Ruşen Çakır’ın konuğu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek: Nasıl kazandı, ne devraldı, neler yapacak?

CHP’nin ilk kez kazandığı Manisa’da yüzde 57 ile Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ferdi Zeyrek, Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı. Zeyrek, 31 Mart Yerel Seçimleri’ni nasıl kazandığını, neler devraldığını, neler yapacağını, Manisa’nın en önemli meselesini anlattı. Zeyrek, seçimi kazandıktan sonra belediye kasasının boşaltıldığını bir videoyla duyurdu. Savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu. Zeyrek, geçtiğimiz günlerde Ege Belediyeler Birliği’nin yeni başkanı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’le yayın yapıyoruz. Kendisine Manisa’yı soracağız tabiî; ama öncelikle bu seçimi nasıl kazandığını soracağız. Ferdi Bey, merhaba.

Ferdi Zeyrek: Merhaba Ruşen Bey. İyi yayınlar diliyorum. Nasılsınız?

Evet, hepimize iyi yayınlar olsun. Şimdi siz 31 Mart’ta kazandınız, ama bir de yakın zamanda Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı’nı kazandınız. İkisini de ayrı ayrı tebrik edeyim. Ancak şu seçimi nasıl kazandığınız konusunda, ben geçenlerde Özgür Özel’le bir röportaj yaptığımda Manisa’yı özel olarak sordum. O bayağı bir anlattı, ama burada başrolde siz varsınız. Şimdi izleyicilerimiz bilmeyebilir, ama Manisalılar biliyordur. Bakıyorum, 2019’da İYİ Parti adayı Millet İttifâkı’nın adayı olarak gösterilmiş, değil mi? Ve 332 bin oy almış, %38’lik bir oyla MHP adayı Cengiz Ergün karşısında kaybetmiş, net bir şekilde kaybetmiş. Siz 2019’da CHP olarak ancak 4 ilçe alabilmişsiniz. 2023 seçimlerine bakıyoruz: Millet İttifâkı’nın toplam oyu %40,5. Bunun içerisinde CHP’nin oyu %29, son seçimde. Ve aradan 11 ay geçiyor ve bir bakıyoruz, siz 507 563 oy, %57,26 oy alıyorsunuz. 4 olan ilçe sayısını 13’e çıkarıyorsunuz. Yani burada garip bir şey var. Yani şöyle, çok garip şey var da, gerçekten meselâ en son seçimde aldığınız oyun, İYİ Parti ile aldığınız oyun da üstünde ve İYİ Parti’nin 4-5 yıl önce aldığı oyun da çok çok üstünde, neredeyse 200 bin üstünde bir oy. Bir de şu var: MHP adayının 5 yıl içerisindeki oyu yaklaşık 200 bin azalmış. MHP adayı derken, bu arada bilmeyenlere söyleyelim, AK Parti aday göstermeyip MHP adayını destekledi. Yani sonuçta AK Parti ve MHP’nin ortak adayını yendiniz. Bu nasıl oldu?

Ferdi Zeyrek: Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi’nin tek büyük şehriydi Manisa ve burada Cumhur İttifâkı’nı Milliyetçi Hareket Partisi temsil ediyordu. Ben öncelikle şunu biliyordum: Bizim şehrimizi 10 yıldır büyükşehirde, 5 yıl da merkez belediye olarak yürüten bir tâne belediye başkanımız vardı. Bu belediye başkanımız çok yorgundu, yılgındı ve halkından çok kopuktu. Kendisinin ve yalnızca çevresinin şûrâsından oluşan bir yönetim anlayışı vardı ve bu tamâmen halka kapalıydı. Kendi içerisinde döngüsünü sağlayan bir zihniyet ve yöneticilik anlayışı vardı. Aslında halkın sesini hiç duymuyordu, vatandaşı hiç dinlemiyordu. Vatandaşından kopuktu; hiçbir zaman onlarla birlikte bağda bahçede, çayda kahvede, hiçbir yerde yer almıyordu. Ben bunları bilen biriydim. Öncelikle ben Manisa’nın bir evlâdıyım, Manisa âşığı bir insanım ve Manisa’da yaşlanıp burada da hayâtımı sonlandırmak istiyorum. Manisalı vatandaşların gerçekten bir feryâdı vardı. Bu sokağın sesini ben duyuyordum ve çok ciddî bir çalışma yaptık. Öncelikle vatandaşlarımızın ne istediğini çok iyi tespit ettik ve bunları kendilerine duyabilecekleri bir sesten ve duyabilecekleri tondan aktardık. İlk anketlerde 18 puan geride başladım ben. Ve 18 puan geride başlayıp 27 puan farkla biz bu seçimi kapattık. İlk başladığımızda, toplantılarımız 10-15-20 kişiyle sınırlıydı. Ama bizim inancımız hiçbir şekilde törpülenmedi, aksine arttı. Bu 10-15 sayısı haftalar ilerledikçe 100-150’ye, sonrasında 1000’lere, hattâ 15000’lere kadar ulaştı. En son, mitinglerle sonlanan toplantılar gerçekleştirdik. Burada öncelikle mevcut başkanın neler yapmadığını ve bizim neler yapacağımızı halkımıza anlattık ve bu da çok büyük bir karşılık buldu kendilerinde. Çünkü halkımız şunu istiyordu: Artık kendi sorunlarını dinleyen, onların dertlerine paydaş olan, dertlerine derman olacak bir yönetim anlayışı ve belediye başkanı bekliyordu. Burada yalnızca Ferdi Zeyrek olarak bakarsak çok yanılırız; çünkü her zaman yanımızda, Manisa’nın gurûru ve Türkiye’nin umûdu Özgür Özel vardı. Genel başkanımızın Manisalı olması ve Manisalıların Genel Başkan’a ve Özgür Özel’e sâhip çıkması da burada beni destekleyen ve benim yolumu açan önemli unsurlardan bir tânesiydi. Kendisi bize seçimden önce güvendi, bu önemli görevi bize tevdî etti. Tabiî bunun altında anket çalışmaları ve bilimsel çalışmalar vardı. Ben de kendisini bu seçim boyunca mahcup etmedim ve il-ilçe örgütlerimizle her zaman için el ele, kol kola çok güçlü çalışmalar içinde bulunduk ve sosyal belediyeciliği hak eden Manisa’yı Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandırmanın onuru ve gurûrunu yaşıyorum. Burada şunu da unutmamak gerekiyor: Biz seçime tek başına Ferdi Zeyrek olarak girmedik, biz burada kimseyi ayrıştırmadık. Partili olan olmayan kimseyi ayrıştırmadan, bir bütüncüllük anlayışıyla katılımcı belediyeciliğin nasıl olacağını vatandaşlarımıza anlattık. Bizim şeffaf olacağımızı, bizim âdil olacağımızı, bizim hakkaniyetli davranacağımızı ve ulaşılabilir olacağımızı anlattık ve seçim boyunca herkes bize inandı ve bu yetkiyi bize verdi. 31 Mart bir mîlat değildi. Evet, kazanılmış bir başarı vardı; ama bunun sürdürülebilir olması gerekiyor. Bu sürdürülebilirlik noktasında bizim de bir an önce aksiyon gösterip, tekrar, seçim döneminde olduğumuz gibi her haftanın bir gününü ilçelerde geçiriyoruz ve muhtarlarımızla toplanıyoruz. Seçim bitmiş olmasına rağmen ilçelerimizde pazar ziyâretleri yapıyorum, esnaf ziyâretleri…

Şimdi onlara geleceğim, ona geleceğim, neler yaptığınıza geleceğim; ama ondan önce bir şey sormama izin verin. Başlıkla da söyledim: “Ne devraldınız?” sorusu. Şunu hatırlıyorum: Siz bir açıklama yaptınız ve dediniz ki: “Son anda Belediye Başkanı Cengiz Ergün birtakım ihâleler açmak istedi, ama çalışanlar imzâ atmadı”. Çok aklımda kalmış, detayı değil ama bu kısım. “Çalışanlar imzâ atmadı” diyorsunuz. Devralınan birçok belediye açıklamalar yaptı — Güneydoğu’dakiler ayrı, batıdaki ayrı, Kastamonu ayrı. Siz de Manisa’da MHP’nin tek büyükşehir belediyesini devraldınız. Ne ile karşılaştınız?

Ferdi Zeyrek: Şimdi, Ruşen Beyciğim, şöyle söyleyeyim: Biz de aslında çok ağır bir tabloyla karşılaştık ve yürütülmesi zor bir sistemle, zor ekonomik şartlarla karşılaştık. Ama öncelikle şundan bahsedeyim: 1 Nisan sabahı îtibâriyle eski başkanımız 610 milyon TL gibi çok ciddî bir ödeme yapmak istedi. Ben her zaman şunu söyledim: Eğer bir firmanın alacağı varsa, bu alacak resmî ise, gerçekten bu hizmeti verdiyse, biz herkesin hakkını kendisine teslim ederiz ve bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Ama 3 Nisan’a kadar beklenmeyecek kadar da âcil bir ödeme olabileceğini düşünmüyordum. Biz mazbatayı alalım, gelelim, görelim. Faturalarımızı tek tek inceleyelim. Eğer hakkaniyet varsa bunları tabiî ki ödeyeceğiz, ödemekle de yükümlüyüz. Ama benden önceki belediye başkanı bunu 1 Nisan günü ödemek için büyük bir çaba içerisine girdi. Öncelikle Mâlî Hizmetler sağ olsun, dâire başkanımız ve orada çalışan arkadaşlar böyle bir ödemeye imzâ atmadılar. Ben de atmamaları konusunda kendileriyle görüştüm. Aynen bu düşüncemi ve fikrimi kendilerine îzah ettim. Daha sonra, benden önceki belediye başkanı o imzâ atmayan kişileri görevden aldı. Daha sonra, Genel Sekreter Yardımcısı’na yetki düşürerek, mâlî hizmetlere atayarak ondan imzâ atmasını istedi. O da imzâ atmadı ve 2 Nisan salı günü maalesef belediyemizde muhâsebe anlamında mâlî hizmetlerden kimse işe gelmedi, ona imzâ atmamak için. Biz 1 Nisan günü hemen Cumhuriyet Savcılığımıza bir suç duyurusunda bulunduk. Buna imzâ atılmaması konusunda ve evraklarının incelenmesi konusunda bir suç duyurusunda bulunduk. Sağ olsun Cumhuriyet Savcımız bu duyurumuzu iyi değerlendirdi ve bu konuda dâvâ sürecini başlattı.Savcılık’tan aldığımız belgeyle birlikte, bu ödemelerin yapılmaması konusunda bankalarımıza gönderdik ve bu ödemenin yapılmasını biz durdurduk. En azından 610 milyon TL gibi çok ciddî bir rakam belediyemizin kasasında kalmış oldu. Ama görev başına gelince, yalnızca bu 610 milyonla sınırlı olmadığını da gördük bunun. Seçimden önce cuma günü îtibâriyle 263 milyon TL’lik bir ödeme yapılmıştı zâten. Bu ödemelerin nelere yapıldığını gördüğümüzde, evet, çok garip faturalar vardı. Meselâ 1 milyon TL’lik çerez faturası vardı. 1350000 TL’lik bayrak faturası vardı. Böyle, çok gerçeği yansıtmayan faturalarla karşılaştık. Ama bunların ödemesi yapılmıştı, biz bunları durduramadık. Ama en azından 610 milyon TL’lik ödemeyi durdurduk ve o faturaları incelediğimizde, evet, çoğunun gerçeği yansıtmadığını görüyorum. Alacaklı olduklarını söyleyen müteahhitlerle şu anda görüştüğümde bana şunu söylüyorlar: “Evet, bize bu kadarlık fatura kestirdiler. Ama bu gerçeği yansıtan faturalar değildi. Bunun bir kısmı başka yollarla spor kulüplerine veya belediye başkanının yandaşlarına yapılan ödemelerdi” şeklinde ifâdeleri var. Ben de hepsine sâdece şunu söylüyorum: Ben hâkim değilim, savcı değilim. Biz bu dosyalarımızı hazırlıyoruz. Şu anda Manisa Adliyesi’nde Savcılığımıza iletiyoruz. Her gün de periyodik olarak bu dosyalar Savcı Bey’e gidiyor. Eğer ki bir suç unsuru varsa, bunun yargı mercii adlî makamlardır, biz buna müdâhale edemeyiz. Benim buradaki görevim halkımın bir tâne delikli kuruşuna bile sâhip çıkmak. Eğer ki buna zarar verebilecek en ufak bir ihâleden, en ufak bir şahıstan şüphelendiğimiz noktada da hukuk birimimiz bunu çok iyi inceliyorlar ve Savcı Bey’e iletiyorlar bu dosyaları. Şimdi benden, bu 1 Nisan’daki 610 milyondan sonra basınımız mâlî tabloyu da açıklamam konusunda çok telkinlerde bulundular, çok sorular sordular. Yalnız şunu unutmamak lâzım Ruşen Bey: Zâten halkımız kavgadan ve hayat mücâdelesinden yorulmuş bir durumda. Bizim, aldığımız bu kara bütçeyi kendilerine aktararak onları tekrardan bir umutsuzluğa sürmek yerine, yapacağımız icraatları anlatmamız gerekiyor. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin bu onurlu ve büyük koltuğu icrâ makamıdır. Biz burada bir mızmız çocuk gibi mızmızlanmak yerine, halkımıza yapacağımız icraatları anlatmamız gerekiyor. Evet, tablomuz kötü mü? Çok kötü. İdâre edilebilir mi? İdâre etmek için çok yoğun çalışıyorum ve ekibimizle birlikte çok yoğun mücâdele içerisindeyiz. Ve biz bu tabloyla karşılaşacağımızı biliyorduk, bilmediğimiz bir şey değil.

Yani şöyle diyorsunuz, sözünüzü kestim: “Evet, enkaz gibi bir şey devraldık, ama önümüze bakıyoruz” diyorsunuz. Önünüze baktığınız zaman, öncelikle neyi görüyorsunuz? Yani şu anda göreve başlar başlamaz, tabiî ki çok sorun vardır, illerin hepsinin, hele büyükşehirse – ki ilçeler de kapsama alanınızda– çok sorun vardır. Ama Manisa’nın en öncelikli meselesi nedir? Kendinizi en çok neye vakfetmiş durumdasınız?

Ferdi Zeyrek: Şimdi şöyle söyleyeyim Ruşen Bey: Seçim boyunca, 4 ay boyunca benim vatandaşlarıma bir dokunduk bin ah işittik. Herkesin ortak bir sorunu vardı. Evet, Manisa Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanıyordu. Suda bir indirim yapılması gerekiyordu. Ve biz bunu seçim boyunca da çalışarak şöyle sözler vermiştik: İlk iki ton su 1 TL gibi sembolik bir rakamdan olacak, sonraki kademelerde ise %30 indirim yapacağımızın sözünü vermiştik. İki ton su, sizin de takdir edebileceğiniz gibi, insânî su kullanım hakkıydı. Parası olan olmayan diye ayırt edilemezdi bu. Ve biz gelir gelmez, ilk meclisimizde –ben buradan Manisa Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum, bana onay verdikleri ve yetki verdikleri için– biz ilk iki ton suyu 1 lira gibi sembolik bir rakamdan vermeye başladık ve sonraki kademelerde de %30 indirim yaptık. Bu bizim bütçemize zarar açtı mı? Tabiî ki açtı. Ama bu kamu yarârı gözeten bir şeydi, bu olmazsa olmaz olan bir şeydi. Bu bütçeye açılan yarayı da sâdece eski başkanın çevresine sağladığı rantların önünü keserek o bütçedeki zarârımızı da tekrar yerine koymuş olduk.Bunu da buradan belirtmek isterim ben. Ve halkımız bu yaptığımız icraattan çok memnun oldu. Yapılması gereken bir şeydi. Ben devamlı vatandaşlarımızla birlikteyim zâten, ben onlardan kopamam. Ve dolaştığımda şunları duyuyorum: “Geçen ay ile bu ay arasında su faturalarında 250 TL’lik, 300 TL’lik indirim var.” Geçen gün Manisalı vatandaşımızın biri çok güzel şey söyledi: “Ben bu 300 lirayla çocuğuma oyuncak alacağım ve ‘Ferdi amcanızdan size bu aylık hediye’ diyeceğim” dedi. Bu gerçekten bir belediye başkanının en mutlu olabileceği noktalardan bir tânesidir. Vatandaşımızın bu noktada cebini en azından bir nebze rahatlatabilmek, ekonomik hayâtını rahatlatabilmek, onların bir nebze olsun rahat nefes almasını sağlayabilmek, bana verilen en büyük mutluluk aslında. Bundan sonra tabiî ki icraatlarımız devam etti suyla birlikte. Şöyle söyleyeyim, belediye şu haldeydi: Sizin bir cenâzeniz var, bu cenâzenizi Manisa’dan başka bir ile taşırken bile Manisa Büyükşehir Belediyesi sizden para alıyordu kilometre başına. Düşünsenize, en acılı gününüzde yanınızda olması gereken bir belediye varken; bunu fırsata çeviren, gözü sizin cebinizde olan bir belediye yönetim anlayışı vardı.Bunun hemen yasal düzenlemelerini yaptık, bu paraları kaldırdık. Halci esnafımız çok şikâyetçiydi. Hale giriş çıkış ücretleri çok pahalıydı. İlk iki saati ücretsiz hâle getirdik. Yaşlı bakımevinde kalan, bizim baktığımız amcalarımız, teyzelerimiz vardı. Onların cebine aylık bir destek olarak, sâdece 1000 TL gibi, günün şartlarını yansıtmayan bir ödenek ayrılmıştı. Biz bunu 3504 TL’ye çıkardık, onların sesi kulağı olmaya başladık. Yeni doğmuş çocuklarımızın yanında olduk. Âilelere destek vermek için onlara hediyelerimizi iletiyoruz. Öğrencilerimiz yurttan okula gidemiyorlardı, ücretsiz ring hatları sağladık kendilerine. Ve vatandaşımızın her türlü, 7’den 77’ye tespit edebildiğimiz, ânî dokunuşlarla onları mutlu edebilecek, hızlı kazanımlar sağlayabilecek projelerle 2 aydır biz vatandaşlarımızla birlikteyiz ve bu hizmetler daha da devam edecek. Evet, bunlar belki mikro ölçekte küçük dokunuşlar; ama çalışmalarımız gerçekten çok hızlı bir şekilde devam ediyor — altyapıda olsun, ulaşımda olsun. Üreticiye destek konusunda, biliyorsunuz Manisa Gediz Ovası, Manisa tarımı, Türkiye’nin tarımının birçoğunun ürününün çıktığı noktadır. Buradaki çiftçilerimizin yanında olacak, onlara hizmet verecek, destek verecek noktada da çok ciddî çalışmalarımız var.Yakın bir târihte onlar da hayâta geçecek. Ve ben şuna inanıyorum: Evet, dediğiniz gibi çok büyük bir oy aldık, 507 563 oy. Bugüne kadar Manisa târihinde alınmamış bir % 57,26. Vatandaşlarımız bize güvendiler, inandılar, yapacaklarımıza inandılar ve bu oyları bize emânet ettiler. Ben şunu öngörüyorum — bir süre sonra bize oy verenler şunu söyleyecek: “Evet, ben Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve Ferdi Zeyrek’e oyumu verdim. Helâl olsun verdiğim oya.” Vermeyen vatandaşlarımız da şunu söyleyecek: “Evet, bizim de vermemiz gerekiyormuş. Hakkını veriyor gerçekten oturduğu koltuğun” diyecek. Bence belediye başkanının karnesi bundan ibârettir. Aynı zamanda Manisa, varlar ve yoklar içinde olan bir kent Ruşen Bey. Yani Manisa’mda üniversite var; ama şehirle bütünleşmiş öğrenciler yok. Manisa’mda sanâyi var; ama beyaz yakalı yok, beyaz yakalılar İzmir’e gidiyor. Manisa’mda tarım var; ama tarımı destekleyen yok. Manisa’mda mitolojik dönemden Osmanlı dönemine, ilk cumhuriyet dönemine birçok turizme açık olan alan var, bunun envanteri var; ama Manisa’mda dolaşan bir tâne turist yok. Özellikle bu yokları var etmek benim öncelikli görevlerim arasında olacak.Bunun için gerçekten çok yoğun çalışıyorum ve kısa sürede bunları biz hayâta geçireceğiz.

Peki şunu sorayım. Bütün bu anlattıklarınızı bir büyükşehirde yapmak istiyorsunuz. Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden birisi, çok dinamik bir şehir. Yanılmıyorsam çok göç almaya devam ediyor, değil mi? Her açıdan, hem sanâyi hem turizm hem tarım anlamında da çok önemli bir şehir. Bütün bunları yaparken belediyenin imkânları nedir? Ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesinde söylediği o meşhur; “Merkezî hükûmette değilse, merkezi idârede değilse belediyeler pek bir şey alamaz” minvâlindeki lâflar var biliyorsunuz. Ama seçimden sonra da partinizin bir normalleşme süreci de var. Şu âna kadar yaşadıklarınıza baktığınızda, bir ay oldu ama yine de birtakım işâretler gelmiştir; size zorluk çıkartılır mı Ankara’dan? Yoksa normal bir ilişki kurma ve hak ettiğinizi alma imkânınız olacak mı?

Ferdi Zeyrek: Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın kısıtlama tedbirlerine tabiî ki riâyet edeceğiz ve ülkemizdeki herkes bu kısıtlama tedbirlerine riâyet ettiğinde bir ekonomik disipline ulaşacağından ben eminim. Ama bizim de yapmamız gereken ve yapmak istediğimiz birçok hizmet var. Bunların kaynaklarını üretebilmek adına Manisa’nın değerlerini ve varlıklarını ön plana çıkartmam gerekiyor benim. Bu konuda çok ciddî çalışmalarımız var. Kendi ürünlerimizi katmadeğerli hâle getirip, Türkiye’de yeni pazarlar oluşturarak kendi bütçemizi kendimiz oluşturacağız.Bu konuda, evet, biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin Büyükşehir Belediye Başkanı’yız; ama konu Manisa. Ve Manisa olduğu zaman kendimiz için bir tâne delikli kuruş istemeyiz, ama Manisa’m için her şeyi isterim. Biz burada gerek merkezî yönetimle, gerek o kapıyı açacak olan kimse ben o kişinin koluna girerim, Ankara’da gerekirse saatlerce kapıda beklerim ve Manisa’m için alınabilecek olan her şeyi alır, Manisa’ya o şekilde dönerim. Burada 10 tâne milletvekilimiz var Manisa’da, 10 milletvekilimiz de bu duruşu göstereceğimi, bu konuda ne kadar iddialı ve dirençli durduğumu bilirler ve konu Manisa olduğunda bizimle ortak hareket ederler. Ben buna inanıyorum. Bu âna kadar Manisa için bulunduğumuz tüm taleplerde de sağ olsunlar karşımda bir dirençle değil; yanımda bir arkadaş olarak gördüm kendilerini. Bu 5 yıl boyunca da böyle devam edeceğini umut ediyorum.Eğer devam etmez, bir dirençle karşılaşırsam da, bunu herkes çok iyi bilir Manisa’da, ben çıkar Manisa’da bangır bangır bağırırım. Derim ki: “Ben Manisa’m için ulaşımda veya altyapıda şunları talep ettim, merkezî yönetim bunlara izin vermedi. İzin vermeyenler de şunlar, şunlardır” diye bunu da vatandaşımla her şekilde paylaşırım, iyisiyle de kötüsüyle de. Bunu herkes bilir. Çünkü bizim burada Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde artık şeffaflık var ve ben Manisa için yapılacak her şeyde burada yalnızca elimizi değil kendimizi taşın altına koyduk. Biz Manisa’da çok başarılı olmak zorundayız.

Tam bunu söyleyecektim, soracaktım. “Zorundayız” lâfından hareketle sormama izin verin. Şimdi Manisa, Denizli, Balıkesir, Bursa büyükşehir olarak CHP’nin yeni aldığı büyükşehirler ve burada sizin işiniz daha zor. Zâten CHP’nin elinde olan büyükşehirlerin daha önce bir deneyimleri var: Adana’nın, Mersin’in, İstanbul’un, Ankara’nın. Ben meselâ gazeteci olarak en çok bu illeri merak ediyorum. “Ne oldu da kazandı, acaba koruyabilecek mi?” sorusu var. Ve sizin stresiniz daha yüksek herhalde. 

Ferdi Zeyrek: Yani stresimiz yüksek; ama bunun yanında bir vizyonumuz var. Gerçekten çok enerjimiz var. Çok iyi bir ekip oluşturduk, çok çalışkanız. Bir de Manisa’nın özelinde, sizin de takdir edebileceğiniz gibi, Genel Başkanımızın sorumluluğu var. Ben attığım her adımda şunu biliyorum; artısıyla eksisiyle Manisa’ya 1 yazacaksa, Genel Başkanımıza karşı sorumluluğumuz bunu 10’a katlayacaktır. Bunun bilincindeyiz. Ve ben yanımda çalışan herkese şunu söylüyorum: “Attığınız her imzâda, kırsalda en uç noktada köyde yalınayak dolaşan çocuğun vebâli ve hakkı vardır. Bunu bilerek imzâ atın, bunu bilerek ihâleye çıkın, paranızı, bütçenizi buna göre oluşturun.” Ve bunun sorumluluğunu ve vebâlini taşımanın ağırlığı aslında bizim üzerimizde çok var. Ama biz ekibimizle çok çalışkanız. Burada gecemiz gündüzümüz yok. Bütün gün Manisa’da Büyükşehir Belediyesi’ndeyiz. Vatandaşın içindeyiz, halkımızın yanındayız ve biz ekibimizle birlikte bunu başaracağız. Çünkü 75 yıl sonra hiç kazanılmamış olan bir belediyeyi kazandık biz. Bunun ne kadar değerli olduğunu, bunun için ne kadar veballer ödendiğini, partimize gönül veren kişilerin bugünü ne kadar arzuladığına, seçim gecesi nasıl hüngür hüngür ağladığına şâhit olan biriyim ben. Ve ben onları asla ve asla mahcup etmeyeceğim. Biz bu başarımızı daha da çok sağlamlaştırarak sonraki dönemlere de aktaracağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Çok sağ olun Ferdi Bey. Manisa’yı nasıl kazandığınızı, neler yapmak istediğinizi ve önünüzdeki zorlukları anlattınız. Çok teşekkürler. Kolaylıklar diliyorum. İlk fırsatta sizi makamınızda ziyâret etmeyi de düşünüyorum, bakalım.

Ferdi Zeyrek: Çok mutlu olurum, şeref verirsiniz. Her zaman da beklerim. Son söz olarak şunu söyleyeyim: Artık Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde adâlet var, eşitlik var, ulaşılabilirlik var, şeffaflık var. Bundan kimsenin hiçbir zaman şüphesi olmayacak ve bu yönetim anlayışımızı artık şehirde yaşayan herkes iliklerine kadar hissedecek. Ve bunun sonunda göreceksiniz ki bu bize verilen oyları, bize verilen destekleri, kimseyi mahcup etmeyeceğiz ve biz artık Manisa’da bir târih yazacağız. Ben buna çok inanıyorum. Sizleri de ilk fırsatta Manisa’da ağırlamaktan çok mutlu olacağımı belirtmek istiyorum.

Evet, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’le konuştuk. Kendisine çok teşekkürler. Sizlere de bizi izlediğiniz için teşekkürler, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.