İsrail-Hamas savaşı diğer savaşlardan neden farklı?

Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu ve akabinde İsrail’in verdiği cevap ile büyüyen çatışmanın 39 gününü geride bıraktık. Bugün savaşın 40. günü. İsrail, sivil-militan ayırımı gözetmeksizin “Hamas’ı yok etme” şiarıyla abluka altındaki Gazze’ye saldırıyor. Herkesin aklındaki soru şu: Bu savaş ne zaman sona erecek? Ne zaman ateşkes ilan edilecek? BBC Uluslararası İlişkiler Editörü Jeremy Bowen’ın “Bu savaş neden diğerlerinden farklı?” sorusuna yanıt aradığı analizini sizler için Türkçeleştirdik.

İsrail-Hamas savaşı diğer savaşlar gibi olsaydı muhtemelen şimdiye kadar ateşkes ilan edilirdi. Cesetler gömülür ve sonrasında İsrail ile Birleşmiş Milletler (BM) Gazze’nin yeniden inşası için ne gerektiğini tartışıyor olurdu.

Fakat bu savaş öyle değil. Sebebi de sadece Hamas’ın 7 Ekim’de İsrailli sivilleri öldürmesi ve ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “intikam alacağız” diyerek çoğunlukla Filistinli sivilleri öldürmesiyle oluşan can kayıpları değil. Bu savaş diğer savaşlardan farklı, çünkü savaş Ortadoğu’yu ayıran fay hatlarının çatlak verdiği bir dönemde başladı. Bölgede en az 20 yıldır İran’ın dostları ve ABD’nin dostları arasında en ciddi anlaşmazlık yaşanıyordu.

“Direniş Ekseni” olarak adlandırılan İran ağını, Lübnan Hizbullah’ı, Suriye’deki Beşar Esad rejimi, Yemen’deki Husiler ve İran tarafından silahlandırılan Irak milisleri oluşturmakta. İran, Gazze’dekiş Hamas ve İslamı Cihad’ı da desteklemekte. İran aynı zamanda Rusya ve Çin’e de yaklaştı. Hatta öyle ki, Rusya’ya sattığı dronelarla Ukrayna Savaşı’nın önemli bir parçası haline geldi. Çin de İran petrolünün önemli bir kısmını satın alıyor.

Gazze’deki savaş ve İsrail daha fazla Filistinli öldürmeye devam ettikçe, bu iki kampın üyelerinin çatışmaya dahil olma riski artıyor.

Hizbullah lideri Nasrallah’ın konuşmasını dinleyenler.

İsrail-Lübnan sınırı yavaş ve istikrarlı bir şekilde ısınıyor. Ne İsrail ne de Hizbullah topyekûn bir savaş istiyor. Ancak giderek fazlalaşan karşılıklı saldırılar, kontrolsüz gerginlik riskini artırabilir.

Yemen’deki Husiler, İsrail’e füze ve insansız hava araçları ile saldırıyor. Şu ana kadar hepsi İsrail’in Demir Kubbe’si ya da Kızıldeniz’deki Amerikan donanması tarafından düşürüldü.

Irak’ta İran destekli milisler ABD üslerine saldırdı, buna karşılık ABD’de Suriye destekli birimleri hedef aldı. Taraflar gerginliği sınırlı tutmaya çalışıyor ancak askeri harekâtın temposunu kontrol etmek zor.

ABD tarafında İsrail, Körfez ülkeleri, Ürdün ve Mısır var. ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’in Gazze’deki sivilleri öldürmesinden duyduğu rahatsızlığı belirtmesine rağmen Washington, hâlâ İsrail’in en güçlü müttefiki. ABD’nin Arap müttefiklerinin hepsi İsrail’i kınadı ve ateşkes çağrısı yaptı. Gazze’nin kuzeyindeki yüzbinlerce sivilin güneye doğru kaçması, İsrail’in Araplara karşı 1948’de verdiği bağımsızlık savaşındaki zaferini hatırlatıyor.

O dönem 700 binden fazla Filistinli ya kaçtı ya da silah zoruyla evlerinden edildi. Filistinliler bu olayı “Nakba” olarak adlandırıyor. O dönemki göçmenlerin soyundan gelenler, bugünkü Gazze Şeridi’nde yaşayan nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. İsrail’de Binyamin Netanyahu hükümetini destekleyen aşırı milliyetçi Yahudilerin yaptığı konuşmalar Arap ülkelerinde endişe kaynağı. Örneğin geçtiğimiz günlerde “Gazze’ye nükleer saldırı da bir seçenek” diyen bakanın sözleri çok konuşuldu. Bunlar saçmalık olarak nitelendirilip görmezden gelinebilir ancak Ürdün ve Mısır bu konuyu ciddiye aldı. Esas mesele de şu: Yüz binlerce Filistinlinin kendi sınırlarına göçmeye zorlanma olasılığı.

İki devletli çözüm?

Bir diplomat, “tek çözüm Filistinliler için siyasi çözümü yeniden inşa etmek olacak” dedi. Bu, iki devletli çözümün anahtarı. Fakat iki devletli çözüm son dönemlerde sadece bir slogan olarak kaldı. İki devletli çözümü tekrar canlandırmak, İsrail ve Araplar arasında daha geniş bir uzlaşı bağlamında en iyi fikir. Ancak uygulanması şu an için çok zor.

Zaten bu çözüm, Filistin ve İsrail’deki mevcut yönetimlerle gerçekleşmeyecek.

Mahmud Abbas ve Binyamin Netanyahu

Netanyahu ve Abbas: Liderlerle devam mı?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaş sonrasına ilişkin bir plan sunmadı. Fakat Netanyahu, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin öncülüğünde bir hükümet kurulması fikrini reddediyor. Çoğu İsrailli artık Netanyahu’nun gitmesini istiyor.

Filistin lideri Mahmud Abbas ise 88 yaşında. 2005’ten beri seçim yapılmayan ülkede seçmenlerin gözünde itibarını da kaybetti.

Liderlik değişebilir. Fakat bu savaş İsrailli, Filistinli ve dostlarını barış yapmaya zorlamazsa önümüzdeki yıllarda daha fazla savaş görebiliriz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.