Ian Collins: “John Craxton bir tür zaman yolcusuydu”

Britanyalı ressam ve tasarımcı John Craxton’ın (1922-2009) Türkiye’deki ilk kişisel sergisi, 5 Nisan-23 Temmuz günleri arasında ziyaretçilerle buluşuyor. Craxton’ın biyografisinin yazarı ve arkadaşı Ian Collins’in küratörlüğünü üstlendiği “John Craxton: Işığın Peşinde” sergisi, sanatçının eserlerinden bir seçki sunuyor. Ian Collins ile Meşher’deki sergiyi konuştuk.


John Craxton’ın yaşamını ve eserlerini tanıtan Türkiye’deki ilk kişisel sergisinin küratörüsünüz. Ayı zamanda sanatçının yakın dostu ve biyografisinin yazarısınız. Bir dost olarak Craxton nasıl biriydi? Kişiliği eserlerine ne kadar yansıdı sizce?

John, hayatı boyunca keyif almak için yaşamıştı ve resimlerini de sadece zevk alabilmek için yapmıştı. Bir arkadaş olarak büyüleyici, çekici ve çok komikti. Anı yaşardı ama aynı zamanda harika bir hafızası vardı. Hikâye anlatmayı severdi ve her zaman çevresindeki herkesin kendisi kadar eğlendiğinden emin olmak isterdi. Eğlendirici ve aydınlatıcıydı, tıpkı sanatı gibi.

Craxton’ın biyografisini yazarken duygulandığınız anlar oldu mu? Craxton, eğer kendi biyografisini okuyabilseydi sizi nasıl eleştirirdi?

1948’den beri hayatı hakkındaki tüm kitapları yasaklamıştı ama 60 sene sonra sadece bana bu imkânı tanıdı. Beni duygulandıran şey, onun bu büyülü hikâyesinin kolayca kaybolabileceğiydi. John, 2009’da öldü ve ben bu biyografi yayımlandığı zaman cennetten bir yıldırımın kafama düşmesini umdum. Şu ana kadar her şey yolunda.

Craxton sergisinin küratörlüğünü yaptığınızı görseydi size ne derdi?

Resimlerini anlamak, zevkini çıkarmak ve çok fazla yorumla araya girmemek için sadece açık gözlere ve zihinlere ihtiyaç olduğunu söylerdi. İnsanlarla konuşmayı severdi ve resimlerinin doğrudan herkesle konuşmasını isterdi.

Serginin küratörü Ian Collins

Sergi daha önce nisan ayında düzenlenen turların gördüğü yoğun ilgi nedeniyle tekrarlanmıştı. Mayıs ayında da gerçekleşecek sergi turlarında ziyaretçileri neler bekliyor?

Rehberlik turları vermeyi, hayatın ve sanatın nasıl bir bütün olduğunu anlatmayı seviyorum. Ancak John işi konusunda ciddi biriydi ama kendisi hakkında hiç de ciddi biri sayılmazdı. Çok eğlenceli biriydi.

Sergide ziyaretçilerle beraber yaptığınız turlarda gelen tepkiler nasıl?

Bu, Türkiye’deki ilk John Craxton gösterisi ve Ömer Koç koleksiyonundan 44 eser sayesinde şimdiye kadarki en büyüğü. Daha çok bir giriş niteliğinde ve Türk sanatsever kitlesini ilk yapıtlarındaki karanlıktan Ege’nin aydınlığına ve rengine geçiş sürecini fazlasıyla yansıttığını düşünüyorum.

Sergide Craxton’ın eserlerinden sizin en çok ilginizi çeken hangisi?

En sevdiğim parça “Still Life with Three Sailors”, en son Ömer Koç koleksiyonuna eklenen ve John Craxton’ın yaptığı en iyi resimlerden biri. Bu, yaşam ve ışık üzerine bir çalışma, aynı zamanda mitolojiyi de yansıtan modern bir sahne sunuyor bize. Ve son derece neşeli. John, dünyadaki en iyi sesin yemek yerken konuşan ve gülen arkadaşlar olduğunu söylerdi.

Craxton’ın çocukluğu göçebe bir halde geçmiş ve ilerleyen senelerinde de birçok yere gitmiş. Bu göçebe hayatı onun sanat anlayışını nasıl etkiledi?

Çok erken yaşlardan itibaren sanatta ve yaşamda bir yolcuydu. Tüm Britanya’yı dolaştı ve 16 yaşına geldiğinde Paris’e taşındı. Ama her zaman Akdeniz’e karşı özel bir sevgisi vardı. Kendini Ege adalarında buldu ve kendisine “Arkadyalı” dedi. Bakış açısı aynı resim içinde antik ve modern arasında gidip geldi. Bu yüzden Craxton tam da bir tür zaman yolcusu sayılabilirdi.

Savaştan sonra İstanbul’a da yolu düşen Craxton hiç size İstanbul’u nasıl bulduğundan bahsetti mi?

1949’da İstanbul’a -bir milyondan az nüfusa sahip bir şehre- ilk ziyaretinin bir mucize olduğunu söyledi. Binlerce yılda birleşen tüm kültürel katmanlara ve özellikle Bizans mozaiklerine hayrandı. Sokak hayatını, insanlarının sıcaklığını ve dünyanın en iyi yemeklerini tattığını söylemişti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.