Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: On soruda Cumhur İttifakı’nın Yeniden Büyük İstanbul Mitingi

  1. Mitinglerin hâlâ bir anlamı var mı?

Kesinlikle evet. Özellikle “kitle partisi” olma iddiasındakiler dosta ve düşmana mitingler üzerinden güç gösterisinde bulunurlar. Ayrıca mitingler partilerin organizasyon kabiliyet ve imkanlarını da gösterir. Ve nihayet partiler, özellikle liderler mitingler aracılığıyla tabanlarıyla ilişki kurar, onların pekala kendilerine ulaşabildiklerini gösterirler.

2) Erdoğan için mitingler ne kadar önemli?

Çok, hem de çok. Daha gençlik yıllarından itibaren kitlelere hitap eden, bunu seven ve bu konuda kendisini yenileyen Erdoğan için bir tür “miting canavarı” diyebiliriz. Haftada yedi gün, bir günde üç ayrı şehirde mitinge katılıp her birinde büyük ölçüde farklı konuşmalar yapabilen bir siyasetçiden söz ediyoruz. 1994’ten bu yana Türkiye’nin değişik yerlerinde yüze yakın Erdoğan mitingi izlemiş bir gazeteci olarak bunların birçoğunda kendisine şapka çıkardım. Fakat son senelerde Erdoğan mitinglerde halkla arasını, muhtemelen silahlı saldırı ihtimalini azaltmak için, epey açtı; eski mitingleri hatırladığımda yeni durumun Erdoğan’ın epey aleyhine olduğunu düşünüyorum.

3) Son mitingin zamanı ve yeri isabetli miydi?

Seçimden önceki pazar günü İstanbul’da miting yapmak bir tür Erdoğan geleceği haline geldi. Atatürk Havalimanı’nı son cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, yani 7 Mayıs 2023 Pazar günü miting alanına dönüştürmek de riskli ama sonuca bakılınca iyi bir fikirmiş. 28 Ekim 2023’teki Filistin Mitingi de aynı yerde yapıldı ve benzer şekilde başarılı bir organizasyon oldu. Fakat son mitinge katılımın öncekilerin yarısı kadar bile olamaması AKP yöneticilerine “keşke başka yerde (Yenikapı, Maltepe…) yapsaydık” dedirtmiş olabilir.

4) Katılım sahiden düşük müydü?

Erdoğan daha önce aynı yerde “bir buçuk milyon” kişiyi gördüklerini bu sefer “650 binde” kaldıklarını sitem edercesine söyledi. Dün için 1.5 milyon abartılıydı, bugünkü 650 milyon da öyle. Zaten bu sayılar her miting sonrası temel tartışma ve kutuplaşma konularından biridir. Şahsen mitingde kaç kişi olduğu sorusunu cevaplayabilecek durumda değilim, uzmanlık alanım değil, fakat siyasetçilerin verdiği rakamı “en az” ikiye bölmek gerektiğini düşünüyorum. Normal olarak rakam az değildi ama aynı yerde çok daha büyük kalabalıkları toplamış olan ve İstanbul’a olağanüstü önem veren Erdoğan’ın bugün hayal kırıklığına uğradığı muhakkak. Bir diğer çarpıcı husus da mitinge gelenlerin daha Erdoğan konuşmasını bitirmeden alanı terk etmeye başlamasıydı. Öyle ki Erdoğan tüm adaylarla selamladığında kalabalığın ancak dörtte biri alanda kalmıştı.

5) Mitingde kimler vardı, kimler yoktu?

Miting Cumhur İttifakı’nındı ama MHP lideri Devlet Bahçeli yoktu. 39 ilçedeki MHP’li iki adaydan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz da hasta olduğu için gelemedi. Kalabalıkta gözle görülür bir MHP varlığı da yoktu. Buna karşılık YRP’den istifa etmiş olan İstanbul Milletvekili Suat Pamukçu vardı, Erdoğan kendisine rozet taktı ki seçime bir hafta kala bunun YRP oylarını Murat Kurum’a yönlendirme açısından iyi bir fikir olduğuna emin değilim.

6) Murat Kurum’un konuşması nasıldı?

Olağanüstü şaşırtıcı bir yönü yoktu, daha önce söylediklerini daha büyük bir kalabalığa aktarma imkanı buldu. İstanbul’u Fatih, Atatürk, Erbakan, Türkeş ve Erdoğan ile birlikte kutsaması dışında siyasi açıdan pek bir şey söylemedi. Sonuçta Ekrem İmamoğlu’nu “işbilmez” ve “beceriksiz”, kendisini de “becerikli” olarak tanımlamanın ötesine geçmedi. 

7) Ya Erdoğan nasıldı?

O da siyasi açıdan şaşırtıcı ölçüde zayıftı. Beş yıl öncenin aksine “beka” konusunu dillendirmedi, özellikle CHP-DEM Parti ilişkisi üzerine hiçbir şey söylemedi. O da “Bay Ekrem” ve “Ekrem denilen arkadaş” diye adını -ama kesinlikle soyadını değil- ilk kez andığı İmamoğlu’nun beceriksiz, liyakatsiz, tembel vb. olarak tanımlayıp İstanbul’un “bir yol ayrımında” olduğunu ileri sürdü. Erdoğan’ın konuşmasında en dikkat çekici husus, partilileri son bir haftada sabahtan akşama kadar kapı kapı dolaşmaya “hâlâ kararını verememişleri” ve “kafalarında soru işaretleri olanları” ikna etmeye çağırdı.

8) Erdoğan konuşmasında hangi beklentileri karşılamadı?

Tabii ki öncelikle “seyyanen zam” bekleyen emeklileri hayal kırıklığına uğrattı. Sohbet ettiğimiz çok sayıda AKP’li de bu beklentinin karşılanmasının seçim sonuçlarına çok olumlu etkisi olacağını söylüyordu, ama olmadı, en azından şimdilik. Kamu bankalarının promosyon verecek olmasının bu beklentiyi karşılaması mümkün gözükmüyor. Bir diğer beklenti de Erdoğan’ın “para sayma” olayıyla CHP’ye iyice yüklenmesiydi. Konuşmasında bu konuya değindi değinmesine ama sanılanın aksine bu görüntüleri izletmedi. Halbuki geçen yıl Murat Karayılan’ın montaj videolarını kendisinin yorumlarıyla birlikte izletmişti. 

9) AKP İstanbul’u almak için nasıl bir strateji izliyor?

Ortada belirgin bir strateji olduğu söylenemez. Daha doğrusu kimi zaman siyasi, kimi zaman da belediyecilik konularındaki polemiklerle yol yürümeye çalışıyorlar. Kurum’un bu kadar büyük bir yükün altından kalkma ve İmamoğlu ile yarışmada zorlandığı açık. Bu nedenle beklenen oluyor ve Erdoğan devreye giriyor. Fakat Erdoğan’ın da bugün gösterdiği videoda olduğu gibi 1994’e dönmek, arada Kadir Topbaş’ı rahmetle anmak -ki kendisini istifaya zorlamıştı- ve İstanbul’u “beceriksiz” İmamoğlu’ndan “geri istemek” dışında söyleyebildiği çok fazla şey yok. 

10) Sonuç olarak bu miting bize ne gösterdi?

Kuşkusuz katılımın düşüklüğünde Ramazan ayının etkisi vardır ama Türkiye’de ilk kez Ramazan’da seçim yapılmıyor. Kaldı ki bu kadar geniş imkanlara sahip olan AKP Ramazan’ı dezavantajdan avantaja da çevirebilirdi; belli ki denediler ama olmadı. Bu miting Erdoğan’ın sadece partisiyle ve MHP’nin desteğiyle İstanbul’u “yeniden” kazanmasının çok zor olduğunu gösterdi. Şu bir hafta herhalde başta Erdoğan olmak üzere herkesin gözü DEM Parti, YRP, kısmen İYİ Parti ve onların adaylarının üzerinde olacak.  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.