Asgari ücret ne kadar olacak, ne kadar olmalı?

Asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini ve tahminlerini Mahfi Eğilmez, Aziz Çelik ve Filiz Eryılmaz’a sorduk. İktisatçıların tahminleri yüzde 30-35 civarında bir asgari ücret zammı olacağı noktasında ortaklaştı. Eğilmez ve Eryılmaz, en azından gerçekleşen enflasyon oranında, yani yüzde 45 seviyesinde artış olması gerektiğini söyledi. Çelik ise 40 bin liranın altında bir ücretin, geçinme ücreti olamayacağını belirtti.

Asgari ücret ne kadar olacak?
Asgari ücret ne kadar olacak, ne olmalı: İktisatçılar Medyascope için cevapladı

Milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücretin ne kadar olacağı merakla beklenirken, iktisatçılar tahminlerini ve ne kadar olması gerektiği konusundaki görüşlerini Medyascope’a anlattı. Prof. Dr. Mahfi Eğilmez, Prof. Dr. Aziz Çelik ve Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, asgari ücretin ne olacağının yanı sıra, enflasyonla ilişkisine dair sorulara da yanıt verdi. 

Eğilmez, Çelik ve Eryılmaz piyasanın beklentileri ve hükümet kanadından yapılan açıklamaları dikkate alarak benzer tahminlerde bulundular. Ancak asgari ücretin ne kadar olması gerektiği konusunda Eğilmez ve Eryılmaz, en az gerçekleşen enflasyon kadar zam derken, Çelik iki asgari ücretin yoksulluk sınırını geçmesi yönünde fikir belirtti. 

Asgari ücret ne zaman belli olacak?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 10 Aralık’tan bu yana yaptığı üç toplantıda rakamı konuşmadı. İşçi tarafını temsil eden TÜRK-İŞ, teklifin işveren ve hükümetten gelmesi gerektiğini vurgularken, neden rakam vermedikleri yönündeki eleştirilerin ardından 29 bin 583 liralık asgari ücret talebini ilan etti. 

Komisyonun dördüncü toplantısının 24 veya 25 Aralık’ta yapılması, belirlenecek rakama göre AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çarşamba günü grup toplantısında açıklayabileceği dile getiriliyordu. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, kabine toplantısının ardından Komisyonun dördüncü toplantısının 26 veya 27 Aralık tarihlerinde yapılacağını açıkladı.

Asgari ücrete ne kadar zam yapılacak? 

Mahfi Eğilmez: “Beklenen ve gerçekleşen enflasyonun ortalaması olarak yüzde 33-35 öneriyorlar”

Asgari ücrete yüzde 35 civarında zammın konuşulduğunu belirten Mahfi Eğilmez “Hiçbir şey açıklamıyorlar. Merkez Bankası Başkanı bir şeyler söyledi ama onlar karar alıcı konumunda değil. Görüşünü söylüyor, onun bir anlamı yok” diye konuştu.

Beklenen enflasyona göre zam tartışmalarına değinen Eğilmez, “Yüzde 33-35 lafı çıktı değil mi? Bu yılın gerçekleşen enflasyonuyla, gelecek yılın beklentisini toplayıp ikiye bölüyorlar. Böyle bir şey öneriyorlar. Bence o yaklaşım doğru değil” dedi.

Prof. Dr. Mahfi Eğilmez
Prof. Dr. Mahfi Eğilmez

Aziz Çelik: “Kamuoyu da, işverenler de yüzde 30 civarına ikna edildi”

“İktidar resmi enflasyonun altında bir asgari ücreti dayatacaktır” diyen Aziz Çelik, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görevini yapmadığına dikkat çekti. TÜRK-İŞ’in 29 bin 583 liranın altına imza atmayacağı açıklamasını hatırlatan Çelik “Asgari ücreti hükümet belirliyor, işverenlere de onaylatıyor” dedi.

Çelik, asgari ücret zammının yüzde 30’un ne kadar üzerine çıkabileceğinin hükümetin siyasi hesaplarına ve diğer kesimlerin taleplerini nasıl etkileyeceğine bağlı olacağını belirtti:

“Hükümetin şu anda izlediği ekonomi politikası ücretleri bastırmaya dayalı olduğu için ben resmi enflasyonun, yani yüzde 44-45’in çok altında kalacağını düşünüyorum. Bir miktar vermek istemem çünkü bunlar spekülatif şeyler. ‘Hükümet şunu yapar’ diyemem ama ben kamuoyunun da, işverenlerin de bir ölçüde yüzde 30 civarına ikna edildiğini düşünüyorum.”

Filiz Eryılmaz: “Piyasadaki hakim beklenti ‘Bu iş yüzde 35’te biter’ şeklinde”

Filiz Eryılmaz ise “Ücretler ne kadar baskılı olursa, ekonomi yönetiminin işini o kadar kolaylaştıracak” diyerek, asgari ücret zammında enflasyonla mücadelenin etkili olacağını vurguladı. Ayrıca Eryılmaz, TİSK’in pazarlığı yüzde 25 ile başlatmayı düşündüğü ancak kamuoyundan tepki görmemek için haftalardır teklifini açıklamadığı yorumunu yaptı.

TÜRK-İŞ’in yüzde 45 üzerine yüzde 20’lik refah payı talebinin, piyasa beklentisine göre çok yüksek olduğunu belirten Eryılmaz “Piyasadaki hakim beklenti ‘Bu iş yüzde 35’te biter’ şeklinde. Beklenen ve gerçekleşen enflasyonun ortalaması, yüzde 33 zam olursa 22 bin 212 lira yapıyor. Yüzde 35’e çıkarırsak 22 bin 952 lira” diye konuştu. Eryılmaz, AKP kulislerinde yüzde 37 oranında zammın konuşulduğuna da değindi.

Eryılmaz tahminini “Bence orada Cumhurbaşkanı’nın bir dokunuşunu mutlaka göreceğiz. Bu dokunuşla birlikte 23 bin ile 23 bin 500 lira arası bir rakam olabilir. Bu sadece benim beklentim değil, piyasanın nabzını tuttuğumda da böyle bir beklenti var” diye açıkladı.

Asgari ücret ne kadar olmalı?

Eğilmez ve Eryılmaz: “En azından gerçekleşen enflasyon kadar artış”

Mahfi Eğilmez ücretlerin enflasyon karşısında erimesine değinerek “2024’ün başındaki satın alma gücü neydiyse, onun iade edilmesi lazım. Üzerine ilave refah payı koyarsa o ayrıca iyi bir şey ama en azından satın alma gücünün iade edilmesi lazım” dedi. Eğilmez, zammın gerçekleşen enflasyon oranının altında olmaması gerektiğini belirtti.

Filiz Eryılmaz ise tüm kesimlerin enflasyonla mücadeleye katkı sunması gerektiğini söyleyerek “Fakat bizim böyle bir gerekçeyi sunabilmemiz için tüm tarafların eşit şekilde fedakarlık yapıyor olması lazım. Türkiye’de böyle bir konjonktür yok” dedi. 

Enflasyonla mücadelenin ağırlıklı olarak dar gelirli üzerinden götürülmesi hakkaniyetli olmadığını vurgulayan Eryılmaz “Bu kesimin enflasyona karşı korunması gerekiyor. Olması gereken asgari ücretin en azından gerçekleşen enflasyon kadar artması. Onun biraz üzerinde refah payı mutlaka verilmeli ama en azından satın alma gücünün enflasyon karşısında eridiği kadar bir zammı görmemiz lazım” diye konuştu.

Doç. Dr. Filiz Eryılmaz
Doç. Dr. Filiz Eryılmaz

“İşveren ve kamu enflasyonla mücadeleye katkı sunmuyor”

Eryılmaz, işveren kesiminin “Kırmızı çizgimiz yüzde 30” derken enflasyonla mücadeleye fiyatlamalarında gerçekten destek vermediğini vurguladı. Ayrıca kamu tasarruflarının da istenen düzeyde katkı sunmadığını söyleyen Eryılmaz “Bu yıl kamunun eğilimi mümkün mertebe ücret artışının beklenene göre olması yönünde. O zaman enflasyonla mücadelede yeniden değerleme oranları aşağı yönlü revize edilebilecek mi” diye sordu.

“İşçi tarafı da haklı, işveren tarafı da haklı elbette. Burada en büyük suçlu enflasyon” diyen Eryılmaz, Türkiye’de enflasyonun bu denli yükselmesine neden olan politikaların tartışılması gerektiğine dikkat çekti.

Aziz Çelik: “40 bin liranın altında geçinme ücreti olabilmesi mümkün değil”

Asgari ücret için farklı ölçülerden söz eden Aziz Çelik ise “Asgari ücretin enflasyon dışında, geçim şartları ve asgari ücretlilerin milli gelirden alacakları ya da almaları gereken pay üzerinden konuşulması gerekir” dedi. Geçim şartları için yoksulluk sınırını dikkate alan Çelik, “Bir ailede en az iki asgari ücret olacağını düşünecek olursak, 2025 yılının ortası için bu 40 bin liranın üzerinde bir miktar ifade eder” dedi.

Asgari ücretin 30 bin liranın üzerine çıkması önünde ekonomik bir engel olmadığını vurgulayan Çelik, “Türkiye’nin büyümesi buna müsait. Asgari ücret bir ortalama ücrettir artık, işe giriş ücreti değildir. Bir işçi ailesinin geçim şartlarını dikkate aldığınız zaman 40 bin liranın üzerine çıkması lazım. O yüzden bunun altında bir ücretin geçinme ücreti olabilmesi maalesef mümkün değildir” diye konuştu. 

“Asgari ücret yaygın ücret haline gelmesi nedeniyle bir bölüşüm meselesidir” diyen Çelik, 1970’lerin ortasında bir asgari ücretin, kişi başına milli gelirin yüzde 80’ini oluşturduğunu şu anda ise yüzde 46’sı olduğunu kaydetti. Çelik, bu oranın korunması için net asgari ücretin 31-32 bin liraya, 70’li yıllardaki alım gücünü yakalamak için 45 bin liraya çıkması gerektiğini söyledi.

Asgari ücret artışı enflasyonu tetikliyor mu?

Mahfi Eğilmez: “Satın alma gücünü iade etmenin enflasyonist hiçbir baskısı olmamalı”

Ücret artışlarının enflasyonu daha da tetiklediği tartışmalarına ilişkin Mahfi Eğilmez, şunları söyledi:

“Eğer biz insanlara 17 bin liranın kaybedilmiş satın alma gücünü iade edip, tekrar o 17 bin liranın karşılığı olan 25 bine çıkaracaksak, mantık olarak enflasyonist hiçbir baskısının olmaması lazım. Kaybettiği satın alma gücünü geri veriyoruz, ilave bir şey vermiyoruz ki. Ek bir harcama gücü vermiyoruz yani. Fakat piyasa bunu böyle algılamıyor. Teorik olarak yapmaması lazım ama maalesef ‘Asgari ücrete zam geldi’ deyip enflasyona etki yapıyor.”

Bunun fiyatlama davranışlarındaki bozulmayla açıklanabileceğini belirten Eğilmez “Talep olmasa yapamaz ama belli ki talep var. ‘Bu insanın maaşında bir artış olmadı aslında, eski satın alma gücüne döndü’ deseniz de o ikna olmuyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Aziz Çelik
Prof. Dr. Aziz Çelik

Aziz Çelik: “Türkiye’de ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkisi spekülatif”

Asgari ücret artışının enflasyona etkisinin kısıtlı olduğunu hem Merkez Bankası verilerinin, hem uluslararası araştırmaların ortaya koyduğunu hatırlatan Aziz Çelik, “Türkiye’de büyük ölçüde şirket kârlarının neden olduğu bir enflasyondan söz etmek mümkün” dedi. Son 20 yılda yüksek asgari ücret artışı olan yılların sonrasında ciddi bir enflasyon artışı olmadığını belirten Çelik, şöyle konuştu:

“Türkiye’de son 20 yılın en yüksek reel asgari ücret artışı 2016’da yapıldı. Yüzde 8 civarında bir enflasyon vardı, yüzde 30’un üstünde asgari ücret artışı yaptılar. Fakat bir sonraki yıl enflasyon yüzde 8,8’den 8,5’e düştü. İlerleyen birkaç yılda da tetikleyici bir etkisi görülmedi. Yani Türkiye’de ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkisi spekülatif bir etki. Zaten şirketlerin satış hasılatı içerisinde ücret giderlerinin payı ve fiyatları üzerinde tetikleyici rolü çok sınırlı. Fiyatları tetikleyen bir spiral yok. Tersine yüksek enflasyon döneminde ücretler savunmada diye düşünüyorum.”

Filiz Eryılmaz: “Bu yıl talep yavaş, asgari ücretin enflasyona geçiş etkisi daha az olacak”

Filiz Eryılmaz  ise “Türkiye’de enflasyondan ücretlere ve sonrasında ücretlerden enflasyona doğru bir nedensellik ilişkisi var. Fakat enflasyondan asgari ücrete doğru olan nedensellik daha güçlü” dedi. Eryılmaz bazı akademik çalışmalarda asgari ücretten enflasyona etkinin olmadığı veya çok az etki olduğunu aktardı. Geçişkenliğin ekonominin konjonktürüyle alakalı olduğunu belirten Eryılmaz şöyle devam etti:

“Ekonomik büyüme rakamları ne, enflasyon ne kadar yüksek, enflasyonun nedenleri ne, enflasyonda katılık emaresi var mı, fiyat baskıları genele yayılmış mı? Ekonomik büyümenin güçlü olduğu dönemlerde asgari ücretteki artışlar, enflasyona daha güçlü yansıyor. Büyümenin, talebin yavaş olduğu dönemde ise daha yavaş yansıyor. Bu yıl talep yavaş, ekonomi yavaş. Bu nedenle 2022 ve 2023’e göre asgari ücretin enflasyona geçiş etkisi daha az olacak. Çünkü ekonomi yavaşladığı zaman üretici asgari ücret maliyetini çok hızlı bir şekilde fiyatlara yansıtamıyor, tedirgin oluyor. Ya da olması gereken kadar yansıtıp, ekstradan fahiş fiyat fırsatçılığına gidemiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.