Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin komisyon görüşmelerinde muhalefetin odağında asgari ücrete beklenen enflasyona göre zam tartışmaları var. Görüşmeler sırasında zaman zaman tansiyon yükselirken, muhalefet temsilcileri, mevcut ekonomik politikaların yoksulluk ve israfa neden olduğunu, bütçenin halkın sorunlarını çözmek yerine “kara delik” gibi kaynakları tükettiğini savundu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi görüşülüyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Muhalefet milletvekilleri, bütçe tartışmalarında asgari ücrete beklenen enflasyona göre yapılacak zam konusunu sık sık gündeme getirdi. Bakan Mehmet Şimşek’in sunumunun ardından bütçe ve iktidarın ekonomi politikaları eleştirildi.

Aşkın Türeli: “Beklenen enflasyona göre ücret artışı, yoksulluğun artması demek”

Komisyon’un CHP Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, yüksek enflasyonun nedeninin iktidarın yanlış ekonomi politikaları olduğunu söyledi. Türeli, açıklamalardan ücret artışlarının beklenen enflasyona göre yapılmasını amaçladıklarının anlaşıldığını dile getirerek “Bugün ülkede yaşanan gelir dağılımı bozukluğunun ve yoksulluğun artması ve bu programın yükünün zaten bu yükü taşıyan milyonlarca insan tarafından, sabit gelirli kesim, işçi, memur, emekçi, çiftçi tarafından üstlenilmesi anlamına geliyor” dedi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi: CHP’liler tepkili

Orta Vadeli Program’da (OVP) yüzde 41,5 ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 44 olarak açıkladığı yıl sonu enflasyon tahminlerini hatırlatan Türeli şöyle devam etti: 

“Bir para politikası var belki ama maliye politikası ayağı son derece zayıf. Ortada bir vergi reformu, tasarruf yok. Devletin en tepesindeki harcamaların, savurganlığın, israfın aynen devam ettiğini görüyoruz” 

Bakan Şimşek’in Türkiye’de vergi yükünün yüksek olmadığı açıklamalarına Türeli, en yüksek vergi yükünün İskandinav ülkelerinde olduğu ve burada kamu harcamalarının da yüksek seviyelerde olduğu örneğiyle cevap verdi. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik
Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi: CHP’liler tepkili

“Geçiş, uçuş, hastanelerde yatış garantileri bütçede kara delik”

Kamu yatırımlarının milli gelir içindeki payının azalmasının kamu-özel işbirliği (KÖİ) modelinin uygulanmasıyla ilişkisine değinen Türeli şunları söyledi: 

“2025’te KÖİ modeliyle yapılacak projelere verilecek para 204,2 milyar TL. 2025-2026-2027, üç yılda 689,1 milyar lira. Kamuoyunun bilmediği, sözleşmelerini, şartlarını bilmediğimiz, şeffaflığın olmadığı bir yapının bugün Türkiye’yi getirdiği noktadır. Türkiye dışarıdan dış tasarruf alan, yani yurtiçi tasarruflarının yatırımları karşılamadığı bir ülke. Dış tasarruf alıyor, cari açık veriyor. Bu ülkenin kıt kaynakları en iyi şekilde kullanması gerekiyor. Burada geçiş, uçuş, hastanelerde yatış garantileri, döviz cinsinden garantiler kabul edilebilir şeyler değil. Bunlar bütçede kara deliktir Sayın Bakan. Bunu siz de biliyorsunuz.”

“Bu bütçe, İzmir’de hayatını kaybeden 5 çocuğumuzun bütçesi değil”

Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payının yüzde 65 olduğunu vurgulayan Türeli, vergi harcamaları ile üç trilyon liralık vergi gelirinden vazgeçildiğini belirtti. Türeli, vergi kaçağını denetimle, polisiye tedbirlerle önleyemeyeceklerini söyleyerek “Vergide adalete, dar gelirlilerin vergi yükünün azaltılmasına ilişkin hiçbir şey yok. OVP’de, bütçede gelir adaletine ilişkin hiçbir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de en büyük bölüşüm şoklarından birini yaşadığı bir dönemde gelir dağılımı bozukluğu, yoksulluk yokmuş gibi davranmanın anlaşılabilir hiçbir yanı yok” diye konuştu. 

Türeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde İzmir’de yangında ölen 5 kardeşi de hatırlattı.

“Bu bütçe kimin bütçesidir” diye soran Türeli “Bu bütçe milyonlarca dar gelirlinin, geçtiğimiz günlerde İzmir’de hayatını kaybeden beş çocuğumuzun, çöpten yiyecek toplayan insanların bütçesi değildir. Ülkeyi yönetmek, doğru politikalar uygulamak ve bunları adaletle uygulamakla mümkündür” dedi.

Erhan Usta: “Türkiye deprem değil, yönetim felaketi yaşadı”

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi görüşmelerinin yapıldığı komisyonun İYİ Parti Grup Sözcüsü Erhan Usta, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesinin “günah keçisi” haline getirildiğini söyledi. EYT’nin 2024 için maliyetinin yaklaşık 300 milyar lira olduğunu belirten Usta, kur korumalı mevduatın (KKM) maliyetinin EYT’nin kat kat üzerinde olduğunu belirtti. 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin bütçeye yükünün vurgulanması karşısında Usta “Türkiye’nin sorunu bir deprem felaketi değil, Türkiye bir yönetim felaketi yaşadı” dedi.

“Bulunmaz bir fırsat buldu: Nebati’den sonra Bakan olmak”

Mehmet Şimşek’in göreve geldiği günden bugüne ekonomik verilerdeki düzelmeye ilişkin açıklamalarına tepki gösteren Usta şunları söyledi: 

“Niye değişim üzerinden gidiyor? Bulunmaz bir fırsat buldu: Nebati’den sonra Bakan olmak. Sayın Bakan ‘CDS’leri 400 puan düşürdük, en fazla düşüren biziz’ diyor. En kötüsü de bizdik zaten. Keşke Nebati bin yapsaydı bunu, 600 puana çıkacaktı, performansımız artacaktı. Böyle bakınca Nebati’ye teşekkür etmek gerekiyor. Başka ülkeler 50 baz puan düşürmüş, biz 400 baz puan düşürmüşüz. Yani bizim övündüğümüz 270 CDS’ler, 30 CDS olan dünya kadar ülke var.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik

“Bu bütçe zulüm bütçesidir”

Bütçeye yönelik eleştirilerini sıralayan Usta “128 milyar doları yiyenlerden hâlâ bir haber yok. Ucuz kredide ciddi bir servet transferi oldu bu ülkede. Birileri milyarder oldu, oralarda bir şey yok. Aşırı kâr eden sektörler var, ‘Carry trade’cilere bir şey yok. Bu bütçe zulüm bütçesidir, ‘dur’ demek lazım” diye devam etti. 

Beklenen enflasyona göre ücret zammı tartışmaları için Usta, yıl sonu enflasyonun yüzde 44 olması durumunda yıllık ortalama enflasyonun yüzde 58,5 civarında olacağını belirtti. Usta “Ne olursa olsun geçmiş enflasyonu, ortalama üzerinden vermek durumundasınız. Biz o yüzden net asgari ücret talebimizi 28 bin lira olarak açıkladık kamuoyuna. Hedef enflasyona göre bir şey yapılması, bu milleti çok fazla ezmek anlamına gelir” diye devam etti.

Saruhan Oluç: “Hangi kesimlerin ne ölçüde vergilendirileceği maliyeyi aşan bir karar”

Komisyon DEM Parti Grup Sözcüsü Saruhan Oluç ise kamuda tasarruf tedbirlerini hatırlattı. Oluç, “Bu bütçede kamuda tasarruf döneminin güçlü izlerini görmeyi beklerdik doğrusu, burada kamuda tasarruf meselesini çok tartıştık. Görüyoruz ki bütçede kamuda tasarruf, kamu emekçilerinin ücretlerine dönük düşünülmüş. Belli ki kamuda tasarruftan aynı şeyleri anlamıyoruz” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik

Bakan Şimşek’in “Dolaysız vergiler yeterli düzeyde değil” sözleri üzerine Oluç şunları söyledi:

“Vergi ekonomiden çok politik alanı ilgilendiren bir mesele. Hangi kesimlerin ne ölçüde vergilendirileceği aslında maliyeyi aşan bir karar. Politik bir karar ve siz de bunu yaşıyorsunuz zaten yanlış görmüyorsam. Bu politik karar yüzünden zaten ‘Çok kazanandan çok vergi almalıyız, az kazanandan az vergi almalıyız’ fikrini bir türlü gerçekleştirecek adımları atamıyorsunuz. Bu vergi meselesi bir sınıf mücadelesidir aslında ve politika burada sermaye sınıfı yanında yer alıyor.”

“‘Ücretleri düşük tutarsak bu enflasyon belasından kurtuluruz’ fikri doğru değil”

TCMB’nin enflasyon raporu sunumunda Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın ücret artışları için “Bir noktada ileriye dönük endekslemeye geçmek zorundayız” sözlerini hatırlatan Oluç şöyle devam etti:

“Asgari ücreti ne kadar zam olacak bağlamında ele almak doğru değil. Ekonominin bizi getirdiği durum asgari ücreti zam oranları üzerinden tartışmak zorunda bırakıyor. Şunu sormak lazım, bu ülke neden aylardır asgari ücretle yatıp kalkıyor? Çünkü maalesef asgari ücret, ortalama ücret haline geldi. Sorun milyonlarca işçinin emekçinin 17 bin liraya mahkum olmasından kaynaklanıyor.”

Oluç, Avrupa Birliği’nde yapılan çalışmalarda enflasyonun yüzde 40’ının ithal girdi maliyetlerden, yüzde 45’inin kâr oranlarındaki artıştan, sadece yüzde 4,5’inin nominal ücret maliyetlerindeki artışlardan kaynaklandığının ortaya konduğunu aktardı. Oluç “‘Ücretleri düşük tutarsak bu enflasyon belasından kurtuluruz’ fikri doğru değil” dedi.

Cevdet Akay: “Sadece a harfi değişen iki tabela arasında bir milyarlık fark var”

Komisyon üyesi CHP’li Cevdet Akay, bütçede kur farkı giderlerine dikkat çekti. Akay ayrıca Ziraat Bankası’ndaki usulsüzlük iddialarını gündeme getirdi. Bankanın tabela değişikliği yaptığı fotoğrafları gösteren Akay aradaki farkı sordu. Akay sadece a harfinin farklı biçimde yazıldığını açıklayarak devam etti: 

“Bu iki fotoğraf arasında bir milyar liralık fark var. Yaklaşık iki bin şubede tabela değişimi yapılıyor. Dijital öğeler, banka hesap cüzdanları, kartvizitler, antetli kağıtlar, aklınıza ne gelirse değişiyor, 954 milyonluk rakam. Sadece bununla da kalınmıyor, tanesi 15 milyon lira masrafla şube tefrişatına giriliyor. Dört yılda bütün şubeler yenilenecek, 27 milyarlık bir rakam. Bu çok ciddi bir rakam. Bu işlemler hangi şirketler aracılığıyla yapılıyor? Birileri zengin mi edilmek isteniyor? Tasarruf tedbirleri garibana sınırsız, ‘Milyar milyar harcamalar Ziraat Bankası’na mı’ diye düşünüyorum.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesine muhalefet tepkili: Yoksulluk, zulüm, israf, kara delik

Selim Temurci: “Vatandaş ‘Bana kemer sık diyen devlet kendi ne yapıyor’ diye soruyor”

Komisyon üyesi Gelecek Parti’li Selim Temurci ise enflasyonda hedefin neden tutmadığına ilişkin konuştu: 

“Bu mücadelede Merkez Bankamızın yalnız bırakıldığı kanaatindeyim. Sonuçta bu devletin bir gelirler politikası var, bir de harcamaları. Merkez Bankası ne yaparsa yapsın ‘Bu devlet kendi bütçesinde harcama tarafında ne yapıyor?’ meselesini daha fazla gündem yapamazsa Merkez Bankası’nın yapacağı iş sınırlı. Kamuda toplu alımlar gibi yaptığınız bazı uygulamalar oldu, orada bazı tasarruflar oldu. Ama vatandaş lükse, şatafata, israfa bakıyor. Hazırlanan ve yayınlanan genelgelere bakıyor. Tasarruf tedbirlerine bakıyor. ‘Mehmet Şimşek bana ‘Kemer sık’ diyor ama acaba devletim kamu harcamalarında ne yapıyor?’ sorusunu soruyor.”

Tahsin Ocaklı’dan Niyazi Dayı’ya “rasyonel politika” açıklaması

CHP’li bir diğer komisyon üyesi Tahsin Ocaklı, Şimşek’in Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin dördüncü ekonomi bakanı olduğunu söyledi. Şimşek’in göreve geldiğinde “Türkiye’nin rasyonel politikalara dönmekten başka çaresi kalmadı” sözlerini hatırlatan Ocaklı şöyle devam etti:

“Ülkenin akıl dışı ekonomi politikaları nedeniyle krize girdiğinden bahsettiniz aslında. Ben de sizin bu ifadelerinizden bir gün sonra Karadeniz’deydim. Beni Niyazi dayı yakaladı Sayın Bakan. Dedi ki ‘Ya, yeğen ha bu rasyonel ne demektir, bir bana anlat.’ Dedim ki: ‘Dayı bu rasyonel, akılcı demektir yani ekonomide akıllı politikalar uygulamaktır’. ‘Aferin yeğen yapsın o zaman’ dedi. O Niyazi dayı bu sözlerinizi bana geçen hafta tekrar hatırlattı, size selam söyledi. Dedi ki ‘Ne oldu yeğen ekonomi politikaları? Açız, bezdik, darlandık.’ Ben de ona dedim ki ‘Az kaldı sabret. Biz onları göndereceğiz, seni mutlu edeceğiz Niyazi dayı.'”

Veli Ağbaba’dan Şimşek’e: “Denize düşen size sarıldı”

Komisyon üyesi CHP’li Veli Ağbaba, KKM’nin maliyetinin 1,3 trilyon lira olduğunu söyleyerek iktidara tepki gösterdi:

“KKM yüzyılın buluşu olarak yansıdı, dolar 18’den 12’ye düştü. Malatya’daki hemşehrilerim davul çaldı ama maliyeti 1,3 trilyon lira oldu. 6 Şubat depreminden sonra tüm konutların maliyeti 1,1 trilyon olarak hesaplandı. KKM depremden daha büyük zarar verdi. EYT mi artıracak bütçe açığını mı, KKM mi?”

Ağbaba, Şimşek’e “Denize düşen size sarıldı” diyerek, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019’daki bir konuşmasından bir kesit izletti. Erdoğan’ın “Bu nasıl doğruluk? Ali Babacan’ın da imzası var bu işin altında. Başka kim var? Mehmet Şimşek var. Hani bunlar dürüsttü? Kimin ne olduğunu yaptıklarıyla öğrenin diye anlatıyorum” sözleri üzerine AKP sıralarından gelen itirazlar geldi. Ağbaba, “Arkadaşlar itiraz etmeyin. Reis laf söylediğinizi duyar, sizi pişman eder” diye karşılık verdi. 

“Bir acayip siyasetiniz var”

Ağbaba, 200 liralık banknotu göstererek tedavüle girdiği 1 Ocak 2009’da üç çeyrek altın alınabildiğini söyledi. “Üç çeyrek altın şimdi 14 bin 580 lira ediyor” diyen Ağbaba, AKP’lilerin “Türk lirasına hakaret etmeyin” sözlerine “Bu paranın itibarını siz düşürdünüz” diye yanıt verdi. Ağbaba, Şimşek’e “Şimdi yeni banknot basacak mısınız veya paradan sıfır atacak mısınız” diye sordu.  

Ağbaba “Geldiğinizde ‘rasyonel politikalara dönüş’ dediniz, demek ki irrasyonel politika uyguluyordunuz” diye Şimşek’e yüklenirken, AKP’lilere “Ama siz Nebati’yi alkışlıyordunuz, bugün Şimşek’i de alkışlıyorsunuz. Bir acayip siyasetiniz var” dedi. 

ÖTV eleştirisi: “Bu devleti alkolik yaptınız”

2025 bütçesinde 2 trilyon 145 milyar lira Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) geliri hedeflendiğini aktaran Ağbaba, tütünde ÖTV tahsilatı artışının yüzde 81 olacağını söyledi. Ağbaba, bir paketten dört sigara çıkararak şunları söyledi:

“Bir sigara paketindeki dört sigarayı alan kişi, 16’sını devlet içiyor. Burada bir bağımlılık var. Maalesef devlet bağımlı. Bağımlı olmuş durumdasınız. Alkolde de aynı şey geçerli. Bir rakının dört bardağını alan, üç bardağını vergiyi alan içiyor. Bu devleti alkolik yaptınız.”

Erdoğan’ın videosuna engel, Ağbaba’ya “belediyelerin konserleri” hatırlatması

İktidara israf eleştirisi yapan Ağbaba, Erdoğan’ın Kırgızistan gezisinin karşılama videosunu göstermek istedi. Ancak Oturum Başkanı Orhan Erdem müdahale etti. Erdem destekleyici materyallere imkan olduğunu ancak video gösteremeyeceğini söylerken “Veli Bey bunun önünü açarsanız CHP’nin İstanbul belediyesinin konvoylarını da görürsünüz” dedi. 

AKP’li milletvekilleri, CHP’li belediyelerin incelemeye konu olan konserleri hatırlatırım Ağbaba “Bir milletvekilinin ifade özgürlüğünü kısıtlıyorsunuz. Şatafatınızı gündeme getirince rahatsız oluyorsunuz” diye tepki gösterdi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.