TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Başkan Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras, Türkiye’nin sorunlarını dile getirdi, sistemin çöktüğünü söyledi ve iktidarı sert bir dille eleştirdi. Peki TÜSİAD, “Perspektif 2025” raporunda hükümete ne yapmasını öneriyor?

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras, Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili “Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez, ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir” dedi. Aras, geçen sene İliç’teki altın madeninde dokuz işçinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. İki yıl önce yaşanan büyük depremde on binlerce insanın usulüne uygun yapılmadığı için çöken binalar altında kaldığını vurgulayan Aras, Soma’da 301 işçinin ölümüne dikkat çekti.
Son haftalarda politik hayatta olağanüstü olaylar yaşandığını belirten Aras, “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor” dedi. Bir siyasi parti liderinin tutuklandığına dikkat çeken Aras, birçok sanatçının menajerini yapan bir iş kadınının da tutuklandığını söyledi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise açıklamaları isim vermeden eleştirdi ve TÜSİAD’ı “siyasete ve yargıya yön vermeye çalışmak” ile suçladı.
TÜSİAD, yayımladığı “Perspektif 2025” raporunda Türkiye’nin sorunlarına değindi ve nelerin yapılması gerektiğini söyledi.
Peki, TÜSİAD 42 sayfalık raporda neler yapılması gerektiğini söylüyor?
Küresel rekabette kritik başlıklar
Raporda, 2024’te ekonominin öncelikli gündeminin enflasyonla mücadele, makroekonomik istikrar ve dengelenmenin sağlanması olduğu belirtiliyor. Para politikasında atılan adımlara rağmen enflasyondaki düşüşün istenilen hızda gerçekleşmediği vurgulanan raporda, 2025’te dezenflasyon sürecinin devam edeceği ancak hedeflere ulaşmak için sadece para politikasının yeterli olmayacağı söyleniyor.
Raporda, küresel ekonomide rekabetin temel belirleyicilerinin yeşil ve dijital dönüşüm olduğu vurgulanıyor. Yapay zekâ ve yeni teknolojilerin üretime entegrasyonu ile verimliliğin artırılması için küresel ölçekte yoğun bir rekabet yaşandığına dikkat çekiliyor.
TÜSİAD, bir yandan ekonomik açıdan acil sorunları çözerken, diğer yandan teknolojiye ve nitelikli insan kaynağına yatırım yapmanın, verimliliği artırmanın ve yatırım ortamını cazip hale getirmenin küresel rekabette geri kalmamak için kritik önem taşıdığını belirtiyor.
Jeopolitik riskler ve fırsatlar
Rapora göre, 2025’e girerken Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en büyük risklerden biri, bölgesel jeopolitik gerilimler olarak öne çıkıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
ABD’de yeni yönetimin göreve gelmesiyle gündeme gelebilecek gümrük vergileri de küresel ekonomi için ciddi bir risk olarak değerlendiriliyor. Buna karşın rapor, Türkiye’nin stratejik konumu, güçlü altyapı yatırımları ve gelişmiş özel sektörünün, doğru politikalarla Avrupa Birliği gibi ortaklarla ekonomik entegrasyonun derinleştirilmesine olanak sağlayabileceğini vurguluyor.
Dönüşümde öncelikler belirlendi
TÜSİAD raporunda, Türkiye’nin ekonomik, demokratik, sosyal, çevresel ve teknolojik açıdan dayanıklı, dönüşümlere hazır ve küresel rekabette öne çıkan bir ülke olabilmesi için kritik öncelikler sıralandı.
Bu öncelikler arasında hukuksal ve demokratik altyapının güçlendirilmesi, enflasyonla kararlı mücadele, etkili mali politikalar ve kayıt dışılık ile mücadele, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve doğrudan yatırımlara uygun ortamın sağlanması yer alıyor.
Hukuk ve demokrasi vurgusu
Raporda, “Demokrasi gelişirse ekonomi büyür, Türkiye büyür” vurgusu yapılıyor. Hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerde yaşanan eksikliklerin, toplumsal güveni ve ekonomik istikrarı zayıflattığına dikkat çekiliyor.
TÜSİAD, hukuka güvenin azalmasının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerine yönelik belirsizlikler yarattığını belirtiyor.
Enflasyonla mücadelede yeni yaklaşım
Rapor, enflasyonla mücadelenin ilacının kararlı ve topyekûn mücadele olduğunu vurguluyor. TÜSİAD’a göre, enflasyonla mücadelede başarının anahtarı, reel sektör, finansal kesim, kamu ve hane halkının ortak bir mutabakata vararak sürece dahil olması.
2025’in enflasyonla mücadelenin en kritik ve zorlu dönemlerinden biri olacağı belirtilen raporda, enflasyonu önce yüzde 30’a, ardından yüzde 20’nin altına çekmenin gerekliliği vurgulanıyor.
Mali politikalarda reform çağrısı
TÜSİAD, mali disiplinin zayıflaması ve kayıt dışı ekonominin büyümesinin enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Raporda, kamu harcamalarının verimsiz kullanımı ve kayıt dışı istihdamın bütçe açıklarını artırdığı ve gelir adaletini bozduğu belirtiliyor. Etkili mali politikalar, bütçe disiplininin sağlanması ve kayıt dışılıkla kararlı mücadelenin, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyüme için kritik adımlar olduğu vurgulanıyor.
Gelir dağılımında adaletsizlik artıyor
Raporda, son 10 yılda Türkiye’de gelir dağılımı eşitsizliğinin belirgin şekilde arttığı vurgulanıyor. TÜİK verilerine göre en zengin yüzde 10’luk kesimin gelirden aldığı payın, en yoksul yüzde 10’luk kesime kıyasla giderek arttığı belirtiliyor. Bu eşitsizliğin temel sebepleri arasında yüksek enflasyon, sektörel dengesizlikler, kayıt dışı istihdam, dolaylı vergilerin ağırlığı ve bölgesel kalkınma farkları gösteriliyor.
Yatırım ekosisteminde dönüşüm ihtiyacı
TÜSİAD raporunda, Türkiye’ye doğrudan yatırım girişlerinin son yıllarda azalma eğiliminde olduğu vurgulanıyor. 2007’nin ilk çeyreğinde 28,5 milyar ABD doları ile zirveye ulaşan doğrudan yatırımların, ilerleyen yıllarda 10-20 milyar dolar bandında dalgalandığı ve son dönemde 10 milyar doların altına düştüğü belirtiliyor.
Gayrimenkul yatırımlarına dikkat çekiliyor
Raporda, özellikle 2018’den itibaren yabancıların gayrimenkul alımlarının, doğrudan yatırımların büyük bir kısmını oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Koronavirüs salgını ve sonrasında (2020-2023) Türkiye’ye akran sayılabilecek Güney Afrika, Macaristan, Endonezya ve Polonya gibi ülkeler daha fazla yatırım çekerken, Türkiye’ye gelen yatırım miktarının gerilediği belirtiliyor.
Dijital ekonomide atılım hedefi
TÜSİAD, Türkiye’nin küresel dijital ekonomiden aldığı payın potansiyelinin gerisinde kaldığını vurguluyor. Raporda, altyapı eksiklikleri, dijital beceri açığı ve sınırlı teknoloji yatırımlarının büyümeyi yavaşlattığı belirtiliyor. Bu kapsamda:
- Dijital ekonomi vizyonunun stratejik öncelik olarak belirlenmesi
- Teknoloji ekosisteminin uluslararası dinamikler gözetilerek inşa edilmesi
- Bölgesel teknoloji merkezlerinin yaygınlaştırılması
- Yeni nesil iletişim altyapısına yatırım yapılması
- Yapay zekâ ve dijital teknolojilere yönelik teşviklerin artırılması öneriliyor.
Yeşil dönüşümde kararlı adımlar
Rapor, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil ekonominin, ülkelerin küresel rekabet gücünü belirleyen en önemli unsurlar arasında yer aldığını vurguluyor.
TÜSİAD, ekosistemin korunmasına ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik tedbirlerin, artık yalnızca çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda küresel ticaretin temel kurallarını şekillendiren faktörler haline geldiğini belirtiyor.
Kadın istihdamında geride kalınıyor
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Uçurumu 2024 Raporu’na göre Türkiye’nin 146 ülke arasında 127. sırada ve Avrupa Bölgesinde 40 ülke arasında son sırada olduğu belirtiliyor.
Raporda, Türkiye’nin en kötü performansı “Ekonomik Katılım ve Fırsatlar” başlığında gösterdiği vurgulanıyor.
Eğitim sisteminde acil dönüşüm çağrısı
TÜSİAD raporu, eğitimde çarpıcı verilere dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezi bütçeden aldığı payın 2015’te yüzde 13 iken, 2024’te yüzde 9,83’e, 2025 bütçesinde ise yüzde 9,86’ya gerilediği vurgulanıyor. Raporda, 3 milyonun üzerinde gencin, diğer bir deyişle her üç gençten birinin ne eğitimde ne de istihdamda olduğu belirtiliyor.
Okul öncesi eğitimde kritik tespit
Raporda, 0-5 yaş dönemindeki dezavantajlı çocuklara kesintisiz yapılan her 1 birimlik yatırımın, ilerleyen yıllarda 7 kat ekonomik ve sosyal getiri olarak geri döndüğü vurgulanıyor. Bu kapsamda okul öncesi eğitimin ücretsiz ve zorunlu hale getirilmesi öneriliyor.
Sanayi dönüşümünde acil eylem planı
TÜSİAD, Türkiye sanayisinin küresel rekabette geri kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Raporda şu öneriler öne çıkıyor:
- Yüksek teknolojiye dayalı üretim ekosistemi oluşturulmalı
- Katma değerli ve yenilikçi üretime teşvikler sağlanmalı
- AB sanayi stratejisiyle uyumlu bir yol haritası benimsenmeli
- KOBİ’lerin teknolojiye erişimi ve finansman destekleri artırılmalı
- Yerli teknoloji girişimleri desteklenerek küresel zincirlere entegre edilmeli
Sonuç ve öneriler
TÜSİAD raporunun sonuç bölümünde, Türkiye’nin küresel rekabette güçlü bir konuma ulaşması için şu adımların atılması gerektiği vurgulanıyor:
- Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı güvence altına alınmalı
- İfade, basın ve internet özgürlükleri korunarak genişletilmeli
- Seçim sistemi ve siyasi partiler yasaları çoğulculuğu desteklemeli
- Adalet sistemi şeffaflaştırılarak güven artırılmalı
- Merkezi ve yerel yönetimler arasında yetki dengesi sağlanmalı
- İnsan hakları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarına uygun hale getirilerek güçlendirilmeli
Raporda son olarak, küresel rakiplere kıyasla ilerleme kaydedilmediği sürece, kısa vadeli başarıların kalıcı kazanımlara dönüştürülmesinin mümkün olmayacağı vurgulanıyor. TÜSİAD, yapısal değişimlerin önemini ve aciliyetini her fırsatta vurguladıklarını belirterek, “Güçlü yarın için bugünden dönüşün!” çağrısı yapıyor.