DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında “yeni anayasa” tartışmalarına değindi. Bakırhan “Bizim hiçbir kesimin sembolleriyle, değerleriyle sorunumuz yok. Ama herkesi bir etnik kimliğe sığdıran bir anayasaya ‘evet’ demeyiz” diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın gündeminde, yeni anayasa vardı. Bakırhan, Kürt sorunuyla ilgili demokratik çözüm çağrısı yaptı.
“Herkesi bir etnik kimliğe sığdıran bir anayasaya ‘evet’ demeyiz”
Bakırhan, öncelikle iktidarın yeni anayasadan ne beklediğini açıklaması gerektiğini söyledi. Ardından Bakırhan, sivil mi, demokratik mi anayasa olacağına karar verilmesi gerektiğini belirtti:
“DEM Parti olarak bizim hiçbir kesimin sembolleriyle ve değerleriyle sorunumuz yok. Ama herkesi bir etnik kimliğe sığdıran bir anayasaya ‘evet’ demeyiz. Bizim bu ülkenin başkentiyle, diliyle ve cumhuriyetle bir sorunumuz yok. Ama kimse bize tekçi ve inkârcı bir cumhuriyete ‘evet’ dedirtemez. Biz, halkların ve inançların farklılıklarına saygı duyan bir cumhuriyet istiyoruz. Açıkça söylüyoruz: Mevcut anayasanın kötü bir kopyasını yapmak, ne yeni bir anayasa olur, ne de demokratik bir anayasa olur. Anayasadan 12 Eylül’ün kokusu geliyor.”
“İkinci yüzyılda demokratik anayasanın yolu, Kürt halkına statü sağlamaktır”
Değişim iddiasında olan muhalefetin anayasa konusunda tutucu davranamayacağını söyleyen Bakırhan, şöyle konuştu:
“Herkese açık çağrımızdır: Herkes önyargılarını ve tabularını bir kenara bıraksın, biz hazırız. Yeni ve demokratik bir anayasanın şifresi, Kürt meselesine yaklaşımdır. İkinci yüzyılda demokratik anayasanın yolu, Kürt halkına statü sağlamaktır. Türkiye’de Kürt meselesinin çözüm yeri Ankara’dır. Devlet, halk ve iktidar artık bir karar vermelidir. Kürtlerle hasım mı olacaksınız, hısım mı olacaksınız? 21. yüzyılda, yeni bir yasama döneminde bir zahmet kararınızı verin. Hısım olmayı seçerseniz, emin olun Türkiye refaha ve mutluluğa ulaşır. Dünyada barış isteyen herkes, Türkiye’de de barış istemeli. Bu konuda cesur olmalı. Tarihi Kürt ve Türk barışının bir gün bile ertelenmeden hayata geçirilmesi gerekiyor.”
“Tüm bürokrasi 8 yaşındaki bir kız çocuğunun ölümü üzerine anlaştılar”
Narin Güran cinayetinin hâlâ aydınlatılmadığını hatırlatan Bakırhan, “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde pazarlıklar yapıldı. Tüm bürokrasi, 8 yaşındaki bir kız çocuğunun ölümü üzerine anlaştılar. Ama bu cinayetin peşini asla bırakmayacağız. 8 yaşındaki bir çocuğu kurtlar sofrasına atan bir iktidar, meşruiyetini yitirmiştir” diye konuştu.
Eğitimde yaşanan sorunlara değinen Bakırhan, okullardaki temizlik sorunu ve taşımalı eğitimin kaldırılması örneğiyle iktidarı eleştirdi. Bakırhan şöyle devam etti:
“Çocuğun eğitiminden tasarruf mu olur? Taşımalı eğitim kaldırıldığı için çocuklar pansiyonlara zorlanıyor; çocukların eğitim hakkı gasp ediliyor. Diyanet bütçesi, maşallah. Diyanetin bütçesinden kısın, çocukları taşıyın, çocukların temizliğini yapın. Yani Türkiye’de tablo şöyle: Eğitimde zulüm var, yaşamda zulüm var. Sandıkların halkın önüne gelmesinin önünde bir seçenek yoktur.”
İsrail-Hamas arasında başlayıp Lübnan ve İran ile devam eden savaşa ilişkin Bakırhan şunları söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Ortadoğu’da üçüncü yol diyoruz, demokratik ulustan bahsediyoruz. Halklar asla savaş, kavga istemiyor; bu devletlerin savaşıdır. Biz DEM Parti olarak bu devletlerin savaşına karşı çıkacağız. Halkların bir arada yaşamasının mücadelesini vermeye devam edeceğiz.”
Bahçeli ile tokalaşmaya yanıt: “Ülkeyi refaha kavuşturacak her eli tutmaya hazırız”
Grup toplantısının ardından Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile tokalaşmasına yönelik soruyu yanıtladı:
“Meclis çatısı altında olması gereken bir tabloydu. Siz de haklısınız, bu zamana kadar böyle diyalog zemini olmadığı için herkes şaşırmış olabilir. Meclis’in asıl görevlerinden biri bu. Türkiye’de her zaman diyaloğa ihtiyaç var. Bahçeli’nin gelmesi de gayet normaldi, anormal durum yoktu. Ülkeyi refaha kavuşturacak her eli tutmaya hazırız, daha önde belirttik bugün de aynısını söylüyoruz.”
Bahçeli’nin “Ülkemizde barışı sağlamak lazım” sözlerinin yeni dönemin işaretçisi olup olmadığına sorusuna Bakırhan “Sadece tokalaşmakta yeni bir süreç çıkar mı bilmiyorum. Ama Türkiye’nin toplumsal barışa ihtiyacı olduğu ortada. Bizim de başta iktidarla olmak üzere, bu toplumsal barışı örecek adım atmamız gerek” diye yanıt verdi.