Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKM sisteminin 2025 yılı sonuna kadar tamamen tasfiye edileceğini belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dezenflasyon sürecini hızlandırmak için 2025 yılında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminden çıkılacağını belirterek, fiyat istikrarını sağlamanın uzun soluklu bir çaba gerektirdiğini vurguladı. EKONOM’a konuşan Şimşek, “Deprem harcamalarının etkisiyle 2023’te bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 6,4 öngörmüştük. Uyguladığımız politikalarla bu oran yüzde 5,2 gerçekleşti ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında kaldı. 2024 yılında ise bu oranın yüzde 4,9 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.
KKM’deki düşüş 71 haftadır kesintisiz devam ediyor. Sistemin toplam mevduatlar içindeki payı 20 puan azalarak yüzde 5,9’a geriledi.
“2025 yılında kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz” diyen Şimşek, enflasyonla mücadelede dört temel stratejiyi açıkladı:
“Birincisi, para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki yaratacak. Üçüncüsü, bütçe imkânlarının elverdiği ölçüde, yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz.”
Şimşek cari açık verilerini de paylaştı
Bakan Şimşek, cari açıktaki gelişmeleri de aktardı:
“Mayıs 2023’te 55,6 milyar dolara ulaşan yıllıklandırılmış cari açık, Ekim 2024’te 7,7 milyar dolara, milli gelire oranla yüzde 0,8’e geriledi. 2024 yılında cari açığın milli gelire oranla yüzde 1’in altında gerçekleşerek Orta Vadeli Program hedefinin altında kalmasını bekliyoruz.”
Ekonomi programının sosyal etkilerinin de olumlu olduğunu öne süren Şimşek, “Gelir dağılımı eşitsizliğini gösteren Gini Katsayısı 2022 yılında, 2005 yılından sonra en kötü seviyesini görmüştü. Ancak 2023 yılında bu eğilim tersine döndü, gelir dağılımında adalet yeniden sağlanmaya başladı” diye konuştu.
Şimşek, küresel ekonomideki korumacı eğilimlere karşı Türkiye’nin avantajlı olduğunu iddia etti:
“Üretimin yerelleştiği ve tedarik zincirlerinin dost ülkelere yöneldiği bu dönemde, Türkiye önemli avantajlara sahip. Gümrük Birliği dahil olmak üzere, 54 ülkeyle yaptığımız serbest ticaret anlaşmalarıyla, 30 trilyon dolarlık bir coğrafyaya entegreyiz ve bu sayede korumacı eğilimlere karşı dayanıklıyız.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Türkiye’nin 2025 hedefleri
Şimşek, 2025 yılı beklentilerini şöyle özetledi:
“Enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel koşullarla birlikte, 2025’in ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede göreli bir toparlanma öngörüyoruz. 2025 yılında küresel büyümenin, ticaretin, finansal koşulların ve emtia fiyatlarının ekonomimiz açısından daha destekleyici olmasını öngörüyoruz.”