Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın, hakkında verilen ihlal kararının uygulanmaması gerekçesiyle yaptığı ikinci başvuruyu görüştü. Kurul, Can Atalay’a ikinci kez ihlal kararı verdi. Can Atalay’ın avukatı Deniz Özen Atalay’ın tahliyesinin anayasal zorunluluk olduğunu söyledi. Röportajın tamamını sizlerle paylaşıyoruz.
“Anayasa Mahkemesi (AYM) geçen sefer de gereğinin yerine getirilmesi için kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yollamıştı. Ama İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yetkisiz bir biçimde Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay mahkemeye iade etmesi gerekirken etmedi. Örneğini daha önce hiç görmediğimiz bir hüküm kurdu ve “AYM kararına uyulmamasına” dedi. Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktu.
Şimdi dosya ikinci kez AYM önüne geldi. Biz kısa kararı basından görebildik. Yani karar elimize tebliğ edilmedi. Basında gördüğümüz karar eğer o haliyle doğruysa “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi, tahliyesinin sağlanması ve yargılamanın durmasına” oy birliğiyle karar verilmiş görünüyor.
OKUYUN: Anayasa Mahkemesi Can Atalay’a ikinci kez “hak ihlali” verdi
Bugün tartışılan konu aslında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasının zorunlu olup olmadığı, anayasanın hala yürürlükte olup olmadığı, anayasa 153. maddenin yani Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin uygulanması zorunlu kararlar olduğunu söyleyen maddenin hala yürürlükte olup olmadığı tartışmasıydı. Anayasa Mahkemesi bir kez daha bu tartışmaya noktayı koymuş oldu.
“Tahliye anayasal zorunluluk”
Can Atalay’ın bir dakika daha vakit kaybedilmeden, bugün, hemen, derhal tahliyesi bir anayasal zorunluluktur.
Can Atalay’ın durumu iki yüksek yargı organı arasında bir krize dönüştü. Anayasanın varlık yokluk meselesine dönüştü. Aslında bu mesele Can Atalay’ı kişisel olarak çok aştı. Anayasal düzenin devam edip etmeyeceğine dönüştü. Bunun göstergesine dönüştü.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Kendisi de farkında“
Kendisi de hukukçu olduğu için durumun farkında. Yani meselenin kendisini aştığının farkında. Meselenin yurttaşlarının hukuk güvencesine ilişkin bir mesele olduğunun da farkında. Bu nedenle olması gerektiği gibi tabii ki Anayasa Mahkemesi kararına uyulmasını ve bir an önce tahliye edilerek Hatay halkının iradesine yansıtmak üzere meclisteki yerini almak istiyor. Henüz görüşemedik ama umuyoruz bu akşam görüşürüz.
Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki tartışma, iki yüksek yargı organı arasındaki bir hukuki yorum farklılığı, bir görüş farklılığı olarak nitelendirilebilecek bir şey değil. Böyle tanımlamak naiflik olur.
Yargıtay’ın daha önce verdiği karar anayasal düzeni askıya alma niteliğindeydi. “Anayasayı tanımıyorum” demekti. “Anayasa madde 153 benim için bağlayıcı değildir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmasa da olur” demekti. Bunun hukuk düzeninde yeri olmadığı çok açık. Umuyorum bu ısrar, bu manasız ısrar devam etmeyecek. Bu ikinci ihlal kararından sonra kendisi bir an önce tahliye edilecek.”