Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 84 yaşında yaşamını yitirdi. Baykal, 30 yaşından itibaren Türkiye siyasetinde önemli görevler üstlendi. 15 yıla yakın Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanlığı görevini yürüten Baykal, Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmasından, gizli kamera olayına, Korkmaz Karaca iddialarına kadar pek çok konuyla gündeme geldi.
Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 30 yaşında CHP’ye katılarak siyasi hayatına başladı. Baykal, CHP ve SHP’de önemli görevlerde bulundu. CHP’de 15 yıla yakın bir süre genel başkanlık görevini üstlendi. Baykal, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması konusunda çok eleştirildi. Genel başkanlık görevinden 72 yaşında gündeme gelen kamera kayıtlarının ardından istifa etti. Görüntüleri, “komplo” olarak değerlendiren Baykal, istifasının ardından da milletvekilliği görevine devam etti. Baykal, 2015 seçimlerinde AKP’nin tek başına hükümeti kuramaması ve Sedat Peker’in Korkmaz Karaca iddiaları ile de gündemde kalmaya devam etti.
Deniz Baykal, 1938 yılında Antalya’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Doktorasını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. İki yıl ABD’de doktora çalışmasını sürdürdü. Ardından Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde siyaset bilimi doçenti olarak öğretim üyeliği görevine başladı. Baykal, 1965 genel seçimlerinin ardından CHP’nin seçimlerdeki yenilgisini doçentlik tezine dayanarak bir raporla analiz etmişti. Bu çalışmayla, CHP yönetiminin dikkatini çekti. Böylelikle öğretim üyeliğine başladığı ilk yıl CHP’ye girerek siyaset hayatına başladı.
Siyasette ilk yılları ve hızlı yükselişi
14 Ekim 1973’te yapılan genel seçimlerde CHP Antalya milletvekili oldu. Bu tarihten sonra 1974’te Başbakan Bülent Ecevit döneminde CHP-MSP koalisyon hükümetinde Maliye Bakanı olarak görev aldı. Ardından 1978’de kurulan üçüncü Ecevit hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptı.
Partide, Merkez Yönetim Kurulu üyeliği ve genel sekreter yardımcılığı görevlerini yürüttü. Ekim 1979, seçimlerinden sonra Ecevit’e karşı parti içi muhalefetin başını çekti. Seçimlerin ardından toplanan olağanüstü kurultayda, parti yönetimine muhalefet etti. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Ankara Ordu Dil Okulu’nda gözetim altında tutuldu.
SHP yılları
1982 Anayasası ile beş yıl süreyle siyasi yasak aldı. 1983’te siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesinin ardından “yasaklı olmasına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü” gerekçesiyle CHP ve AKP’li siyasetçilerle Çanakkale Zincirbozan Askeri Tesisleri’nde ikinci kez gözetim altına alındı. 1984’te yasaklı olmasına rağmen Sosyal Demokrasi Partisi’ne katıldı. SODEP-SHP birleşmesinin ardından SHP’li oldu. Eylül 1987 genel seçimlerinde SHP Antalya milletvekili oldu. Grup başkanvekilliği, genel sekreterlik görevlerini üstlendi. SHP’de üç kez Erdal İnönü’nün karşısına genel başkan adayı olarak çıktı ancak başarılı olamadı. 10 yıl boyunca yaptığı genel sekreterlik görevinden Eylül 1990’da istifa etti.
Genel başkanlık dönemi
CHP’nin 1992’de yeniden kurulmasıyla birlikte partinin genel başkanı seçildi. CHP’nin Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’in ardından dördüncü genel başkanı oldu. 1994’lü yıllarda sol partilerin birleşme arayışında aktif rol oynadı. DSP, bu birleşme arayışına olumsuz yaklaştı ancak SHP, CHP’ye katılarak varlığını sonlandırdı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Böylelikle, 18 Şubat 1995’te toplanan kurultay ile CHP ve SHP birleşti. Baykal, bu dönemde genel başkanlığa aday olmadı. Birleşmenin ardından 9 Eylül 1995’te yapılan olağan kurultayda, yeniden genel başkan seçildi.
30 Ekim 1995’te DYP-CHP koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini yaptı. Baykal, bu koalisyonu “erken seçim” şartı ile kabul etmişti. Türkiye, 24 Aralık 1995’te yeniden erken seçimlere gitti.
24 Aralık 1995’te milletvekili seçimlerinde yeniden Antalya milletvekili oldu. ANAP-DYP koalisyon hükümetinin kurulmasıyla bu görevlerden ayrıldı.
CHP 27. Olağan Kurultayı’na üçüncü kez genel başkanlığa seçildi. 18 Nisan 1999’da partisi ve Deniz Baykal ilk kez seçim sonuçlarıyla parlamento dışında kaldı. Seçim sonucu 22 Nisan 1999’ta istifa etti. 30 Eylül 2000’de Ankara’da toplanan partisinin olağanüstü kurultayı ile yeniden genel başkan oldu. CHP, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde yüzde 19,4 oyla 177 milletvekili kazandı. Baykal da yeniden milletvekili seçildi.
Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasına desteği
AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde CHP’nin oyu yüzde 19.4’te kaldı. Baykal, 22. dönemde TBMM’de ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak görev yaptı. Baykal’ın genel başkanlığındaki CHP, o dönem siyasi yasaklı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin önündeki engelin kaldırılması için yapılan anayasa değişikliği düzenlemesine destek verdi. Bu destekle, AKP’nin o dönem genel başkanı olan Erdoğan’ın başbakanlık ve cumhurbaşkanlığa uzanan yolunun önü açılmış oldu. Baykal’ın AKP ile pazarlık yaptığı iddiaları sıkça gündeme geldi.
Baykal iddialara karşı şu savunmayı yapmıştı:
“İnancımızın, anlayışımızın gereği olarak demokrasi ve hukuk açısından çarpık tabloyu değiştirmek için tamamen kendi inisiyatifimizle, kendi girişimimizle hiçbir müzakere yapmadan harekete geçtik.”
Gizli kamera görüntüleri ve istifasına giden süreç
Baykal, 2007 genel seçimlerine CHP genel başkanı olarak girdi. Seçimde, CHP 20.8 oy aldı. Baykal, başarısızlık eleştirilerini kabul etmedi. 2008’de yeniden genel başkan seçildi. Böylelikle Baykal, kesintilerle 15 yılın üzerinde genel başkanlık görevini yürütmüş oldu. Baykal, 10 Mayıs 2010’da hakkında gündeme gelen gizli kamera görüntülerine meydan okumak için istifa ettiğini açıkladı.
CHP’liler, gizli kamera görüntülerinin Baykal’ın özel hayatını ilgilendirdiği savunmasını yaptı. Baykal ise kendisine “komplo” kurulduğunu iddia etti. Recep Tayyip Erdoğan görüntülere ilişkin, “Bu özel değil, genel genel…” demişti.
İstifasının ardından siyasi yaşamı ve hastalığı
İstifasının ardından genel başkanlığa Kemal Kılıçdaroğlu seçildi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamadı. 7 Haziran seçimlerinden iki gün sonra Erdoğan ile Baykal görüştü. Baykal, TBMM’nin “en yaşlı üyesi” sıfatıyla 25. dönem oturumunu açtı. Bu dönemde, CHP tarafından TBMM Başkan adayı gösterildi ancak İsmet Yılmaz Meclis Başkanı seçildi. Baykal, Yılmaz seçilene kadar Meclis Başkanlığına vekalet etti.
Hastalığı
Baykal, 2017 yılında kısmi felç geçirdi ve tedavi için dört aylığına Almanya’ya gitti. 24 Haziran 2018 seçimlerinde de CHP’den Antalya milletvekili seçildi ancak sağlık sorunları nedeniyle sekiz ay sonra Meclis kürsüsünde yemin edebildi.Tekerlekli sandalye ile kürsüye gelen Baykal, doktor oğlu Prof. Ataç Baykal’ın kablosuz kulaklıktan okuduğu yemin metnini tekrarlayarak ant içti. 21 Şubat 2019, Baykal’ın yıllarını geçirdiği Meclis’e son kez ziyaret ettiği tarih oldu.Kürsüye çıktığı sırada tüm milletvekilleri Baykal’ı ayakta alkışlarken eşi Olcay Baykal, gözyaşlarına hakim olamadı. Uzun süredir sağlık sorunları ile mücadele eden Baykal, Ankara’daki evinde tedavi görüyordu.
Erdoğan’ın hastanede ziyaret etmesi ve Korkmaz Karaca iddiaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017’de Deniz Baykal’ı hastanede ziyaret etti ve sağlık durumuna ilişkin bilgi aldı. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politika Kurulu üyesi ve AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Korkmaz Karaca’nın bu görüşmeyi planladığını söyledi. Peker, Baykal’ın gizli kamera görüntülerinin ardından Karaca’nın “eline düştüğünü” ve bu yolla zenginleştiğini söyledi. İddiaya göre, Karaca, Baykal’a danışmanlık yaptı.
Peker, şunları söyledi:
“Bunun (Korkmaz Karaca) benle görüşmek istemesinin sebebi, Deniz Baykal’a getirdiği kızlardan birinin ailesinin haberi olmuş. Bu konuda Antalya’daki bu aileyle görüşmem için en yakınlarımı araya koyup bana ulaşmak istedi (Kızın ve ailesinin adını vermemiz doğru olmaz). Tabi ki ben böyle bir namussuzluğun parçası olmadım.
Deniz Baykal bu durumdan haberi olduğu için bunun eline düştü. Tabi ki Sayın Cumhurbaşkanıyla Deniz Baykal’ın hastanedeki görüşmesini, Hasan Doğan üzerinden koordine eden Korkmaz Karaca’dır. Sonraki yükselişini zaten tüm Türkiye biliyor.”
Baykal, avukatı aracılığıyla açıklama yaparak iddiaları yalanladı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Müvekkil Deniz Baykal ile yapılan görüşmede, Korkmaz Karaca’nın hiçbir zaman kendisinin danışmanlığını yapmadığını; Korkmaz Karaca’nın Antalya’da veya başka bir yerde hiçbir bayanı, kendisi ile bir araya getirip tanıştırmadığını, böyle bir olayın söz konusu olmadığını; Korkmaz Karaca’nın, kendisinin genel başkanlıktan ayrıldıktan sonra ilk Kurultay’da Parti Meclisine girdiğini ifade etmiştir. Deniz Baykal’a yapılan saldırılar, siyasi düşünce ve çizgisine yapılan bu düşünceyi yok etmeyi amaçlayan saldırılardan başka bir şey değildir”