Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

COVID-19 izinli hükümlüler cezaevine dönmeyecek | Kadın dernekleri: “Devlet kendine karşı işlenen suçları affetmiyor, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçları affediyor”

COVID-19 iznindeki hükümlülerden, denetimli serbestliğe ayrılmalarına beş yıl veya daha az süre kalanlar 31 Temmuz itibariyle tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan sürelerini denetimli serbestlik altında infaz edecek. Kadın ve çocuk dernekleri bu uygulamaya, “Şiddet ve istismar uygulanmaya devam ediyor” gerekçesiyle karşı çıkıyor.

Denetimli serbeslik uygulamasıyla pandemi döneminde cezaevinden çıkarılan kişilerin tekrar cezaevlerine girmemesini sağlayan düzenlenmeye ilişkin Medyascope’a değerlendirmede bulunan TKDF Başkanı Canan Güllü, “COVID -19 döneminde çıkanlar da hâlâ dışarıda şiddet ve istismar uyguluyorlardı, yanlış bir karar” dedi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Volkan Berber de, “Gerek iktidar gerekse iktidar ortakları kendi yandaşları olan mafyalara, suçlulara peşkeş çekiyor” diye konuştu.

Avrupa Konseyi’nin Hapishane Nüfusuna İlişkin Yıllık Ceza İstatistikleri (SPACE I) 2022 raporuna göre Türkiye’de 303 bin 945 mahkum bulunuyor. Türkiye’nin cezaevi kapasitesi ise 270 bin sekiz olarak kaydedildi.

TBMM’ye sunulan, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilen teklifin, Meclis tatile girmeden TBMM Genel Kurulu’nda ele alınarak yasalaşması bekleniyor. Düzenlemeye göre COVID-19 iznindeki hükümlülerden, denetimli serbestliğe ayrılmalarına beş yıl veya daha az süre kalanlar 31 Temmuz itibariyle tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan süreleri denetimli serbestlik altında infaz edilecek. Medyascope, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Volkan Berber’e şiddete maruz bırakılmış kadınların bu karardan nasıl etkileneceğini ve bu konu hakkında ne yapılması gerektiğini sordu. 

“Devlet eliyle diyor ki, ‘Geldiğin yerde kal. Şiddet uyguluyorsan uygulamana devam et”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, COVID-19 döneminde infaz affıyla çıkan mahkumların evlerine tekrar döndüklerini hatırlatarak “Evdekilerin hiç haberi olmamıştı. Aile Bakanlığı bu konuda yetersiz kalmıştı. Bu karar şimdi o sürecin devamlılığını sağlıyor. Devlet eliyle diyor ki, ‘Geldiğin yerde kal. Şiddet uyguluyorsan uygulamana devam et. İstismar yapıyorsan istismarına devam et.’ Açıkçası COVID -19 döneminde çıkanlar da hâlâ dışarıda şiddet ve istismar uyguluyorlardı, yanlış bir karar” diye değerlendirdi. 

“COVID dönemi dışında da hapishaneden çıkıp öldüren üç-dört vaka oldu”

Kadınların bu karardan zaten olumsuz etkilendiğini vurgulayan Güllü, pandemi döneminde yaşanılan süreci şöyle anlattı:

“Hatırlayın, aslında pandemi döneminde kadınlar kapıyı açtıklarında kendilerine şiddet uygulayan erkekleri birden karşılarında buldu. Kadınlar dışarı çıktı. O günlerde sığınaklara COVID testi yaptırmadan almadıkları için kadınlar sokakta kaldı, bizler onları otellerde bir süre ağırladık. Daha sonra bu konuyla ilgili Aile Bakanlığı da devreye girerek sığınaklara almaya başlanmıştı. Aynı acılar devam ediyor. Onlara çözüm üretilmedi. O insanlar tekrar cezaevine alınıp konulmadı ya da verilen bu hak iptal edilmedi.” 

Şimdi bize diyorlarki ‘Biz size o dönem bu hakkı vermiştik. Aman ne yapıyorsanız yapmaya devam edin.’ Bazıları zorunlu olarak o şiddeti devam ettirdi, dışarı çıkamadı, gidecek yer bulamadı. Bazıları çocuklarla istismar gördükleri hanelerde kaldılar. Yani Türkiye burası.” 

Güllü, Türkiye’nin veri eksikliği yaşayan bir ülke olduğunu söyleyerek “Bizim elimizde veri yok. Normalde COVID dönemi dışında da hapishaneden çıkıp öldüren üç-dört vaka oldu, ona tanıklık ettik” diye konuştu.

“En önemli vakitte bile kadına şiddeti görünmez kılan bir algı var”

Düzenlemenin yapılmasının sebebinin seçim dönemi verilmiş sözler olduğunu belirten Güllü, şunlara dikkat çekti:

“Hapishanelerde ufacık hakaretlerden yatanların olması, kapasitelerin doluluğu ve siyasetin genel bir anlayışından dolayı olduğunu sanıyorum. Her parti iktidarda olduğu sürede bir kere af çıkarıyor. Bu da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) uzun yıllardır verdiği bir sözdü, yerine getiriyorlar. Çok uzun zamandır konuşuluyordu. İk-iki buçuk yıldır genel af üzerinden gidiliyordu. COVID sürecinde bunun yarısını gerçekleştirmişlerdi. Toplum baskısından da kurtulmak amacıyla hastalığı bahane ederek o dönem önce yarım yaptılar. Hâkimler ve Savcılar Kurulu, ‘COVID döneminde şiddet uygulamış erkekleri gözaltına ve hapse almayın’ diye bir genelge yayımlamıştı. En önemli vakitte bile kadına şiddeti görünmez kılan bir algı var. Hukukta da böyle artık. Gazete ya da sosyal medyada hakaret üzerinden yazı yazanları suç işleyenler diye ayırıp içeri alanlar, aslında gerçek katilleri, istismar edenleri, şiddet uygulayanları serbest bırakıyor.”

“Kadın cinayetlerinde ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmeli”

Güllü, “İktidarın kendini biraz derleyip toparlaması ve bu toplum üzerinde hukukun birleştirici normlarını hayata geçirmesi gerekiyor” diyerek kadın cinayetlerinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kesin bir yargı kararı olması gerektiğini ve kararın yaygın uygulanması halinde faillerin geri adım atmasının sağlanacağını söyledi.

“Bu da Erdoğan affıdır ve herhangi bir suç ayrımı yapılmamıştır

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Volkan Berber, düzenlemenin kadınları ve çocukları olumsuz etkileyeceğini belirterek “Bu bir af düzenlenmesidir. Bu infaz rejiminin düzenlenmesi yahut infaz kanunu değildir. Bu açıktan bir aftır” diye konuştu. Berber, “Geçmişte aflar bazı siyasilerin adıyla anılıyordu. Bu da Erdoğan affıdır ve herhangi bir suç ayrımı yapılmamıştır. Sadece terör suçları, siyasi suçlar kapsam dışında bırakılmıştır. Bu anlamda devlet kendisine karşı işlenen suçları affetmemektedir ancak kadınlara, çocuklara ve bireylere karşı işlenen suçları affetmektedir. Her mahkum bu düzenlemeden yararlanacaktır. Bu anlamda oldukça vahamet içeren bir durum” diye değerlendirdi. 

Siyasi suçlar dışında cinsel istismar, cinayet gibi akla gelebilecek tüm suçların bu düzenleme kapsamda olacağına işaret eden Berber, “Genelde tepeden inme bir şekilde, bir anda ve herhangi bir görüş almadan yapıldığı için bu düzenleme için herhangi bir önlem alma şansımız söz konusu olmadı” diye konuştu.

“Pandemiden beri üç yıldır cezaevinde değiller”

Berber, geçmişte bu düzenlemelerin birden fazla kez yapıldığını dikkat çekti:

2020’nin Mart ayında pandemiden beri zaten açık cezaevinde kalan hiçbir mahkum cezaevinde değildi, izinli sayılıyordu. Şimdi onların iznini de kaldırdılar, izinli de değilsiniz, serbestsiniz. ‘Re’sen serbestliğe tabiisiniz’ deniliyor. O günden bu zamana zaten üç yıldır cezaevinde değiller.

“Gerek iktidar, gerek iktidar ortakları kendi yandaşları olan mafyalara, suçlulara peşkeş çekiyor”

Bu düzenlemenin birden fazla sebebi olduğunun altını çizen Berber, “Birinci sebebi bilakis iktidar ortağı olan ve adı farklı farklı mafyalarla anılan siyasi parti liderlerinin -Devlet Bahçeli’den bahsediyorum- vaatlerde bulunması” diyerek konuyu şöyle açıkladı:

“Öncesinde de kendisi -Bahçeli- bu tarz çıkışlar gerçekleştirdi. Bir anlamda gerek iktidar gerek iktidar ortakları kendi yandaşları olan mafyalara, suçlulara peşkeş çekiyor. Diğer bir nedeni ise ekonomik. Sonuçta devletin parası bitti. Bunun farkındayız. Gelen vergi zamlarından devletin parasının bittiğini anlıyoruz. Bunun yanında ekonominin kötü olmasını da anlıyoruz. Cezaevinde mahkumları barındırmanın belli maliyeti var, devlet bunu karşılayamayacak duruma geldi. Üç yıldır da sonuçta pandemi diye bir şey kalmadı biliyoruz. Pandemiden dolayı COVID izninin olması tamamen uydurmaca bir şeydi. Pandemi, yoğun etkileriyle beraber sadece altı ay, bir sene kadar hayatımızda kaldı. Devletin parası olmadığı ve devlet iflasın eşiğine geldiği için tasarruf etmeye çalışıyor. Sonuçta insanları cezaevinde tutmak için hem bir harcama yapmak hem belli bir lojistik ihtiyaç gerekiyor.”

“Her olayda olduğu gibi iktidar tepeden inme bir şekilde bu düzenlemeyi getiriyor”

Berber, bu düzenlemenin yapılmaması gerektiğini vurgulayarak “İnfaz rejimi itibariyle kişiler aldıkları cezalar üzerinden infaz edilmiyor. Bu suç işleme alışkanlığını ve ‘Nasılsa bir şey olmadı’ düşüncesini tekrar doğuruyor. Maalesef, her olayda olduğu gibi iktidar tepeden inme bir şekilde ve hiç görüş almaksızın, tartışmaya açmaksızın bunları getiriyor” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.