Frankfurt 5-1 Bayern Münih: Toppmöller’in başarılı oyun planı – Kritik savunma hataları | Bayern’i dağıtan adam: Ebimbe

Bundesliga’da 14. haftasında Eintracht Frankfurt, Bayern Münih’i evinde konuk etti ve güçlü rakibini perişan ederek haftanın belki de en büyük sürprizine imza attı. Maçın istatistiklerini ve analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.

Toppmöller’in şah-mat hamlesi

Bir süredir Bundesliga ile alakalı bir yazı yazmayı düşünüyordum ama beni tetikleyecek bir şey bekliyordum. Bayer Leverkusen’in çıkışı, Der Klassiker, Union Berlin’in çöküşü gibi olaylar gerçekleşse de bugünkü Eintracht Frankfurt-Bayern Münih maçının bir yazıyı hak ettiğine karar verdim. Bundesliga 101’de geçen sezonun son kısımlarından beri sürekli tekrarladığımız Tuchel’li Bayern’in eski Bayern’lerden kötü anlamda çok farklı olduğunun kanıtını bugün görmüş olduk. 

Frankfurt – Bayern Münih maçından bir kare (Photo by Daniel ROLAND / AFP)

Aslında sıkı Bundesliga takipçileri bu durumun farkında olsa da ülkemizdeki futbolseverler, Bayern’in Galatasaray maçlarındaki etkisizliğini görünce çok şaşırmıştı. Hatta iki maçta da Bayern’in elimizden kaçtığı, hakem kararlarının tartışmalı olduğu gündeme gelmişti. Tuchel’li Bayern’in en büyük özelliği kötü oynayarak kazanmaya alışmasıydı. Özellikle maç başı gol bulunca vites düşürmeleri veya skor lehlerine gitmediğinde Tuchel’in dakika 70’ten sonra kulübedeki tüm hücumcuları sahaya atarak istediği skoru alması da Bayern’i giderek tembelleştirdi.

Galatasaray maçlarında da bunu açıkça gördük. Girilen gol pozisyonlarından Galatasaray sonuç alamadıkça Bayern rahatlıyor, enerjisini daha çok maç sonuna saklayarak gol arıyordu. Özellikle de baskılı oynayan takımlara karşı onların yorulmalarını, açık vermelerini beklemeleri giderek ana plana dönüşmeye başlamıştı. Karşılaştıkları pek çok takım bu zafiyeti cezalandıramadığı için Tuchel bunu “bozuk olmayan bir şeyi düzeltemezsin” felsefesi ile yola devam ediyordu. Tekerin ne zaman patlayacağını düşündüğümde en yakın Stuttgart maçını düşünüyordum ama beklediğimden erken bir tokat geldi. Bayern’in bu sene sadece birkaç maçını izlediğinizde ne yapmaya çalıştıklarını anlamak çok da zor değil. Özellikle de son 2-3 sezonda puan kaybettikleri maçlarda rakiplerin katı savunma ve ön saha presinde karar kıldığını görüyorduk. Flick döneminde bunlar çok etkili olmasa da Nagelsmann’da kısmen ön saha presi işe yarıyordu. Geriden oyun kurmayı seven Bayern’in savunmadaki ayakları hataya çok meyilli olduklarından onları hataya zorlayarak cezalandırmak en kolay yöntemdi. Özellikle Upamecano’nun pas ve top kontrolü hataları kendisini rakipler için bir hedef tahtası haline getiriyordu. Bu sene buna bir de Mazraoui eklenince ön saha presinin önemini daha iyi gördük. Şimdi yavaş yavaş maça girelim ve bu hataları Frankfurt’un acımasızca değerlendirdiği maçta istatistiksel olarak neler gördük onlara bir bakalım.

xG istatistiğinde Bayern çok daha önde gözükse de Frankfurt’un 1.53’ten 5 gol bulması inanılmaz bir istatistik. Hataları acımasızca değerlendirmenin karşılığı tam da bu aslında. Diğer taraftan topla oynama konusunda da ciddi Bayern üstünlüğü var. Kornerlerde de 9-1’lik bir üstünlük var. Esas ilginç olan rakip ceza sahasında topla buluşma istatistiği açıkçası. 22-34’lük bir Bayern üstünlüğü var fakat bu kadar topla az oynayan Frankfurt’un 22 kez topla buluşması bize yenilen 5 golün de bir nevi açıklaması gibi. Kaleyi tutan 6 şutun 5’inin gol olması, hataların ne kadar iyi değerlendirildiğini bize en iyi gösteren istatistik. 

Neuer’in sadece 1 kurtarışla tamamladığı pek çok maçta Bayern muhtemelen gol bile yememiş olabilir ama bugün durum çok daha farklıydı. İkinci görselde bence maçta en büyük farkı yaratan istatistikten bahsetmek istiyorum. Bu maçta Frankfurt, Bayern Münih’ten 10 kilometre daha fazla koştu. Bunun önemini şöyle açıklayayım. Her oyuncu maç başı aşağı yukarı 10 kilometre koşar. Kalecileri devre dışarı bıraktığınızda bu neredeyse bir takımın ortalama 100 kilometre koştuğunu bize temel olarak gösteriyor. Kaleciler ve sonradan oyuna giren oyuncular dahil olduğunda düşük tempoyla oynayan takımlar bile en azından 105-106 kilometre civarında koşuyor. Buradaki 10 kilometrelik farkın etkisine gelirsek bu bize sanki Frankfurt’u 12 kişi oynamış gibi gösteriyor. Sahada ekstradan bir kişi tutmuşlar gibi üstünlük kurmuşlar. Bundesliga’dan 120 kilometre üstü koşan takımlar genelde ön saha presi yapan ve kontra atak kovalayan Union Berlin ve Köln gibi takımlar bunu istikrarlı bir şekilde başarıyor. Frankfurt’un koşu mesafesinde yarattığı bu fark aslında Bayern için sahaya daralttıkları anlamına geliyor. Şimdi bunu destekleyecek görsellere gelelim.

İlk görselde atak grafiğini görüyoruz. İlk yarı biraz daha dengeli gibi gözüküyor, ikinci yarı ise tamamen Bayern kontrolünde geçmiş. Frankfurt’un sivrildiği iki bölüm var bunlardan biri golle sonuçlanmış. Bunların arasında 36.dakikada atılan gol dışındaki yükselişlerin hepsinde Frankfurt atakta zirveye ulaşmadan golü bulmuş. O dakikada çok dengeli bir şekilde yükselmişler ve zirveyi golle süslemişler. Dakika 50’deki ani yükseliş bize kritik bir top kaybını gösteriyor. O top kaybı o kadar ani bir şekilde gol pozisyonuna dönüştü ki eğri bir anda çok dik yükseldi. Bayern’in bulduğu gol de sabırla gelen gol. Gol öncesinde paslaşmalara dikkat ettiğinizde o eğrinin sebebini çok iyi anlıyorsunuz. Diğer görsel ise takımların atak yaptığı bölgeleri gösteriyor. Frankfurt da, Bayern de ağırlıklı olarak sağ kanadı tercih etti. Frankfurt’un bunu tercih etmesinin sebebi Knauff ve Buta’nın o koridoru etkili kullanması. Özellikle Sane ve Coman’ın savunmaya çok yardım etmemesini fırsat bilerek böyle bir taktik planı geliştirmiş Toppmöller. Bayern tarafında ise tamamen kanatlara mahkum edildiler. Mahkum diyorum çünkü sebebi Coman ve Sane’nin dribbling yada yaratıcılık becerileri değil. Frankfurt göbeği çok iyi kapatmayı başardı.  Ebimbe, Götze, Larsson, Chaibi savunma boyutunda göbeği daha çok kapatarak Bayern’i oyunu kanatlara açmaya zorladı ve gömülü savunma sebebiyle Kane içeride sıklıkla yalnız kaldı. Choupo Moting de bu sayede pasifize edildi. Yani Bayern’in hücumları çoğunlukla Coman ve Sane ne üretirse o şekilde ilerledi. Tuchel için bu durum avantaj gibi gözükse de Frankfurt’un savunmadaki başarısı bu taktiği çökertti. Evet, Kane ve Choupo-Moting pozisyona girdi ama normal bir maçtan daha az pozisyona girme şansı tanındı bu iki golcüye. Frankfurt’un başarısı buradan kaynaklanıyor. Kimmich ve Goretzka’nın etkisizliği de hücumcuları tamamen yalnızlığa itti.

Burada mor kısımlara dikkat çekmek istiyorum. Ofans katkısı konusunda morla gösterilen yaratılan şansta başı Kimmich çekiyor. Sonra onu Sane ve Laimer izliyor. Frankfurt tarafında ise Larsson 2 gol fırsatı yarattı. Kimmich’in Bayern’in oyun kurucusu olduğunu düşünürsek, hemen arkasından gelen iki oyuncu kanatta görev yaptı. Temelde göbek bölgesinde yer alan Kane, Goretzka ve Choupo-Moting daha çok şut çekmeyi tercih etti. Bu da bize savunma katılığının işe yaradığını gösteriyor. Coman da Sane’den farklı olarak onun gibi topu paylaşmak yerine daha çok kendi şut tercihlerine yönelerek pozisyonları harcamış durumda. Maç içerisinde gözüme çarpan en bariz olay da Tuchel’in bunu neden yaptığını anlamadığım şekilde kanatlarda ters ayakla oynayan oyuncuların yerini değiştirmesiydi. Bu zamana kadar hep solda oynayan Coman sağda, sağda oynayan Sane de solda oynatılıyordu. Bir dönem ciddi anlamda bocalasalar da buna alışmaya başladıklarını söyleyebiliriz. Maç içerisinde Tuchel onların kanatlarını tekrar değiştirdi. Skor 3-0’a geldikten sonra Sane sağa, Coman sola geçti. Çünkü ikisinin de güçlü ayakları Frankfurt savunmasına karşı bir yarar sağlamadı. Rakip oyuncuları ters ayakla yakalamanın avantajlı olacağını ancak böyle bir kriz anında düşünebildi Tuchel ama bunun için çok geçti.

Gelelim bireysel istatistiklere şimdi. En çok koşan 10 oyuncudan 7’sinin Frankfurt’tan ve Bayern’in daima en çok koşan oyuncusunun Kimmich olması gayet normal. Burada Koch’un koşu mesafesi şaşırtıcı. Özellikle bir stoperden 11 kilometre koşması çok beklenmez, hele de 3’lü savunmanın ortasında oynayan bir oyuncu için. Bu da yardım savunmasına ne kadar çok gittiğini gösteriyor. Koch’un çoğunlukla markaj altında tutmaya çalıştığı Kane ise ilk 10’a bile girememiş durumda. İkili mücadele kazanan oyuncular arasında Ebimbe zirveyi çekiyor. Bana göre de kendisi maçın en iyi oyuncuları arasında, belki de maçın adamı desek yalan olmaz. Çok da alışık olmadığı sol kanat bek bölgesinde ters ayakla oynamasına rağmen harika bir maç çıkardı. Özellikle güçlü fiziğini ve hızını Bayern’li oyuncular üzerinde başarıyla kullandı. Burada da listeye Bayern’den sadece stoperler Kim Min-Jae ve Upamecano girebilmeyi başardı. Hem çok koşup, hem de ikili mücadeleleri daha çok kazandığınızda maçı kazanmanız işten bile değil diyebiliriz. En çok pres gören oyuncular da Bayern’in yetenekli kanat oyuncularından başkası değil. Sane ve Coman açık ara en çok baskıyı gördüler. Marmoush’un onlara takibi ise rakip iki stoperle boğuşmasından kaynaklanıyor. Kimmich’in de listede yer alması, Frankfurt’un Bayern’in merkezden oyun kurmasına engel olmak için ne kadar çabaladığını gösteriyor.

Dino Toppmöller, geçen sene Bayern Münih’in yardımcı kadrosundaydı. 43 yaşındaki teknik adam 2020’den bu yana Nagelsmann’ın yardımcılığını yapıyordu. Nagelsmann’ın kovulmasıyla birlikte işsiz kalan Toppmöller, Glasner’le UEFA Avrupa Ligi’ni kazanmış Frankfurt’un başına Haziran ayında getirildiğinde biz dahil herkes şaşkındı. Hiçbir teknik direktörlük tecrübesi bulunmayan birinin Frankfurt gibi beklentilerin nispeten yüksek olduğu bir takımda neler yapacağından emin değildik. Özellikle de oyun planını oturtana kadar bizlere inanılmaz sıkıcı bir futbol izletti. Taşları tam yerine oturttuğu sırada da bir mağlubiyet serisi, onu yine eleştiri oklarının hedefi haline getirmişti. Bunu bir avantaja dönüştürerek Bayern’i öyle güzel analiz etmiş ki hem Tuchel’in Bayern’ini en iyi cezalandıran hoca oldu, hem de yardımcılığını yaptığı Nagelsmann’ın intikamını aldı. Peki şimdi Bayern ne yapmalı? Bundesliga 101 ekibi olarak Tuchel’in Nagelsmann’lı Bayern maçlarını izlemesini tavsiye ediyoruz. O takımın tek eksiği golcüydü. Şimdi öyle bir problem de kalmadığı için Nagelsmann’ın oyun planını veya bir benzerini kullanması Tuchel’in yararına olacaktır. Tuchel ne yapacak ilerleyen dönemlerde bunları göreceğiz. Frankfurt’un bir nevi Bayern’in belalısı olduğunu gösteren birkaç tweetle sizlere veda ediyorum. Tekrar görüşmek üzere!

Maçın özeti:

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.