Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Afet planları, yönetici kadroları, azalan bütçesi ve personeli: AFAD bu depreme ne kadar hazırdı?

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen iki büyük depremin ardından can kayıpları artmaya devam ediyor. Büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından, arama kurtarma ve koordinasyon noktasında, afet ve acil durumlarda yetkili kurum olan AFAD’ın bu büyüklükte bir depreme hazır olup olmadığı tartışılıyor. İlahiyatçı, bakan akrabası yöneticileriyle, 2023’te azaltılan bütçesiyle, depreme hazır olduğu iddiasındaki afet planlarıyla AFAD’ı inceledik. 

Kahramanmaraş depremleri hakkında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) paylaştığı son basın bültenine göre, 11 Şubat saat 19.30 itibariyle, kimliği tespit edilen can kayıpları 22 bin 327’ye ve depremden kurtulan yaralılar 80 bin 278’e yükseldi. Paylaşılan resmi istatistiklere, kimliği tespit edilemeyen cenazeler dahil edilmiyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise gece geç saatlerde depremlerde 24 bin 617 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 32 bin 484 arama kurtarma personelinin görev yaptığı açıklandı. AFAD, Emniyet, Jandarma, MSB, UMKE, Ambulans Ekipleri, Gönüllüler, Yerel Güvenlik ve Yerel Destek Ekipleri’nden görevlendirilen saha personeli ile birlikte bölgede görev yapan toplam personelin 218 bin 417 kişiye ulaştığı paylaşıldı.

Geçen altı günün ardından, enkazın altında hâlâ binlerce insan olduğu düşünülürken, gerekli tedbirlerin alınmaması, resmi kurumların hızlı müdahale etmemesi, koordinasyonsuzluk nedeniyle can kaybının arttığı da tartışılıyor. Deprem riski yüksek olan Türkiye’de, afetlerle mücadelede tek adres haline getirilmek istenen AFAD ve Türkiye’nin bu depreme hazır olup olmadığını araştırdık.

Erdoğan, “Hamdolsun artık ‘Nerede bu devlet’ feryadını duymuyoruz” demişti

12 Kasım 2022’de Türkiye genelinde bir deprem tatbikatı olmuş ve AFAD cep telefonlarına uyarılar göndermişti. Uyarının herkese gitmediği ve bu tatbikatının ne işe yarayacağı tartışılırken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, tatbikatla ilgili bir video mesaj yayınlamıştı. Erdoğan, üç ay önce şöyle konuşmuştu:

Depremin yaşanmasını engellemek mümkün değildir ama can ve mal kayıplarının önüne geçecek tedbirleri almak bizim elimizdedir. Geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden çıkardığımız dersler ışığında yaptığımız hazırlıklarla hamdolsun artık hiçbir afette vatandaşlarımızın ’Nerede bu devlet?’ diyen feryadını duymuyoruz. Bu çerçevede AFAD bünyesinde oluşturduğumuz Bütünleşik Afet Yönetim Stratejimiz, afet öncesi hazırlık ve risk azaltma, afet anında müdahale, afet sonrası iyileştirme olmak üzere üç kademeden oluşmaktadır. Afet öncesi hazırlık ve risk azaltma çalışmaları kapsamında toplu konut ve kentsel dönüşüm projeleri ile şehirlerimizi afete karşı dirençli hale getiriyoruz.

OKU: Türkiye’de ülke genelinde ilk deprem tatbikatı düzenlendi: Bazı vatandaşlara AFAD’ın bilgilendirmesi ulaşmadı

OKU: AKUT kurucusu Nasuh Mahruki Medyascope’a konuştu: “Kurtarabileceklerimizin tamamını kurtaramadık”

Afetle mücadele ve müdahalede neden tek adres olarak AFAD gösteriliyor?

AFAD, kamu kurum ve kuruluşları ile iktidarın, deprem sonrasında yapılacak çalışmalar, bağışlar ve organizasyon için adres gösterdiği tek kurum. Öyle ki, depremden kurtulan yurttaşlar için yapılacak bağışların, ödenecek vergilerden düşülmesi kararı bile yalnızca AFAD’a yapılan bağışlar için geçerli. 

AFAD, afetlerle ilgili pek çok kurum kapatılarak, “Eşgüdüm sağlanması gereken kurumların afetlerle ilgili yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması ihtiyacı afet ve acil durumlarda yetki ve koordinasyonun tek bir elde toplanmasını zaruri kılmıştır” denilerek, 2009 yılında kuruldu. AFAD’ın kuruluşuna, 1999 depremindeki koordinasyonsuzluk gerekçe gösterildi. Bunun için İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü kapatıldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra, 15 Temmuz 2018’de AFAD, İçişleri Bakanlığı’na bağlandı.

Afet ve acil durumlara ilişkin tek yetkili kurumun olduğu kurumsal sitesinde de sıklıkla vurgulanırken, “Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi” olarak adlandırılan model ile, önceliğin ‘‘Kriz Yönetimi’’nden ‘‘Risk Yönetimi’’ne verildiği belirtiliyor

AFAD, afetlere hazır mı?

2014 yılında hazırlanan Türkiye Afet Müdahale Planı’nın (TAMP), AFAD koordinasyonun, “Türkiye’de yaşanabilecek her tür ve ölçekteki afet ve acil durumlara etkin müdahale için görev alacak kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve gerçek kişileri” kapsayacak şekilde, entegre planlama yaklaşımıyla kurgulandığı belirtiliyor. TAMP ile Türkiye’nin afetlere ve acil durumlara daha hazır olduğu vurgulanıyor. 

2019-2023 Strateji Planı’na göre 2018 itibariyle AFAD’ın merkezinde 706, taşra teşkilatında 5 bin 348 personeli var. Taşra personelinin yaklaşık bin 800’ü arama ve kurtarma teknisyeni olarak istihdam ediliyor. 

AFAD’ın tartışılan yönetim kadrosu

AFAD’ın yönetim kadrosu da eleştirilerin odağında ve “liyakat” tartışmalarına konu oluyor. 2012-2016 arasında görev alıp, en uzun süre AFAD Başkanı olan kişi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay. Depremin 15’inci saatinde “Ulaşılamayan bir bölgemiz yok” sözleri hafızalara kazınan Yunus Sezer ise, Kırıkkale Valisi olarak görev yaparken, 11 Eylül 2021’de AFAD Başkanı olarak atandı. 

AFAD’ın yönetici kadrosu 11 Ocak 2023 tarihli Resmi Gazete ile tamamlandı. Başkan Yardımcılığı’na getirilen Uğur Sezer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ankara-Çubuk’ta, şehit cenazesinde saldırıya uğradığı dönemde Çubuk Kaymakamı olmasıyla tanınıyor. 

AFAD Barınma ve Yapım İşleri Genel Müdürlüğü’ne atanan Ahmet Nehar Poçan ise, bu görevden önce Emniyet Genel Müdürlüğü İnşaat ve Emlak Dairesi’nde daire başkanıydı. Poçan’ın dikkat çekici bir diğer özelliği ise Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un eniştesi olması.

İlahiyat Fakültesi mezunu olan ve 2018 yılına kadar Türkiye Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan İsmail Palakoğlu, 15 Mart 2018’de AFAD Başkan Yardımcılığı’na, 11 Ocak 2023’te ise Afetlere Müdahale Genel Müdürlüğü’ne atandı. AFAD görevlileri, enkazdan vatandaşları sağ çıkarmayı başardıklarında tekbir getirirken, Afetlere Müdahale Genel Müdürü olarak atanan Palakoğlu’nun özgeçmişinde, daha önce afetlerle ilgili herhangi bir kayıt bulunmuyor.

AFAD bütçesi 2023’te yüzde 32 azaldı

2022 yılı ek bütçesiyle birlikte AFAD için, 11 milyar 867 milyon 417 bin TL ayrıldı. 2023 bütçesinde ise AFAD bütçesi yüzde 32 azaltılarak 8 milyar 75 milyon 405 bin TL’ye geriledi. Bütçedeki payı sıklıkla eleştirilen Diyanet İşleri Başkanlığı’na 2023’te ayrılan 36 milyar TL’lik bütçe, AFAD bütçesinin dört katından daha fazla. 

Ne oldu deprem vergilerine?

Kayıplarla sonuçlanan her depremden sonra,1999 Marmara Depremi’nden sonra yürürlüğe konan ve deprem vergisi olarak bilinen Özel iletişim Vergisi ile toplanan paralara ne olduğu da tartışılıyor. 2011 Van Depremi’nden sonra deprem vergilerinin nereye gittiğini soran gazetecilere, dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Sağlığımıza gidiyor, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor” yanıtı hâlâ akıllarda.

Yapılan hesaplamalara göre, 2000-2022 yılları arasında toplanan 88 milyar TL’lik Özel İletişim Vergisi, toplandığı dönemlerin ortalama dolar kuruna göre 38,4 milyar dolar ediyor. Öte yandan, Özel İletişim Vergisi’nden 2022 yılında 9 milyar TL elde edilmesi öngörülüyordu. 2023 bütçesinde ise yüzde 123 olan Yeniden Değerleme Oranı da Özel İletişim Vergisi’ne uygulandı ve gelir beklentisi 20 milyar TL’ye çıktı.

Uzmanlar neden uyardı?

Uzmanların büyük bir deprem olabileceği konusunda uzun süredir uyardığı Doğu Anadolu Fay Hattı’nda 27 Haziran 1998’de Adana-Ceyhan meydana gelen, 6,2 büyüklüğündeki deprem 145 kişinin ölümüne neden olmuştu. 1 Mayıs 2003’te Bingöl’de meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremde, 176 kişinin öldüğü kaydedildi. 2010 ve 2020’de Elazığ’da meydana gelen 6,0 ve 6,8 büyüklüğündeki depremlerde ise, iki depremde de 41 kişinin öldüğü açıklandı.

Bilim Akademisi üyesi, Prof. Dr. Naci Görür, 2020 Elazığ depreminden sonra uyardığını ve “‘Bundan sonraki depremler için hedef haline Çelikhan, Sincik, Kahramanmaraş, Türkoğlu bölgesi girmiştir, bu bölgelere dikkat edin” dediğini aktarmıştı. 

Doç. Dr. Bülent Özmen: “AFAD ‘hazırdı’ desek bile durum ortada”

Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, Kahramanmaraş depremlerinden sonraki müdahaleleri Medyascope’a değerlendirdi. Uzmanlar, Elazığ depreminin ardından özellikle Kahramanmaraş’ta meydana gelebilecek bir deprem için uyarırken AFAD’ın personeli, ekipmanları ve planları ile yeterince hazır olmadığı konusunda Özmen şöyle konuştu: 

Ne kadar ‘hazırdı’ desek bile, bu depremlerden sonra ortaya çıkan durum ortada. Çok ender görülen bir olayla karşı karşıyayız, AFAD’ı sorgulamadan önce onu da düşünmek lazım. Dokuz saat arayla 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremle bölgenin sarsılması beklenen bir durum değildi. Neredeyse 350 kilometre uzunluğunda bir yüzey kırığına neden oldu. Bu fay hattına yakın olan yerlerde de yıkım oranı çok ciddi şekilde artmış oldu. Bir de depremin birinin gece, herkes uykudayken meydana gelmesi de deprem çalışmalarında en istenilmeyen durumdur. Bu can kaybını artırıcı bir olaydır. Bunların üstüne hava şartları nedeniyle yollar kapandı, Hatay Havalimanı pisti zarar gördü. Bu depremler neticesinde 6 bin 500’e yakın bina yıkıldı. Depremden sonra arama kurtarma çalışmalarının yıkılan bütün binalara ulaşması gerekiyor. İlk etapta da bunun olması mümkün değil, bir binada en azından 15-20 kişilik, bu konuda profesyonel, ciddi eğitimlerden geçmiş arama-kurtarma ekibinin ve alet-edevat olması gerekiyor.

“Yasa, yönetmelik çıkarmada iyiyiz, uygulanırken sıkıntılar oluyor”

Biz plan konusunda, yasa-yönetmelik çıkarma konusunda iyiyiz. Bunları uygularken sıkıntılar olabiliyor. Örneğin Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ve İl Müdahale Planları hazırlanmıştır AFAD tarafından. Her ilin kendine özgü müdahale planı vardır. Bunu yanı sıra 2021 yılı sonu itibariyle her il için de İl Afet Risk Azaltma Planları hazırlandı. Bir afet olmadan önce yapılması gereken bütün çalışmalar bunlarla belirleniyordu. Bir yandan da deprem tehlike haritamız, bina deprem yönetmeliğimiz ve zemin temel etüt formatımız yürürlükte. Yapı denetim sistemi var, belediyelerde. Kontrol mekanizması var ama bütün bu var olanlara rağmen, özellikle yıkılan binaları kabul etmek mümkün değil. Bunlar herhangi bir mühendislik hizmeti almış ve kurallara uygun bir şekilde yapılmış, denetlenmiş olsa, iki büyük depremle sarsılsa bile yıkılması, göçmesi mümkün değil. Tamamen birilerinde kusur var, bu atmosferi atlattıktan sonra kim yapmış, nerede kusur var diye sorgulamakta da fayda var.

“İnsanların ‘Buraya kimse gelmedi’ yakarışlarını dinlemiş olduk”

Ulusal ve uluslararası ölçekteki arama kurtarma ekiplerinin ve madencilerin deprem bölgesine ulaştırılmasında geç kalındığını vurgulayan Özmen, “Başta Türkiye’deki ulusal kapasite olmak üzere, bu arama kurtarmayla ilgili yerlere, gerektiği zamanda ulaşılamadı. İnsanların ‘Buraya kimse gelmedi’ yakarışlarını dinlemiş olduk” diye konuştu. Özmen, altıncı günde AFAD’ın açıkladığı sahadaki kamu görevlisi ve AFAD gönüllülerinin yaklaşık 220 bin olmasına rağmen, hâlâ girilmeyen sokaklar olmasının normal kabul edilemeyeceğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: 

Sahada olan personelin hepsinin görevi ayrıdır. İnsan canı en önemlisi olduğu için bütün işi gücü bırakıp, en yoğun şekilde insan canını kurtarmaya odaklanılması gerekiyordu. Oraya herhangi birisi gönüllü gitse, bu konudan anlamıyorsa, bir de alet edevatı olmazsa bir şey yapamaz. Vatandaş enkazda, yüzeysel yerlerde kalanları kendi kendine çıkarıyor ama daha kaldırılması, girilmesi mümkün olmayan yerlere kimse giremiyor. Dolayısıyla sahadaki kişiler içinde, arama kurtarma çalışmalarındaki başarı için bu düzeydeki insanların sayısı önemli.

“11 ilde Afet ve Acil Durum Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü var”

Zaten 11 ilde, AFAD’a bağlı Afet ve Acil Durum Arama Kurtarma Birlik Müdürlükleri var. Adana ve Diyarbakır’da da var ama etrafındaki bütün illere yardım edecek şekilde bunlar örgütlenmiştir. Daha çok bu işler, gönüllü sivil toplum örgütlerinin katkısıyla yürüyor. Arama kurtarma çalışmaları için personele çok sık aralıklarla ihtiyaç duyulmadığı için, her birlik müdürlüğündeki 100-150 kişilik ekiplerle hareket ediliyor.

“Asker ve polis daha etkin görev alabilirdi”

Deprem sonrasında, en çok tartışılan konulardan biri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) arama kurtarma çalışmalarına katılmaması oldu. 1999 Marmara Depremi’nin olduğu gün bölgeye 34 bin asker sevk edilirken, 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük depremden bir gün sonra yalnızca 3 bin 500 askerin sahada olması tepkilere yol açtı. Özmen, bu konuya ilişkin “17 Ağustos Depremi’nde de yaşadık, asker sahada çok etkin bir şekilde çalışmıştı. Daha çok askerin görev alması yararlı olabilirdi. Polis Arama Kurtarma (PAK) ekibi de daha etkin bir şekilde görev alabilirdi” diye konuştu.

“AFAD ekipmanları INSARAG sertifikasına sahip”

Özmen şöyle devam etti:

Birleşmiş Milletler çatısı altında International Search and Rescue Advisory Group (INSARAG – Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu) var. Arama kurtarma ekipmanları için buradan sertifika aldığınız anda, artık uluslararası anlamda kabul gören bir arama kurtarmacı oluyorsunuz. Bildiğim kadarıyla AFAD’ın çoğu birlik müdürlüğü bu INSARAG sertifikasını aldı, o standarda sahip.Yurtdışından gelen ekiplerin ekipmanlarının daha sağlam olduğu söylemi gerçeği yansıtmıyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.