İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) nükleer program konusunda müzakere teklifini reddetti. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a bir mektup gönderdiğini Tahran’ın doğrulamasının ardından geldi.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Donald Trump, İran’a gönderdiği mektupta, Tahran’ın nükleer silah edinmesini engelleyecek bir anlaşma yapılması ve olası askeri müdahalenin önlenmesi için müzakereler önerdiğini açıklamıştı.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) bir yetkili tarafından iletilen mektubu okumadığını ancak bunun “kamuoyunu aldatma girişimi” olduğunu söyledi.
“Onların verdiği hiçbir sözde durmayacağını biliyoruz, o halde neden müzakere edelim?” diye soran Hamaney, Trump’ın 2015 İran Nükleer Anlaşması’ndan tek taraflı olarak çekilmesini hatırlattı.
Hamaney, ABD ile müzakereleri kesin bir dille reddetse de, İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu “Eğer amaç, İran’ın nükleer programının askeri amaçlarla kullanılmasına yönelik endişeleri gidermekse, görüşmeler değerlendirilebilir” açıklamasında bulundu.
İran’dan sert uyarı: “Karşılık veriririz”
Hamaney, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alması durumunda sert bir yanıt verileceğini vurguladı:
“İran savaş peşinde değil, ancak Amerikalılar ya da onların bölgedeki ajanları yanlış bir adım atarsa, yanıtımız kesin ve kararlı olur. En büyük zararı ise Amerika görecektir.”
Hamaney, İran’ın nükleer silah üretme hedefi olmadığını da yineledi.
2015 Nükleer Anlaşması ve ABD-İran ilişkileri
10 yıl önce İran, Çin, Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere ve ABD ile tarihi bir anlaşma yaparak nükleer faaliyetlerini kısıtlamayı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) denetimlerini kabul etmeyi taahhüt etmişti. Buna karşılık İran’a yönelik ekonomik yaptırımlar hafifletilmişti.
Trump, 2018’de anlaşmadan tek taraflı olarak çekilerek ağır ekonomik yaptırımları yeniden devreye soktu. Trump, anlaşmayı “tarihin en kötü anlaşması” olarak nitelendirmiş ve İran’ın nükleer silah yapma kapasitesini yeterince engellemediğini öne sürmüştü.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bunun üzerine İran, anlaşma yükümlülüklerini giderek daha fazla ihlal etti. Özellikle zenginleştirilmiş uranyum üretimi konusunda kısıtlamaları aşan Tahran, nükleer silah üretimine kapı aralayabilecek seviyeye yaklaştı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) geçtiğimiz ay İran’ın yüzde 60 saflıkta yaklaşık 275 kg uranyum stokladığını açıkladı. Nükleer silah üretimi için gereken yüzde 90 zenginleştirme seviyesine ulaşması halinde bu miktarın altı bomba yapmaya yetebileceği değerlendiriliyor.
ABD ve İsrail’den uyarı
Hem ABD hem de İsrail, İran’ın nükleer silah edinmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini defalarca dile getirdi. İsrail, gerekirse İran’ın nükleer tesislerini vurabileceğini vurguladı.
Geçen yıl İsrail, İran’ın nükleer programına yönelik bazı tesisleri hedef aldığını açıklamıştı.
Trump ise geçen hafta yaptığı bir televizyon röportajında, “İran konusunda iki seçeneğimiz var: Ya askeri müdahale ya da bir anlaşma yapmak. Ben bir anlaşma yapmayı tercih ederim çünkü İran’a zarar vermek istemiyorum. İran halkı harika insanlar” dedi.
Amerikan başkanı, “Onlara ‘Umarım müzakere edeceksiniz’ diyen bir mektup yazdım. Çünkü eğer askeri bir adım atmamız gerekirse, bu İran için korkunç olur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: BBC