Yapay zekanın (AI) nasıl bir seviyeye çıktığı bir kez daha anlaşıldı. Artık AI ile oluşturulan insanlar “gerçekten daha gerçek”. Ancak bu sadece “beyaz” yüzler için geçerli.
Psychological Science dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre insanların AI tarafından üretilen beyaz yüzlü görselleri, gerçek insan fotoğraflarından daha çok insan olarak algılanıyor.
Avustralya, İngiltere ve Hollanda’dan araştırmacıların yer aldığı ekibe göre bu sayede dolandırıcılık, kimlik hırsızlığı ve bunun gibi suçlar artabilir: “Beyaz AI yüzleri, ikna edici bir şekilde insan yüzlerinden daha gerçekmiş gibi görünebiliyor. İnsanlar kandırıldıklarının farkında değiller.”
Ancak bu durum sadece, AI’ın ürettiği beyaz tenli insanlar için geçerli. Bunun nedeninin de, AI’ın kullandığı algoritmanın yüksek ölçüde beyaz insan fotoğraflarını kullanmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Ekip, iki deneyi nasıl gerçekleştirdiklerini anlattı.
Birincisinde, beyaz yetişkinlerin her birine 100 AI beyaz yüz ve 100 gerçek insan beyaz yüz gösterildi. Beyaz insanlara beyaz suratların gösterilmesinin nedeni, kendi ırkından yüzlerin diğer ırktan yüzlere kıyasla daha kolay ayrıştırılmasına dayanabilecek olası bir önyargı.
Katılımcılara her bir yüzün, AI tarafından mı üretildiği yoksa gerçek mi olduğu soruldu.
124 katılımcıdan elde edilen sonuçlar, gerçek görüntülerin yüzde 51’ine kıyasla AI görüntülerinin yüzde 66’sının insan olarak değerlendirildiğini ortaya koyuyor.
İkinci bir deneyde katılımcılardan, bazı görüntülerin AI tarafından oluşturulduğu söylenmeden, AI ve insan yüzlerini yaş ve simetri gibi 14 özellik üzerinden değerlendirmeleri istendi.
Ekibin 610 katılımcıdan elde ettiği sonuçların analizi, insanların hatalı bir şekilde AI yüzlerinin insan olduğuna inanmasına yol açan ana faktörlerin; yüzde daha fazla ortantı, daha fazla aşinalık ve daha az hatırlanabilirlik içerdiğini gösterdi.
İnsanlar gerçek yüzleri ve AI tarafından üretilen yüzleri ayırt edemezken, ekip bunu yüzde 94 isabetle yapabilen bir makine öğrenme sistemi geliştirdi.
Aberdeen Üniversitesi’nden çalışmanın eş yazarı Dr. Clare Sutherland, çalışmanın AI ile ilgili önyargılarla mücadelenin önemini vurguladığını söyledi: “AI’ın devreye girmesiyle dünya son derece hızlı bir şekilde değişirken, etnik köken, cinsiyet, yaş veya korunan diğer herhangi bir özellik nedeniyle hiç kimsenin geride kalmamasını veya herhangi bir durumda dezavantajlı duruma düşmemesini sağlamamız kritik önem taşıyor.”
Kaynak: Guardian
