ALFA, ağustos ve eylül ayında pek çok farklı türde 26 yeni kitap yayımladı. ALFA’dan ağustos ve eylül ayında çıkan kitapları derledik.
Zengin Kadın- Kim Kiyosaki
Günümüzde milyonlarca insan emeklilik geliri için BES planlarına bel bağlıyor. Emeklilik maaşlarını güvenceye alan yasa sayesinde işçiler emeklilik finanslarını kendileri planlıyor ve borsanın istikrarlı yükselişinden faydalanıyorlar. Ancak bireysel emeklilik planları ilk kez popülerleşmeye başladığında Robert Kiyosaki’nin zengin babası hazırlıksız olanlar için ciddi finansal sonuçlar öngörmüştü. Zengin baba, “Yasanın başlattığı maaş reformunun sıkıntıları var, yıllar boyunca fark edilmeyecek sıkıntılar” demişti.
Şimdi fırtına bulutları toplandı. Yasanın kabulünden yirmi yıl sonra zengin babanın kehaneti gerçekleşmeye başladı. 3 Nisan 2000’de ABD Nasdaq borsası kaydedilmiş en büyük tek-gün düşüşünü yaşadı. Ardından ABD tarihindeki en büyük iki şirket iflası açıklandı; Enron ve WorldCom, binlerce işi yok edip çalışanlarının ümitlerini yıktı. Kargaşa içindeki şirketlere ve istikrarsız borsaya bakan Robert Kiyosaki, en kötüsünün henüz gelmediğini söylüyor.
Zengin Babanın Kehaneti sizi gelmekte olan borsa çöküşüne ikna etmekle kalmayacak, aynı zamanda sizi hem bu fırtınadan koruyacak hem de bundan kâr elde etmenizi sağlayacak kişisel finansal geminizi nasıl inşa edebileceğinizi gösterecek. Üstelik iyi kâr edeceksiniz…
“Bu kitap, yeni alternatifler, yeni yönler ve yeni bir finansal gelecek seçmek üzerine.” –Robert Kiyosaki
Robert Kiyosaki dünya genelinde milyonlarca insanın parayla ilgili düşünme şekillerine meydan okudu ve onları değiştirdi. Genel inanışa ters düşen bakış açısıyla Kiyosaki, dobra konuşması ve cesaretiyle ün kazandı. Dünya çapında finansal eğitimin sıkı destekçisi olarak kabul edildi.
İttihat ve Terakki – İbrahim Çiçek
1889 yılında kurulan İttihat ve Terakki Fırkası, Türk demokrasi tarihinin ilk siyasi partisiydi; II. Meşrutiyet’in ilanına önayak oldu ve 1908-1918 yılları arasında kısa kesintilerle devleti yönetti. Yapılan ilk seçimlerde özgürlükleri genişletmeyi vaat ederek iktidara geldi. Ancak parti mensupları geçmişe oranla çok daha fazla tahammülsüz ve eleştiriye kapalı bir tutum sergiledi. Baskı rejimine karşı çıkarak taraftar bulan ve bu sayede iktidara gelen fırka, baskı yapmaya başladı. Genç ve idealist bir kadroya sahip olan İttihat ve Terakki Fırkası, parçalanmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtarmak için yola çıksa da, devlet yönetimi konusundaki deneyimsizliği ve dönemindeki iç ve dış sorunlar nedeniyle devletin yıkılışını hızlandırdı.
Yıllardır bu dönemi çalışan İbrahim Çiçek, kapsamlı bir giriş yapmak isteyen okurlar için yazdı.
Çantada Kalan Anılar – Necdet Sakaoğlu
Girişinde hâlâ “Zabit Yurdu” tabelası olan askeri mahfilde akşam yemeği yedik. Burası savaş meydanındaki kahraman subayların fırsat buldukça gelip dinlendikleri bir yerdi muhakkak. Bir akıllı çıkıp tabelayı söküp “orduevi” tabelası asabilir. Buralarda tere batmış, kanını akıtmış o mübarek askerlerimizi –içimden– anıyorum. Onlar barışta da burada tıngırtılı tangolar dinleyerek zafer bayramlarını kutlamış, bayram şölenlerine katılmışlardı. Karşı duvarda bir grup fotoğrafı var. O anki gülümseyişleriyle dondurulmuş meçhul çehreler… Bayanlar Afyon’un ilk kadın öğretmen ve yöneticileri imiş. Sâkin, saygın müdür, tarihten adlar sayıyor: Mihriban, Mutahhare, Kadriye hanımlar. Gâzi ile dans etmişler. Şimdi böyle manzaralar düşünemeyiz. Mâzi hem çok yakın hem bir daha ulaşılamayacak kadar uzak!
Zengin Baba’nın Kehaneti – Robert T. Kiyosaki
Günümüzde milyonlarca insan emeklilik geliri için BES planlarına bel bağlıyor. Emeklilik maaşlarını güvenceye alan yasa sayesinde işçiler emeklilik finanslarını kendileri planlıyor ve borsanın istikrarlı yükselişinden faydalanıyorlar. Ancak bireysel emeklilik planları ilk kez popülerleşmeye başladığında Robert Kiyosaki’nin zengin babası hazırlıksız olanlar için ciddi finansal sonuçlar öngörmüştü. Zengin baba, “Yasanın başlattığı maaş reformunun sıkıntıları var, yıllar boyunca fark edilmeyecek sıkıntılar,” demişti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Şimdi fırtına bulutları toplandı. Yasanın kabulünden yirmi yıl sonra zengin babanın kehaneti gerçekleşmeye başladı. 3 Nisan 2000’de ABD Nasdaq borsası kaydedilmiş en büyük tek-gün düşüşünü yaşadı. Ardından ABD tarihindeki en büyük iki şirket iflası açıklandı; Enron ve WorldCom, binlerce işi yok edip çalışanlarının ümitlerini yıktı. Kargaşa içindeki şirketlere ve istikrarsız borsaya bakan Robert Kiyosaki, en kötüsünün henüz gelmediğini söylüyor.
Zengin Babanın Kehaneti sizi gelmekte olan borsa çöküşüne ikna etmekle kalmayacak, aynı zamanda sizi hem bu fırtınadan koruyacak hem de bundan kâr elde etmenizi sağlayacak kişisel finansal geminizi nasıl inşa edebileceğinizi gösterecek. Üstelik iyi kâr edeceksiniz…
“Bu kitap, yeni alternatifler, yeni yönler ve yeni bir finansal gelecek seçmek üzerine.” – Robert Kiyosaki
Robert Kiyosaki dünya genelinde milyonlarca insanın parayla ilgili düşünme şekillerine meydan okudu ve onları değiştirdi. Genel inanışa ters düşen bakış açısıyla Kiyosaki, dobra konuşması ve cesaretiyle ün kazandı. Dünya çapında finansal eğitimin sıkı destekçisi olarak kabul edildi.
Wunderwaffen – Cilt 7 (Çizgi Roman) – Kolektif
1946: 6 Haziran 1944’teki Normandiya Çıkarması’nın başarısızlığı ve Batı Cephesi’ndeki blokajın ardından, Reich toparlanıyor. Savaş devam ediyor, hem de her zamankinden çok daha kötü halde… Bu esnada Nazilerin muhteşem “mucize uçakları” gökyüzünde Müttefik hava güçlerini kırıp geçiriyor. Asabi, onurlu ve yetenekli pilot Binbaşı Walter Murnau kendini bir kaza esnasında korkunç yara alan, Murnau’nun içinde korku ve iğrenme duygularını uyandıran Adolf Hitler’in etrafında buluyor. Burada ona “Şeytan’ın Pilotu” lakabını takıyorlar…
A9/A10 roketinin Bermuda’ya saldırmasıyla yaralanan Churchill, Amerikalıları ve RAF’ı von Braun’un gizli üssüne “tanrıların gazabı”nı çökertmek için büyük bir baskın düzenlemeye iter. Ancak B-29’ların ve 10 tonluk bombalara sahip Super Lancaster’ların hâlâ hedeflerine ulaşması gerekir. Joe Kennedy’nin savaş karşıtı partisi ABD’de yükselmektedir. Hava Kuvvetleri artık Martha Brannon gibi kadın pilotları işe alır. Murnau kendi ve Thor Silahı arasında endişe verici bir bağlantı kurulduğunu keşfeder. Wewelsburg’un Thor silahıyla yok edilmesinin ardından Reich şok içinde. Bir Amerikan Starjet casus uçağı, felaketin ilk fotoğraflarını getirmek için Rudel’in Wunderwaffen’ına karşı intihar görevine başlar. Kısa süre sonra, enkazdan kurtulan Himmler, Murnau’yu Sonderburö’deki gizli bir fabrikaya gönderir. Onu büyük bir sürprizin beklediği bir görev için!..
Soruşturma – Ernst Von Salomon
Weimar günlerinin nasyonal devrimcilerinden ve sağcı Freikorps grubunun üyelerinden romancı Ernst von Salomon’un müttefiklerce hazırlanan 131 soruluk Nazi karşıtı “soruşturma”ya ironik ve cesur bir cevap olarak tasarladığı bu otobiyografik roman, hem yazarın sırlarla dolu kişisel geçmişine hem de Almanya’nın savaş öncesi ve sonrası dönemine ışık tutuyor. Soruşma vasıtasıyla vicdanının sesine uymaya zorlandığını fakat gerçeğe ilişkin sorularla karşı karşıya bırakıldığını belirten yazar, kurguyla gerçeği yerinden edip yeniden inşaya girişiyor. Yayımlandığı dönemde Almanya’da büyük bir sansasyon yaratan Soruşturma ilgiyle okunmaya devam ediyor.
“Soruşturma, yirminci yüzyılın ortasında, Avrupa’nın felaketi sırasında kaleme alınmış eşsiz bir eser.” – The Worthy House
“Dönemin Alman toplumuna özgü belirli yönleri en iyi şekilde tasvir eden bir başyapıt.” – Social Forces
Direniş – Halik Kochanski
Direniş, farklı mecralarda, farklı koşullar altında, fakat aynı inançla yürütülmüş bir mücadelenin anlatısıdır. Halik Kochanski bu büyüleyici ve ürkütücü çalışmasıyla okuru Nazi işgali altındaki Avrupa’da vahşete karşı direnişe geçmeye karar verenlerin kalbini dinlemeye, bıçak sırtı bir hayat süren direnişçilerle hemhal olmaya davet ediyor. Küçük direniş gruplarının zorlu eylemlere nasıl atılabildiğini meseleyi romantikleştirmeden aktaran yazar, direnişçinin hem kendilerinin hem de sevenlerinin ölümüne sebep olabilecek görevlere hangi duygularla talip olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Direniş, sıradan insanların Nazi barbarlığına karşı yürüttüğü Görkemli Mücadelenin kitabı.
“Direnişe ilişkin olarak okuduğum kitapların en iyisi.” –Sunday Times
“Çığır açıcı… Avrupa’nın boyunduruk altına alınmış halklarının karşı saldırıya geçme yollarını mükemmelen anlatan ve efsaneleri yıkan bir çalışma.” –Daily Telegraph
“İncelikli, çok katmanlı ve kaleydoskopik… Kochanski’nin etkileyici anlatısı, bekleneceği üzere, gözü pekliğe ve olağanüstü cesarete ilişkin öykülerle örülü.” –Wall Street Journal
Algoritmalar ve Kültürel Üretim – Hakan Kürkçüoğlu
Yapay zeka çalışmalarındaki son gelişmelerle beraber hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan algoritmaların kültürel ürünlerin ortaya çıkışındaki etkisi gün geçtikçe daha da kritik bir hale geliyor. Algoritmalar, insan zekasının aksine matematiksel işlemin kesinliğine dayanan bir yapıda çalıştıklarından ve sosyal medya gibi ticari alanlarda kullanıldıklarında genellikle kar maksimizasyonunu birinci plana alarak işlev gösterdiklerinden, bu durum, bazı sorunları ve tartışmaları da beraberinde getiriyor. Dijitalleşmenin kültürel alana getirdiği yeniliklerin “dijital kültür” terimiyle ifade edilmesi gibi artık algoritmaların yarattığı değişim de “algoritmik kültür” başlığı altında anılıyor. Bahsi geçen konular hakkındaki fikir ve tartışmaların konu edildiği bu çalışma, YouTube’daki 21 içerik üreticisinin YouTube öneri sistemi algoritması hakkındaki görüş ve deneyimlerine de yer vererek algoritmaların kültürel üretim üzerindeki rolünü soruşturmayı hedeflemektedir.
Mimarlık Kitabı (Ciltli) – Kolektif
Bir ev makineye nasıl benzer? Bir kemere kuvvetini veren nedir? Süsleme neden bir “suçtur”? Bu kitap mimarlığın tarihini ve teorisini, her bir hareketin arkasındaki görüşleri, kavramları ve inşaatları açıklayarak bu sorulara ve daha fazlasına yanıt verir.
Sade bir dille yazılan Mimarlık Kitabı, teknik jargonu aşan kısa, özlü açıklamalarla, temel özellikleri açıklayan erişilebilir diyagramlarla, mimariyi unutulmaz kılan klasik alıntılarla ve binalar hakkındaki fikirlerimizle oynayan esprili resimlerle doludur.
İster konuya yeni başlamış olun, ister bir mimarlık öğrencisi olun, ister bir kürsü uzmanı olun, bu kitapta ilginizi çekecek ve ilham verecek pek çok şey bulacaksınız.
500 Yıllık Osmanlı Mutfağı – Marianna Yerasimos
“Osmanlı mutfağıyla ilgili bir kitap hazırlama teklifine “evet” demeden önce bu mutfakla ilgili bilgilerim, sadece evlerde pişen ve İstanbul’daki lokantalarda herkesin tadabildiği birkaç “alaturka” yemekten öteye gitmiyordu. Gerçi üzerinde yaşadığım bu topraklarda, yüzyıllardan beri yaşamış ve göçmüş gitmiş insanların günlük hayatlarını, giyim kuşamlarını, ne yiyip ne içtiklerini oldum olası hep merak etmiş; iyi pişirilmiş bir imambayıldıyı, bir iç pilavı ve her çeşit baklavayı, herhangi başka bir yiyecekten her zaman üstün tutmuştum. Fakat, itiraf etmeliyim ki, bu tat ve bilgi kırıntılarının arkasındaki muhteşem mutfaktan hiç mi hiç haberim yoktu. Cehaletten kurtulmak ve “19. yüzyıl öncesi bu insanlar neler yerdi?” sorusuna bir cevap bulmak için, konuyla ilgili bulduğum her yazıyı okumaya çalıştım; okuyup yeni şeyler öğrendikçe müthiş keyif aldım ve cesaretim giderek arttı. Gün ışığına çıkan tarifleri “deşifre etmek”, denemek ve 21. yüzyıla uyarlamak için mutfağa girdim ve birkaç başarısızlık dışında, hayal bile edemediğim harika yemeklerle tanıştım. Yaz sıcağında iki kilo soğanı, bir buçuk saat hafif ateşte nar gibi oluncaya kadar kızarttık, üstüne yumurta kırıp yedik ve “Ne kadar hafif, harika bir yemek” dedik. Tatlı-ekşi yahniler, tarçınlı balıklar, tahıllı çorbalar pişirdik ve eş dost, çoluk çocuk iştahla yedik. Sonunda bu tariflerin kitaplaşabileceğine inandım ve yazma işine koyuldum. Elinizdeki kitabın özel öyküsü işte böyle gelişti.”
Beynin Tarihi – Andrew P. Wickens
Beynin Tarihi konu üzerine yazılmış ilk anlatısal kitap. İnsanlık tarihinde bugüne dek beyinle ilgili bilinen inançlar, düşünceler, keşifler, kafa karışıklıkları, yöntemler, kavramlar, deneyler, kuramlar ve tartışmalar kitapta akıcı bir dille anlatılıyor. Bütün bunlar beynin tarihine ve beyin bilimlerine katkıda bulunmuş kişilerin hikâyeleriyle paralel bir şekilde sunuluyor. Anlatıdaki hikâyeleri takip ederken sadece tarihini değil, beynin içinde ve beyin bilimleri alanında neler olup bittiğini de kavradığınızı fark edeceksiniz.
Beynin Tarihi beyinle ilgili tarihöncesi inançlardan tıbbın gelişmesiyle ortaya çıkan bilgi ve yöntemlere; anatomi, farmakoloji, fizyoloji, psikoloji, beyin cerrahisi, nörobilim gibi disiplinlerin doğuşuyla birlikte değişen beyin anlayışımıza ve bugünkü bilgilerimize kapsamlı ve tarihsel bir perspektif sağlıyor.
Andrew P. Wickens, amaçladığı gibi, “basit, anlamlı ve anlaşılır” bir biçimde “beynin tutarlı bir tarihini” anlatmayı başarmış. Wickens’ın 10 yılını alan bu çalışma, beyin hakkında mevcut bilgimize nasıl ulaştığımızı anlamak isteyen herkesin ilgisini çekecek.
Aleviye Hanım – Cemal Dindar
Yoğun eleştirilere, tasfiye politikalarına ve yasaklamalara sıklıkla maruz kalan Sadık Hidayet’in, 1933 yılında kaleme aldığı Aleviye Hanım az bilinen bir romanıdır. Türkçeye ilk kez kazandırılan metin, ruhban sınıfına ve halkın dini hassasiyetlerini suistimal edenlere eleştiri niteliğindedir.
Hikâye hac yolculuğundaki bir araba dolusu insan hakkında olsa da yozlaşmış bir kadın olan Aleviye Hanım’ın etrafında şekillenir. Yolculukta başına gelen maceraların yanı sıra geçmiş hesaplaşmaları anlatılırken, tüm karakterler eteklerindeki taşları dökmeye başlar.
Kirli işler ve çarpık ilişkiler sorgulanır, hurafeler ve halkın batıl inançları ironiyle ele alınır.
Kimberly Ridley
Asli mimarımız olarak doğa milyarlarca yıldır olağanüstü yapılar inşa edip levazım üretiyor. Yabani Tasarım’da hayvanların, bitkilerin ve mineral dünyasının yarattığı çarpıcı ve işlevsel formlara methiyeler düzülürken, çardak kuşlarının kur yapıp çiftleştiği yerler denli gösterişli, ormanların büyük tasarımını şekillendiren yeraltı mantar ağları denli gizemli yapılar keşfediliyor. Bilimle sanatı capcanlı denemeler ve cafcaflı antika görseller vasıtasıyla harmanlayan bu küçük ölçekli ilginçlikler hazinesi, merak duygunuzu yeniden canlandıracak ve pencerenizin hemen ötesinde bulunan dünyaya ilişkin algılarınızı değiştirmeye yardımcı olacak.
Hipnozcunun Yeğeni – Yevgeniy Panteleyeviç Dubrovin
Çalışkan ve ilkeli bir öğrenci olan Pötr hayatının gidişatı birden değişip yıllardır verdiği emekler ve öğrencilik hayatı tehlikeye girince çareyi okulun bir numaralı belalısına danışmakta bulur. Bu zeki, oyunbaz, hileci yeni arkadaşı ile türlü maceraya atılırlar.
Keçiyi Beklerken’den sonra, Dubrovin’in aile-çocuk, gençlik, eğitim konularının yanı sıra ikiyüzlülük, hırs, budalalık gibi konuları toplumsal bir hicivle ele aldığı bir başka kitabı Hipnozcunun Yeğeni Sovyetler Birliği döneminde üniversite gençliğinin sorunlarını irdelerken, kolhozların çalışmalarından kesitler sunuyor. Çok eleştirilen Sovyet sisteminde yaşamış gençliğin özgürlüklerini, yaratıcılıklarını, boyun eğmemek için gösterdikleri çabayı ve dayanışmayı lirik, mizahi bir dille ele alıyor.
Kan Kitapları 1 – Clive Barker
Korku edebiyatının yaşayan en büyük ustalarından olan ve Hellraiser’ın, unutulmaz Pinhead’in yaratıcısı Clive Barker’ın altı kitaplık Kan Kitapları serisinin birinci kitabı şu an elinizde. Okuru hayal gücünün erişebileceği en tekinsiz, en tüyler ürperten, en kanlı sınırlarda gezdiren bu altı öyküyle Clive Barker evrenine girecek, gece yarısı trenlerinden, tiyatrolardan, paranormal kavşakların kesiştiği evlerden, savaşan şehirlerden geçerek bambaşka bir dünyaya adım atacaksınız.
Yazarın deyişiyle, “Herkes birer kan kitabıdır; neremizden açılsak kırmızıyızdır.”
Clive Barker, Kan Kitapları ile okuru, sayfalarına kan sıçratmaktan hiç çekinmediği hikâyelerine buyur ediyor.
“Barker yaptığı şeyle hepimizin son on yıldır uyuyormuşuz gibi görünmesine yol açıyor.” –Stephen King
“Korku hikâyesini daha önce hiç gidilmedik yerlere taşıyor. Kendi neslinin en büyük yazarlarından.” –Ramsey Campbell
Şimdi Değilse Ne Zaman? – Primo Levy
Elie Wiesel ve Hannah Arendt’le birlikte “Holokost literatürünün” en güçlü kalemlerinden biri olarak gösterilen Primo Levi, gerçek bir hikâyeye dayanan bu romanında, bizi Nazilere karşı bir intikam arayışına giren bir grup Yahudi partizanın yolculuğuna tanıklık etmeye çağırıyor. Rusya’dan İtalya’ya uzanan ve oradan başka bir dünyaya bağlanacak olan bu macera sırasında Doğu Avrupa tüm canlılığıyla tasvir ediliyor, “Avrupa’nın Kendisi” o korkunç ve kasvetli yüzüyle gözler önüne seriliyor. Burada trenler havaya uçuruluyor, toplama kamplarının yaşayan ölülerine o son saniyede el uzatılıyor ve o yıkım duvarına meydan okunuyor. Bununla birlikte Levi, gerilimlerle dolu bu romanının her şeye rağmen insan ruhunun kudret ve marifetine bir övgü olarak okunmasına da olanak tanıyor.
“Levi’nin yazınında hiçbir şey yersiz değildir, her şey olmazsa olmazdır orada.” – Saul Bellow
“Çağımızın en saygın ve yetenekli yazarlarından biri.”- Italo Calvino
Yin ve Yang – Boris Akunin
Erast Fandorin’in maceraları henüz bitmedi!
Nadir Doğu eserleri koleksiyoncusu, milyoner Sigizmund Boretski’nin ölümünün ardından Moskova’daki malikânesinde vasiyeti okunuyor. Bir tarafı Yang hiyeroglifiyle beyaz, diğer tarafı Yin hiyeroglifiyle siyah olan, dünyayı daha iyi ya da daha kötü hale getirebilecek büyülü yelpazenin avı başlıyor.
Boris Akunin Yin ve Yang’la Fandorin serisini tiyatro sahnesine taşıyor. Aynı hikâye, birbirine benzeyen ama tamamen farklı iki dünyaya ait iki versiyonda anlatılıyor. Bu dedektif hikâyesinde soruşturma Erast Fandorin tarafından sürdürülürken uşağı Masa da ona eşlik ediyor.
Yin ve Yang birçok kez sahnelendi.
Vejetaryenliğin Faydaları – Sadık Hidayet
“Kendi kalplerimizin doğal ve saf duygularını zorla bastırmadığımız sürece, her insanın içindeki diğer hayvanları öldürme ve onlara acı çektirme duygusundan nefret edeceği açıktır. Ayrıca insanlar yedikleri hayvanları bizzat kendileri öldürmek zorunda kalsaydı, çoğu et yemeyi bırakırdı.”
Vejetaryenliğin Faydaları, modern İran Edebiyatının cesur, güçlü kalemlerinden Sadık Hidayet’in 20. yüzyıl başlarında kaleme aldığı denemelerini bir araya getirdiği kitabıdır. Et tüketimini vicdani boyutuyla değerlendirerek, insanlık eleştirisi olarak ele alan Sadık Hidayet vejetaryenliği bir dünya görüşü olarak savunuyor. Kendisini savunamayan, masum canlıları işkenceyle öldürmeyi, onlara acı çektirmeyi ve zulmetmeyi insanlık onuruna ve makamına edilmiş bir küfür olarak yorumluyor. Tarihin önemli şahsiyetlerinden aldığı referanslara ve bilim insanlarının deneylerine dayanarak vejetaryenliğin bedensel ve ruhsal faydalarını açıklıyor. Okuru doğa, insan, ahlak, merhamet ve hak kavramları üzerinde yeniden düşünmeye cesaretlendiren Sadık Hidayet’in Vejetaryenliğin Faydaları günümüzde de değerini koruyor.
Merak Çağı – Richard Holmes
Merak Çağı, on sekizinci yüzyılın sonundaki keşifleri ve icatlarıyla romantik bilim çağını doğuran kadın ve erkeklerin sürükleyici tarihini anlatıyor. Bu çağ, bilim insanlarının yanı sıra büyük yazar ve şairlere de uzanıyor; tüm yaratıcılar yüksek heyecan, sınırları zorlama ve keşif anlarının tadını çıkarıyor. Holmes, büyük fikirlerin ve deneylerin –hem başarıların hem de başarısızlıkların– nasıl çoğu zaman yalnız bir adanmışlıktan doğduğunu ve dini inanç ile bilimsel gerçeğin nasıl çarpıştığını gösteriyor. Merak Çağı özgünlüğü, hikÂye anlatma enerjisi ve entelektüel önemiyle nefes kesici bir kitap.
“Yılın araştırma kitabı.” –Andrew Marr
“Bu muhteşem kitabın her satırı parıl parıl.” –Claire Tomalin
“Ben bir Richard Holmes bağımlısıyım. Zaten muhteşem bir biyografi yazarı, ama Merak Çağı’nda çıtayı çok yükseltmiş.” –Oliver Sacks
Kapitalist Manifesto – Robert T. Kiyosaki
“Çocuklarınızın çocukları komünizm altında yaşayacak. Siz Amerikalılar çok safsınız. Hayır, komünizmi açıkça kabul etmeyeceksiniz, ama sonunda uyanıp zaten komünizmin geldiğini görene kadar sizi küçük dozlarda sosyalizmle beslemeye devam edeceğiz. Sizinle savaşmak zorunda kalmayacağız; ekonominizi o kadar zayıflatacağız ki, olgunlaşmış meyve gibi elimize düşeceksiniz.“
Nikita Kruşçev, 29 Eylül 1959 Sovyetler Birliği Komünist Partisi Birinci Sekreteri (1958-1964)
“Zengin Baba Yoksul Baba’yı –ve Zengin Baba serisindeki tüm kitapları– şu soruya yanıt olarak yazdım: Okul bize para hakkında ne öğretti? Cevabı hepimiz biliyoruz: pek bir şey değil. Aslında, okulun bize öğrettiği şeylerin çoğu modası geçmiş, eskimiş ve işe yaramıyor. Örneğin, bize “para biriktirmemiz” öğretilir. Hükümetler trilyonlarca karşılıksız para basarken biz neden para biriktirelim?
Askeri okuldan mezun oldum ve Vietnam’da ABD Deniz Piyadeleri için uçtum. Hayatımın büyük bir bölümünde komünizmle mücadele ettim. Nikita Kruşçev’in uyardığı gibi, bugün okullarımızda Karl Marx’ın Komünist Manifesto’sundan ilkelerin öğretildiğini görüyoruz. Sorun şu ki, gerçek finansal eğitim olmayınca, zavallı babam gibi öğretmenler Marksist fikirleri öğrettiklerinin farkında olmuyorlar.
1997‘de Zengin Baba Yoksul Baba’yı ve 2021’de … Kapitalist Manifesto’yu yazdım. Okullarımızda öğretilen komünist ideallerle evlerimizde kapitalizmi öğreterek mücadele edebilmek için yazıyorum.”
Küvette Bulunan Günce (SL14) – Stanislaw Lem
Soğuk Savaş döneminin paranoyasını ve modern toplumun hüküm sürmeye bugün de devam eden bürokratik labirentlerini resmeden Küvette Bulunan Günce, Stanislaw Lem’in en kışkırtıcı eserlerinden biri. Karanlık bir gelecekte, varoluşun anlamı, bir yeraltı kompleksinin sayısız koridorunda yitip gitmiştir. Kimliği belirsiz bir ajan, hem kendisini hem de görevini sorgulatan bir entrikanın ortasında, sıradışı bir günceye ulaşır. Bu günce, gerçeklik algısını büsbütün altüst eden ipuçları ve gizemlerle doludur. Lem’in ustalıklı kalemi bizi distopyanın bu çarpık dünyasında adım adım gezdirirken, okuduğumuz her sayfa, bürokrasinin soğuk yüzünü ve insan aklının karmaşıklığını da gözler önüne seriyor. Küvette Bulunan Günce, sadece bir bilimkurgu romanı değil, aynı zamanda modern dünyanın absürtlüğüne dair çarpıcı bir alegori.
Beyaz Mitolojiler – Robert J. C. Young
Robert Young’un Beyaz Mitolojiler’i, tarih ve Batı’nın temel kavramlarını sorgulamak için çıkılan bir yolculuğa işaret ediyor. Young, Avrupa merkezciliği tuzağından kaçınan bir tarih yazmanın mümkün olup olmadığını sorguluyor ve tarihin sadece bir Batı efsanesi mi olduğunu merak ediyor. Bu düşünceler, sömürge sonrası çalışmalar alanında önemli bir yön çiziyor ve alana devasa bir etki yapıyor. Sömürge sonrası teori, edebiyat ve tarih alanlarında çalışan herkes için zorunlu bir okuma olan bu kitap, Homi Bhabha’nın önsözde belirttiği gibi, orijinal ve paha biçilmez bir müdahalede bulunuyor ve en köklü figürleri bile kendi pozisyonlarını yeniden düşünmeye sevk ediyor.
Akıl Oyunları – Nejat Anbarcı, Kemal Kıvanç Aköz
İnsanların davranışlarının birbirlerini etkileyebileceği fikrinin matematiksel modellenmesi üzerine kurulan oyun teorisi, 20. yüzyılın ikinci yarısında hızla tüm sosyal –ve hatta bazı doğal– bilimleri temelden etkileyecek bir düşünce biçimi haline geldi. Türkiye’de yetişmiş bilim insanlarının oyun teorisine katkıları, ilk büyük gelişmelerin görüldüğü 1980-90’lardan sonra çığ gibi büyüdü ve ülkemiz bugün başarılı oyun teorisyenleri açısından en önde gelen ülkelerden biri konumuna ulaştı.
“Ne kadar esprili bir dille, ne kadar yaratıcı ifadelerle yazılmış bir kitap: bilimin ille asık suratlı olması gerekmediğinin güzel bir kanıtı …” –Prof. Dr. Bülent Sankur, Bogazici Universitesi;.
“Oyun teorisi kitaptaki karikatürlerde de yansıtıldığı gibi insanların ne olduğunu tam olarak bilmeden yaşama uyguladığı bir yaklaşım. Ne var ki bunu teorik bir çerçeveye oturtarak anlatmaya çalışınca karikatürlerdeki kadar basit bir resim çıkmıyor karşımıza. İş çatallaşıyor, karmaşık bir hal alıyor. Bu kitabın en önemli özelliği bu karmaşıklığı gidererek konuyu basit bir biçimde anlatmış olması. Kitap bunu sonuna kadar yansıtıyor.” –Dr. Mahfi Eğilmez
“Kitabı okurken çok keyif aldım. Harika bir fikir ve harika bir şekilde yazılmış!” –Prof. Dr. Hülya Eraslan, Ralph O’Connor Profesörü, Rice University
“İçeriği güçlü, düzgün ve gayet işlek bir Türkçeyle yazılmış, rahat okunan ve anlaşılması kolay bir çalışma. Okuyucuyla güzel iletişim kuruyor. Kalıcı bir kitap olacak.” –Prof. Dr. Şevket Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi
“Çok muazzam bir fikir. Yazarlar, oyun teorisini hem Türkçe hem de teknik olmayan bir üslupla yazarak Türkiye’de hiç benzeri olmayan bir eseri yoktan var ediyor. Üstelik okurun daha da rahat anlayabilmesi için onun hayatından, kültüründen ve geleneğinden misaller vererek konuyu severek okumasını ve ilgi duyarak keşfetmesini sağlıyor!”
–Prof. Dr. Remzi Uçtum, Centre National de la Recherche Scientifique
Tarih – Teori ve Yönteme Giriş – Peter Claus, John Marriott
“Herodotos’tan postmodernizme ve internet tarihine kadar, geçmişin nasıl incelendiğini ve yazıldığını anlatan bu kitap hem kapsamı hem de netliği açısından çok etkileyici.” –Bryan Ward-Perkins, Trinity College, Oxford
“Peter Claus ve John Marriott, üniversite düzeyinde tarih çalışmaları için vazgeçilmez bir kitap yazmışlar.” –Dr. Xavier Guégan, Newcastle Üniversitesi
Anadolu Kuş Adları Sözlüğü – Priscilla Mary Işın, Merete Çakmak
Türkiye’nin iklim, coğrafya ve kıtalararası konumundan dolayı yerli, göçmen ve ziyaretçi kuş türlerinin toplam sayısı çok fazladır, son kayıtlara göre 500’e yaklaşmıştır. Anadolu Kuş Adları Sözlüğü bu kuşların yerel düzeyde bile olsa Türkçe karşılıklarını vermek amacıyla hazırlanmıştır. Türkçe adları olmayan ya da sadece cins düzeyinde bulunup farklı türler için ayrı adları bulunmayan bazı kuş adlarının İngilizceden, Latinceden çevrilmesi kaçınılmaz bir durumdur. Ender olarak görülen veya yeni tespit edilen bazı kuşların hepsinin yerel adlara sahip olmaları beklenemez. Her dilde olduğu gibi, Türkçe kuş adları, insanların tarih boyunca doğal çevrelerindeki canlılara duydukları ilgiyi, onlarla ilgili bilgilerini yansıtır; onların renkleri, sesleri, hareketleri, yaşadıkları ortam gibi özelliklerini ifade eder.
Bu nedenle kuş adları Türkçenin bir zenginliğidir. Bu sözlüğü kullananlar, “deniz kırlangıçları”nın hangi aileye ait olduğu gibi bilgilere gerek olmadan bütün kırlangıçları “kırlangıç” maddesi altında bulabilir. Anadolu Kuş Adları Sözlüğü’nün kuş konulu kitaplardan diğer bir önemli farkı, bir kuş türü için rastlanan farklı adların hepsinin verilmesidir. Aynı adın birden fazla kuş türü için kullanıldığı durumlarda yine hepsi belirtilmiştir. Sözlük Türkçe, İngilizce ve Latince olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır
Kapitalizmin Ruhu – Liah Greenfeld
Kapitalizmin Ruhu, ne iktisatçıların ne de iktisat tarihçilerinin cevaplayabildiği temel bir iktisat sorusuna cevap veriyor: Sürekli ekonomik büyümenin nedenleri (sadece koşulları değil) nelerdir? Başlığını Max Weber’in aynı konudaki ünlü çalışmasından alan Greenfeld, 16. yüzyıldan itibaren ekonomik faaliyetin doğasını dönüştüren ve ekonomiyi kendini geçindirmeden kâra doğru yönlendiren çığır açıcı davranış değişikliğinin ardındaki motivasyon sorununa odaklanıyor. İngiltere, Hollanda, Fransa, Almanya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ekonomik bilincin gelişiminin ayrıntılı bir analizi, modern, büyüme odaklı ekonominin arkasındaki motivasyonun veya “ruhun,” “rasyonel ekonomik aktörün” özgürleşmesi değil, daha ziyade milliyetçilik olduğunu iddia etmesine olanak tanıyor. Milliyetçilik, halk kitlelerini ulusal prestij için sonu gelmez bir yarışa sokmuş ve böylece ekonomik rekabet olgusunu ortaya çıkarmıştır.
“Bu kitap cesur tezler üretmeyi mükemmelen başarıyor ve bu tezleri hem yaratıcı hem de güçlü bir şekilde savunuyor. Bu nedenle geniş bir kesimin ilgisini fazlasıyla hak ediyor.” –John A. Hall, Journal of Economic History
“Kapitalizmin Ruhu, ekonomik büyüme anlayışında bir paradigma değişikliği yaratıyor.” –John Gray, Times Literary Supplement