DEM Parti’den Can Atalay ve Gezi davası tutukluları için mektup

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ve diğer Gezi davası tutukluları için mektup yayımladı.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında verdiği iki “hak ihlali” kararına rağmen serbest bırakılmayan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ve diğer Gezi davası tutukluları için mektup yayımladı. Mektupta AKP-MHP iktidarının “zulüm düzenini” zirveye taşıdığı söylendi, “Ülkeyi devasa bir cezaevine çevirdi. Uydurma davalarla Kürtleri ve devrimcileri hapsetti. Kobani Kumpas davası da Gezi davası da AKP-MHP iktidarının kendilerine biat etmeyen toplumsal muhalefeti ‘yargı’ ve ‘hukuk’ adı altında baskı altına almak istemesinden başka bir şey değildir” denildi.

Mektupta Gezi davasının siyasi olduğu vurgulandı, “Bu davanın hukukla uzaktan yakından alakası yoktur. Meseleyi salt hukuk alanından değerlendirmek, pozitif hukukun içinden konuşmak meseleyi anlamamakla eşdeğerdir. Franz Kafka ‘Hukuk ders kitaplarını okumak insanın ağzında talaş tadı bırakır’ demişti. Kimse bize hukuk ders kitapları ağzıyla bu davanın hukuki ve yasal boyutunu öne çıkarmasın. Talaşa da yalanlara da karnımız tok. Bunu en iyi siz tutsak edilmiş yoldaşlarımız biliyor” denildi.

Mektupta Yargıtay’ın AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararını tanımamasına da değinildi:

“AKP-MHP iktidarı ‘düşman hukuku’ uygulayarak başta Kürtler, devrimciler ve demokratlar olmak üzere kendilerinden olmayan herkesi ‘terörist’ ilan ediyor. Sonra da adına ‘yargılama’ diyor. Yani hukuku ve yargıyı araçsallaştırarak kendi siyasi çıkarları için kullanıyor. Dahası bu iktidar yargıyı araçsallaştırarak muhaliflere karşı bir sopa olarak kullanmakla yetinmiyor. Halkın oylarıyla seçilmiş sevgili Can Atalay üzerinden de kendi ajandasını yürütüyor. Can, hukuka aykırı bir biçimde ısrarla tahliye edilmediği gibi onun üzerinden de bir fırtına koparılıyor. Ve adına da ‘yargı krizi’ deniyor. Yani Can Atalay şahsındaki muazzam hukuksuzluğu ‘kriz’ formatıyla işleterek kendi hesabına yazmaya çalışıyor.”

Mektupta iktidarın hakikati gizleyemeyeceği söylendi, “Siz tutsak yoldaşlarımız ‘içeride’, bizler ‘dışarıda’ özgürlük ve demokrasi mücadelemizi daha da yükselteceğiz. Hakikatin peşinde amansızca yol almaya devam edeceğiz. Unutmayalım, bizleri ayıran tek şey, dikenli teller ve duvarlar. O da fiiliyatta. Bizler biriz. Aynı yolun yolcusuyuz. Mücadelemiz ortaktır. Hiçbir güç bunu engelleyemez” denildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.