Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçı gruplar, 27 Kasım’da başlattıkları operasyon ile hızla ilerleyerek Halep, Hama, Humus ve başkent Şam’ı ele geçirdi. Suriye ordusu, cihatçıların hızlı ilerleyişi karşısında birçok bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Özellikle Halep’te, stratejik noktaların kontrolü HTŞ’ye bırakıldı.
Bu gelişmeler, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın 24 yıllık iktidarının sona ermesine yol açtı. Esad, müttefikleri Rusya ve İran’dan beklediği desteği alamayınca Moskova’ya sığındı. HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Golani, Suriye devlet televizyonundan zafer ilan ederek, “Gelecek bizim” dedi. Devlet kurumlarının, resmi devir tamamlanana kadar Esad’ın başbakanının gözetiminde kalacağı açıklandı.
Bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendiriyor. İsrail ve Lübnan orduları, Suriye sınırındaki varlıklarını güçlendirirken, ABD Suriye’nin doğusundaki varlığını sürdüreceğini ve IŞİD’in yeniden güçlenmesini engelleyeceğini açıkladı.
Suriye’deki bu hızlı değişim, uluslararası toplumda endişe yaratıyor. Özellikle cihatçı grupların kontrolü ele geçirmesi, bölgedeki istikrarsızlığı artırma potansiyeline sahip. Türkiye’nin de bu gelişmeler karşısında nasıl bir politika izleyeceği merak konusu.
Sonuç olarak, Suriye’de son bir haftada yaşanan bu gelişmeler, ülkenin geleceği ve bölgedeki dengeler açısından kritik bir döneme işaret ediyor. Uluslararası aktörlerin ve bölge ülkelerinin bu duruma nasıl tepki vereceği, önümüzdeki süreçte belirleyici olacak.
Berk Esen, Kritik’te “Suriye’de neler oluyor?” başlığıyla süreci değerlendirdi.