İsias Otel davasında ailelerin adalet arayışı sürüyor

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasının beşinci duruşması Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. KKTC’den kalabalık bir heyetin katıldığı duruşmada savcı mütalaasını açıkladı. Depremde hayatını kaybeden çocukların aileleri adalet çağrısını yineledi.

İsias Otel davasında mütaala: Ailelerin adalet arayışı sürüyor

İsias Otel davasında mütaala açıklandı

Adıyaman’da Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan İsias Otel’in beşinci duruşması Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Beşi tutuklu 11 kişinin yargılandığı davaya ilgi yoğundu. KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile ana muhalefet partisi CTP’nin Genel Başkanı Tufan Erhürman ve ailelerin de katıldığı duruşmada savcı mütalaasını sundu.

Savcı mütalaada sanıkların “olası kast” yerine “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada ayrıca inşaat mühendisi ve mimar olan dört sanığın meslekten men edilmesi gerektiği belirtildi.

Savcı hazırladığı iddianamede 1991’de inşa edilen yapıya daha sonra ruhsatsız ve kaçak kat eklendiğine dikkat çekti. Savcı ayrıca dere kumu kullanıldığı belirlenen binanın depreme dayanıklı olmadığının tüm sanıklar tarafından öngörülebilir olduğunu vurguladı.

Bu gerekçelerle suçun “bilinçli taksir” kapsamında ele alınması gerektiğini savunan savcı, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Erdem Yıldız, Halil Bağcı ve Mehmet Fatih Bozkurt ile tutuksuz sanıklar hakkında 22 yıla kadar hapis cezası talep etti.

Ailelerin acıları ortak: “Adalet istiyoruz”

6 Şubat depremleri sırasında, çocuklarıyla birlikte Adıyaman’da düzenlenen voleybol müsabakalarına katılmak için gelen aileler, mahkemeden çıkacak kararı bekliyor. Aileler enkaz altında kaldıkları o anları her hatırladıklarında aynı acıyı yeniden yaşadıklarını dile getiriyor.

Pervin Aksoy İpekcioğlu, savcının mütalaasını açıkladığını dile getirerek, duygularını şöyle ifade etti:

“Beşinci kez Adıyaman’dayız ama burada olmak bizim için her seferinde çok zor. Burada çocuklarımızı, hayatımızı ve her şeyimizi bıraktık. Çok ağır bir süreç yaşıyoruz. Artık adaletin tecelli ettiğine tanıklık etmek istiyoruz. Bugün basın mensupları da gördü. Cumhuriyet Savcısı, bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verme suçundan mütalaa verdi. Elbette bu mahkeme için bağlayıcı değil. Mahkeme olası kast üzerinden karar verebilir. Eğer böyle bir karar çıkarsa, bu dava emsal niteliği taşıyacak ve Türkiye’nin geleceği için büyük bir adım olacak. Çünkü kaybettiklerimizi geri getiremiyoruz.”

Otelin ikinci katında kaldıklarını belirten İpekcioğlu, yaşadıkları dehşeti şu sözlerle anlattı: “Otel yıkıldığında üçüncü kattan itibaren çökmeye başladı ve biz arka taraftan dışarı savrulduk. Bu şekilde hayatta kaldık. Ancak yaşıyor muyuz, bilemiyorum. Çünkü yaşayan ölüler gibiyiz. Çocuklarımız yalnızca birkaç metre ötemizde, kum yığınının altında can verdi. Hiçbir şey yapamadık, onları o enkazdan çıkaramadık.”

“Adaleti sağlamak adına buradayız”

Esra Özberkman, kızı Sahil’in acısını derinden yaşadığını belirterek adalet arayışlarının son bulmadığını ve acılarının dinmeyeceğini şu sözlerle vurguladı: “Şampiyon Melekler kız takımının okuldaki sorumlu muavini olarak Adıyaman’a geldim. Burası olmayı isteyeceğim en son yer. Ancak verdiğimiz sözleri tutmak ve adaleti sağlamak adına buradayız ve sonuna kadar da burada olacağız. Ama bugün yine içeride boş konuşmalara şahit olduk. İfadelerde herkes suçsuz olduğunu iddia ediyor. Oysa bilirkişi raporları her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Adaletin tecelli etmesi için kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz.”

Mahkemeden bir sonuç çıkacağına dair umudu olmadığını söyleyen Özberkman, “Bugün sonuç alınacağını düşünmüyoruz. Avukatların söylediğine göre birkaç duruşma daha olabilir. Ayrıca kamu görevlilerinin de bu dosyada yargılanması gerektiğini düşünüyoruz. Hazırlanan sahte raporlar karşılaştırılmalı ve gerçek sorumlular cezalandırılmalı” dedi.

“Depremin son gününe kadar enkaz başındaydım”

Özberkman, enkaz altında yaşadıklarını, “Yaşadıklarımı ‘enkazdan kurtuluş’ olarak adlandıramam. Çocuklarımız otelin ön kısmındaki çoklu odalarda kalıyordu. Biz arka taraftaki odalarda olduğumuz için hayatta kaldık. Bina öne doğru yıkıldı, biz şans eseri nefes alabildik ama buna yaşamak diyemeyiz. Depremin son gününe kadar enkaz başındaydım. Kızımı ancak altıncı günün sabahında bulabildik. O ve arkadaşları, beş gün boyunca kum yığınının altında kalmıştı” cümleleriyle anlattı.

“Bina 72 kişiye mezar oldu”

Murat Aktuğralı, depremde kaybettiği oğlu Aras’ın acısını şu sözlerle anlattı: “Adıyaman’a altıncı kez geliyoruz. İlk gelişimiz çocuklarımızın müsabakaları içindi, sonraki beşinde ise duruşmalar için buradaydık. Her seferinde aynı acıyı yaşıyoruz ama burada olmak başka bir ağırlık taşıyor. Mahkemede defalarca yalanlara şahit olduk. Bu bina yıkıldı ve 72 kişiye mezar oldu. Ben o an ayaktaydım ve binanın birkaç saniyede nasıl çöktüğünü gördüm. Enkazdan geriye sadece kum yığını kalmıştı; ne büyük parçalara ne de yaşam üçgenine dair bir iz vardı. 72 kişinin hayatını kaybetmesinin sebebi de bu.”

Aktuğralı, enkazda tek kişilik odalarda kalanların kurtulduğunu dile getirerek, “Çocuklarımız üç-dört kişilik odalarda kalıyordu. Biz ise arka tarafta, tek kişilik odalardaydık. Benim odam 309’du. 209, 210 ve 109 numaralı odalarda kalanlar da kurtuldu. Toplam yalnızca 10 kişi sağ kalabildi. Enkazın durumu tarif edilemeyecek kadar kötüydü. Maden Teknik Arama ekipleri bile bir delik açacak yer bulamadı. Gördüklerimiz karşısında söyleyecek söz bulamıyoruz. Umarım adalet yerini bulur ve tüm sorumlular hak ettikleri cezayı alır” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.