Yenidoğan Çetesi davasının dokuzuncu günü sona erdi – canlı oku

İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağladıkları ve kusurlu davranışları nedeniyle ölümlerine neden oldukları iddiasıyla 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

Daha önce 34 kişinin savunma yaptığı Yenidoğan Çetesi davası dokuzuncu oturumu bugün saat 09:30’da başladı. Tutuksuz yargılanan ve aralarında hastane sahibinin de olduğu sanıklar mahkemede savunma yaptı. Yedi tanık daha savunma yapacak. Duruşma yarın saat 09:30’da devam edecek.

Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, Yenidoğan Çetesi davasının dokuzuncu gününde duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izledi. Medyascope editörleri Cenk Narin, Mert Gümüş ve Berna Büyükbayrak sizlere gelişmeleri canlı blog üzerinden anbean aktardı.

Yenidoğan çetesi davasının dokuzuncu

19:53 – Yenidoğan Çetesi davasında ilk duruşmanın dokuzuncu oturumu sona erdi. 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada şimdiyi kadar 40 kişi savunma yaptı. Yedi sanık daha savunma yapacak. Duruşma yarın saat 09:30’da başlayacak.


19:47Savcı: Gıyasettini tanır mısın?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Yoğun bakımda hemşirenin yanına simsarcı olarak gelirdi.

Savcı: Fırat Sarı miktarı neye göre belirliyordu?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Her ay belirlenir, toplanır, en fazla 90 bin lira almışlardır.

Savcı: Hastaneye geliş zamanına göre mi almışlar?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Evet.

Savcı: Batuhan, “Kameradan görünce gece arar, ayak ayak üstüne atmayın, derdi” diyor.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Olmaz öyle şey.

Sanık avukatı Batuhan Çetin’in sanıklara para gönderip göndermediğine yönelik hesap hareketlerinin alınması için talepte bulundu. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden alınan ve müvekkilin sağlık durumunu içeren belge sundu. Sanık avukatı suçlamaları kabul etmedi.


19:45 – Sanık, Başkan’ın sorularını yanıtlıyor:

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: 82’den beri buradayım, şubem yok, SGK’ya kimseye borcum yok. Sağlık çalışanlarıyla ilgili sorumluluğum yok, eksik alınacak bir şey varsa ücretini öderim. Başhekim hemşire iletmesi lazım. 10 senedir daha az geliyorum hastaneye.

Başkan: Fırat Bey’i nasıl buldunuz?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Hastalarımız çoğaldı, doğumlarımız artı. Doktor ihtiyacımız oldu. Danışmanlık hizmetlerine başvurduk. Bir arkadaşım tavsiye etti. Fırat Sarı ile görüştüm; ‘bizim çevremiz geniş, çocuk doktoru var, hemşirelerimiz var, ihtiyaç halinde de geliriz’ dedi. Sözlü anlaşma sağladık, yazılı bir sözleşmemiz yoktu. 2021 yılında yenidoğan yoğun bakımında çalışmaya başladılar. Doktor, hemşire getirdiler. Hepsinin maaşını ben verdim. Bir süre düzgün çalıştılar. Biraz zaman geçti, doktorlar gelmemeye başladı. Başhekim de sıkıntılar olduğunu söyledi. Başhekim, Fırat bey ve ben bir görüşme yaptık. O an anlaşmayı bitirdim. Başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı Fırat bey. ‘Büyükçekmece’de tanıdığım savcı var’ diye tehdit etti. Güney Hastanesi’ne yapılan denetim de Büyükçekmece Başsavcılığınca yapılınca Fırat Sarı’nın hastaneyi şikayet ettiğini sandım. Meğerse onlar yapmamış, üzüldüm sonra, İlker ve Fırat Sarı sonra ayrıldı.

Üye: Danışmanlık şirketi size bebek getirdi mi?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Bize dışardan bebek gelmedi. Zaten bizim bebek sayımız fazlaydı. Hakkımda SGK dolandırıcılığı suçlaması var. Kabul etmiyorum. Bebek yoğun bakım getirisi olan bir bölüm değil. Torunlarım orada doğru, ben o hastanede ameliyat oldum. Ben vicdanlı biriyim. Yoğun bakımda eksik malzeme olmazdı, hepsini alırdım

Savcı: Neden danışmanlık ihtiyacı duydun? Doktor neden almadın?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Gece kimse gelmek istemiyordu, benim doktor “yoruldum artık gece gelmek istemiyorum” dedi.


19:42Başkan: Batuhan’ın “Gece doktor yoktur yönetim biliyordu” beyanı var, haberiniz var mı?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Batuhan’ın nasıl karakterde olduğunu anlayamadım, çıkardığımız ekiple iletişim halinde, onların talimatıyla buraya zarar verme dedim.


19:39Başkan: Kamera kayıtlarını sildirdiğiniz talimatı olduğu söyleniyor.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Benim böyle bir talimatım yok. Hepsi bozuk değilmiş.

Başkan: Kameram kayıtlan saklanma durumu var mı?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Bilgim yok.

Başkan: Ondan da suçlanıyorsunuz?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Benim böyle bir talimatım da olamaz.


19:36Savcı: Islak imza mı oldu?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Yok.

Savcı: Tapede Fırat Sarı ile görüşme var, “Üç gündür Mehmet bey gelmiyor, onun yerine doktor bulayım” diyorsunuz.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Hatırlamıyorum.


19:11 – Bir arkadaşım Fırat Bey’in numarasını verdi. Aradım hastaneye geldi. “Birçok hastaneye danışmanlık veriyoruz, hemşirelerimiz var, bir şey olursa geliriz” dedi. Olumlu bulduk, Ali Bey ile görüştük. (Ali Dirik ) Doktor Bey geldi, konuştuk kabul ettik. Bir süre çalıştılar, doktor geldi, geceleri kendileri geliyordu.

Bir süre zaman sonra sıkıntılar başladı, düzenli gelmiyorlar, bir de siz konuşun dediler. “Gelir misiniz görüşelim” dedim Fırat Bey’le, geldi, tartışmaya başladık. Başhekim ile tartıştılar. Tamam bizimle anlaşmanız bitmiştir dedim. Fırat Bey daha önce” Tanıdıklarım çok, Büyükçekmece savcı tanığım var” demişti. Sonra denetim geldi, Büyükçekmece Savcılığı’ndan geldi. Onlar yaptı sandık, sonra ayrıldılar İlker ve Fırat Bey de.

Savcı: Danışmanlık anlaşmasını kimle yaptınız?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Ben yaptım. Fırat Bey vardı. Bir ara İlker Bey geldi. 2021’de yaptık.

Savcı: Medisence şirketimden size para verildi mi?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Hayır.

Savcı: Personel sizin personel mi?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Evet.

Savcı: Fırat Sarı ile neden ayrıldınız?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: İlaçları fazla kullanıyordu, izah edemiyordu.


18:52 – Ara sona erdi. Güney Hastanesi sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu hakim karşısında.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: 1951 Erzincan doğumluyum 74 yaşındayım. Güney Hastanesi Yönetim Kurulu başkanıyım. Hastalarımız çoğaldı, doktor arayışa girdik. Danışmanlık şirketleri vardı, onlarla anlaşamadık.


18:32 – Duruşmaya ara verildi.


18:29 – Özel Güney Hastanesi Başhekimi Ali Dirik hakim karşısında

Heyet üyesi gece sorun olduğunda yenidoğanda görevli olanların kimin aranacağını bilip bilmediğini sordu.

Ali Dirik: Kesinlikle bilirler. En kötü benim numaram açık ulaşırlar. Bilmesi gerekirdi, bunu orada çalışan personel bilir.

Mahkeme heyet üyesi Fırat Sarı ile yapılan anlaşmayı mali açıdan sordu.

Ali Dirik: Danışmanlık ücreti aldığını biliyorum, ben denetliyorum, mali olanlardan bilgim yok.

Üye: Şeyhmus Çelik kendi mi ayrılmak istedi?

Ali Dirik: Danışmanlık anlaşması ile geldiği için, ben çıkışı vermedim, doktor bulana kadar beklettim.

Savcı: “Kaya bebeğe hiçbir doktor bakmadı” diyor Batuhan. Neden bunu söylüyor?

Ali Dirik: Fırat Sarı ile sorun yaşıyordum, bir şekilde kendi oyunlarına alet etmişler, şimdi anlıyorum.

Savcı: Doktor 3 yerle anlaştı diyelim nasıl hastaya yetişecek?

Ali Dirik: Saat aralığı var. İcap olarak arandığı zaman gelebilir.

Savcı: Sözleşmeyi nasıl yapıyordunuz?

Ali Dirik: 19/21 ( çalışma saati) yazıyor. Poliklinik saatleri için geçeli. Yoğun bakıma da gelebilir. Anlaşma zorunluğu varsa gelir.

Savcı: Senin başhekim olarak Gıyasettin ile konuşmanın mantığı ne? Bilgi vermen de yasak çalışanın değil. Neden konuşma yapıyorsun? O şoför, sen başhekimsin. Ölüm olayını neden görüşüyorsun?

Ali Dirik: Benimle çalışmıyor, başka bir yerde çalışıyorsa normal biri olarak konuşurum. Hastaneye geliyordu, özel bir ilişkim yok, sormuştur.

Savcı: “Gıyasettin Mert Özdemi çalışan gibiydi” diyor Batuhan, doğru mu?

Ali Dirik: Gelip gidiyordu.

Savcı: Gıyasettin Mert ile yoğun bakımı işetme durumu var mı?

Ali Dirik: Kesinlikle öyle bir şey yok.

Avukat: Hemşirenin görev tanımı yapılmış mevzuatta. Hastaların kabulü yapıldığında riskli mi, riski ise yoğun bakım uygun mu buna bakılmıyor mu?

Ali Dirik: Şartları uygun olmazsa kabul edilmezdi.

Avukat: “İcapçı doktor arandığında gelir dediniz?” Nerden geliyor?

Ali Dirik: İcapçı doktor 45 dakikada gelmesi gerekiyor. Mevzuat var.

Avukat: Kaya bebek öldükten sonra raporu hemşire olarak kim bildirildi? denetim geldi Kaya bebek öldükten sonra kimin adı verildi? Hemşire olarak kimin olduğunu sordular mı?

Ali Dirik: Tutanağı bildireceğim, orada yazıyor.

Avukat: Hilda Hanım ile poliklinik için mi yenidoğan için mi anlaştınız? Nerde çalışacaktı?

Sanık avukatı suçlamaları kabul etmedi, adli kontrolün kaldırılmasını ve beraat talep etti.


17:22 – Sanık Şeyhmuz Çelik: Hemşire yardımcısı hiçbir bebeğe bakma yetkisi yokken, beyin sindirimi gelişmemiş beyin kanaması olan bi bebeğe neden baktı?

Batuhan Çetin: Ölecek diye bırakılan bir bebek, o sırada müdahale etmem gerekiyordu ettim. Müdahale edileceğini de bilmiyorum.

Sanık Hüseyin Günerhan: Günay Hastanesi’nden çalışırken kendisinden usulsüzlük istendi mi?

Batuhan Çetin: İlk başlarda hastalar 3 basamak olarak yazılıyormuş, bütün hastalar aynı, “Entübe entübe entübe yazıldığını gördüm. Ben bu sürede eğitim alıyordum. Bu süreçte şahit oldum. Bir iki hafta sürmüştür, hastalar sallamayın yazılıyordur.

Sanık avukatı müvekkilin bebeğin yaşaması için elinden geldiğini yaptığını anlattı, suçsuz olduğunu anlatarak tahliye talebinde bulundu.


17:12 – Batuhan Çetin, avukatın Kaya bebekle ilgili sorularını yanıtlıyor.

Batuhan Çetin: Ben kalp masajına başladım, ares var diye bildirim yaptım. 500 gram bebeğe aspirasyon yapılıyor.

Avukat: Ne eksiklikler vardı? Denetim gelmeden önce malzeme getiriyordu, sonra götürüyorlardı? Öyle mi?

Batuhan Çetin: Evet, Denetim geldiğinde haberleri oluyordu.

Avukat: Başka bebek var mıydı o gün? (Kaya beneğin öldüğü gün)

Batuhan Çetin: Evet


17:00 – Batuhan Çetin soruları yanıtlıyor: Kaya bebek öldükten sonra denetim geldi. Damla Atak, beni arıyor “Denetim geldi” dedi.

Savcı: Kaya bebeğin dosyası var mıydı? Ne oldu?

Batuhan Çetin: Teslim sırasında duruyordu, ben evine gittim 8’den sonrası bende (bilgim) yok. Ölüm bildirimi e imza olmadan gece amiri Furkan Çalışkan yaptı.

Savcı: Rıza bebeğe müdahale etti mi? Bir şey taktı mı?

Batuhan Çetin: Hayır, görmedim.

Savcı: “Ayak ayak üstüne atınca uyarıyorlardı” dediniz, kim uyarıyordu?

Batuhan Çetin: Müzeyyen bizi uyaran, sadece!


16:50 – Batuhan Çetin, Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlıyor:

Batuhan Çetin: Biz Rıza Bey’i çocuk doktoru olarak tanıyorduk. Yoldan geçen herhangi bir kişi kadar müdahalede bulundum, (kalp masajı yaparak) yaşaması için çabam var ama ihmalden yargılanıyorum.

Üye hakim: Gece nöbetçi olmuyor muydu?

Batuhan Çetin: Bebeğin öldüğü gece hemşire yardımcısı 3 kişi vardı.

Üye hakim: Hastane yöneticinin bilgisi var mıydı?

Batuhan Çetin: Evet, sürekli gelip gidiyorlardı.

Savcı: Maaşınız dışında para aldın mı?

Batuhan Çetin: Hiç kimseden bir lira almadım.


16:45 – Batuhan Çelik, Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlıyor:

Batuhan Çetin: Bebeğin öleceği belli, beni neden oraya bırakıyorlar. Büyük denetim oldu, Müzeyyen Hanım odasına çağırdı beni. Sonraki gün yine çağırdı, beni tehdit eder tarzda yargıladılar. “Neden Doğukan’ı aradın” diye, “şikayet edeceğiz” dediler, sonuçta tehdit edildim.

Mahkeme Başkanı: Doktorla ilgili sıkıntı olduğu var ifadelerde, hastane yönetimi bilmiyor mu? Yoğun bakanımda kamera var mı?

Batuhan Çetin: Tabii ki var. Ayak ayak üstüne atınca uyarıyorlardı.

Mahkeme Başkanı: Ne oldu kameralara?

Batuhan Çetin: Bilgim yok, kaybolmuş.

Mahkeme Başkanı: Savcılıkta “9 bebek var” demişsin.

Batuhan Çetin: 8-9 bebek vardı, o civarda.

Mahkeme Başkanı: “Kameraya sistemi olduğu, kayıt etmediği” demişlerdi.

Batuhan Çetin: İnanmıyorum ona, kesinlikle çalışıyordu.


16:38 – Batuhan Çetin, Kaya bebeğin öldüğü günü anlattı:

Ben bebeğin doğumuna da ölümüne de şahit oldum. Bebek doğduğunda hiçbir doktor müdahalede bulunmadı. Ellerini bile sürmediler. Bebeğe sadece Damla Atak müdahalede bulundu. Karın kateterini taktı. İkinci günün gecesinde bebekte kanama olmaya başladı. Hemşire Damla Atak, çağrıldığı halde tenezzül edip gelmedi. Damla Atak o gün giderken, “Ben bugün çok yoruldum, başım ağrıyor. Bugün beni sakın arama” diye gitti. Giderken de mekanik vantilatörü ayarlayıp gitti. Bir süre makine ötmedi ancak bir süre sonra ötmeye başladı. Bebeğin durumu gece 3:30 civarında ağırlaştı. Rıza doktoru aradım, yardım istedim. Bana “500 gram bu bebek zaten ölecek. Bebek Şeyhmus’un üzerine kayıtlı. Yaşamazsa çek fişini, gitsin” dedi.


16:35 – Batuhan Çetin: Kaya bebeğe kalp mesajı yaptım. Elimden geleni yapmak için kalp masajı yaptım. Çoğu şeye tanık oldum ama sanık olarak yargılanıyorum.

Mahkeme Başkanı: Rıza Keykubat geldi mi? Hilda geldi mi?

Batuhan Çetin: Ben Rıza Keykubad’ı gördüm. Bebek ölmeden 1-2 gün önce geldi. Kaşesi yoktu. Bebeği gördü “550 gram yaşamaz” diyecek kadar biliyordu bebeği.

Mahkeme Başkanı: Şeyhmus Çelik orda mıydı?

Batuhan Çetin: Bebeği görmedi, sadece kaşesini kullanan bir doktor.

Mahkeme Başkanı: Annenin geliş sürecinde kimler aracı oldu?

Batuhan Çetin: Furkan ve Gıyasettin Mert arasında konuşuyorlardı. Damla Atak, bebeğin geleceğini biliyordu.


16:15 – Sanık Batuhan Çetin hakim karşısında.

Batuhan Çetin: Güney Hastanesi’nde uzun süre gündüzde çalıştım. üsülsüzlüklerden haberim yok. İşletme olduğunu biliyorum, bütün hastanenin bildiği gibi.


15:24 – Duruşma devam ediyor.


14:24 – Duruşmaya ara verildi.


14:21 – Mahkeme Başkanı, tapeleri okuyarak Semiha Yavuz’un hakkında yapılan “Deli gibi hasta kabul ettiği” içerikli sözleri sordu.

Semiha Yavuz: Bu konuşma kesinlikle asılsızdır. Benim eks verdiğim bilgisi doğru değil. Ben öyle büyük bir denetim geçirdim ki, gelen denetçilere tüm delileri sundum. Hepsi teşekkür edip gittiler. Bunların en büyük kanıtı bu denetimlerdir. Hesabını vermeyeceğin hiçbir durum olmadı.

Mahkeme Başkanı, “ İl dışından gelen bebeklerim eks olduğu ve Semiha Yavuz’un gözünü kararttığı” içerikli taleyi okudu.

Semiha Yavuz: Mehmet Halis Başlı, çalıştığım dönemde saygılı biriydi. Neden böyle konuştu bilmiyorum. Camiada sevilmeyen biri değilim. Erkekler arasına bir konuşma argo konuşma. Denetimlerde, ispat olduğu için içim çok rahat. Annemden babamdan aldığım eğitimle ve insan sevgiyle büyüdüm. Çalışmaktan ve insana faydalı olmaktan başka bir şey yapmadım. Dünyaya bir daha gelsem yine doktor olurum.

Üye hakim: 112’den hasta kabulü yapan tek hekim siz miydiniz?

Semiha Yavuz: Evet bendim.

Üye hakim: MediLife’ta Fırat Sarı ile anlaşma yaptığınız söylendi. Siz mi yaptınız?

Semiha Yavuz: Hayır, benimle anlaşma yapmadı, kabul etmiyorum.

Savcı: Müdürler yönetim kuruluna bağlı mı? Mustafa Kazan, “Ben yönetimden aldığım talimatları yerine getiriyorum” dedi.

Semiha Yavuz: Kimin nereye bağlı olduğunu bilmiyorum.

Avukat: Bebekler nasıl geliyordu?

Semiha Yavuz: Yaptığım kabullerde küvezde bebek kabul ettim, protokol ile hasta getirdik. 112’den hasta aldım.

Avukat: Çocuk alım satımı söz konusu muydu?

Semiha Yavuz: Çok güzel yenidoğan ünitem vardı. Asla.

Sanık avukatı: Denetimlerde hiçbir usulsüzlük ortaya çıkmadı, konuşmalar dedikodu. Olumsuz denetim yok, şüpheli bebek ölümü yok, para transferi yok. Yargılama sonunda müvekkilimin beraatini talep ediyorum.

Bir başka sanık avukatı: Müvekkil kendisine sorulan sorulara detaylı açıklayıcı iyi niyetli yanıtlar vermiştir. Ortada örgüt olmadığını düşünmekteyiz, taleplerden oluşturulan örgüt şeması var, bunu inceledik, Mustafa Kazan aynı hastanede çalışandır. Sözde örgüt iddiaları incelendiğinde “işletme” belirtilmektedir, sanıklar Bağcılar Şafak’ta işletme anlaşması olmadığını beyan ettiler. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Beraatini talep ediyoruz


14:05 – Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert ile 33 hasta üzerine konuşma var.

Semiha Yavuz: Yatak sayısı ile ilgili paylaşım yok. “Daha lazım” kaygısı olan bir konuşma değil,


14:03 – Mahkeme Başkanı, Mustafa Kazan ile aralarında geçen, “Yönetim kararıyla bebek sevki ile ilgi para alındığı” iddiasını sordu.

Semiha Yavuz: Bu bilgileri ilk defa burada duydum. Tapelerde gösterildiğinde bilgim oldu. Ne bilgim ne onayım var. Böyle bir duruma ihtiyacım yoktu. Hastalarım zaten bana geliyordu.

Mahkeme Başkanı başka bir doktorun kaşesinin kullanımı ile ilgili görüşünü sordu.


14:00 – Mahkeme Başkanı: Denetim gediğinde dosyaları hemen verdiniz mi? Bunları tamamlamamız için ekip kurdunuz mu?

Semiha Yavuz: İhtiyacımız yok. Bizim hastanede olmadı. Ben yerinde ve zamanında doğru insanlarla ilerledim.

Mahkeme Başkanı, Mustafa Kazan ile Gıyasettin Mert arasında sanığa ulaşılmadığı yönündeki tapeyi okudu.

Semiha Yavuz: Bu konuşmayla ilgili bana neden ulaşılmadığı ile ilgili bilgim yok, şahsi telefonumu herkese verdim.

Mahkeme Başkanı: “Suriyeli bebek var, alırız” diyorsunuz..

Semiha Yavuz: Yabancı uyruklu, özelikle Suriyeli bebeklerin İstanbul oturumlu olması gerekiyor. SGK ödenmediği için bunu bilmem gerekiyor.


13:39 – Mahkeme Başkanı: Bağcılar MediLife’da işletme yapısı var mıydı? (Eski çalıştığı hastane)

Semiha Yavuz: Olmadı, böyle bir talebim de olmadı, çocuk doktoru olduğum için ihtiyaç duymadım.


13:09 – Semiha Yavuz: 112 tarafından defalarca arandığımızda bizzat ben açtım. Hastanın bilgisi verilerek uygunsa kabul yapıldı. Ben verileri çok seviyorum, bunların bizzat takipçisi oldum. Mesai kavramım olmadı, hem yenidoğan bakım hem başhekim olarak sorumluluklarımı yerine getirdiğime inanıyorum.


13:00 – Semiha Yavuz: Acil seviyelendirme denetiminden gelen not aldık. Erişkin yoğun bakım denetimlerinde bizzat ben belgeleri verirdim. Çalışan haklarını koruyan bir başhekim olarak görev yaptım. Hasta küvetlerine göre planlamalar yapılırdı. Bebeğin birinci, ikinci ve üçüncü basamakta olmasının kriterleri vardır. Yenidoğan ünitesine kabul ettiğim her hastayı mümkün olduğunda ben kabul ederdim. Dışarıda bekleyen ailesine de durumu ben anlatmaya çalışırdım. Aileye hastası hakkında ve tedavinin ne kadar süreceği ile ilgili bilgi veriyordum. İş yoğunluğuna rağmen anneye bilgilendirmeye önem verirdim. Alana geldiğim zamanda bebeğin küvezde nerde yattığını, hangi tedavinin uygulanacağı bilgisini verirken özellikle anne ve babaya bilgi vermeye çalışıyordum. KVVK gereği dikkat ediyordum. Hangi tedaviyi olacağını onların anlayacağı dille anlatmaya çok dikkat ettim. İşin ehli hemşirelerle çalıştım. Kimlik doğrulama ile hasta kabul ettiklerine şahit oldum. Geceden aktarılan durum varsa birçok hastanın hayatını kurtardığımızı biliyorum. “Hangi tedaviyi alıyor? Acaba maması nasıl hazırlanıyor?” gibi durumları da sorgulardım. “Besleniyor mu?” diye takibi yapardık. Taburculuk önemli. Bebeğin hangi durumlarda kaç gün sonra kontrole geleceğini söylüyorum ve yazılı olarak da veriyorum.


12:48 – Semiha Yavuz : Üzerime atılı hiç bir suçu kabul etmiyorum. Evliyim, iki evladım var, yaptığım her şeyi meslek aşkıyla yaptım. 2023 ’te Bağcılar Şafak Hastanesi’nde başhekim olarak göreve başladım. Hastanedeki denetim süreçlerinde görevini yerine getirdim. Sahada aksayan sorunları yerinde tespit ederek ve yerinde denetleyerek çok dikkatli davrandım. Bir aksaklık talep edildiyse ve sorun varsa hasta sorumlusuna, yönetim ve bize iletilmesini özellikle istedim.


12:43 – Sanık Semiha Yavuz hakim karşısında.


12:43 – Sanık avukatı: Tape görüşmesiyle tek başına yargılama olmayacağı konusunda Yargıtay kararı vardır. Tape konuşmalarının delil olmayacağını belirtmek isterim. Müvekkilimin masumiyet ve lekenmeme hakkı ihlal ediliyor. Ortada örgüt bulunmuyor. Örgütsel bir bağ bulunmamaktadır. Burada örgüt olmadığı ortadadır, bu suçlamanın geçersiz olduğu da ortadadır. Mert’in eşinin SGK kaydı yapılmamıştır. SGK’yı dolandırma söz konusu değildir. Müvekkilimin kamu kurum ve kuruluşu dolandırdığı iddiası doğru değildir. Müvekkilime yapılan suçlamaları kabul etmiyoruz, beraatini talep ediyoruz.


12:22 – Savcı: Sağlıkta uzmanlığın yok, para kalışında yoğun bakıma ihtiyacı olan bebek geliyordu, sorumluluk olmadı mı?

Mustafa Kazancı: Şunu biliyorum, Yenidoğan bakım doktoru çok titizdir, yönetimin 10-15 küvez yenilendiğini biliyorum.

Savcı: “Hastane doktorlarına güvendim” diyorsun yani? 

Mustafa Kazancı: Evet.


12:20 – Üye hakim: Gıyasettin ile teklif edilen şeyin yasal olmadığını bilmiyor muydun?

Mustafa Kazancı: Ben görüşmenin Mert’in çevresinin çok olduğu, 112 sistemini bozacak şekilde getireceğini bilmiyordum, bozdu mu bilmiyorum. Kendi çevresinden getireceğini biliyordum.

Savcı: Bebeğin para karşılığı alıp satılması rahatsız etmedi mi seni?

Mustafa Kazancı: Belli bir süre sonra… İş arayışım vardı,

Savcı: O an, şikayette bulundun mu?

Mustafa Kazancı: Şikayette bulunmadım 3 çocuğum var, çalışmam gerekiyordu.


12:18 – Mahkeme Başkanı, “55 bin ödeyeceğiz” içerikli tapeyi okuyup sordu.

Mustafa Kazan: Hatırlamıyorum, ödemelerim yapıldığını tahmin ediyorum , hastane muhasebesinden yapılmıştır.


12:11 – Hastane yönetiminin, “Para karşılığı bebek hasta temin edilmesine” ilişkin teklifini, Gıyasettin Mert Özdemir’e ilettiğini belirten Mustafa Kazan şöyle dedi: Hastane yönetiminden Cem Öztürk’ün talebiyle kendisiyle (Gıyasettin Mert Özdemir) bir konuşmam oldu. Hastane yönetiminden Cem Öztürk’ün talebiyle kendisiyle bir konuşmam oldu. Hasta getirmesi karşılığında 10 bin TL teklif edildiğini ilettim. Bir görüşmemde de 50 bin fiks, hasta başına da 1000 TL olarak yönetimin teklifini kendisine iletiyorum. Zaten Mert de kabul etmedi. Bir paylaşım olmuştur ancak kabul görmediği için eyleme geçmemiştir.


12:05 – Mustafa Kazan: Yönetim bana “Böyle yapalım” dediği ben de Mert ile paylaşmışımdır. Ben ödeme yapmadım. Muhasebe büyük ihtimal Mert’e ulaşamıyor, ben de Mert’e iletiyorum. Ben tekrar muhasebeyi aramıyorum. Bu paranın ödenip ödenmediğini bilmiyorum, ben buna şahit olmadım. Bilmediğim bir örgüte bile isteye yardım etme dururum olamaz.

Mahkeme Başkanı: Başhekim kimdi?

Mustafa Kazan: Semiha Yavuz

Mahkeme Başkanı: Ondan önce kim varmış?

Mustafa Kazan: Hatırlamıyorum


11:33 – Mustafa Kazan: Bağcılar Şafak Hastanesi’nde idari personel olarak çalıştım, bu süreçte imza yetkim yoktur. Tıbbi süreçlerde yetkim bulunmamaktadır, finans ve muhasebede yetki sahibi değilim. Böyle bir örgütün varlığını kabul etmiyorum, adı geçen kişilerle bağım yoktur, hiçbir konuşmam yoktur. Adı geçen örgütten para alışverişim yoktur. Telefon görüşmesi sadece Mert Özdemirledir. Yönetimin aldığı kararı kendisiyle paylaşıyorum. Hasta getirmesi karşılığında 10 bin lira vereceğimiz, diğer konuşmada fiks olarak 50 bin lira, hasta başına bin lira paradan bahsediyorum. Mert bana olumsuz dönüyor, kabul etmiyor. Mert ile telefon görüşmesinde “eşine SGK yapalım” diye bir paylaşımım yok.


11:26 – Mustafa Kazan hakim karşısında


11:24 – Üye Hakim: Fırat Sarı yokken bebeklere kim bakıyordu?

Renginar Molla: Poliklinik doktoru ilgileniyordu, geldiğinde dolaşıyordu.

Savcı: Hasan Basri sana teklifte bulunuyor. “Sana ilaç getireceğim ver” diyor, o anda konuşuyorsun, neden tepki vermedin?

Renginar Molla: O an anlayamadım konuşmayı, ne yapacağım diye soruyorum.

Üye Hakim: Basamak değişimi yapmadın mı?

Renginar Molla: Hayır yapmadım.

Avukat: Fırat Sarı “Basamakla oyna” dedi mi?

Renginar Molla: Vizit esnasında “Bu basamakta” kalacak dedi.

Avukat: “Hasan Basri Epikriz yazıyor” dediniz, nerede yazıyordu?

Renginar Molla: Ne yazdığını görmedim, yoğun bakım içinde yazdığını gördüm.

Sanık avukatı, sanığın suçsuz olduğunu, dolandırıcılık yapmadığını anlatarak beraatini talep etti.


11:03 – Mahkeme Başkanı, Hasan Basri ile yapılan konuşmayı ve bebeğe yönelik “Entübe olmadı, 2 gün entübe göstereceğim” içerikli tapeleri okuyup sorular sordu.

Renginar Molla: Beni yine telefonla aradı. Düzenli gelmiyordu. Bebeğin curosurfu düşmüş. Neden düşmüş diye sorgulamaya çalışıyordum. Başka bebekler de vardı. O bebek mi başka bebek mi sorgulamasını yaptım. Fırat Bey söyledi, “Bana ulaşmadığında Hasan Bey’e söyle o bana iletir” dedi. İletişimi Hasan’la sağlayacağımı söylendi.

Mahkeme Başkanı “Basamak değişimi” ile ilgili tapeleri okuyup sordu.

Renginar Molla: Hasan Basri üzerinden Fırat Sarı’ya ulaşmaya çalışıyordum. Hasta dosyasında bebeğin genel durumu, beslenmesi orada işlem yapıyorum, ben basamak atamasını bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı, epikrizlerin yazımı ile ilgili tapeleri okuyup sorular sordu.

Renginar Molla: Denetim geldiğinde epikirizleri görmek istediler, “Sorgulanıyor gelin yazın” diye, Hasan Basri epikrizleri yazıyordu.

Mahkeme Başkanı, basamaklarla ilgili tapeleri okuyup sordu.

Renginar Molla: Basamaklara önem verdiklerini biliyorum, “Neden böyle” diye sorguladım. “Epikrizleri gelip yazın” dedim. Basmakla ilgili hiç bir işlem yapmadım.


10:48 – Mahkeme Başkanı: Savunma yapacaksanız dinleyeceğim.

Renginar Molla: Birçok hastanede çalıştım, en uzun süre Silivri Kolon Hastenesi’nde çalıştım. 2023’te Fırat Sarı geldi. Ben üzerime atılı suçları işlemedim. Doktorun yönlendirmesiyle çalıştım. “Doktorun dediğini uygulayacaksınız” denildi. Ben hasta odaklı çalıştım, hastalarla ilgileneceğimi söyledi. Evrak, epikrizi olanların takip edeceği söylendi. Doktor Fırat Sarı’ydı. Onu dışında işlem yapmadım. Bebeklerde sıkıntı olduğunda, kendisine ulaşıyorum.

Mahkeme Başkanı, “Denetimlerde her yeri bastılar, ikinci basamak yapayım mı?” içerikli tapeyi okudu ve sorular sordu:

Renginar Molla: Bebek mi geldi, bebek mi var, tam hatırlamıyorum. Fırat Sarı’ya ulaşmaya çalışıyordum, ulaşamadım. Doktorun yaptığı görevleri ben hiç yapmadım. Ben işletme olarak bilmiyordum. Fırat Sarı gelmeden önce epikrizleri doktorum yazıyordu. Sarı ihtiyaç olduğunda ve aradığımızda geliyordu, gündüz gelmese de geceleri geliyordu. Her gün gelmiyordu.


10:31 – Sanık Renginar Molla hakim karşısında.


10:08 – Sanıklar salona getirildi, yoklama alınıyor. Bir sanık yakını, izleyici bölümünde hıçkırarak ağladı.


10:02 – Yenidoğan Çetesi davası dokuzuncu gününde oturum avukatların yoklamasıyla başladı.


10:00 – Yenidoğan Çetesi davasında ilk duruşmanın dokuzuncu oturumu başladı.


Geride kalan sekiz günde neler oldu?

Yenidoğan Çetesi davasının yedinci sona erdi. İlk hafta neler oldu? İlk duruşmadan akılda kalanları, cevaplanmamış soruları ve ifadeleri buradan okuyabilirsiniz

Yenidoğan Çetesi’nin ilk duruşması: Fırat Sarı’nın ifadesi

Tutuklu sanık Dr. Fırat Sarı için 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor. 23 Kasım Cumartesi günü savunma yapan Sarı, “Hayattan bir beklentim, umudum kalmadı” diyerek sözlerine başladı. Üniversitede bir gösteriye katıldığı için terör örgütü suçlamasıyla ceza aldığını ve hapis yattığını anlatan Sarı, “FETÖ dönemine kadar emniyet birimleriyle görüşüyordum. FETÖ döneminden sonra devlet yetkilileriyle bağlantım koptu” dedi.

Hayat hikâyesini anlatan Sarı, Esenyurt Devlet Hastanesi’ndeki zorunlu hizmetten sonra Reyap Hastanesi’nde çalıştığını dile getirdi. Esenyurt’un sosyoekonomik yapısından bahseden Sarı, doğum oranlarının yüksek olduğunu ve bu nedenle hizmete ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Tıp merkezlerinin varlığına değinen Sarı, çalışma yaşamında başarılı işler yaptığını vurguladı. “İşletme” denilen yapının birçok serviste mevcut olduğunu ifade ederek, “Çocuk servislerinin, yeni doğan servisleri işletmeye veriliyor. Fizik tedavi, kalp damar cerrahisi gibi alanların hepsi işletme usulü çalışıyordu. Ben de bu işe el attım” diye konuştu.

Kendisine işletme teklifleri geldiğini belirten Sarı, “112 dışı sevk dedikleri şey şu: Hekim bana güvendiği için hastasını bana göndermek istiyor. 112’den kimseye rüşvet vererek hasta almadık” dedi. Dışarıdan işletme alınca hasta bulmak için bazı kişilerle anlaştığını ifade eden Sarı, yenidoğan servisinde çalışacak personel bulmanın zor olduğunu savundu ve hemşire maaşlarının düşük olduğunu vurguladı. Yeni doğan nakil ambulanslarının sayısının yetersiz olduğunu söyledi.

Sarı: “Ateşe atıldık”

Bebek ölümlerine değinen Sarı, uzman raporuna atıfta bulunarak, “Adeta ateşe atıldık” dedi. Beylikdüzü, Esenyurt ve Avcılar’daki ölüm oranlarının kendisinden önceki rakamlarla karşılaştırılmasını talep etti. Bebek ölümlerinin ihmal ya da kasıt sonucu olmadığını savundu ve bu konudaki suçlamaları kabul etmedi.

Deniz Korkmaz hakkında konuşan Sarı, “CİMER şikayetini yapan adam, evladım gibi yanımda taşıdığım biriydi. Benim yanımda çalışıyordu. Hatta CİMER şikayetini yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi’nde çalışmaya devam etti. Beni en çok şaşırtan şey, Deniz Korkmaz’ın bu şikayeti yapmış olmasıydı. Üslup, Deniz’in üslubu değildi. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi. Şikayetinde ‘Aziz milletim’ diyerek başlamış ama Deniz böyle bir şeyi bilmez; o aşırı solcudur. Deniz, vatan millet kaygısı taşımaz. ‘Bir sürü bebek öldü’ demiş. Peki neden bizim yanımızda çalışmaya devam etti?” dedi.

Yenidoğan Çetesi’nin ilk duruşması: “O bebek için çok mücadele ettik”

15 yaşındaki oğlundan aldığı mektuptan bahseden Sarı, “Mektubunda, ‘Telefon geldi, korktum’ diyor. Telefonda, ‘Baban iyi bir doktor, iyi bir insan’ demişler. Okula gitmekten korktuğunu yazmış. ‘Biz kimseye bir şey diyemiyoruz, babam hep hastalarına giderdi, bizimle ilgilenmedi’ diyemezdi” ifadelerini kullandı.

Mahkeme başkanının diploma kullanma ve mesaiye gitmeme üzerine yapılan telefon konuşmalarını okuması üzerine Sarı, gülerek, “Bu şaka, vallahi şaka. Kimsenin diplomasını kullanmadık. Nasıl böyle bir şey olabilir?” dedi.

Sarı, hastane yönetimlerinin kendisini hasta bulmak için baskı yaptığını belirtti. İlaçların çalındığı söylentisinin çıkarıldığını ifade eden Sarı, ilaç satışının olduğunu tapelerden öğrendiğini söyledi. Mahkeme başkanının “Çek fişi” içerikli konuşmayı sorması üzerine, “O bebek için çok mücadele ettik. Durumu kötüydü. Öyle bir şey yok, niye fişini çeksin? Şimdi bunu siz duyunca irite oluyorsunuz, haklısınız ama bunlar sadece muhabbet” diye konuştu.

Sarı’nın mahkeme heyetine, “Siz kendi aranızda konuşmuyor musunuz, ‘Birinin kellesini aldım’ diye?” demesi üzerine savcı, “Üzerimden örnek vermeden savunma yap” diyerek uyardı.

Savcı’nın “Bu sistemden herkes nasipleniyor” içerikli tapeyi sorması üzerine Sarı, “Danışmanlık sisteminden bahsediyorum, bir örgüt sisteminden değil. Örgütsel bir sistem yok” dedi.

Savcı’nın “Bebek ölümlerinde ihmal olduğunu kabul etmiyor musun?” sorusuna ise, “İhmal olduğunu ve eksiklik yaptığımızı düşünmüyorum. Ben kendi adıma elimden geleni yaptım” yanıtını verdi.

Sarı, savcının “Para karşılığı bebekleri yönlendirdiğinden hastane sahipleri ve yöneticilerinin haberi var mıydı?” sorusuna “Vardı. Hastaneler isim isim bilmiyordu ama durumu biliyorlardı” dedi.

Avukatı, savunmasında bir diziden örnek vererek, “Prens dizisinde bir söz var, bilir misiniz? ‘Ne kadar da inanarak boş konuşuyor, değil mi?’ Sizin iddianameniz de bize göre böyle saçmalıyor işte” diyerek müvekkilinin suçsuz olduğunu, örgüt kurulmadığını savundu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.