Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin ardından ara verilen Spor Toto Süper Lig, cumartesi günü oynanan erteleme karşılaşmaları ile başladı. Fenerbahçe’nin Konyaspor ile Beşiktaş’ın ise Antalyaspor ile oynadığı karşılaşmalarda, tribünlerden hükümete tepki vardı. Taraftarlar, “Hükümet istifa” sloganları attı.
Tezahüratlar üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Twitter hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Bahçeli: “Türkiyemiz son yüzyılın en büyük deprem felaketiyle mücadele halindeyken Fenerbahçe-Konyaspor futbol müsabakası sırasında tribünden istifa sloganlarının atılması sorumsuzluk ve şuursuzluktur”
Türkiye’miz son yüzyılın en büyük deprem felaketiyle mücadele halindeyken Fenerbahçe-Konyaspor futbol müsabakası esnasında trübünden istifa sloganlarının atılması sorumsuzluk ve şuursuzluktur.
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) February 26, 2023
Bahçeli aynı zamanda spor müsabakalarının seyircisiz oynanması çağrısı yaptı:
“Bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir. Milliyetçi Hareket Partisi konunun takipçisidir.”
Bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir. Milliyetçi Hareket Partisi konunun takipçisidir.
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) February 26, 2023
Spor yorumcusu Bağış Erten: “Tribünlerin hep beraber benzer şeyleri söyledikleri son dönem, ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ idi”
Tribünlerden yükselen “Hükümet istifa” sesleri, Türkiye gündemini belirlemiş durumda. Yaşanan gelişmeler ışığında Medyascope’tan Ali Macit, spor yorumcusu Bağış Erten ile bir röportaj gerçekleştirdi. Erten, gündemdeki konular ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Ali Macit: Simon Kuper’in bir sözü var, “Futbol asla sadece futbol değildir” diye. Futbol sadece futbol mudur; yoksa futboldan öte bir şey midir? Nasıl değerlendirirsiniz bu sözü?
Bağış Erten: O kitap yazılalı 30 seneyi aşkın bir zaman oldu. Kitabın içinde geçen bir cümleydi. Ancak Türkiye’de çok sık tekrarlanan bir kavram. Ve artık herhalde herkesin kanaati bu yöndedir. Futbol, hayatın birçok yönüne dokunabilen; popüler kültür alanından, siyasete, pek çok zeminde, pek çok düzeyde başka anlamları ve başka ifade biçimleri olan sosyolojik bir olguya doğru ilerleyen bir alan haline geldi. O yüzden “Futbol asla sadece futbol değildir” derken pek çok şeyden de bahsedebiliriz. Ancak bugünün gündem konusu tahmin ediyorum siyaset olduğu için siyasete değinmesini soruyorsunuz sanıyorum…
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Küçük harfle yazılan siyaset hayatın her alanında var. Sadece futbolun içine girmiş değil. Büyük harfle yazılan siyasetin tezahürleri de futbolun pek çok zamanında karşımıza çıkıyor tıpkı bu dönemde olduğu gibi. Asla “sadece futbol değildir” lafını, biz en çok böyle siyasetin futbolun içinde yer aldığı ya da futbolun bir siyasete müdahalesi olduğu zamanlarda hatırlıyoruz. Bu laf söyleneli on yıllar oldu. Her futbol tribünleri ve siyaset konuşulduğunda gündeme geliyor. Artık başka bir söyleme biçimi de bulacağız heralde. Futbol, başka pek çok alana temas ediyor ve bu temasın da tezahürleri oluyor. Bu da o günlerden biri.
Ali Macit: Bir soru yöneltmek istiyorum: Futbol, siyasetin yeri değil midir; yoksa siyasetin ta kendisi midir?
Bağış Erten: Siyaset, hayatın her alanına nüfuz eder. Okula gittiğinizde eğitim siyasetinden bahsedersiniz; maaşını çektiğinizde ekonomi olur adı. Politik denen şeyin dışarda bırakılabileceği bir alan yok. O yüzden futbol da siyasetin bir parçası. Ama gündelik siyasete müdahale etme aracı mıdır futbol? Aslında dünyanın pek çok yerinde bunu yapabiliyor. Türkiye de bu ülkelerden birisi konumunda. Gezi sürecinde bunun ne kadar önemli olduğunu gördük. Sadece ondan ibaret kalmadı; 3 Temmuz sürecinde de tribünler yeterince politikleşti. “Türkiye’de tribünler politikleşmesin” diye 12 Eylül Darbesinin yarattığı alan artık yok. Tribünler son derece politik yerler artık. Hatta şöyle oluyor: Baskı rejimlerinde eğer insanların bir araya gelip protesto yapabilecek alanları yoksa; tribünler bunun için iyi bir malzeme oluyor. Tarihe baktığınızda dünyanın pek çok yerinde bunu görürsünüz. Siyasetin üstüne bastığınızda; yanlardan bir yerlere kaçar. O kaçan yerlerden biri de futbol…
Ali Macit: Son olarak şunu sormak istiyorum: Beşiktaş taraftarı olsun, Fenerbahçe taraftarı olsun bu yaşanan deprem felaketinin ardından hükümeti istifaya çağırdılar. Ve çok ciddi bir protesto söz konusu. Hatta bunun üzerine bazı parti liderleri de mensubu olduğu takımlardan istifa ettiklerini duyurdular. Tribünlerde bu kadar fazla sesin yükselmesi ne anlama geliyor. Normal bir tepki mi bu? Çünkü Fenerbahçe taraftarları daha önce Trabzonspor ile yaşadığı sıkıntı sonrasında Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ı istifaya çağırmıştı. Ancak bu tepki sadece ekonomi ile alakalı değildi. Eğer öyle olsaydı diğer taraftarlar da benzer tepkileri verirdi. Bu seferki sanırım bu durumdan farklı. Tribünlerden yükselen istifa sesleri ne ifade ediyor?
Bağış Erten: Son deprem felaketinin ardından insanların burasına geldi. Ve neyi, nerede söyleyecekleri konusunda artık çok fazla tercihleri yok. Söyletmemeye, duymamaya, göstermemeye çalışan bir iktidara karşı her alanı da kullanacaklar. Tribünler de bu alanlardan bir tanesi. Tribünlerin hep beraber benzer şeyleri söyledikleri son dönem, “Her yer Taksim, her yer direniş” idi. Şimdi buna benzer şekilde ”Hükümet istifaya” döndü. Belki o dönemdekini daha politik bulabilirsiniz ama bu dönemdeki artık çok açık bir talep. Çünkü ortada çok ciddi bir sıkıntı var ve bu sıkıntının tezahürleri tabii ki tribünlere yansıyacak. Benim anlamadığım şey, bu durumu bir tahammülsüzlük olarak görmek. Ve bunun herhangi bir şekilde olmaması için; gerekirse seyircisiz oynama gibi baskılarda bulunmak. “Zaytung” (parodi haber sitesi) haberiydi sanırsam; “Futbol da online” oynansın şeklinde haber yapmışlardı. Artık zihniyetin, otoriterlik ile ilgili sınırı çok azalmış durumda. Ama tribünler insanların bir araya geldiği yerler. İnsanların bir araya geldiği yerlerde bunları duyacaklar. Bu da kaçınılmaz olacak. Sırf bu yüzden Arap Baharı sonrası pek çok Arap ülkesi tribünlerde seyircili maçı yasaklamıştı. Nitekim Devlet Bahçeli de onu öneriyor. Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu işin sorumluları ve takipçileri var. Ve öyle kolay kolay da bu takipten vazgeçmeyecekler.
“Hükümet istifa” tezahüratlarının anlattıklarını spor yorumcusu Bağış Erten yorumladı:
Röportaj: Ali Macit
Yazan: Kubilayhan Kavrazlı
Editör: Doğa Üründül