Kobani davasında savcı savunmalar bitmeden mütalaasını açıklamaya başladı | Av. Nuray Özdoğan: “Mahkemenin ajandası siyasetin ajandasıyla ortak gidiyor”

Eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasında, savunmalar bitmeden mütalaa açıklanmaya başlandı. Bunun üzerine sanıklar ve avukatlar duruşma salonunu terk etti. Savcı mütalaasını boş salonda okumaya başladı. HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Nuray Özdoğan, duruşma salonunda yaşananları Medyascope’a anlattı.

Sanıklar ve avukatlar salonu terk etti

Kobani davasına bugün (14 Nisan) Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda devam edildi. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunun siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya getirilirken, farklı cezaevinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasını, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de izledi. Savcı, mütalaasını okumaya başlayınca tutuklu siyasetçiler savunma yapmak istediklerini belirtti ancak mahkeme heyeti buna izin vermedi. Savunmalar tamamlanmadan mütalaa verilmesi üzerine sanıklar ve avukatlar duruşma salonunu terk etti.

Avukatların talepleri reddedildi

Medyascope’a konuşan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Nuray Özdoğan, dava dosyasına hâlâ deliller, müşteki ifadeleri ve yeni evrakların geldiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

Meslektaşlarım delillerin eksik ve yetersiz toplandığı, müvekkilerin lehlerine olan delillerin toplanmadığına ilişkin ayrıntılı taleplerde bulundu.Mahkeme tüm bunları reddetti. Savunmasını vermemiş kişiler var dosyada. Uzunca bir süre sorguya devam etti mahkeme, son üç kişi kala sorguyu kesti.‘Ben artık burada kesiyorum. Mütalaaya veriyorum dosyayı’ dedi. Bugün de savunması tamamlanmamış, dosyaya gelen delilleri ve iddiaları değerlendirilmemiş Sebahat Tuncel’in de içinde olduğu yargılananların bir kısmı söz kurmak istediler. ‘Biz savunma vermek istiyoruz, sorgumuz bitsin istiyoruz, beyanlarımız var iddianameye karşı’ denildi. Ama mahkeme, ‘Geçen süre itibariyle zaten zamanınız vardı. Bunu zamanında yapmadınız ben bunu kabul etmiyorum’ dedi ve reddetti savunma taleplerini. Oysaki henüz tekemmül etmiş (son halini almış) bir dosya değil. Halihazırda hâlâ UYAP’ta her gün farklı evraklar giriyor dosyaya. Bir dosya ancak tekemmül ederse, tüm deliller toplanırsa mütalaaya verilebilir.”

Yargılananlara söz hakkı verilmedi

“Mahkeme bir seçim çalışması malzemesi toplamaya çalışıyor” diyen Özdoğan, heyetin avukatların duruşmaya yetişemediklerinde verdikleri mazeret dilekçelerini bile “protesto amaçlı” diyerek tutanağa geçirdiğini vurguladı:

Korkunç düşmanca bir tutanak ve ret kararları verdi. Bugün de bunu ısrarla sürdürdü. Salona girdiğimizde de yargılananlar söz istedi. Sabahat Hanım, Ayla Hanım, SEGBİS’teki Gültan Hanım, hepsi söz istedi. Çünkü bu ret kararına da söz kurma hakları var. Mahkeme hızlıca sözünü kesti herkesin, SEGBİS’lerini kapattı. Biz de söz talep ettik müvekkillerimiz adına ‘Müvekkillerimizin sözünü kesmeyin, dinleyin. Verdiğiniz ara kararlar hatalı, buna dair açıklama yapmalarına izin verin ‘dedik.”

“Seçim sürecine girildiği andan itibaren mahkemenin bu dosyayla ilgili karar çıkarma eğilimi vardı”

Mahkemenin yeni gelen ve birleşen dosyalarda hiç savunma alınmamasına rağmen “savunması alındı” diye “gerçekdışı” tutanak tuttuğunun belirten Özdoğan, buna itiraz ederek mahkemeyi uyardıklarını söyledi.

Mahkemenin yargılananlara söz hakkı vermeğini belirten Özdoğan, yaşananları şöyle anlattı: “Müvekkillerimiz, ‘Eğer bize bu duruşmada söz vermeyecekseniz biz salonu terk edeceğiz’ dedi. Mahkeme heyeti ise savcıya dönüp ısrarla ‘Mütalaanızı okuyun’ dedi. Müvekkillerimizle beraber biz de salondan çıkmak zorunda kaldık çünkü bize söz hakkı verilmeyen bir salonda yargılama faaliyeti yürümüyordur artık. Terk ederken de söyledik itirazlarımızı ancak tutanağa nasıl geçti, bilmiyoruz gerçekten. SEGBİS kaydını açmadığı için biz ancak sözlü ifade etmeye çalıştık ama zaten mahkemenin seçim sürecine girildiği anda bu dosyayla ilgili bir mütalaa ve sonra da bir karar çıkarma gibi bir eğilimi vardı.”

“Hukuk dışı bir süreç işliyor”

Mahkemenin seçim sürecine girildiği için hızlıca tüm talepleri reddettiğini söyleyen Özdoğan, “Delil toplamaktan vazgeçti. Yargılamayı sadece ceza verme amaçlı yürütüyor. Müvekkillerimiz de aynı eleştiriyi yaptı ‘Seçim malzemesi veriyorsunuz iktidara. İktidarın seçim çalışması alanına dönmüş bu salon. Dolayısıyla bu bir adil yargılanma değil’ diye eleştirilerini yönelttiler ama bunun ne kadarı mahkemenin kaydına geçti bilmiyoruz çünkü SEGBİS kapatıldığı anda bizim sözlerimiz ne yazık ki kayıtlara geçmiyor. Öyle hukuk dışı bir süreç işliyor” diye konuştu. 

Avukatlar savunmalar için iki-üç aylık süre talep edecek

İtirazlarını sözlü olarak iletemedikleri için UYAP sisteminden yazılı olarak mahkemeye sunacaklarını ve makul bir süre talep edeceklerini dile getiren Özdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Beklentimiz mahkemenin daha makul bir süre vermesi ama endişemiz seçime yakın bir tarih vermesi. Eğer ki mahkemenin derdi ceza kararı çıkarıp bunu seçim kürsülerinde kullandırtmak değilse bize mutlaka en az iki-üç aylık bir süre vermesi lazım çünkü kalabalık bir yargılama, çok fazla iddia var. Bir ajandaları var o da siyasetin ajandasıyla ortak gidiyor. Umarız ki itirazlarımız yargı mercilerinin, o kürsüdeki hâkimlerin dikkatini çeker. Belki bu tutumlarından vazgeçip daha adil bir yargılama yapma kaygısı taşırlar.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.