Medyascope’a konuşan DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü avukat Öztürk Türkdoğan, seçilme yeterliliğine sahip olmadığı kararını 1 Nisan’da öğrenen Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın mazbatası için ikinci sıradaki AKP’nin Van adayı Abdulahat Arvas’ın avukatının 31 Mart gecesi İl Seçim Kurulu’na başvurduğunu söyledi.
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü avukat Öztürk Türkdoğan ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden akademisyen Prof. Dr. Selin Esen Arnwine, Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliğine sahip olmadığı gerekçesiyle mazbata verilmemesi krizini Medyascope’a değerlendirdi.
Türkdoğan, Abdullah Zeydan’a 2015 yılında “örgüt propagandası” suçundan üç yıl bir ay 15 gün hapis cezası verildiğini hatırlattı:
“Bu ceza verilirken bir başka suçtan 4 Kasım 2016’dan 7 Ocak 2022’ye kadar tutukluydu. 7 Ocak 2022’de tahliye olduğunda ‘propaganda suçu’ndan verilen cezası kesinleşti. Avukatı da İnfaz Hakimliği Kanunu’na göre artık mahsup* (mahkumiyetten indirim) işlemlerini İnfaz Hakimliği yaptığı için İnfaz Hakimliği’ne başvuruyor. Hakim de tutuklu kaldığı süreleri 2016’dan itibaren üç yıl, bir ay, 15 günü hesaplarak 4 Kasım 2016’dan 20 Aralık 2019’a kadar geçen sürenin tamamını bu cezadan indiriyor. Hepsini mahsup ettiği için artık Aralık 2019 itibariyle ‘propaganda suçu’ndan bir cezası kalmamış oluyor.”
“Adli Sicil İstatistik Kanunu’nda ‘hükmün kesinleşmesi’ diye bir madde yok”
Abdullah Zeydan meselesinde hükmün kesinleşmesinden sonra yasaklanmış hakların iade edilmesi gerektiği iddiaları tartışılırken Türkdoğan, Abdullah Zeydan’ın avukatı Mahsuni Karaman’ın bu mahsuplaşma (tutuklu kaldığı yıldan aldığı cezasının düşürülmesi) işlemini yaptıktan sonra cezayı veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 21 Mart 2023’te başvurduğunu belirtti. Türkdoğan, buna göre Mahkeme’nin de 4 Nisan 2023’teki kararında İnfaz Kanunu hükümleri ve Adli Sicil İstatistik Kanununa göre cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yılın hesaplandığını vurguladı.
Türkdoğan, Mahkeme’nin kararında “hükmün kesinleşmesi” diye bir durumun olmadığını açıkladı:
“Niye yok? Farz edin ki Abdullah Zeydan hiç tutuklu değildi. 7 Ocak 2022 yılında cezası onanarak kesinleşti. Cezanız kesinleşince ne olacak? Gidip hapis yatacaksınız değil mi? Zaten üç yıl, bir ay, 15 günün Terörle Mücadele Kanununa göre yatarı dörtte üçtür ama kanun daha önce kendisine tutuklu kaldığı süreleri mahsup etme imkanı tanıdığı için Aralık 2019 itibariyle artık cezası infaz edilmiştir. Mahkeme heyeti, ‘Evet haklısınız. Adli Sicil İstatistik Kanunu’nda böyle bir şey yok. Aranan tek kriter cezanın infazının tamamlandığı tarihtir. Cezanın infazının tamamlandığı tarih de 2019’dur. Dolayısıyla üç yıldan fazla süre geçmiştir. Biz size memnu haklarınızın iadesini veriyoruz’ diyor.”
“Kararı veren ihtisas mahkemesidir, bilmeyen bir mahkeme olsa ‘Tek hakim hata yapmıştır’ deriz”
Türkdoğan, seçilme yeterliliği kararını veren Mahkeme’nin aynı zamanda daha önce Zeydan’a hapis cezası veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu hatırlatarak “5. Ağır Ceza Mahkemesi ihtisas mahkemesidir, bu işleri bilen bir mahkemedir. Bilmeyen bir mahkeme olsa tartışırız, deriz ki ‘Tek hakim hata yapmıştır.’ Böyle bir şey yok. Bunlar üç kişilik Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri. Yani bu insanlar bu konuyu bilmezler mi?” diye tepki gösterdi.
“Bir mahkeme kararı Cumhuriyet Savcılığı’na tebliğ edilmeden asla kesinleştirilemez”
Türkdoğan, Mahkeme’nin yasaklanmış hakların iadesi kararını Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmediği iddialarına yönelik şöyle konuştu:
“Mahkeme kararı hem avukata hem de Cumhuriyet Savcısı’na 10 Nisan 2023’te tebligata çıkarıyor. Cumhuriyet Savcısı ve avukat tebligatı alıyor. Gerçekten hayretler içerisindeyim. Bir mahkeme kararı Cumhuriyet Savcılığı’na tebliğ edilmeden asla kesinleştirilemez. Bu iddiayı ileri sürenler, çok çok özür diliyorum cahil insanlar. Böyle şey olur mu ya? Ağır Ceza Mahkemeleri bir talep olduğunda Cumhuriyet Savcılığının mütalaasını almadan zaten karar veremez. Memnu hak iadesinde mutlaka ve mutlaka Cumhuriyet savcısının mütalaasını istiyor.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Mahkeme olumlu mütalaa verdi”
Türkdoğan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne olumsuz mütalaa verdiği iddiasının doğru olmadığını söyleyerek, avukat Mahsuni Karaman’ın Diyarbakır 5. Ağır Ceza’ya başvurmasının ardından Mahkeme’nin savcılığın mütalaasını istediğini belirtti.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olumlu mütalaa verdiğini vurgulayan Türkdoğan, “Bunların hepsi dava dosyasında belge olarak vardı. Bu usüller olmadan mahkeme de karar veremez. Bu standart usuldür. Mahkeme heyeti toplanıyor ve memnu hakların iadesine karar veriyor” diye konuştu.
“Başsavcının kararı görmesine gerek yoktu”
Türkdoğan, Mahkeme’nin Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararını daha sonra hem cumhuriyet savcısına hem avukata bildirmesinin ardından yedi günlük süre geçmesine rağmen iki tarafın da temyiz etmediğini ve böylece kararın kesinleştiğini söyledi. Mahkeme kararları cumhuriyet savcısına iletildiğinde Başsavcının bu kararı görmesi gerekmediğine dikkat çeken Türkdoğan, sadece Cumhuriyet savcısının gönderilen kararı görmesinin yeterli olduğunu belirtti.
“İlk aşamada bile Cumhuriyet Savcısı kararı dört defa görüyor”
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararı Başsavcılığa “görüldü işlemi” için göndermediği iddiasına ilişkin Türkdoğan, “Görüldü işlemi”nin yasalara göre yalnızca soruşturma aşamasında arandığını, kovuşturma yani yargılama aşamasında mahkeme kararıyla ilgili “görüldü işlemi”nin yapılmasına gerek olmadığını açıkladı:
“Cumhuriyet Savcısı kendisine tebliğ edilen kararı temyiz etmiyor ve karar kesinleşiyor. Mahkeme, 20 Haziran 2023’te ‘Tali karar fişi’* düzenliyor ve kararı kesinleştiriyor. ‘Tali karar fişi’ Adalet Bakanlığı’na Cumhuriyet Savcısı üzerinden gönderiliyor. Mahkeme, kararı tekrar Cumhuriyet Savcılığı’na gönderiyor. Cumhuriyet Savcısı o kararı imzalıyor. O şekilde Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’ne karar gidiyor. Bakın daha ilk aşamada Cumhuriyet Savcısı dört defa görüyor bu kararı. Dolayısıyla ‘Biz bu kararı görmedik demek’ komik duruma düşürüyor.”
Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’nde tetkik hakimlerinin Mahkeme kararlarını incelediğini hatırlatan Türkdoğan, “Yasaklanmış hakların iadesi kararı kesinleştiği için Abdullah Zeydan’ın adli sicil kayıtlarını düzeltiyorlar. Yasaklanmış haklarını siliyorlar. Adalet Bakanlığı’na gitmesi Mayıs 2023’te oluyor” diye konuştu.
“Zeydan’ın UYAP kayıtlarından bütün mahkeme dosyalarını, arşiv kaydını, sicil kaydını inceledik”
Türkdoğan, DEM Parti’nin Zeydan’ın yasaklanmış haklarının iadesi için gereken üç yıllık sürenin dolmadığına ilişkin bilgisinin olduğu iddialarına da yanıt verdi.
Adaylarla birlikte UYAP kayıtlarından bütün mahkeme dosyalarına, yargılama dosyalarına, arşiv kayıtlarına, sicil kayıtlarına bakıp incelediklerini belirten Türkdoğan, “Kesinleşmiş mahkeme kararı ve yasaklı hakların iadesiyle ilgili kesinleşme şerhi var -ki biz o kesinleşme şerhini görmeden zaten insanların başvurusunu almayız-. Baktık burada bir problem yok. Adalet Bakanlığı bunu işlemiş mi, işlemiş. Sadece bu mahkeme kararına bakmadık. Bir de Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’nün verdiği belgeye baktık, ‘Sorun yok, tamam. Başvurabilirsin’ dedik” diye konuştu.
“YSK, Zeydan’ın adaylık başvurusunu inceledi ‘Hiçbir sorun yok’ dedi”
Türkdoğan, böylece Zeydan’ın adaylık başvurusunun yapıldığı ve Parti’nin Van Komisyonu’nun da Yüksek Seçim Kurulu’na bildirdiğini vurguladı:
“YSK inceledi ‘Hiçbir sorun yok’ dedi. Hatta biliyorsunuz Abdullah Zeydan resmi adayımız olduğu için resmi olarak onun ismiyle zaten ilana çıktı. O ilan süresi içerisinde kimse de itiraz etmedi. Zaten itiraz edecek bir şey yok. Kesinleşti. Oy pusulaları basıldı. Oy pusulasında bütün Vanlılar Abdullah Zeydan’ın ismini gördü. Sonra ne olduysa birdenbire Adalet Bakanlığı İstatistik Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazıyor, diyor ki ‘Siz bu karara niye itiraz etmediniz?’”
“Mahkeme iptal kararını 29 Mart’ta Adalet Bakanlığı’na, 1 Nisan’da Zeydan’ın avukatına iletiyor”
Türkdoğan, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29 Mart Cuma günü memnu haklarının iadesinin iptal kararı verdiğine değinerek “Abdullah Zeydan’a ve tekrar Cumhuriyet Savcısı’na tebliğ edilmesi lazım. Abdullah Zeydan’ın temyiz hakkı var” dedi. Kararın Zeydan’ın avukatına iletilme tarihinin 1 Nisan olduğunu belirten Türkdoğan, “Sanki 29 Mart’ta mahkeme kararı kesinleşmiş gibi kararı 16.55’te Adalet Bakanlığı’na ve savcıya bildirip Adalet Bakanlığı’na gönderttiriyor. Seçimden sonra ise Zeydan’ın avukatına iletiliyor” diye konuştu.
“AKP’li aday 31 Mart akşamı ‘Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği yoktur, azbatayı bana ver’ diye dilekçe veriyor”
Bu süreçteki gelişmelerden DEM Parti’nin haberi olmadığını belirten Türkdoğan, sürecin usüle uygun olmadığını söyledi. Türdoğan, “Pazar günü Abdullah Zeydan oyunu kullanmış. Bütün Vanlılar oylarını kullanmışlar. Akşam olmuş, sandıklar açılmış. Bakmışız ki kazanmışız. Hemen AKP’li adayın avukatı, 31 Mart günü Van İl Seçim Kurulu’na dilekçe veriyor. Diyor ki ‘Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği yoktur, mazbatayı bana ver.’ Organize bir suç var burada” diyerek tepki gösterdi.
“AKP’li adayın avukatı mahkeme kararını Zeydan’dan önce nereden biliyordu?”
Türkdoğan, Zeydan’ın ve avukatının Mahkeme kararından haberinin olmadığı bir durumda AKP’li aday Arvas’ın avukatının bu bilgiyi nereden öğrendiğini sorarak “Bakın kişisel verilerin ihlali var. AKP’li adayın avukatının bir kere bunu izah etmesi lazım. Sen bunu nereden öğrendin? Sonra ertesi gün 1 Nisan’da bize karar tebliğ ediliyor. Bir bakıyoruz 1 Nisan’da bir de AKP’nin kendisi de İl Seçim Kurulu’na ‘Mazbatayı bize verin’ diye başvuru yapıyor” diye konuştu.
Kendilerine 1 Nisan’da iletilen yasaklanmış hakların iadesinin iptali kararının yedi günlük temyiz süresi olduğuna değinen Türkdoğan, “İl Seçim Kurulu’nun en geç 2 Nisan akşamı ya da 3 Nisan sabahı mazbatayı vermesi lazım. Mazbatayı vermemek için böyle tezgah kurmuşlar” dedi.
“Van İl Seçim Kurulu Başkanı karara muhalefet şerhi koydu”
Türkdoğan, Van İl Seçim Kurulu Başkanı’nın mazbatayı Zeydan yerine ikinci sıradaki AKP’nin Van adayı Arvas’a verilmesi kararına muhalefet şerhi koyduğuna dikkat çekti:
“‘Biz böyle bir aracı olmayalım, ortada Yargıtay kararı yok. Bu konuda karar verecekse Yüksek Seçim Kurulu karar versin’ diyor. Biz de zaten çok kapsamlı bir itiraz dilekçesi hazırladık. YSK’ya başvurduk ve 3 Nisan itibariyle YSK’da 11 üyenin yedisi bizim lehimize karar verdi.”
Önümüzdeki süreçte Zeydan’ın yasaklı haklarının iadesi için üç yıllık sürenin dolmadığı tartışmalarının gündem edilemeyeceğini savunan Türkdoğan, “YSK’nın mazbata verme işlemi kararı kesin, itirazı yok. Mazbata bakımından konu kapandı” dedi.
“YSK hakikaten seçmen iradesini esas alarak bir karar vermiştir”
Türkdoğan, Zeydan’ın aleyhine verilen Mahkeme’nin iptal kararını bu hafta içinde temyiz edeceklerini belirterek “Yargıtay karar verecek ama ne zaman karar verir bilmiyoruz. O tarihe kadar da bizim arkadaşımız mazbatasını almış ve belediye başkanlığını yapmış olacak” diye konuştu. YSK’nın kararının kayyumun önüne geçtiğini belirten Türkdoğan, “YSK uzun zamandır özlediğimiz bir hukuki karar vermiştir. Burada da ben YSK’yı gerçekten kutluyorum. YSK hakikaten seçmen iradesini esas alarak bir karar vermiştir” diye konuştu.
- Ruşen Çakır’ın konuğu Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan: “CHP’nin tutumu çok kıymetli”
“Mazbatayı en başında Zeydan’a vermemek için hukuka aykırı hatalar, usulsüzlükler serisini Türkiye’ye yaşattılar”
İl Seçim Kurulu kararının aceleye getirilerek asıl amacın mazbatayı Zeydan’a vermemek olduğunu belirten Türkdoğan, mazbata Zeydan’a verilemeyecek olsa dahi yeni belediye başkanının belediye meclisi tarafından seçilmesi gerektiğinin bilindiğine dikkat çekti:
“Bunu bildikleri ve sırf bunun önüne geçmek için böyle hukuka aykırı hatalar, usulsüzlükler serisini Türkiye’ye yaşattılar. En nihayetinde Yargıtay bir karar verecek ve Yargıtay’ın kararına göre de zaten ya devam ya tamam denecekti. Tamam deneceği zaman da belediye meclisi kendi içinde yeni bir başkan seçecekti. Bu kadar basit, durum bundan ibarettir.”
Prof. Dr. Selin Esen Arnwine: “‘Cezanın kesinleşmesi’ diye kanuni bir koşul yok, DEM Parti bu konuda haklı”
Medyascope, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden akademisyen Prof. Dr. Selin Esen Arnwine’a iddiaların hukuki boyutunu ve yaşanılan durumun gelecekte tekrar tartışmaya yol açıp açmayacağını, açarsa hangi hukuki yollarla açılabileceğini sordu.
Prof. Dr. Esen Arnwine, DEM Parti’nin de iddia ettiği gibi “cezanın kesinleşmesi” diye kanuni bir koşulun olmadığını belirterek “Memnu hakların iadesi için hükümlünün cezanın infazını tamamladığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerekiyor. DEM Parti bu konuda haklı” diye konuştu.
“İsnat edilen suçun işlenip işlenmediğine ilişkin derinlemesine araştırma yapılır ancak yargıcın savunması alınmaz”
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) memnu haklarının iadesi kararını veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi hakkında inceleme başlatmasına yönelik Esen Arnwine, durumu şöyle açıkladı:
“Bu aşamada kendisine isnat edilen suçun işlenip işlenmediğine ilişkin derinlemesine araştırma ve inceleme yapılır ancak yargıcın savunması alınmaz. Disiplin ihlaline ilişkin gerekli tüm belge ve bilgiler toplanır. Toplanan bilgi ve belgelere göre soruşturma izni verilmesine yer olmadığı veya soruşturma izni verilmesine karar verilir. Soruşturma izni verilmesinden sonra kurul müfettişi veya daha önce tayin edilmiş muhakkikten gelen soruşturma raporu, hâkim ve savcının disiplin yönünden savunması alınmak suretiyle disiplin cezası verilmesine veya verilmemesine karar verilir. Disiplin cezası verilmesi üzerine, karar kendisine tebliğ edilen hâkim karara karşı yeniden inceleme ve itiraz gibi idari başvuru yollarını işletebilir.”
“Yasaklı hakların iadesi başvurusu hükmü veren mahkemeye ya da ikametgahın bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemeye yapılabilir”
Esen Arnwine, Adli Sicil Kanunu’nun 13. maddesini hatırlatarak, “Hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemeye yapılabiliyor” diyerek yasaklı hakların iadesi başvurusunun istenilen herhangi bir ağır ceza mahkemesinden yapılabileceği iddiasının doğru olmadığını belirtti.
“Ek fıkra Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘görüldü işlemi’ yapma yetkisi veriyor”
DEM Parti, tartışmalara sebep olan “görüldü işlemi”nin kovuşturma, yani yargılama aşamasında gerekli olmadığını iddia etmişti. Prof. Dr. Esen Arnwine, “görüldü işlemi”nin “5235 Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunu”na eklenen ek fıkrayla Başsavcılığa yetki verdiğini açıkladı:
“Kovuşturma aşamasında ‘görüldü işlemi’ Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 2017 tarihli ve 2017/5711 sayılı kararına göre kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verme yetkisi Ceza Muhakemeleri Kanunu md. 172/1’de açıkça cumhuriyet savcısına verilmiştir. Ceza Muhakemeleri Kanunu, bu işlemi geçerlilik şartı olarak sadece ‘yazılı olma’ şartına bağlamış, ‘görüldü’ ya da ‘onay’ prosedürü gibi başka bir şarta bağlamamış, diyordu. Bir başka ifadeyle, Yargıtay 19. Ceza Dairesi, cumhuriyet savcısı tarafından imzalanmış kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ayrıca ‘onay’ ya da ‘görüldü’ gibi başka bir prosedürün gerekmediğini hükme bağlıyordu ancak 5235 sayılı kanunun 18. Maddesine ‘Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararları arasında oluşabilecek farklılıkların giderilmesi ile bu kararların kanuna uygunluğunun denetlenmesi hususlarında görevli ve yetkilidir’ biçiminde ek fıkra eklendi. Bu düzenlemeye göre Cumhuriyet başsavcıları yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararları ‘İade etme’ veya ‘İptal etme’ yetkisine sahip. Bu şekilde Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘görüldü işlemi’ yapma yetkisi veriliyor.”
“YSK’nın kararından dönmesi için yeni bir belge ve kanıtın olması gerekir, böyle bir şey yok görünüyor”
YSK’nın kararlarının kesin olduğunu vurgulayan Esen Arnwine, karara ilişkin gelecekte olağanüstü bir yargı olup olamayacağına ilişkin iddiayı şöyle özetledi:
“Anayasa Mahkemesi’nin içtihatlarına göre, YSK kararlarına karşı bireysel başvuru yapılamıyor. Bu karara ilişkin olağanüstü bir yargı yolu olduğunu düşünmüyorum. 298 sayılı kanundaki olağanüstü itiraz hakkı seçim sonuçlarına etki edecek olay ve durumlar nedeniyle seçim kurullarının kesinleşmiş kararlarına karşı yapılabiliyor. YSK’nın kararından dönmesi için yeni bir belge ve kanıtın olması gerekir. Somut olayda böyle bir şey yok görünüyor.”
*Mahsup nedir?
Türk Ceza Kanunu’nda mahsup, aynı ya da başka bir yargılama sırasında hürriyeti sınırlandırılan hükümlünün cezasında, sınırlandırma süresi kadar indirime gidilmesidir.
*Tali karar fişi nedir?
Ceza fişi ile adli sicile bildirilmiş olan hüküm ve kararlarda değişiklik yapan kararları ifade etmektedir.
*Görüldü işlemi nedir?
Mahkeme tarafından verilen bir kısım kararların Cumhuriyet savcısına görüldü yapılmak üzere gönderilmesi işlemidir. Böylece savcı dosyaya bakar ve ‘görüldü’ kaşesiyle imza atar. Savcının dosyada kamu adına itirazı bulunacaksa itirazı beklenir.