Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: Ekrem İmamoğlu İstanbul’u yeniden kazanabilir mi?

Türkiye’nin dingin siyasi gündeminin belki de yegane konusu mart ayı sonunda yapılacak olan yerel seçimler. Yerel seçimler denilince de akla öncelikle büyükşehirler geliyor; bilhassa son seçimlerde CHP’nin kazandığı İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Aydın, Hatay. Her ne kadar CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimlerde Bursa, Balıkesir, Denizli, Manisa gibi büyükşehirleri de kazanacaklarını söylese de ana muhalefet partisinin ellerindeki büyükşehir belediyelerini koruyabilecekleri de şüpheli. Öyle ki bu sefer Aydın, hatta İzmir gibi “kale” bilinen yerlerin bile kaybedilebileceğini düşünenler var. 

Muhalefetteki yılgınlık ve belirsizlik

Muhalefet için kötümser analizlerin öne çıkmasının dört ana nedeni var:

  1. Kazanılacağına kesin gözüyle bakılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kurulan geniş ittifaka rağmen kaybedilmesi; TBMM’de Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu yeniden ele geçirmesi;
  2. Seçim yenilgisinin ardından muhalefet partilerinin tek tek ve ortaklaşa muhasebelere yönelmeye pek yanaşmamaları; buna bağlı olarak muhalefet seçmene hakim olan yılgınlık, umutsuzluk ve ilgisizliğin azalmak bir yana katlanarak artması ve yerel seçimlerin ne işe yarayacağı konusundaki şüpheler;
  3. Millet İttifakı’nın dağılması; HDP/Yeşil Sol Parti yetkililerinin ısrarlı bir şekilde yerel seçimlere kendi adaylarıyla katılacaklarını açıklamaları; İYİ Parti’den de CHP ile ittifak yapılması aleyhine görüşlerin peşpeşe gelmesi;
  4. CHP’deki iktidar savaşlarının kolay kolay biteceğe benzememesi; buna bağlı olarak partinin yerel seçimlere hangi lider ve yönetimle, tabii ki hangi adaylarla gireceğinin belli olmasının epey gecikeceği gerçeği. 

Erdoğan’ın İstanbul ısrarı

Bunlara ek olarak Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlere son derece morali yüksek bir şekilde gireceği; ihtiyaç duyulan yerlerde kolaylıkla ittifak yapabilecekleri; geniş medya ve devlet imkanlarını özellikle büyükşehirleri kazanmak için kullanacakları; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerler için bizzat aday belirleyeceği, bunu yaparken son seçimlerdeki hatalarından ders çıkartmış olabileceği gerçeği de var. 

Yazımızın esas konusu olan İstanbul için Erdoğan’ın kafasındaki ismin Fahrettin Koca olduğu söylentileri bu son ihtimali güçlendiriyor. Adaylığı çok istediğini bildiğimiz Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu gibi “politik” yönüyle bilinen biri yerine “teknokrat” görünümlü Koca’nın şansı daha yüksek olabilir. 

İmamoğlu yeniden aday olacak mı?

AKP’nin adayının kim olacağını bir kenara bırakıp İmamoğlu’nun yeniden aday olup olmayacağına bakalım. Şu ana kadar yaşananlara baktığımızda İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun liderliğine son vermek için olabildiğince geniş bir kesimle hareket etmeye çalıştığını, kendisinin genel başkanlığı -en azından şimdilik- hedeflemediğini, kendisinin destek verdiği yeni yönetimin yaratacağı heyecanla yeniden aday olup kazanmayı düşündüğünü görüyoruz.

Peki ya Kılıçdaroğlu yerel seçimlerde de CHP’nin başında olursa İmamoğlu’nu yeniden aday gösterir mi? Buna bağlı ikinci bir soruysa şu: İmamoğlu, Kılıçdaroğlu liderliğinde yerel seçimlere girecek CHP’nin yeniden İstanbul adayı olmayı kabul eder mi? 

Bir diğer seçenek de Kılıçdaroğlu’nun yerini kendi desteklediği/işaret ettiği bir isme bırakması. Böyle bir durumda o isim (ve yeni yönetim) İmamoğlu’na nasıl bakar? Tersinden soracak olursak: İmamoğlu bu yeni isimle birlikte çalışmayı düşünür mü?

İmamoğlu İYİ Parti ile ittifak kurabilir mi?

Erdoğan 1994’te oyların dörtte birini alarak İstanbul’da seçilmişti. Dönemin iki merkez sağ partisi ANAP ve DYP tek bir adayda birleşse sonuç farklı olacaktı. Dönemin iki merkez sol partisi SHP ve DSP de birleşebilse aynı şey tekrarlanacaktı. Beş yıl sonra DSP ile CHP ortak aday çıkarabilse oyların yüzde 27,2’siyle seçilen Fazilet Partisi adayı Ali Müfit Gürtuna’yı yenebileceklerdi. 2004, 2009 ve 2014’te AKP adayı Kadir Topbaş daha net galibiyetler elde etti. Örneğin 2009’da yüzde 44,7 alırken CHP’li rakibi Kılıçdaroğlu yüzde 37’de kalabilmişti. Beş yıl sonra Topbaş ve CHP’li rakibi Mustafa Sarıgül oylarını üçer puan artırdılar. Bu saadet zincirini 2019’da İmamoğlu bozdu; hem de iki kez üst üste galip gelerek Erdoğan’ın elinden 25 yıllık kalesini aldı.

Bugünden bakıldığında İmamoğlu’nun CHP’den yeniden aday olma ihtimali daha yüksek görülüyor. Onun CHP dışından bağımsız, hele hele başka bir partiden aday olmasını hiç mümkün görmüyorum. Peki başlıktaki soruya dönecek olursak, yeniden aday olursa kazanır mı? 

İmamoğlu’nun kaderini öncelikle İstanbul’da hangi partilerin, hangi adaylarla yarışa katılacağı belirleyecek. 31 Mart 2019’da İYİ Parti açıktan, HDP ise aday çıkarmayarak kendisini desteklemiş, oyların yüzde 48,8’ini alıp, 20 binden biraz fazla farkla Binali Yıldırım’ı geçmişti. Tekrarlanan seçimdeyse farkı 800 bin oya çıkararak yeniden kazanmıştı. 

İmamoğlu’nun yeniden kazanabilmesi için öncelikle İYİ Parti ile yeniden bir ittifak kurması gerekecek. Aksi takdirde 1994 ve 1999’da yaşananların tekrarlanması kuvvetle muhtemel. Eğer CHP yerel seçimlere Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu’nun desteklediği bir genel başkan ve yönetimle girerse ittifak ihtimali iyice artar. Ama İYİ Parti yönetimi, son seçimlerde küçük partilere bol keseden milletvekillikleri dağıtmış olan CHP’den bu kez kazanılması yüksek ihtimal olan yerleri isteyeceklerini düşünebiliriz. Hatırlanacaktı, geçen sefer CHP 20’ye yakın ilde İYİ Parti lehine aday çıkarmamış, fakat bu parti bunların hiçbirini kazanamamıştı.

Kılıçdaroğlu liderliğindeki bir CHP ile İYİ Parti’nin ittifak kurması, İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş yeniden aday olsa bile imkansız değil ama daha düşük ihtimalli olacaktır. Yine de İmamoğlu’nun, İstanbul’da bir aday çıkarmış olsa bile İYİ Parti seçmeninin önemli bir kısmının oyunu alabileceğini düşünüyorum.        

İmamoğlu HDP/Yeşil Sol oylarını alabilir mi?

Bu kez HDP/Yeşil Sol Parti aday çıkaracağa benziyor. Bu durum tabii ki esas olarak İmamoğlu’nun aleyhine olacak. Zira son seçimlerde yüzde 8’in üzerinde oy almış bir parti söz konusu. Fakat bu partinin seçmeni “stratejik oy” kullanmaya çok alışıktır. Örneğin 2014’te Sırrı Süreyya Önder gibi iddialı bir adayla girmiş olmasına rağmen HDP yüzde 4,83 almış, bu parti seçmeninin yaklaşık yarısının CHP adayı Mustafa Sarıgül’e oy verdiği düşünülmüştü. Nitekim bir yıl sonraki genel seçimlerde HDP’nin İstanbul’daki oyu yüzde 12,6 olacaktı. 

Eğer İmamoğlu, bugüne kadar büyük ölçüde başarıyla sürdürdüğü Kürt seçmenle ilişkilerini daha da kuvvetlendirirse, bu arada HDP/Yeşil Sol çok da iddialı olmayan bir isimle “kerhen” yarışırsa İmamoğlu’nun kazanma şansı artar. Bu arada bütün engellere rağmen İstanbul’da çok parlak bir çıkış yapmış olan TİP için de ayrı taktik ve stratejiler geliştirmesi gerektiği de muhakkak. Hele CHP’den soğuyan seçmenin bir bölümünün tercihinin bu parti olacağı düşünülürse.

Özetleyecek olursak: İstanbul’da CHP’nin adayının yeniden İmamoğlu olması kuvvetle muhtemel; İYİ Parti, HDP/Yeşil Sol Parti ve TİP ile açıktan, örtülü veya kerhen/kısmen destek görmesi halinde yeniden seçilmesi de çok zor olmaz.

Fakat bir an önce adaylığının netleşmesi, aktif ve çok yönlü bir seçim kampanyasına başlaması gerekiyor. Zaman onun aleyhine işliyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.