Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çalışanların birikmiş parası eriyor | Prof. Aziz Çelik: “AKP kıdem tazminatının sınırlı halini de ortadan kaldırmak istiyor”

Kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 1,8 katına geriledi. İşçilerin birikmiş alacağı olan kıdem tazminatının yıllar içinde nasıl eridiğini Medyascope’a değerlendiren Prof. Dr. Aziz Çelik, “Ücretlerin asgari ücretle farkı kapandı, herkes asgari ücrete doğru çekildi, kıdem tazminatının alım gücü düştü. İktidar kıdem tazminatının sınırlı halini bile ortadan kaldırmak istiyor” diye konuştu.

2024 yılının ilk yarısı için kıdem tazminatı tavanı 35 bin 58 lira oldu. AKP iktidara geldiğinde brüt asgari ücretin beş katı olan kıdem tazminatı tavanı, asgari ücretin 1,8 katına kadar geriledi. İşçilerin birikmiş alacağı olan kıdem tazminatı, yalnızca AKP’nin değil önceki hükümetlerin de hedefindeydi. 

Çalışma ekonomisi profesörü Aziz Çelik, iktidarların kıdem tazminatını neden hedef aldığını, yıllar içinde erimesinin önemini ve çalışanlara etkisini Medyascope’a anlattı. 

Kıdem tazminatı tavanı nedir? 

Kıdem tazminatı çalışanların, tazminatı hak edecek şekilde, işten çıkarıldığında ya da emekli olduğunda almak üzere birikmiş parasıdır ve çalışılan her yıl için 30 günlük brüt ücret tutarı üzerinden hesaplanır. 2024 yılının ilk yarısı için işçinin brüt ücreti 35 bin 58 liranın üzerinde olsa dahi, kıdem tazminatı tavanı uygulaması nedeniyle yıllık kıdemi için tavan tutarı dikkate alınacak.

Kıdem tazminatı neden önemli?

Çelik, kıdem tazminatı tavanının düşmesinin çalışanlar için neden önemli olduğu sorusunu “Kıdem tazminatı, işçilerin ortalama ücretini de düşüren bir şey çünkü kıdem aslında işçilerin birikmiş alacakları. Kıdem tazminatı tavanının asgari ücrete oranı düştükçe işçinin eline geçen para da azalmış oluyor” diye yanıtladı.

Kıdem tazminatı tavanının oransal olarak düşüşüne ilişkin Çelik, “En yüksek devlet memurunun maaşına endeksli olarak hesaplandığı ve memur maaşlarındaki artış asgari ücret artışından daha sınırlı kaldığı için kıdem tazminatı tavanının asgari ücrete oranı düşüyor. Dolayısıyla kıdem tazminatının alım gücü de düşüyor” diye konuştu.

“Kıdem tazminatını alan işçi ev alabilirdi, şu anda hiçbir şey alamıyor”

Kıdem tazminatının alım gücünün düşmesini örneklendiren Çelik, şunları söyledi:

Bundan 40 yıl önce kıdem tazminatını alan işçi bir ev alabiliyordu. Ben kendi hayatımdan biliyorum, babam işçi emeklisi olarak kıdem tazminatıyla İstanbul’da ev almıştı. Şu anda kıdem tazminatı tavanı 35 bin lira. Bir işçi 25 yıl kesintisiz çalışsa, yaklaşık bir milyon lira kıdem tazminatı alır. Bir milyon liraya da hiçbir şey alamaz. Ev almak bir yana, araba bile alamaz.”

“Tavan uygulaması 12 Eylül’de getirildi”

Çelik, kıdem tazminatı tavanının asgari ücrete oranının 12 Eylül 1980 askeri darbesinden bu yana ciddi biçimde düştüğünü vurguladı:

“1978-80 arasında kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 7,5 katıydı. Daha sonra sistem değiştirildi, 12 Eylül döneminde en yüksek devlet memurunun bir yıllık emeklilik ikramiyesini geçemeyeceğine ilişkin bir tavan getirildi.”

AKP iktidara geldiğinde tavanın, asgari ücretin beş katı olduğunu, en son açıklanan brüt asgari ücretin 1,8 katına gerilediğini hatırlatan Çelik, “12 Eylül’den, Turgut Özal iktidarından bu yana büyük bir erime var” dedi. 

“Ücretlerin asgari ücretle farkı kapandı, herkes asgari ücrete doğru çekildi”

Türkiye’nin neoliberal ekonomi politikalarına geçişinde milat olarak kabul edilen 12 Eylül darbesinden önce asgari ücretin 7,5 katının bir işçi için makul bir ücret olduğuna dikkat çeken Çelik, şöyle devam etti: 

“1970’lerin sonunda, 80’lerin başında 7,5 katına kadar kıdem tazminatı ödenmesi makul gözüküyordu çünkü işçi ücretlerinin asgari ücrete oranı çok yüksekti. Şimdi ise işçi ücretlerinin asgari ücretle arasındaki fark giderek kapandı, herkes asgari ücrete doğru çekildi. Böylece kıdem tazminatı tavanı da düşmüş oldu.”

Kıdem tazminatının da işçi ücretinin parçası olduğunun altını çizen Çelik, tavanın düşmesinin, ücretlerin genel olarak düşmesinin yanı sıra işçinin emekli olduğunda eline geçecek birikmiş parasının da düşmesi anlamına geldiğini söyledi. 

“Kıdem tazminatının sınırlı halini bile ortadan kaldırmak istiyorlar”

Çelik, “Kıdem tazminatının bu sınırlı halini bile ortadan kaldırmak istiyorlar” diyerek, 2024-2026 Orta Vadeli Programı’nda (OVP) 2024 yılının ikinci yarısında çıkarılacak kanunla tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) kurulmasının hedeflendiğini hatırlattı. 

OVP’nin yayınlanmasının ardından iktidar temsilcileri, kıdem tazminatının TES’e dahil edilerek ortadan kaldırılması hedefini, tazminatın ödenmemesi sorununu, oluşturulacak fon üzerinden emeklilere tazminat yerine ikinci bir emekli aylığı vererek çözecekleri şeklinde anlatmıştı. 

“Emekli aylıklarını düzeltmek yerine ikinci aylık diyerek insanları aldatacaklar”

Kıdem tazminatının TES’e entegre edilmesinin kamu emeklilik sisteminin zayıflamasına yol açacağını söyleyen Çelik, şöyle devam etti: 

“İşçiye ‘Size bireysel emeklilik ya da tamamlayıcı emeklilikle ikinci bir emekli aylığı veriyoruz’ diyecekler. Normal emeklilik sisteminin şu andaki emekli aylıklarını düzeltmek yerine ikinci bir emeklilik diyerek insanları aldatacaklar. Dolayısıyla kıdem tazminatının fonksiyonu da ortadan kalkacak. Şimdi işten ayrıldığında işveren işçiye kıdem tazminatı vermek zorunda ama TES’e dahil olursa ancak emekli olunca kıdem tazminatını alabilecek ya da onun bir ihtarını emekli aylığı olarak alabilecek. Henüz sistemin ayrıntılarını bilmiyoruz ama o entegrasyon kıdem tazminatının ölümü anlamına gelir. Türkiye’de 1936’dan bu yana olan bir kurum bitmiş olur.”

“Bütün gelirleri aşağıya doğru eşitleme eğilimi var, bunun değişmesi için sendikal örgütlülüğün yüksek olması lazım”

Çelik, kıdem tazminatının alım gücünü korumak için özel sektörde ve kamuda ücretlerin asgari ücrete paralel olarak artması gerektiğini vurguladı: 

“Türkiye’de bütün gelirleri aşağıya doğru eşitleme eğilimi var, bunun değişmesi lazım. Tabii bunun için de çalışanların sendikal örgütlülüğünün yüksek olması lazım. İktidardan bağımsız ve güçlü bir sendikacılığın olması gerekir. Aksi durumda bunlara itiraz edilmesi mümkün olmuyor. Şimdi emekli aylıklarına yapılacak zam, hükümetin gönlünden ne koparsa o olacak. TÜİK enflasyonu bağladı zaten. Bunun için örgütlü bir toplum ve sendikalaşmanın ve toplu pazarlığın gelişkin olduğu, hükümetten bağımsız olduğu bir tabloya ihtiyaç var.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.