TİP Milletvekili Can Atalay için olağanüstü toplantı çağrısına Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un olumsuz yanıt vermesinin ardından, muhalefet partileri Kurtulmuş’a karşı ortak bildiri yayınladı. Ortak bildiride Meclis Başkanı’nın TBMM’yi etkisizleştirmeye çalıştığına dikkat çeken sekiz siyasi parti temsilcisi, TBMM’nin yeniden çalışmalarına başlayacağı 16 Ocak’ta da ortak tavır sergileyeceklerini açıkladı.
TBMM’de Can Atalay’la ilgili olağanüstü toplantı krizi sürüyor. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ile Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıran siyasi parti temsilcileri Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret etti. Olağanüstü toplantı çağrısının Meclis Başkanı Kurtulmuş tarafından reddedilmesi ve tutuklu milletvekili Can Atalay gündemli ziyaret bir saat sürdü.
Ziyaretin ardından ise muhalefet partilerinin Kurtulmuş’a karşı ortak tavrını CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın açıkladı. Muhalefet partileri olarak Meclis’in 9 Ocak’ta Can Atalay’la ilgili olağanüstü toplantı çağrısı yaptıklarını ancak Meclis Başkanı’nın bu çağrıya olumsuz yanıt verdiğini hatırlatan Günaydın, Kurtulmuş’un ret kararına Anayasa’nın 93. Maddesi ve İçtüzüğü gösterdiğini söyledi. Günaydın “Ancak bunlar tam da olağanüstü toplanma nedenleridir. Meclis başkanının burada takdir yetkisi yoktur” dedi. Günaydın, Meclis Başkanı’nın TBMM’nin toplanmamasına yönelik kararını protesto ettiklerini belirtirken “Bunun bir teamüle dönüşmemesi için kararlı tavrımızı sürdüreceğiz” dedi. Günaydın Meclis’in yeniden çalışmalarına başlayacağı 16 Ocak Salı günü de 8 siyasi parti olarak ortak tavır belirlemek üzere toplantı yapacaklarını söyledi. TİP Genel Başkanı Erkan Baş da sorunun TİP’in bir milletvekilinin tutukluluğu olmadığını kaydetti ve “Mesele Türkiye’deki demokrasi ve özgürlükler sorunudur. Her türlü hukuksuzluğa karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ortak Bildiride Kurtulmuş’a “Meclis’in hukukunu koruma” çağrısı
İYİ Parti dışında Meclis’teki muhalefet partilerinin temsilcilerinin imzasını taşıyan ortak bildiri ise şöyle:
“Anayasa’nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamakta direnen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin tutumu çerçevesinde gelişen olaylar ve açıklamalar nedeniyle, süreç bir yargı krizi olmaktan çıkmış ve derin bir demokrasi krizine dönüşmüştür.14 Mayıs 2023 günü halkın iradesi ile milletvekili seçilen Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin hakkında verdiği iki karara rağmen Silivri Cezaevi’ndedir. Ortaya çıkan bu durum, yargının yasama erkine müdahalesi olmakla kalmayıp, aslında Türkiye’de yaşanan politik gerçekliğin bir görünümü olarak, yürütmenin ve tek adam rejiminin tahakkümü ile erkler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yurttaşlarımız için kişi güvenliği hakkının yasal güvencelerinin keyfi uygulamalara açık hale getirilmesi anlamını taşımaktadır.
Yukarıda tanımlanan olayların ele alınarak görüşülmesi ve kendi gündemine hakim olan TBMM’nin tutumunun belirlenmesi amacıyla, sekiz partinin temsilcilerinin yeter sayıda imzalarıyla, Meclis’in olağanüstü toplanması istemiyle hazırlanan dilekçe, 5 Ocak 2024 günü TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur. Buna karşın Meclis Başkanı imzasıyla 9 Ocak 2024 günü tarafımıza ulaşan yazıda, Anayasa, İç Tüzük ve Meclis teamüllerine aykın olarak, talebimiz reddedilmiştir.
Bilindiği üzere, TBMM 2023 yılında son mesaisini 27 Aralık 2023 gününde tamamlamış ve çalışmalarına 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Bu fili duruma karşılık, Meclis’in tatil ya da ara verme kararının bulunmadığı yönünde bir görüş ileri sürülerek Meclis’in toplanmasının reddedilmesi, her şeyden önce hukukun genel ilkelerine ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Dahası, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrılmış ve toplantı gerçekleştirilmiştir.
TBMM’de temsil edilen sekiz siyasi partinin grup başkanları, grup başkan vekilleri ve yeter sayıda milletvekillerinin imzasıyla verilen söz konusu talebimiz karşısında, Meclis Başkanı’nın takdir yetkisi değil, bağlı yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın Meclis Başkanı’nın bu talebimizi reddetmesi, Anayasa’nın 93, İç Tüzüğün 7 inci maddelerinin ihlali yanında, TBMM teamüllerinin çiğnenmesi ve bu alana tümüyle keyfiyetin hakim kılınması anlamını taşımaktadır. Somut durumdan çok öte, Meclis Başkanı’nın ortaya koyduğu bu tutumla, bundan böyle ülkemizin karşılaşacağı önemli gelişmeler karşısında, TBMM’nin olağanüstü toplanarak ülke gündemine müdahale gücü tartışmalı bir hale getirilmektedir.
Bizzat Başkanı tarafından Meclis’in etkisizleştirme ve işlevsiz kılınma çabalarının, mevcut iktidarın tutumundan ayrı değerlendirilemeyeceğinin farkındayız. Bu bağlamda ifade etmek isteriz ki, Meclis Başkanı; haklı, hukuka ve kamu yararına uyarlı taleplerimiz üzerinden siyasi karşıtlık kurma durumundan kendisini çıkarmalı ve Meclis’in hukukunu korumalıdır.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Aşağıda imzası bulunan ve farklı siyasi müktesebatlara sahip olan sekiz siyasi partinin temsilcileri olarak, bu açık hukuksuzluğa ve keyfiliğe sessiz kalmayacağımızı ve hukuki-demokratik tepkilerimizi her türlü platformda seslendirme kararında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.”
