Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan adayı Özgür Özel, Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır ve Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu’nun sorularını yanıtladı. Özel, Kürt seçmenin Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokollerden rahatsız olduğunu ve bunun da ikinci tura katılımı düşürdüğünü söyledi.
CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Özgür Özel, Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır ve Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu’nun sorularını yanıtladı. Özel, 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimler ve Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin konuştu. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında imzalanan gizli protokolün iki sonuç yarattığını söyleyen Özel, kamuoyu ile paylaşılan protokol metninin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da seçime katılım oranını yüzde 4-5 düşürdüğünü söyledi.
- Özgür Özel: “Kılıçdaroğlu’nun helalleşme yolculuğunu tüm Türkiye’yle birlikte grup toplantısında öğrendim”
“Kürt seçmen ‘Biz Ümit Özdağ İçişleri Bakanı olsun diye mi oy verdik?’ dedi”
Gizli protokolün CHP’nin toplumsal ittifak potansiyelini ortadan kaldırdığını belirten Özel, şöyle devam etti:
“Kürt seçmen bu duruma ne diyor? Cumhurbaşkanlığında bizi tercih etmiş olan Kürtler -ki ben bunu Diyarbakır’a gittim ve kulaklarımla duydum- ‘Biz Ümit Özdağ İçişleri Bakanı olsun diye mi oy verdik, biz MİT Müsteşarlığı Zafer Partisi’ne verilsin diye mi oy verdik?’ diyor. Ben dedim ki, Kürt seçmen gizli protokolden dolayı CHP’ye küskün ve hemen çıktılar,‘HDP’yle gizli protokol mü vardı?’ diye sordular. Kürt seçmenin seçim sonuçlarına doğrudan etki edebildiği bir yerde bu gönül kırıklığı onarılmadan sandığa göndermememiz lazım. Bir özeleştiri yapmamız lazım.”
“Güçlerini muhalefete göstermelerinden endişe ediyorum”
2019 Yerel Seçimleri’nde Halkların Demokratik Partisi (HDP) büyükşehirlerde aday çıkarmayıp CHP’yi destekledi. Ancak Mayıs 2023 seçimlerinin ardından HDP, yerel seçimlerde kendi adaylarını çıkaracaklarını söyledi. Peki, CHP’de bir değişim olursa Kürt seçmen İstanbul seçimlerinde CHP’yi destekler mi?
Geçen seçim HDP’nin (şu anki ismiyle HEDEP) kazanamayacağı yerlerde iktidara kaybettirerek gücünü gösterdiğini söyleyen Özel, küskün Kürt seçmeni geri getirmek için “değişim” vurgusu yaptı:
“Böyle giderse şundan endişe ederim: Bu sefer güçlerini muhalefete gösterecekler. Çünkü geçmiş dönemle ilgili kendilerince gerekçelendirdikleri bir rahatsızlıkları var. Bununla ilgili ne yapabiliriz? CHP’nin büyük bir paradigma değişikliği yaratması lazım. Belki seçimi katılımın düşmesi kaybettirmedi ama aradaki fark daha da az olabilirdi.”
“Toplumsal ittifakın önünü açabiliriz”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
4-5 Kasım’da yapılacak CHP Kurultayı’nda yaşanacak lider, kadro, anlayış, söylem değişimiyle herkesin partiye bakacağını dile getiren Özel, durumu riskleri ve avantajlarıyla şöyle değerlendirdi:
“Risk barındırdığı kısım şu; siz kendi haline bırakırsanız, kendi isteğiyle gelmiş, Sırrı Süreyya Önder gibi çok bilindik bir figüre rağmen ‘Nasılsa kaybedeceğiz’ diye CHP’ye oy vermiş Kürt kökenli seçmenin, gönlü kırık olduğunda gelmeme tehlikesini görüyoruz. Benim biraz önce söylediğim ‘Toplumsal ittifak potansiyelinde aşınma var’ dediğim bu. Ancak buradaki fırsat şu, siz CHP’de ciddi bir değişimi gösterirseniz, protokole imza atan kişi partinin genel başkanı değilse size dönüp bakarlar. Bu seçmenin gönlünü onarabilirsiniz, partisi aday gösterse bile ‘Nasılsa kazanmayacak’ deyip yine isteğiyle gelip oy verebilir. Ayrıca bunun dışında ‘İktidara gücümüzü gösterelim’ yaklaşımı yeniden hayat bulabilir. Bizim CHP olarak 5 Kasım’dan sonra yapabileceklerimiz var. Biz, ‘Gelin temiz beyaz sayfa açalım, biz bir kongreden çıktık, kadrolar değişti. O seçimle ilgili öncesinde yaptığımız doğru işler vardı, sahipleniyoruz, yanlışlarımızdan ders aldık’ diyebiliriz. Toplumsal ittifakın da önünü açabiliriz. Diğer ittifak ortaklarımızla da yeniden konuşabiliriz ama bu ne İYİ Parti’yi, ne diğer ittifak ortaklarını, ne HEDEP’i bir şeye mahkûm etmek olarak söylemiyorum.”
Seçimin ardından ittifak konusunda kırmızı çizgiler çizen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de aynı HEDEP gibi tüm illerde kendi adaylarını çıkaracaklarını her konuşmasında dile getiriyor. Peki, İYİ Parti, CHP ile tekrar masaya oturacak mı? Özel, büyükşehirleri Cumhur İttifakı’na geri vermenin sorumluluğunu kimsenin taşımak istemeyeceğini söyledi:
“Biz, bize düşeni yaparız, herkes kendine düşeni yapar. Bir partinin kararını eleştirmek için söylemiyorum. O kararların üzerine daha gideceğiz, konuşacağız, her şeyi konuşacağız. Şöyle bir gerçek var: İstanbul gibi bir şehrin üstünde helikopter sesi duyduğunda insanlar Tayyip Erdoğan’ın kupon arsaları Arap şeyhleri için rezerve etmediğini biliyorlar şu anda. İstanbul’u o noktaya geri götürmenin sorumluluğunu kimse taşıyamaz. İstanbul’u tekrar Tayyip Erdoğan’a vermenin, Ankara’yı, Mersin’i, Adana’yı, Antalya’yı, Tayyip Erdoğan’a ya da Cumhur İttifakı’na vermenin ağır bir sorumluluğu var. Bu sorumluluğu hiçbirimiz üstlenmek istemeyiz. O yüzden kendimize düşen tarafta sorumlu davranacağız. Bunun için de ben genel başkan olduktan sonra bütün görüşmem gereken herkesle görüşüp ‘Gelin arkadaş, helikoptere Tayyip Bey’i bindirmeyin’ diyeceğim.”
Ne oldu?
Ümit Özdağ, 17 Temmuz’da Kılıçdaroğlu ile yaptıkları protokolde İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere üç bakanlık ve MİT Başkanlığı konusunda mutabakat yaptıklarını belirterek “Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu da 20 Temmuz katıldığı bir televizyon programında “Ümit Özdağ ile bakanlıklar üzerine bir protokol imzaladınız mı?” sorusuna, “İkimizin arasında özel bir protokol imzalandı. O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişi arasında yapılan ve namusuna teslim edilen bir protokoldür” yanıtını verdi.