Adıyaman’daki üçüncü günümüzde merkeze uzak beldelere gittik. Merkezde hayatını kaybedenler çok daha fazla olsa da beldelerde yıkım ve yardım konusunda durum çok daha vahim. Depremin üzerinden 12 gün geçmesine rağmen yardım henüz ulaşmamış. Köylüler hâlâ kalacak yer ve ısınma sorunu yaşıyorlar.
Adıyaman’daki üçüncü günümüzde merkezden uzaklaşıp ve Gölbaşı ilçesine gidiyoruz. İlçeye gittiğimizde konuştuğumuz vatandaşlar, elektriğin olduğunu ancak suyun olmadığını söylüyorlar. Depremin vurduğu pek çok ilde olduğu gibi yol kenarında evlerin yanlarına kurulu çadırlar, çadırların yanında yanan ateşler görüyoruz.
Gölbaşı 1 Nisan Bulvarı’ndaki bir bina dikkatimizi çekiyor. Kayı Apartmanı, temelden ayrılıp tek parça halinde arkadaki binaya doğru yatmış. Arkadaki binada hasar olmasına rağmen tamamen enkaz altında değil. Bu binayı görenler, “Girilmez” yazısına rağmen yol kenarında durup binanın fotoğrafını çekiyor.
Kayı Apartmanı, Pazarcık merkezli depremde değil, Elbistan merkezli depremde temelden ayrıldığı için can kaybı yaşanmadı. 1 Nisan Bulvarı’nda sadece binalar değil, yollar da hasar almış durumda. Binanın tam önündeki asfalt da depremde çatlamış.
Gölbaşı’ndan ayrılıp Harmanlı’ya gidiyoruz. Gölbaşı ilçesine bağlı bu belde, 13 km uzağımızda. Yolda giderken pek çok asfaltın yarıldığını hatta bazılarına bariyer çekildiğini fark ediyoruz. Bu beldenin tarihi de eskiye dayanıyor. 1560 yılından günümüze, 463 yıllık bir tarihi vardı. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü bu belde, depremde yok oldu. Beldeye ilk girdiğimizde yıkılmış bir bina ile karşılaşıyoruz. Daha onun nasıl yıkıldığını anlamaya çalışırken, bir yamacın üzerindeki enkazı görüyoruz. Yamaçtaki tüm evler yıkılmış, tek sağlam olan yapı Atatürk heykeli.
2 bin nüfuslu bu beldede, 28 Şubat 1967’de belediye teşkilatı kuruldu. İki dönemdir de Ahmet Değirmenci belde belediye başkanlığını yürütüyor. Değirmenci ile beldeye ilk girdiğimizde karşılaşıyoruz. Değirmenci’nin bir eli alçıda, bir bacağı ise sargılı. Ancak medikal bir müdahale gibi gözükmüyor. Kendi imkanlarıyla, naylonlarla sarmış ayağını. Depremden kaçarken olduğunu söylüyor bize.
Köye elektrik üç gün sonra mahalle mahalle verilirken, su henüz gelmemiş. 2 bin nüfuslu beldede şu an hayatını kaybedenlerin sayısı 59. Bir kadın ise hâlâ enkaz altında.
“Ölülerden oy istemeye mi geliyorsunuz?”
Biraz daha yamaca doğru ilerliyoruz ve depremde eşini kaybeden İdris Bey ile karşılaşıyoruz. İdris Bey, üzüntüsünü yaşayamıyor, çok öfkeli. Eşini enkazdan yeğeninin çıkardığını, elbiseleriyle eşini defnettiğini söylüyor, yıkamadan. Yeğeni de AFAD gönüllüsü. İdris Bey, ilk günden bugüne arama kurtarma çalışmalarına gelinmediğini, belki gelselerdi eşinin yaşıyor olabileceğini söylüyor. Depremin üzerinden zaman geçtikten sonra milletvekillerinin beldeye geldiğini söyleyen İdris Bey, siyasileri kovduğunu belirtiyor ve isyan ederek ekliyor: “Ölülerden oy istemeye mi geliyorsunuz?”
İdris Bey’in iki kızı da var. Enkazdan sağlam eşyalarını çıkarmaya çalışıyorlar. Annelerinin yasını tutmadan kendilerine kalacak yer ayarlamak zorunda kalıyorlar. Tüm Adıyaman’da bu hava söz konusu. Depremde yakınlarını kaybedenler yaslarını tutamıyorlar.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
İdris Bey ile röportaj yaparken bir vatandaş daha geliyor yanımıza o da devletin ilk günden beri yardım için Harmanlı’ya uğramadığını söylüyor.
Biz tam beldeden ayrılacak iken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gölbaşı İlçe teşkilatı ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Harmanlı’ya geliyor. İlk başta Belediye Başkanı Ahmet Değirmenci’yi hasarlı Harmanlı Belediye Binası önünde ziyaret ediyor. Daha sonra da enkaz altında olan yamacın üst kısmındaki çadırlara gidiyor.
Özgür Özel ile yukarı çıktığımızda ağır bir koku ile karşılaşıyoruz ve çadırların da yardım ile gelmediğini anlıyoruz. Çadırlar yine halkın kendi çabalarıyla yaptığı naylon brandalar. Çadırları kurdukları alan da çamurlu. Orada Özel’den yardım isteyen ve “Kimse bize yardım etmiyor” diyen vatandaşın iki hayvanı depremde ölmüş.
Yurttaş, hayvanları defnedemediklerini ve bu ağır kokunun hayvanlardan geldiğini söylüyor. Özgür Özel ise ihtiyaçlarını soruyor ve not alıyor. Tekrar beldenin merkezine iniyoruz. Yukarıya doğru baktığımızda bir tarihin, insanları ve insanlığın yok olduğunu görüyoruz.
Dördüncü günümüzde ise rotamızı havaalanına ve hastanelere çevireceğiz.
