Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ı ziyaret etti. İYİ Parti’nin CHP’nin yerel seçimlerde işbirliği teklifini reddetmesinin ardından CHP’de ittifak arayışları sürüyor. Barış Vakfı kurucusu Hakan Tahmaz, Kürt sorunu konusunda Özel’in kendisinden önceki CHP genel başkanlarından farklı bir politika izlediğini düşünüyor.
Program editörü: Aliye Altınışık
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti eş genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ı, partinin genel merkezinde ziyaret etti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan “Siyasi partiler, sorunları diyalog ve müzakereyle çözer” derken, Tülay Hatimoğulları ise “Türkiye’nin sorunlarını konuşmak üzerine bütün partilerle diyalog yollarının açık tutulması önemlidir” diye konuştu. Özgür Özel yaptığı açıklamada “Önümüzdeki süreci değerlendirdik. Biz bu diyaloğun ve görüşmelerin Türkiye demokrasisine çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.
Barış Vakfı kurucusu Hakan Tahmaz, CHP’nin 14 Mayıs’a giden süreçte Kürtlerin hassasiyetinden çok, milliyetçi siyasetin önceliklerini gözetmesinin sorun yarattığını söyledi. İktidarın 2015’ten sonra Kürt sorununu “güvenlik sorunu” olarak kodladığını, muhalefetin de bunu satın alıp, yarattığı toplumsal atmosfere teslim olduğunu belirtti. Tahmaz, Özgür Özel’in Şeyh Said ayaklanması ile ilgili yaptığı açıklamayı siyasete ve topluma geçmişle yüzleşme çağrısı olarak gördüğünü anlattı. CHP’deki değişimin Kürt sorununa nasıl yansıyacağı, yerel seçimlerde gösterilecek aday profilleriyle doğru orantılı olduğunu söyleyen Tahmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Akıllara hemen Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş geliyor ama kastettiğim yalnızca o değil. 11 büyükşehirde, kültürel olarak çok gelişmiş kentlerde beş yıldır Kürt seçmenle hiçbir diyalog kurmamış, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile hiç temas kurmamış belediye başkanları var ama aksi de var. Onu da söylemeliyim. Bunlardan biri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Ama Kürt seçmende ‘Kürt sorununa güvenlik ekseniyle yaklaşmayan, AKP’nin korkutmalarıyla yaklaşmayan, Türk milliyetçiliği ekseninde yaklaşmayan bir muhalefet odağı oluşuyor’ duygusu güçlü biçimde gelişmiş değil.”
CHP’nin şu ana kadar Kürt seçmene güven verici ve istikrarlı bir politika izlemediğinin altını çizen Tahmaz, Özgür Özel’in kendisinden önceki CHP genel başkanlarından farklı bir siyaset izlediğini belirtti.
Tahmaz’a göre bunun en önemli göstergesi Özel’in Kürtlerle açık ve şeffaf ilişki kuracağını söylemesi. Tahmaz, DEM Parti’nin büyükşehirlerde aday göstermesi durumunda Kürt seçmenin CHP’nin adaylarına yönelip yönelmeyeceğini ise şöyle yorumladı:
“DEM Parti, her yerde aday çıkaracağını söylemiş olsa da, kapıyı araladığını düşünüyorum. Tüm seçmen kitleleri, kazanmasını istemediği adayın karşısında kazanma ihtimali olan adaya yönelebilir. Ancak Kürt seçmenin oy vermeyeceği bir aday profili var. Bunun altını çizmek isterim. ‘DEM Parti, AKP ile pazarlık yapıyor’ söylemi kirli bir propagandadır. Kürt seçmen kendisiyle konuşabilen, duygularını anlayan adaya yönelebilir. AKP’nin kazanması istenmiyorsa bunların dikkate alınması gerekir. ‘Kürtler muhalif adaya oy vermek zorunda’ mantığının tutmadığı görüldü.”
