Premier Lig’de 15.Hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Manchester City, Aston Villa deplasmanından mağlup ayrıldı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.
Premier Lig Panorama: 15. haftanın ardından | Unai Emery’nin dehası – Guardiola’nın çözemediği sorunlar – John McGinn’in akılalmaz istatistikleri
İçinde bulunduğumuz İngiliz Haftası sebebiyle Premier Lig Panorama’yla 10 gün içinde 3 kez karşılaşacaksınız. İkinci karşılaşmamız olan 15.haftanın maçına hoş geldiniz. Son 3 maçında 8 puan kaybeden City, Aston Villa deplasmanında kaybederek bunu 11 puana çıkardı ve 4.sıraya geriledi. Sıkı Premier Lig takipçileri bu mağlubiyetin şaşırtıcı olmadığının farkındadır. Görünen köy kılavuz istemez derler ya, öyle bir duruma şahitlik ediyor. Gelin hep beraber maçın detaylarına bakalım.
Aston Villa 1-0 Manchester City
Rodri ve Grealish, Tottenham maçında cezalı durumuna düştüğünde City için çanlar çalıyordu. Üstüne bir de Doku’nun sakatlığı Guardiola’nın elini iyice daralttı. City’nin oyun planının temelinde iki büyük unsur var. Birincisi kanattan adam eksilterek ceza sahasında gol aramak. Bu planda en büyük öncelik topu Haaland’la buluşturmak. Bu görevi yapabilen oyuncular Doku ve Grealish’ten oluşuyor. Foden, Bernardo Silva, Alvarez onlar kadar dribbling becerisine sahip olmadıkları için ikisinin eksikliğinde hücumda tıkanmalar ortaya çıkıyor. Defansif pozisyon alma konusunda Aston Villa gibi başarılı takımlar fazla boşluk vermediği için arkaya top atmakta da başarılı olamadı City. İkinci büyük unsurda savunmanın direnç noktası ve hücumdaki top dağıtıcı kişi olan Rodri. Rodri’nin kırmızı kart cezalısı olduğu iki maçı da kaybettiler. Bu maçta da sarı kart cezalısıydı ve yine bir mağlubiyet yaşadılar. Guardiola sistemin göbeğine Rodri’yi yerleştirdi, bunda herhangi bir sorun yok ama onu yedekleyecek herhangi bir oyuncu kullanmıyor. Kalvin Philips bu dönemlerde çok uygun bir opsiyondu ama ondan uzun zaman önce umudu kesmiş gibi duruyor. Üçlü savunma önünde Stones ve Akanji’yi kullandı. Onların da önünde Rico Lewis vardı. Bu ne demek? Temelde Manchester City, Aston Villa karşısına 4’ü orijini stoper olan 6 tane savunma oyuncusuyla çıktı. Hücumda müthiş bir kısırlık yaratan durum, savunmada da onlara ekstra bir katkı sağlamadı. Birazdan istatistiklere bakınca bunu daha net anlayacağız.
Aston Villa tarafında ise takımın gol yükünü rahatça sırtlayan bir Ollie Watkins, kanatlarda takımın kaptanı ve en çalışkanlarından John McGinn ve patlayıcılık gücü çok yüksek, fizik mücadelesinden kaçmayan bir Leon Bailey var. Ortada dinamo gibi dayanıklılığı ve fizik gücü yüksek Douglas Luiz ve Boubacar Kamara, bu ikilinin önünde Tielemans. Sekiz numarada fiziksel mücadele konusunda sorun yaşayan Tielemans için bu görev çok daha uygun. Böylece arkasındaki iki sigorta ile daha rahat oyun kurucu görevi yapabiliyor ve çok ciddi bir uzaktan şut tehdidi var. Sağ bekte temelde bir stoper olan Ezri Konsa, sol bekte de daha hücum gücü olan Lucas Digne var. Digne önünde McGinn oynaması sayesinde hücumda daha etkin rol alabiliyor. Stoperlerde ise hava toplarında etkili ve güçlü Diego Carlos ile sol ayağı bir stoper için fazla iyi olan Pau Torres var. Kalede Emiliano Martinez’i anlatmaya bile gerek yok. Emery’nin ilk 11’inin City’ye çok problem çıkaracağı gün gibi ortadaydı. Fakat Aston Villa’nın City’yi bu kadar baskılayıp felç edeceğini düşünmek biraz sürpriz kaçardı.
Şimdi genel istatistiklere bakarsak gözümüze çarpan ilginç şeyler var. City’nin sadece %54 ile topla oynamasını bir kenara yazalım. Bu topla oynamaya rağmen çekilen sadece 2 şut var ve bunlar isabetli şutlar. Hatta bu iki şutun xG değerinin 0.83 olduğunu düşünürsek ikisinin de ciddi bir gol pozisyonu olduğunu anlıyoruz. Yani City bulduğu iki şutla iki gol bulabilecek durumdaymış. Aston Villa tarafında ise atılan 22 şut var ve bunların içerisinde 7 tanesi kaleyi bulmuş. Bunların toplamda xG değeri 2.04 olarak görülüyor. Ederson’un çok ciddi kurtarışlar yaptığını hatırlarsak maçı kendisinin tuttuğunu anlayabiliyoruz. Beni en çok şaşırtan durum topla buluşma, pas, top kapma ve topu uzaklaştırma istatistikleri. Soldakilerin Aston Villa, sağdakileri City olarak düşünün ve sırayla bir karşılaştırma yapalım.
Topla Buluşma: 608 – 683
Pas: 436 – 520
Top Kapma: 15 – 19
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Topu Uzaklaştırma: 6 – 29
Korner: 6 – 0
Ofsayt: 0 – 5
Son iki tane istatistiği bonus olarak yazdım. City’nin 5 kez ofsayta düştüğünü inanın hiç hatırlamıyorum, keza 0 korner attığı bir maçı da. City, Aston Villa’yı o kadar az tehdit etmiş ki Villa tarafı sadece 6 kez topu uzaklaştırma ihtiyacı hissetmiş. Pas sayılarında makas gayet dar. Top kapma sayıları kafa kafaya. Topla buluşma kısmında da çok fark yok. Unai Emery’nin planı, City’yi konfor alanından çıkarmakmış ve bunu çok rahat şekilde başarmış.
1 – In their victory over Manchester City, John McGinn was the top-ranked Aston Villa player for:
— OptaJoe (@OptaJoe) December 7, 2023
Chances created from open play (4)
Completed dribbles (5/5)
Passes in the final third (18)
Duels won (14)
Tackles (6)
Magic. pic.twitter.com/BlukdcbUZm
Görselde maçtaki oyuncuların ofans katkılarını görüyoruz. Koca tabloda kaleci Martinez bile varken bir City’li oyuncu bile yok. Bu belki bir daha karşılaşmayacağımız bir tablo olabilir. Kırmızı ile gösterilenler şut, mor renkliler yaratılan şans ve beyaz kısımlarda sonu şut ile biten atak sekanslarında verilen pası ifade ediyor. Douglas Luiz, McGinn ve Bailey aktif olarak gol ararken Watkins’e daha çok rakip savunma üstünde kaos yaratma görevi verilmiş. Aston Villa’nın tweetlerinde ise Boubacar Kamara’nın performansını görüyoruz. 2 top kapma, %89 pas isabeti, 69 kez topla buluşma, 3 kez pas arasına girme ve 3 tane yaratılan gol şansında bulunma. Kamara gerçekten maçın öne çıkan oyuncuları arasında. Temelde bir stoper olan Kamara hem saha görüşü, hem hızı, hem de ayak kalitesiyle iyi bir orta saha oyuncusuna evrildi. Diğer tweette de gol şansı yaratan oyuncuların sayısını görüyoruz. Toplamda 9 oyuncuyla gol aramış Aston Villa. Opta Joe’nun tweetinde ise McGinn’in istatistiklerini görüyoruz. Açık oyunda 4 tane gol şansı yaratma, 5’te 5 dribbling, üçüncü bölgede 18 pas, 14 kazanılan ikili mücadele ve 6 top kapma. Bana göre Premier Lig’in en çalışkan 2 hücumcu kanat oyuncusundan birisi. Bir diğeri de West Ham United’daki Jarrod Bowen. Tam anlamıyla ekmeğini taştan çıkaran, oyunu her zaman iki yönde de oynayabilen müthiş efor sahibi oyuncular. Her ne kadar maçın oyuncusu golü atan Bailey seçilse de ben, McGinn ve Kamara ikilisinin onun önüne koyuyorum.
Şimdi gelelim Guardiola’nın başına gelenlere. Takımı hem çok düşük bir şut sayısında kaldı, hem de kalesinde çok şut gördü. İkinci görselde gördüğümüz üzere Guardiola, teknik direktörlük tarihindeki en düşük şut atılan sayıyı bu maçta gördü. Bundan sonraki en az şut atılan 2 maçından birinin de bu seneki Arsenal maçı olması da bu sene City’nin yaşadığı problemin sinyalinin erkenden geldiğini gösteriyor. Hemen arkasında da bu seneki Manchester United deplasmanı var 5 şutla. Tablonun diğer yönünde ise Guardiola bundan önce de takımının 22 şut karşıladığına şahit olmuş. Barcelona’nın başındayken Atletico Madrid deplasmanında 22 şut ile karşı karşıya kalmış ve maçı 4-3 kaybetmiş. Yakın tarihte ise geçen sezon 24 Mayıs’ta Brighton karşısında kalesinde 20 şut görmüş. O maçta da rakibiyle 1-1 berabere kaldı ama zaten şampiyon oldukları belliydi.Gelelim Rodri’siz istatistiğe. Buradaki görselde karşılaştırma yapılmış. Geçen sezondan bu yana Rodri’li 74 maçta sadece 6 mağlubiyet almışlar, Rodri’siz 10 maçta ise 5 mağlubiyet. Galibiyet oranı da %72’den %50’ye kadar düşüyor. Atılan ve yenilen gollerde dramatik bir fark yok. Özellikle dişli rakiplere karşı Rodri’nin olmadığı her maç City için puan kaybı demek.
Gelelim Unai Emery’yi övme kısmına. Arsenal’de yerden yere vurulduktan sonra tekrar İspanya’da kendini bulan başarılı hoca, yarım kalan hikayesini tamamlamak için geçen sene tekrar Ada’ya döndü. Aston Villa bence planını uygulayabilmesi için biçilmiş kaftandı. Mali açıdan da çok bir sorun yaşamadıkları için rahatça transfer de yapabilme şansı buldu. Sonuç olarak geldiğinden bu yana 40 maçta 81 puan topladı. City, Liverpool ve Arsenal’den sonra en çok puan toplayan takım oldular. Aston Villa için şampiyonluk şu an için romantik bir ihtimal olsa da Şampiyonlar Ligi ihtimali hiç uzak değil. Arsenal, Liverpool, Manchester City’nin tam gücünde olmadıklarını düşünürsek ligin üst potasında kazan kaynamaya devam edecektir. Manchester United, Tottenham ve Newcastle da Şampiyonlar Ligi potasını zorlayacaktır. Hep birlikte Aston Villa ve Unai Emery’nin rüya sezonuna tanıklık etmeye devam edeceğiz. Size tavsiyemdir ki bu makine gibi işleyen müthiş enerjik takımın maçlarını izlemeyi ihmal etmeyin.
Premier Lig Panorama’nın bu haftalık da sonuna geliyoruz. Yine kısa bir aranın ardından tekrar hafta sonunun maçlarıyla karşınızda olacağım. Tekrar görüşmek üzere!
Yazan: Öner Tavtay
Editör: Doğa Üründül