İsias Otel davası: Karar duruşması 24 Aralık’ta yapılacak

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasının beşinci duruşması Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. KKTC’den kalabalık bir heyetin katıldığı duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanıkların “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmada karar çıkacağını söyledi ve duruşmayı 24 Aralık’a erteledi.

İsias Otel davası
İsias Otel davası

Karar duruşması 24 Aralık’ta

Adıyaman’da Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan İsias Otel’in beşinci duruşması Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Beşi tutuklu 11 kişinin yargılandığı davaya ilgi yoğundu. KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile ana muhalefet partisi CTP’nin Genel Başkanı Tufan Erhürman ve ailelerin de katıldığı duruşmada savcı mütalaasını sundu.

Savcı mütalaada tüm sanıkların “olası kast” yerine “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Heyet, bir sonraki duruşmasında kararı açıklayacağını söyledi, duruşmanın 24 Aralık saat 10:00’a bırakılmasına karar verdi.

Savcı “bilinçli taksir” istedi

Duruşma savcısı, tutuklu sanık mimar Erdem Yıldız’ın fenni mesul olduğu, uzmanlık alanı olmadığı halde yapımın sağlamlığı yönünde uygun yapıldığı yönünde rapor verdiğini, kapsamlı statik ve betonarme proje hazırlamadan yapı ruhsatı alınmasını sağladığı için kusurlu olduğunu ifade etti.

Mütalaada tutuksuz sanık inşaat mühendisi Halil Bağcı’nın fenni mesul olduğu, gerekli denetimleri yapmadan ve kolonlarda donatı açısından yetersizlikler olduğu halde sadece bodrum katları esas alınarak sağlam raporu hazırladığı gerekçesiyle kusurlu bulundu.

Savcı, tutuksuz sanık inşaat mühendisi Mehmet Güncüoğlu, statik proje müellifi olduğu, otelin yüksekliğinin 21 metreyi aştığı, yeterli perde duvar yapılmadığı gerekçesiyle kusurlu olduğunu söyledi.

Tüm sanıkların “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasını talep eden savcı, vefat eden sayı göz önünde bulundurularak cezanın alt sınırdan uzaklaşılmasını istedi.


Tutuklu sanıkların tutuklu halinin devamına karar verilmesini talep eden savcı, Erdem Yıldız, Hasan Aslan, Mehmet Güncüoğlu ve Halil Bağcı’nın mesleklerinde gerektiği özeni göstermediği gerekçesiyle meslek icralarından mahkeme heyetince belirlenecek sürede yasaklanmalarına karar verilmesi talep etti.


Duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasında tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un yapı sahibi, müteahhitti, otelin yönetim kurulu başkanı olduğunu belirterek, standartlara uygun olmayan ve etriyelerin gerektiği yapılmadığını, bina taşıyıcı sisteminin, imalat ve denetim eksiklik ve hataları ve projelerin gerektiği yapılmadığı nedenleriyle kusurlu olduğunu söyledi.

Savcı, Ahmet Bozkurt’un eşi Ulviye Bozkurt ile çocukları tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt, tutuksuz sanıklar Efe Bozkurt, Bilge Açık, Seda Zeren, Şule Özbek, otelin yönetim kurulu üyeleri ve yapı sahibi olduklarını hatırlattı.

Duruşma savcısı, otelde asansör için boşluk açılması, yönetmelik hükümlerine uygun statik ve betonerme proje hazırlatılmaması, yapı ruhsatı alınmadan binaya kaçak kat ilave edilmesi sebebiyle kusurlu olduklarını belirtti.

Tutuksuz sanık inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın fenni mesul olduğunu, kusurlu malzeme kullanılması ve gerekli işlemlerin yapılmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu, üzerine düşen dikkat ve özeni göstermediği için kusurlu olduğunu söyledi.

Aileler tek tek söz alarak adalet istediklerini belirtti, “Türkiye Cumhuriyeti’ne ve yargıya olan inancımızı kaybetmek istemiyoruz. Her duruşmada mahkemeden beklentimiz ve talebimiz aynı. İnşallah çektiğimiz acılar son bulur ve çocuklarımız yattığı yerde rahat uyur” dedi.

Aileler: “Adalet yerini bulsun”

Kızı Serin’i kaybeden Pervin İpekçioğlu, sanıkların olası kast ile yargılanması gerektiğini vurguladı, sorumluların da bu yönde ceza almasını talep etti. İpekçioğlu, “Tüm sanıkların ve suçluların, olası kast ile yargılanmalarda sadece kolon kesilmesi değil, asmolen blokun kesilmesi ve bilirkişi raporunda yer alan tüm suçların da dahil edilmesi gerekir. Bu dava depremin ve Adıyaman’ın en önemli davalarımdan. Bu davada olası kast uygulamayacaksa başka hiçbir davada uygulanamaz. Takdir mahkemenindir” dedi.

Kızı Selin’i kaybeden Ruşen Yücesoylu Karakaya ise “Çocuklarımızın cansız bedenlerini toprağın altına koyduk. Tüm suçluların olası kartla yargılanarak en ağır cezayı almalarını istiyoruz hiçbiri gün yüzü görmesin. Adalet yerini bulsun” diye konuştu.

Ailelerin avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu, Halil Bağcı’nın tutuklanmasını ve tutuklu bulunanların tutukluluklarının devamını talep etti. Koçoğlu, olası kast ile yargılama yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Otel sahibi: “Bütün suçlamalar üstüme yıkılmış”

İsias Otel Sahibi Ahmet Bozkurt ise mahkemeye SEGBİS olarak bağlantı ile savunmasını yaparken şunları söyledi:

“Ben 93 yılında önce arsa sahibiydim. 95 yılına kadar bina yaptım ve bina sahibi oldum. Belediyenin verdiği ruhsat var. Burada benim müteahhit olduğuma dair bilgi belge yok. Ben mal sahibiyim. Burada beni inşaat mühendisi, müteahhit ve sorumlu yapmışlar. Teknik olarak beni her konuda sorumlu görmüşler. Eşim de çocuklarım da bu kapsama alınmış bu raporda. Beş evladım mimar, mühendis, makina mühendisi gibi gösterilmiş. Bu son raporda ben bina sahibi olarak bu kadar şeyden sorumlu olsaydım, bu binayı yapmazdım, bu sorumluluğa girmezdim. Ben her şeyi dürüstçe ifade ediyorum, bütün beyanlarımla en küçük bir hatam yanlışım ve yalanım yok, olamaz da. Benim hayatım doğrularla geçiyor, ben hiçbir konuda suç işleyecek birisi değilim. Hiçbir zaman sabıkam da olmadı, olamaz da. Ben kanundan korkan, yasalara uyan iyi bir aile reisiyim. Bana eşime ve aileme yapılan bu suçlamaları ve bu son rapordaki suçlamaları asla kabul etmiyorum. Bu son gelen raporda şunu görüyorum: Tamamen ısmarlama olarak yapılmış. Eğer ısmarlama olarak bu rapor hazırlanmasaydı bizi suçlamazlardı. Ben belediye başkanı ya da ruhsat müdürü değilim; inşaat mühendisi, mimar ve müteahhit değilim, hiçbir şey değilim ama bütün suçlar benim ve ailemin üzerine yıkılmış. Burada bütün bu suçlamaları reddediyorum. Binada bir dolu eksikliklerden bahsedilmiş ama ben bunların sorumlusu değilim. Belediye ruhsat vermiş ve her şeyi onaylamış. Ben suçsuzum ve hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum. Adıyaman-Samsat’ta 2019’da 7.2 şiddetinde bir deprem oldu. Otelim ayaktaydı, köyler evler yıkıldı ama binamda sıva çatlağı bile yok. Her şeyin sorumlusu biz değiliz. Çatı katını sürekli su sızıntısı ve akmalar oluyordu.”

Fatih Bozkurt: “Otelle bağlantım yok”

İsias Otel Yönetim Kurulu’nda adı geçen Fatih Bozkurt ise kendisinin otomotiv sektöründe faaliyet gösteren şirketten sorumlu olduğunu belirterek, “Otelle hiçbir bağlantım yok. Hazırlanan bilirkişi raporunda sorumlu gibi gösteriliyorum ama suçlamaları kabul etmiyor, reddediyorum. Mesleki olarak da eğitimim yok, inşaatçı ya da mimar değilim” dedi.

Mimar: “İmza bana ait değil”

İsias Otel’in mimarı Erdem Yıldız suçlamaları reddetti, sahte imzalarla suçlandığını ve bunların kendisine ait olmadığını öne sürdü:

“Benim sorumluluğum olduğu yıllar, raporda yazılı binanın statiği ile ilgili hiçbir sorumluluğum yok. Ben bir mimarım. Sonuç olarak statikle ilgili bu projede benim bir suçum yok. İmzam da yok. Burada hazırlanan raporda benim adıma söylenen evrakların çoğu sahte. Rapor dedikleri bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, bu bina ilave kata dayanıklıdır diyor mu? Benim burada sorumluluk anlamında bir imzam yok. İtiraz ediyorum, bu imza bana ait değil. İmar Kanunu’na göre bu binaya sekiz kata ruhsat verilmiş. Ben bunun projesini yaptığım zaman binada 66 oda vardı. Ben öyle proje yaptım ama sonradan 81 odalı bir otel olarak yapılmış. Demek ki yapılan fazla katla benim bir ilgim yok. Bilirkişi bu binanın kaç kat olduğunu yazmış 11 kat demiş.”

“Unutmayacağız, vazgeçmeyeceğiz”

Duruşma öncesi açıklaması yapan ve sporcu çocuğunu otelde kaybeden Ruşen Karakaya, sorumlu kamu görevlilerinin de yargılama kapsamına alınması gerektiğini vurguladı.

Açıklamada Karakaya, “İnsan hayatını değersizleştiren zihniyetlerin cezalandırılmaması, yeni faciaların önünü açacaktır. Bu dava, sadece bir otelin yıkımı değil; toplum vicdanı adına bir dönüm noktasıdır” dedi.

KKTC Başbakanı: “Davayı sonuna kadar takip edeceğiz”

KKTC Başbakanı Ünal Üstel ise Türk adaletine güvenlerinin tam olduğunu vurguladı, “İsias Otel gibi başka felaketlerin yaşanmaması için bu davanın takipçisi olacağız. Bu dava, halkımın hakkını ve hukukunu savunma mücadelesidir. KKTC halkı olarak bu davayı hep birlikte takip ediyoruz” dedi.

Davanın en iyi şekilde sonuçlanacağına inandıklarını aktaran Üstel, “Bu aralık ayı sonuna kadar davanın sonuçlanması gerekiyor. İnşallah istediğimiz neticeye de ulaşacağız” diye konuştu.

Duruşmaya katılan sporcu çocuklar ve rehber aileleri, ellerinde pankartlarla adalet taleplerini dile getirdi. Adliye önünde duygusal anlar yaşanırken, aileler gözyaşlarına hakim olamadı.

Aileler adalet istiyor

Kıbrıs heyeti, davanın yıl sonuna kadar sonuçlanmasını bekliyor. Adalet talebiyle bir araya gelen yüzlerce kişi, bu davanın sadece geçmişteki bir felaketin hesabını sormak değil, aynı zamanda gelecekteki yapı güvenliğinin sağlanması için bir dönüm noktası olmasını umut ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.