Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madencilik şirketinin, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Yanıklar Köyü’nde kurmak istediği bakır-altın madenine verilen ÇED olumlu belgesinin iptali davası için bilirkişi incelemesi yapıldı. Bölge halkı, bilirkişi heyetini köyün girişinde pankart ve dövizlerle karşıladı. “Yallah Cengiz yallah, kış kış Cengiz kış kış!” diye slogan atan köylüler, projeye tepki gösterdi.
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Yanıklar Köyü yakınlarında Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madencilik Anomim Şirketi tarafından kurulmak istenen, bakır ve altın madenine ait ÇED olumlu belgesinin iptal davası için bölgede bilirkişi incelemesi yapıldı. Bilirkişi heyetini köye girerken, bölge halkı ellerinde döviz ve pankartlarla karşıladı. Bölge halkının yanı sıra, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, TEMA Vakfı ve yörede yaşayan 24 davacı da keşif esnasında köydeki yerini aldı.
Bilirkişi heyetinin köye girişi ile birlikte “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Kazdağları’ndan defol Cengiz”, “Kazdağları’nın üstü altından değerlidir”, “Yallah Cengiz yallah, kış kış Cengiz kış kış!” diye slogan atan köylüler, projeye karşı tepkilerini dile getirdi.
“Yaşam alanlarına bu kadar yakın bir bölge maden sahası yapılamaz”
İlk sözü Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği avukatı Cem Altıparmak aldı. Dava konusu Proje Tanıtım Dosyası’nda yer alan eksiklik ve hatalara dikkat çeken Altıparmak, yaşam alanlarına bu kadar yakın bir alanda patlatmalı bir madencilik faaliyetinin yapılamayacağını, proje dosyasında projenin orman ve tarım alanları üzerindeki etkisi ile ilgili hiçbir hususun yer almadığını, kaç ağacın kesileceğinin belirtilmediğini belirtti.
Doğan: “Kamuoyu kandırılmaya çalışılmaktadır”
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yönetim kurulu başkanı Süheyla Doğan, projenin aslında bir feldspat projesi olmadığını, Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni Projesi’nin bir parçası olduğunu belirtti ve bu konudaki kanıtları içeren ve projenin ilk sahipleri Pilot Gold ve Fronteer Resorces tarafından hazırlattırılan bir teknik raporu hakime sundu.
Raporda, dava konusu projenin işletme ruhsatının da yer aldığını belirten Doğan, “Bu projenin tanıtım dosyası baştan sona, bilerek, isteyerek yanlış kurgulanmıştır. Kamuoyu kandırılmaya çalışılmaktadır. Kamu kurumları da bu duruma ortak olmaktadır” diye konuştu.
Tüm maden şirketlerinin benzer yol ve yöntemi uyguladığını belirten Doğan, “Önce feldspat, kuvars, halloysit gibi madenler için 25 hektar altındaki ÇED alanları ile Proje Tanıtım Dosyaları hazırlanmakta, ÇED Yönetmeliği EK-2 listeye göre işlem yapılması sağlamakta, kısa sürede Çalışma Ruhsatı ve İşletme İzni alınarak sahaya girilmekte. Şirketler daha sonra maden cinsi değiştirerek, kapasite artışlarıyla gerçek projelerini ortaya çıkarmakta.” dedi.
Proje alanındaki 11 adet tarım parseline de dikkat çeken Doğan, tarım alanları için Tarım ve Orman Bakanlığı Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından “Tarım Dışı Kullanma İzni”nin uygun olduğuna dair görüş vermiş olmasını eleştirdi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Doğan, Toprak Koruma Kurulu kararının ve Toprak Koruma Projesi’nin dosyada yer almadığını belirtti. Proje Tanıtım Dosyası’nda “Kümülatif Etki” bölümünün içler acısı olduğunu belirten Doğan, “Şirket, “Proje yakınında benzer proje yoktur.” diye konuştu ve şöyle devam etti:
“Bir buçuk kilometre yakındaki kendi projesi olan Halilağa Bakır Madeni projesini bile yok saymaktadır ve yalan beyan vermektedir. Oysa, bölgede CVK Madencilik tarafından satın alınan ‘TV Tower Projesi’ olarak bilinen altın madeni projesi, Koza’nın Serçiler Terziler köylerindeki projesi, Ciner Grup’un Park Teknik şirketinin Yukarışapçı köyündeki altın madeni projesi gibi pek çok metalik madencilik projesi ve ayrıca , çok sayıda enerji projesi bulunmaktadır. Tüm bu projelerin kümülatif etkileri değerlendirilmelidir.”
“Bayramiç beyazı ve elması risk altında”
TEMA Vakfı adına söz alan Onur Küçük, Proje Tanıtım Dosyası’nın orman varlıkları, flora, fauna açısından eksik ve hatalarla dolu olduğunu, proje süresi ile ilgili bilginin yer almadığını, açık ocak basamak sayısı, genişliği gibi konularda çelişkili bilgilerin bulunduğunu söyledi ve bu projenin bölgenin tarımına vereceği zararları anlattı. Coğrafi işaret almış olan Bayramiç beyazının ve Bayramiç elmasının risk altında olduğunu belirten Küçük, projede civardaki diğer maden projelerine yer verilmediğini ve kümülatif etkinin göz ardı edildiğini söyledi.
Davalı idare avukatından “Köylüler bize saldırdı” iddiası
Davalı idare avukatı, keşfe gelirken köylülerin araçlarına saldırdıklarını ve can güvenliklerinin bulunmadığını öne sürdü. Köylüler ise duruma tepki göstererek iddiaları yalanladı.
Müdahil şirket Cengiz Holding’in avukatı ise “Madenler bulundukları yerde çıkartılır, madenlerin kamu yararı vardır. Projede verilen bilgiler yeterli ve doğrudur.” dedi
Köylüler söz aldı: “Biz madene karşıyız, yapılmasını istemiyoruz”
Davacılardan iki köylü kadın söz alarak “Biz köyümüzde huzur ve güven içinde yaşamak istiyoruz. Maden köyümüze çok yakın. Patlatmalar başlarsa bizler tarım ve hayvancılık yapamayız. Bizler ne yiyeceğiz? Ne içeceğiz? Bizim gidecek yerimiz yok. Biz madene karşıyız, yapılmasını istemiyoruz.” dedi.
Beyanlardan sonra bilirkişi heyeti ve davacılar güvenlik güçleri eşliğinde proje alanını dolaştı. İki adet açık ocak alanı, pasa alanı, şantiye alanı ve cevher stok alanında incelemelerde bulundu.
Köylülerden pankartlı tepki
Projenin etki alanında kalan Akıncı Deresi’ne de giden heyet, dönüşte, köy girişinde yine köylülerin pankartlı, sloganlı tepkisi ile karşılandı. Bilirkişi heyetine “Biz bu madeni istemiyoruz, bizim suyumuz yok, bu maden gelirse burada yaşayamayız, vicdanlı olun” diye seslenen köylüler, Cengiz Holding’e de “Kazdağları’ndan da defol Cengiz” dedi.
Tamamlanan keşif sonrası, davacılar, köylülerle birlikte bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi ve bilirkişi heyetinin bilimsel ve objektif rapor düzenlemeleri ve mahkemenin de önce yürütmeyi durdurma verme ve ardından da “ÇED gerekli değildir” kararını iptal etmesi konusunda beklentilerini dile getirdi.