İşte Suat Toktaş’ın savunması: “Biz tutuklandıktan sonra bilirkişi hakkımızda şikayette bulundu”

Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin Halk TV’de yayınlanması üzerine gazeteciler Barış Pehlivan, Suat Toktaş, Kürşad Oğuz, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında açılan “bilirkişi davası” bugün görülmeye başlandı. Suat Toktaş savunmasında ne dedi?

Suat Toktaş'tan mesaj: "Herkes Halk TV'ye sahip çıksın"
Suat Toktaş savunmasında ne dedi?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği basın toplantısında gündeme getirdiği bilirkişi S.B. ile ilgili haberi yayınlayan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca düzenlenip Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, Pehlivan ile Oğuz’a “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçlamalarıyla 6 yıldan 14 yıla kadar, Toktaş, Selek ve Asker hakkında ise “kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme” suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

Suat Toktaş savunmasında ne dedi?

Aylık gelirim 80 bin TL. Son zamları bilmiyorum. Savcılık ve hakimlik ifadelerinde eksikler ve yanlışlıklar var. Seda Selek ve Serhan Asker’in bu olayda dahilleri yoktur.

Kaçma şüphesiyle tutuklandım ancak kaçmak isteseydim o gün kaçabilirdim. İşimin sorumluluğunu aldım. Bu kararı Suat Toktaş almıştır yazan kişi kaçmaz.

Burada karartılacak bir delil yok çünkü ses kaydı yayınlandı. Aynı ses kaydını Hamza Dağ ve Melih Gökçek yayınlıyor. Beyaz TV’de Osman Gökçek yorum yapıyor. Onlara suç olmayan bize suç.

Toplumda infial yaratmış bir şey yok ortada. İki çocuğum var yurtdışında. Onlara gittiğimde bile birkaç gün sonra sıkılıp ülkeye dönüyorum. Biz ülkeye sevdalı insanlarız, bir yere gitmeyiz. Siyaset penceresinden bakanlar burada bir siyasi hesap, adliye penceresinden bakanlar burada bir suç, gazetecilik cephesinden bakanlar burada haber görüyor.

Özensiz bir mantıkla tutuklandım. Bu ülkenin sevdalısı bir insanım kovsalar da gidecek bir yerim yok. Yapılan şey tam anlamıyla gazetecilik. Yanımdan gelmiş geçmiş arkadaşlarıma gazeteciliğimi anlatmak zorundayım.

MSB, Aile Bakanlığı, Çevre Bakanlığı… Haber neyse onları da ararız biz. İddianame son derece usul hatalarıyla dolu, belirli amaca matuf ifadelerin atlandığı, konulmadığı bir iddianame. Lehimizdeki kanıtları karartma çabası görüyorum burada. Sorularının tamamı gazeteciliktir Barış Pehlivan’ın. Ertesi gün Yeni Şafak da aradı bilirkişiyi ama çifte standart var.

Bilirkişi kendisinin işine yarayacağı bilgileri veriyor konuşmasında. CHP eleştirisi de var o konuşmada, ben onu da kesmemişim, sonuna kadar gazeteci kalmışım. Aldığı bir iki cümle ile haber oluşuyor. Aynı şeyi Yeni Şafak’a da söyledi, onlar da haber yaptı. Bilirkişi bize de onlara da ben AK Parti ve MHP aleyhine de rapor yazdım dedi. Yani kendi lehine bilgiyi paylaştı o konuşmada. Bir gazeteci sohbet için aramış olabilir mi? Bu kadar kritik davalara dosya sunan bir bilirkişinin bir gazeteci tarafından öylesine aranmadığına dair bir muhakemesi olmalı.

Gazetecilik yargılanıyor. 38 yıllık gazeteci olarak hukuku iyi bilirim. Anayasa, devletin haber verme hakkını düzenlediğini belirtir; biz de bu haktan yararlanıyoruz. Türkiye’de gazetecilik, siyasal çatışmalar nedeniyle unutulmuş ve zarar görmüştür.

Bu dosyada hepimize beraat kararı verilmesi gerekir. Soruşturma bile açılmaması gereken bir durumla karşı karşıyayız.

Siyasi bir kişilik günlerdir açıklama yapacağım turpun büyüğü heybede diyor. Kamuoyunun büyük merakı vardı. O güz izlenme oranları çok yüksekti. O gün bir isim duyduk hakkında iddialar var. Barış arıyor gazetecilik yapıyor.

Halk TV’de bir kural vardır: Karşı tarafı her zaman ararız. Çünkü merak edilen kişinin sesini duymak bile haber niteliğindedir. Haber merkezi olarak biz de ulaşmaya çalışıyorduk ancak Barış Pehlivan bizden önce ulaşmıştı. Ardı ardına gazetecilik soruları soruyor. “Neden görüşmenin kaydı yok? Bir savcı hep aleyhe mi delil toplar?” Bilirkişi sorulara açıkça yanıt veriyor ve telefonu kapatmıyor, kendince yanıtlar veriyor. Ses kaydı bana ulaştığında, Halk TV eleştirisi de içeriyordu; bunu bile kesmeden olduğu gibi yayınlıyorum. Gazetecilik ilkelerime sonuna kadar bağlı kalmışım.

Haber bazen bir cümledir. Gazetecilik hız ve ısrar işidir. Delice bir iş yapıyoruz. Herkesten önce yayınlamak vardır. Bir gazeteci gündemde olan bir kişiyi sohbet için aramadığını o bilirkişi biliyor olmalı. O muhakemeyi yapmış olduğunu düşünüyorum. Sorulara yanıt veriyor. Kendisi için olumlu imaj verecek bilgileri de veriyor. Tespitler yapıyor ve yayınlamayın demiyor.

Kürşad, saat 12.11’de bana mesaj atıyor ve üç dakika sonra, 12.14’te, “Gördün mü?” diye kontrol ediyor. Bilirkişi ile yaptığı konuşmayı yayınlamamız gerektiğini söylüyor.

Daha sonra Barış Pehlivan ile yazışmaya başlıyorum. İdarede bir sakatlık olduğunu belirtiyor. “Gazeteciliğim sorgulanıyor, dava açma izni var mı?” diye Pehlivan’a soruyorum. O da “Abi biz gazeteciyiz,” diye yanıtlıyor.

Sonra telefonumdan uzaklaşıp, aldığım ses kaydını yayına hazırlamaya başlıyorum. Sorduğum soru ve aldığım yanıt, yaşadığım bir irade sakatlanmasını gösteriyor.

Ben yayınladım. Sorumluluğu alıyorum. Ama bir süreç var onu anlatıyorum. Suç işleme kastım olsa o ses kaydını tekrar verirdim. Bir kez yayınlamışım. Bilirkişi adını da baş harfleriyle vermişim.

Barış ve Kürşad, gazetecilik standartlarına uygun olarak karşıt görüşlerin alınmasını sağlamışlar; bu, sıkça göz ardı edilen bir detay. Bilirkişiyle yapılan konuşmada izin sorgulaması gereksiz çünkü bilirkişi rahat bir şekilde konuşuyor. Barış’ın konuşmasında herhangi bir tehdit, telkin veya baskı unsuru yok. Bilirkişi, kendi iradesiyle telefonu kapatıyor. Peki, biz neyi etkilemiş olabiliriz?

Savcılık, mütalaasında bir de gazetecilik yorumu yapmış. Haber değeri yokmuş.

Onlarca avukat bana “yatarı olamayan bir suç” dedi ama 34 gündür tutukluyum.

Bilirkişi, tutuklandıktan sonra adliyeye getirildi. İlgili ses kaydı şikayete dayalı bir suç kapsamında incelenmiş ancak ne benim ne de Kürşat hakkında bilirkişiden gelen bir şikayet bulunmuyor. Bu, şikayete bağlı bir suç işlemek için şikayet olmaması gibi ciddi bir hukuk hatasını ortaya koyuyor. Gerçekten dehşet verici bir durum.

Biz tutuklandıktan sonra bilirkişi hakkımızda şikayette bulundu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.