücü olacak… 

Devlet Öcalan ile niye görüşür?

Sırayla gidelim. Çok uzun bir süredir tecritte tutulan Öcalan ile devlet yetkililerinin görüşüyor olması şaşırtıcı değil. Bu görüşmelerin yaklaşan seçimlerde onun desteğini almaya yönelik olması da aynı şekilde şaşırtmıyor. Zira 23 Haziran 2019’da İstanbul’da tekrarlanan yerel seçimler öncesi siyasi iktidar, Öcalan’dan HDP tabanına yönelik olarak Millet İttifakı’nı desteklemek yerine tarafsız kalmaları yolunda bir çağrı almış ama bunu iletmekte epey zorlanmıştı. Nitekim tabana doğru düzgün ulaşamayan bu çağrıya itibar etmeyen HDP seçmeni Ekrem İmamoğlu’na oy verip yeniden seçilmesini sağlamış, Erdoğan’ın yaşadığı hezimette önemli bir rol oynamıştı.

Buna rağmen Erdoğan’ın bu seçimler öncesi de Öcalan’ı kullanmak isteyeceği belliydi. Onun Demirtaş’a duyduğu öfkeden hareketle “Edirne’nin hesabını İmralı kesecek” demesi de bunun işaretiydi.

Seçim aritmetiği 

Şurası kesin: Eğer HDP aday çıkarırsa, ne Cumhur İttifakı’nın (Erdoğan), ne de Altılı Masa’nın adayı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 50+1 oyu ilk turda alıyor. Muhtemelen ikinci tura kalacak seçimin kaderini de HDP seçmeni belirliyor. Tabii bu arada HDP aday göstermez ve açık bir şekilde önde gelen iki adaydan birini desteklerse o adayın ilk turda seçilme ihtimali alabildiğine artıyor.

Erdoğan’ın, yaşanan onca şeyden sonra HDP seçmeninin desteğini almayı hedefleyecek kadar rasyonellikten uzaklaştığını sanmam. Herhalde HDP seçmeninin tarafsız kalmasına, örneğin ikinci turda oy kullanmamasına razı olacaktır.

Fakat bu hedefe ulaşması bile hayli zor. Şöyle ki önce Öcalan’ı ikna edecek, ardından Öcalan’ın Kürt siyasi hareketinin kadrolarını ikna etmesini sağlayacak, peşinden bu kadroların seçmeni ikna etmesini bekleyecek ve nihayet HDP tabanının bütün bu zincirleme telkinlere uygun hareket etmesi için dua edecek.

Zincir baştan kopmuş

Demirtaş’ın “Görüşmeler tıkandı” sözleri zincirin daha ilk halkasında koptuğunu gösteriyor. Belki ileride öğrenebiliriz ama şu aşamada ne tür pazarlıklar yapıldığını, nelerde anlaşılmadığını bilmemiz imkansız. Fakat bazı akıl yürütmelerde bulunabiliriz: 

  1. Öncelikle uzun bir süredir söylemini güvenlik eksenine oturtmuş olan iktidarın Öcalan’a çok şey vaat edebilmesi mümkün gözükmüyor, yani çok az verip çok almak istiyor olmalılar; 
  2. Ayrıca Öcalan son yerel seçimler deneyiminden ders çıkartmış olmalı; 
  3. O zaman kurulamayan bu zincirin bu sefer kurulabilmesi daha zora benziyor. Örneğin devlet onun HDP yönetimiyle, hatta PKK yönetimiyle, belki de medyayla doğrudan temas kurmasına izin verebilir mi? Vermek istese bile zaman son derece kısıtlı ve süreç bir dizi soruna gebe; 
  4. Zincirin herhangi bir halkasında sorun çıkma ihtimali yüksek, çünkü Öcalan’ın bu hareketteki liderliği bir aşamadan sonra iyice “sembolik” bir hal aldı, bu nedenle yasal ve yasadışı alandaki kadrolardan onun telkinlerini “uygulanamaz”, “tehlikeli” vb. bulabilirler. Kısacası Öcalan’ın hareketteki iktidarı mutlak değil ve böylesine bir süreç bu gerçeği iyice ortaya çıkarabilir; 
  5. Öcalan’ın bütün tecrit ortamına rağmen Türkiye ve Kürtler’deki değişimi kavrama ihtimalini yabana atmazsak onun silahın artık iyice geride kaldığı, tabanın yasal siyaseti iyice içselleştirdiği ve yukarıdan ne dayatılırsa dayatılsın özgür iradesiyle oy kullanmaya yatkın olduğu gerçeklerinden haberdar olduğunu düşünebiliriz; 
  6. Son olarak Öcalan pekala Erdoğan’ın iktidarı kaybetmesini de istiyor olabilir.

HDP kapatılır mı?

HDP’nin önde gelen kadrolarında da tıpkı Demirtaş gibi partilerinin kapatılma ihtimalini yüksek görme eğilimi baskın. Anayasa Mahkemesi ülkemizde yargı bağımsızlığı anlamında dikkat çekici bazı kararlara imza atmış olmakla birlikte Erdoğan’ın çok yoğun telkinleri söz konusu olursa kapatma kararı vermek zorunda kalabilir. Hatta bu kararı seçimlere de yetiştirebilir. İktidar yargıyla birlikte, HDP’nin yedek bir partiyle seçime girmesine de engel olabilir. 

Bu tür olağanüstü uygulamaların iktidara, öncelikle milletvekili seçimlerinde bazı faydaları olacağı açık, fakat cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tam zıddının yaşanacağı da ortada. Böylesi bir durumda Altılı Masa Mansur Yavaş’ı da aday gösterse ilk turda Kürt oylarının da desteğiyle zafere ulaşabilir. 

HDP’nin seçime sokulmaması özellikle Güneydoğu’da sandık güvenliği açısından bazı ek sıkıntılara yol açabilir fakat Altılı Masa işi sıkı tutarsa bunları da en aza indirebilir. 

Erdoğan’ın Kürtleri

HDP’ye yönelik baskıların seçimlere doğru iyice artırılması, örneğin bu partiye Hazine yardımının kesilmesi, hatta kapatılması sadece bu parti tabanını değil, son dönemdeki bütün erimelere rağmen Erdoğan için hâlâ çok önemli olan kendi Kürt tabanını da bileyebilir.

Öte yandan Erdoğan sık sık Suriye’de YPG/PYD’ye karşı yeni bir kara harekatından söz ediyor. Şimdilik rafa kaldırılmış gözüken bu harekatın Türk milliyetçisi oylarını kazanmak için seçimlere az süre kala yapılabileceği söyleniyor. Böylesi bir gelişme Erdoğan için Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma, kendi Kürt seçmenini iyice küstürmeye yol açabilir. 

Sonuç olarak cumhuriyetin 100. yılına damga basacağı çoktan belli olan seçimlere, cumhuriyet tarihi boyunca bir türlü merkeze yerleşmelerine izin verilmeyen Kürtler’in damga basacağına inanıyorum.

Herkese mutlu, sağlıklı, özgürce yaşayacağı bir 2023 diliyorum.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına layık bir yıl olsun!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.