Hiç kuşkusuz son cumhurbaşkanlığı seçimi ülkemiz için tarihi bir öneme sahipti. Yıllar sonra Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek için son derece elverişli bir fırsat yakaladıklarını düşünen karşıtları büyük bir hüsran yaşadılar. Bu hüsranın etkileri tam olarak geçmediği için yerel seçimler çok fazla ilgi çekmiyor. “Erdoğan gitmedikten sonra belediyeleri kimin aldığının ne önemi var?” sorusu muhalefetin önünü iyice kapatıyor. Bir de buna muhalefet partilerinin her türlü ittifak ve işbirliğinden uzak bir şekilde, kendi başlarına seçimlere girecekleri düşünülürse.
Yine de önümüzdeki yerel seçimler sanıldığından daha önemli olduğunu düşünüyorum ve bunu muhalefetten ziyade iktidara bakarak söylüyorum. Örneğin beş yıl önce sadece büyükşehirler ve birkaç ilde işbirliği yapmış olan AKP ile MHP’nin bu sefer çok kapsamlı, belki tüm Türkiye’yi kapsayacak bir ittifak için harıl harıl çalıştıklarını biliyoruz. Bu ittifaka Güneydoğu’da Hüdapar’ın dahil olmasını bekleyebiliriz. Bir de son dönemde yükselişte olduğu söylenen Yeniden Refah Partisi de dahil olursa yerel seçimlerde çok güçlü bir Cumhur İttifakı bizleri bekliyor olacak.
Saffet Sancaklı olayı
Şu son Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın MHP’den istifa etmek zorunda kalması bile iktidarın -en azından MHP kanadının- bu ittifaka ne derece önem verdiğinin göstergesi. Süreci hatırlayalım: TBMM’de Kocaeli Gazeteciler Cemiyetinin yeni yönetimini ağırlayan Sancaklı iddiaya göre şöyle konuşmuştu: “Geçen dönem yerel seçimlerde bize beraber yöneteceğiz dediler. Ama bizim hiçbir arkadaşımıza ne Büyükşehir’de daire başkanlığı ne de ilçe belediyelerinde başkan yardımcılığı verdiler. Bu dönem MHP’ye en azından bir belediye vermezlerse, beni seçim sürecinde ve seçim çalışmalarında Kocaeli’de göremezler. Tabanımız bunu anlar. Bunu çok iyi anlayacak olan teşkilatlarımız emin olun sahada olmayacaktır. Cumhur ittifakı Kocaeli’de en az 4-5 belediyeyi kaybeder.”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, partisiyle özdeşleşmiş sembol bir ismi sırf bu masum sayılabilecek sözler nedeniyle hızlı bir şekilde istifaya mecbur bırakması yerel seçimlere ve ortağı Erdoğan’a önem verdiğini gösteriyor.
Muhalefetin tabutuna son çivi
Peki neden? Siyasi iktidar hiç kuşkusuz yerel seçimlerden de zaferle çıkıp, kelimenin gerçek anlamıyla muhalefetin tabutuna son çiviyi çakmak istiyor. Normal şartlarda bunun çok da zor olmayacağını düşünebiliriz. Öncelikle son seçimlerin getirdiği muazzam moral üstünlük; ardından muhalefetin darmadağınık bir halde seçimlere girecek olması ve tabii ki iktidarın muazzam imkânları.
Fakat muhalefetin beş yıl önceki yerel seçim zaferinin yine bir cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yenilgisinin ardından geldiği unutulmamalı. Üstelik o tarihte ekonomi bu kadar kötü durumda değildi ve CHP kazandığı büyükşehirlerin çoğunda pek de bilinmeyen isimleri aday çıkarmıştı. Üstelik CHP’nin başında seçim yenilgilerinin yorgunu Kemal Kılıçdaroğlu vardı.
İstanbul’u kazanan…
İktidarı bu yerel seçimlerde daha dikkatli ve özenli olmaya iten ana nedenin CHP’deki değişim olduğu kanısındayım. Diğer bir deyişle, CHP’liler başta olmak üzere muhalefetin çok fazla önemser gözükmediği CHP’deki değişim iktidarı fazlasıyla telaşlandırıyor. Bunun ana nedeni de yerel seçimlerde tüm gözlerin İstanbul’da olması ve İmamoğlu’nun yeniden seçilmek için kolları çoktan sıvaması.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Eğer İmamoğlu yeniden kazanırsa:
- Karşısındaki aday kim olursa olsun Erdoğan’ı bir kez daha yenmiş olacak;
- Diğer bölgelerde ne sonuç alırsa alsın Erdoğan’ın seçimlerden yenik çıkmış olduğu imajını yaratacak;
- Erdoğan’a atfedilen “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” sözünü doğrulamak için 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü ismi olduğunu ilan etmiş olacak.
İmamoğlu kazanırsa
Son cumhurbaşkanlığı seçimi “Türkiye’nin seçimi”ydi. İmamoğlu muhalefetin adayı olmak istiyordu, bunun için epeydir hazırlık yapıyordu ama lideri kendi adaylığında ısrar edince istemeyerek de olsa geri çekildi.
Eğer Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydı İmamoğlu onun yardımcısı olacak, belki İstanbul’a yeniden talip olmayacaktı.
Ama olmadı. İmamoğlu da İstanbul’a yeniden talip oldu. Şimdi, cumhurbaşkanı adaylığı için yapmış olduğu hazırlıklarından İstanbul’u yeniden kazanmak için faydalanacak ve bir kez daha başarılı olursa Türkiye’ye talip olacak.
