Filistin-İsrail ortak yapımı belgesel “No Other Land”, geçtiğimiz yıl Berlin Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü’nü aldığından beri sürekli övgü topluyor. İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki Masafer Yatta’daki yıkımını konu alan belgesel, hem Oscar hem de BAFTA’da “En İyi Belgesel” dalında aday gösterildi. İsrail’in savaş suçlarını gözler önüne seren belgeselin yönetmenleri, “Filmler değişimin bir parçası olabilir” diyor.
Filistinli avukat, aktivist ve sinemacı Basel Adra, İsrailli sinemacı ve araştırmacı gazeteci Yuval Abraham, Hamdan Ballal ve Rachel Szor’un yönetmenliğindeki “No Other Land (Gidecek Yer Yok)” belgeseli, bölgedeki Filistin topluluklarının yerlerinden edilmesi, yıkımlar ve direniş üzerine yoğunlaşarak uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı.
Adra ve Abraham’ın yönetmenliğinde, Hamdan Ballal ve Rachel Szor’un katkılarıyla beş yıl boyunca çekilen belgesel, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki köylerde gerçekleştirdiği yıkımları, bölge halkının yaşadığı zorlukları ve iki dostun bu süreçteki dayanışmasını gözler önüne seriyor. Film, yıkılan evleri, kapatılan okulları ve bölge halkının karşılaştığı şiddeti çarpıcı bir şekilde ekrana taşıyor.
Gazze’nin yıkımının sürdüğü şu günlerde önemi ve özelliğiyle daha da öne çıkan No Other Land, Masafer Yattalıların on yıllardır süren hukuk mücadelesini, zalimane adaletsizlikleri, baskıları, yıkımı ve toplu sürgünü belgeliyor.
“Filmler değişimin parçası olabilir”
Abraham, BBC’ye verdiği röportajda, “Filmler dünyayı değiştirmez ancak bireyleri değiştirebilir ve daha büyük bir değişimin parçası olabilir. Bugün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
Batı Şeria, 1967’den bu yana İsrail işgali altında. Filistinliler yıllardır yıkım ve zorla tahliye tehdidi altında yaşarken, İsrail hükümeti bölgedeki yapılaşmayı “izinsiz” olarak nitelendiriyor. 2022’de İsrail Yüksek Mahkemesi, Masafer Yatta’nın boşaltılmasına izin verdi ve 1000’den fazla Filistinli evlerini kaybetti.
Sansüre uğradı mı?
Dünya çapında birçok ödül kazanan “No Other Land”, resmî bir dağıtımcı bulamadığı için bağımsız olarak gösterime girdi. Bu durum, filmin İsrail-Filistin çatışmasına dair sunduğu perspektif nedeniyle sansüre uğrayıp uğramadığı sorularını gündeme getirdi.
“Adalet için mücadeleye devam etmeliyiz”
Film, yalnızca yıkımı ve acıyı değil; aynı zamanda dayanışma, umut ve direnişi de anlatıyor. Abraham, “Her iki halk için de güvenlik ve özgürlüğün sağlanması adına adil ve kalıcı bir çözüm bulunması gerekiyor” diyerek, süregelen çatışmaların sadece siyasi değil, insani bir mesele olduğunu vurguluyor.
“No Other Land”, bir belgesel olmanın ötesinde, bölgedeki gerçekleri dünyaya duyurmayı amaçlayan güçlü bir anlatı sunuyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.