Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Batı’nın yaptırımları etkisiz, Navalni de öldü: Putin şimdi ne yapacak?

Rusya lideri Vladimir Putin, 16 Şubat Cuma günü Çelyabinsk’teki bir fabrikada işçileri överken ve muhabirlerle şakalaşırken herkesin kendisini görmeye alıştığı gibi değildi, neşeliydi. Putin kendisine güveniyordu.

Dünya, Putin’in en güçlü rakibi Aleksey Navalni’nin Kuzey Kutup Dairesi’nin yaklaşık 65 kilometre kuzeyinde tutulduğu IK-3 cezaevinde öldüğü gün tam olarak neler yaşandığını asla bilmeyecek. Navalni’nin ailesi bugün de cesedi göremedi. Navalni yıllarını Rusya’daki cezaevlerinde kötü şartlarda geçirdi. Ölüm sebebi ne olursa olsun, yıllardır gördüğü bu kötü muamele, destekçileri tarafından “Navalni’nin ölümünden Kremlin sorumlu” yönündeki yaygın görüşü destekliyor.

Navalny’nin müttefiki ve Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nda araştırmacı Georgy Alburov, “Navalni’yi Putin öldürdü. Bunu tam olarak nasıl yaptığı kesinlikle ortaya çıkacaktır” dedi.

Batı’daki liderler de benzer düşüncede. Navalni’nin ölümünün sorumluluğu doğrudan Putin’e yüklendi. ABD Başkanı Joe Biden, “Navalni’nin ölümünden Putin sorumludur. Putin sorumludur” dedi.

Peki bu açıklamalar Kremlin’i sarsacak mı? En iyi ihtimalle omuz silkeceklerdir.

Muhalefet bir darbe daha yedi

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için yakalama kararı çıkarmıştı. Yakalama kararının nedeni, Ukraynalı çocukların hukuksuz ve yasadışı bir şekilde sınır dışı edilmesiydi. Fakat Putin, Batı’nın onayını almayı çoktan bıraktı. Kremlin’e göre Putin artık sürücü koltuğunda. Navalni’nin ölümünün ardından ülkede baskı altında tutulan muhalefet, bir darbe daha yedi.

Putin’in artık iç politika üzerindeki kontrolü de tam. 15-17 Mart 2024’te yapılacak seçimleri kazanması halinde Putin, 2030’a kadar başkanlık koltuğunda oturacak. Putin’in görev süresi, Stalin’in görev süresini bile geride bırakabilir.

Askeri inisiyatif Putin’de

24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna’nın işgali 3. yılına girecek. Ukrayna hayatî yardımlardan mahrum kaldı, moralleri de düşük.

Putin’in işgalinin ikinci yıldönümü yaklaşırken, Ukrayna hayati yardımlardan mahrum ve morallerdeki çatlaklar kendini gösteriyor. 17 Şubat Cumartesi günü Ukrayna ordusu, dört ay direndikleri Avdiyivka kentinden çekildi. Bu karar şüphesiz, Kiev’e askeri bir darbe oldu. Savaştaki inisiyatifi de Putin’e verdi.

Navalni’nin ölümü hakkında henüz yorum yapmayan eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 sonunda yeniden başkanlık koltuğuna oturma ihtimali hiç olmadığı kadar güçlü. Bu da Putin’e Ukrayna ve ötesinde tam yetki verebilir. Batı’nın Putin’i ve Rusya’yı izole etme, parya haline getirme, Rus ekonomisini felce uğratacak küresel yaptırımlar uygulama planı istenilen sonucu vermedi. Putin yeni müttefikler edindi, Küresel Güney’e kur yaptı. Bir zamanlar Batı’nın sadık müttefikleri olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Putin’i memnuniyetle karşıladı.

Biden, Navalni’nin ölümünden sonra Rusya’yı bir kez daha tehdit etti ve “Başka neler yapılabileceğini düşünüyoruz” dedi. Biden’ın Rusya’ya ve Putin’e atacağı adımlardaki tereddüdü, Putin’in kendisine olan güvenini daha da artıracak gibi görünüyor.

“Rusya’nın kimseye borcu yok”

Ukrayna’daki savaşın ardından “kanlı ve akılsız savaşın bir parçası olmayacağım” diyerek görevinden istifa eden Rus diplomat Boris Bondarev, “Putin ne kadar dokunulmazlığa sahip olursa, o kadar agresifleşiyor. İçeride muhalefeti yok ettikten sonra yurtdışında konuşmaya cesaret edenlere odaklanacak” dedi.

Bu ruh hali, Putin’in müttefikleri arasında da yaygın. Russia Today’in başkanı Margarita Simonyan, NATO’nun Navalni’nin ölümünden sonra yaptığı açıklamayı alıntılayarak, “Rusya’nın kimseye borcu yok” diye yazdı.

Navalni’nin öldürülmesinin ardından pek çok kişi bundan sonra yaşanacaklardan korkuyor. Carnegie Rusya Avrasya Merkezi Direktörü Alexander Gabuev, “Ölümcül hatalar yapma kapasitesi kontrol edilmeyen, dalkavuklarla çevrili yaşlı bir Rus hükümdar, önümüzdeki yıllarda şimdiye kadar gördüklerimizden çok daha pervasız hamleler yapabilir” diye yazdı.

Rus sosyolog Greg Yudin ise durumu daha acımasız bir şekilde ifade etti: “Rusya’da gecenin en karanlık anı, şafaktan önceki andır derler. Bu doğru. Biz sadece gerçek karanlığın ne olduğunu bilmiyoruz. Hava daha yeni kararmaya başlıyor. Güneş gitti.”

Kaynak: Guardian

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.