HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, Kobani Davası’ndaki son gelişmelere ilişkin parti genel merkezinde açıklama yaptı. Özdoğan, “Savcılık makamının mütalaası adeta iktidar partisinin ruh ve düşünce dünyasının tercümesi olmuştur“ diye konuştu.
“Davanın siyasi saikle yürüdüğünü gösteriyor”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yargılanan HDP milletvekillerinin siyasi ifade özgürlüklerini kullandıkları için susturulmak ve cezalandırılmak amacıyla tutuklandığını tespit ettiğini vurgulayan Özdoğan, “Mahkeme aynı zamanda, başvurucuları kriminalize etmek amacıyla kullanılan ceza yasalarının uluslararası makamların keyfi müdahalesine karşı yeterli koruma sağlamadığını tespit etti” diye kaydetti. Özdoğan, “AİHM Büyük Daire, Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararını Figen Yüksekdağ hakkında da tekrar etti. Bu karar neden önemli, çünkü davanın tümüyle hukuksuz ve dayanaksız olduğunu ve siyasi saikle yürüdüğünü gösteriyor” diye konuştu.
Ttüm yargılananların serbest bırakılması gerekirdi“
Özdoğan’ın açıklamasında öne çıkan başlıklar ise şöyle:
“Bu karar Kobani davası öncesi mahkeme heyetine sunulmuştur ve mahkeme heyetine de duruşmada yeniden açıklanmıştır. Hukuka uygun işleyen bir yargı sürecinde bu aşamada AİHM’nin kesinleşen iki kararına göre tüm yargılananların serbest bırakılması, davanın düşürülmesi gerekirdi. Mahkeme bu konudaki talebimizi yine eski ezber gerekçeleri ile reddetmiştir.”
“Erdoğan, yargıya mesaj vermeye devam etmiştir”
İktidarın seçim çalışmalarını mahkeme salonlarına taşıdığını söyleyen Özdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yakın zamanda partimize yönelik siyasi lincin devamı niteliğindeki HDP kapatma davasının görüldüğü Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından aranarak baskı altına alınmaya çalışıldığı ortaya çıkmıştır. 5 Nisan’da da Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Demirtaş hüküm giymesi gerekirken henüz hükmünü almadı, asıl hüküm giydiğinde o zaman bunları konuşamayacak’ sözlerini sarf ederek yargıya mesaj vermeye devam etmiştir. Deprem felaketinin yaşandığı 6 Şubat günü dahi duruşma yapmaya çalışan mahkeme heyeti, kendince kaybettiği zamanı telafi etmek ve siyasetin takvimine yetişebilmek adına bu periyottaki duruşmada en faşizan dönemlerde dahi görülemeyecek şekilde hukuku ruhen de şeklen de ayaklar altında alan bir pratik sergilemiştir.”
“Mahkeme adil ve tarafsız bir yargılamanın hiçbir unsuruna yer vermedi“
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Mahkeme heyetinin hasmane bir tutum sergilediğini söyleyen Özdoğan “Yargılananlara ve savunma avukatlarına yönelik tarafgir bir tutum içinde olduğunu gösterdi. Adil ve tarafsız bir yargılamanın hiçbir unsuruna yer vermedi” diye konuştu.
“Mütalaa adeta iktidar partisinin ruh ve düşünce dünyasının tercümesi olmuştur”
Özdoğan mütalaanın boş salonlara okunduğunu belirtti ve “Tahminimizce 4-5 bin sayfayı bulan bir mütalaayı 13 sayfada özetlemiştir. Savcılık makamının mütalaası adeta iktidar partisinin ruh ve düşünce dünyasının tercümesi olmuştur. Müvekkillerimize siyasi faaliyetleri nedeniyle müebbet hapis cezaları istenmiş, tutuksuz yargılananların tutuklanması talep edilmiş, savunma ve sorgu hakları için aylardır gösterdiğimiz çabamızı ve mesleğimizi ifa etme çabamızı örgütsel tavır olarak değerlendirmiştir” dedi.
“Savcılık basına özel mütalaa özeti ve bilgi notu paylaştı”
Özdoğan sözlerini şöyle noktaladı:
“Seçim sürecinin en büyük manipülasyon aracı olması beklenen bu mütalaa, savunmanlara ve yargılananlara iletilmeden önce dün akşam basına özel özetinin ve bilgi notunun hazırlandığını da kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Savcılık makamı kamu adına, bu ülkenin halkları adına değil mevcut iktidar partisi adına hareket ettiğini her işlem ve eylemiyle açık etmekten çekinmemiştir. AKP-MHP iktidarı kendi geleceğini partimize, vekillerimize ve üyelerimize yönelik yürüttüğü kumpas davalarına bağlamıştır. Goebbelsvari propaganda yöntemlerine karnımız toktur. Mahkeme heyetini de bundan kaçınmaya davet ediyoruz. Dava 3 Temmuz’a bırakılmıştır. Savcılık makamı dün itibariyle mütalaasının özetini kamuoyuyla paylaşmıştır ama bizimle paylaşmamıştır. Öncelikle kamuoyuna, basına servis etmiştir. Müvekkillerimizin, siyasetçilerimizin, geçmiş dönem eş genel başkanlarımızın, vekillerimizin haksız ve hukuka aykırı olarak tutuklanmaya devam etmeleri, serbest seçim hakkının ihlali olduğu gibi, AKP-MHP iktidarının kendisini sürdürmesinin garantisi haline gelmiştir. Bunu kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımız derhal tahliye edilmelidir.”