Adalet Bakanı Tunç: “Nevroz için İmralı’dan canlı bağlantı yapılamaz”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Nevroz dolayısıyla İmralı’dan canlı bağlantı yapılamayacağını belirtti ve silah bırakma çağrısının devlete değil örgüte yönelik olduğunu vurguladı.

Nevroz'da İmralı'ya canlı bağlantı olmayacak
Nevroz’da İmralı’ya canlı bağlantı olmayacak

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın mensuplarıyla iftarda buluştu. Tunç, “Nevroz nedeniyle İmralı’dan canlı video bağlantısı yapılması söz konusu değil” dedi. Tunç, mektup gönderme talebinin değerlendirilebileceğini ve mektupların çağrının ruhuna uygun olması gerektiğini belirtti.

“İmralı’nın çağrısı örgüte, devlete değil”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının devlete değil örgüte yönelik olduğunu, çağrıda örgütün kendilerine zemin sağlayan gerekçelerin artık olmadığının belirtildiğini söyledi.

Tunç, İmralı’da tecrit olduğu iddialarını reddetti, “İmralı’da bir tecrit söz konusu değil” diyerek, geçmişteki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

“Umut hakkı Türk mevzuatında yok”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “umut hakkı” iddialarını da yalanladı, böyle bir düzenlemenin Türkiye’nin mevzuatında yer almadığını vurguladı. Tunç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverme süresinin 30 yıl olduğunu açıkladı, müebbet hapis cezası hükümlülerinin bu süresinin ise 24 yıl olduğunu belirtti.

Umut hakkı nedir?

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları, Türkiye’deki en ağır ceza türlerinden biri. Genellikle ömür boyu hapiste kalmayı gerektiriyor. Eski Ceza Yasası’na göre idam cezası alan mahkumların cezaları, 2000’li yıllarda idam cezasının kaldırılmasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi. Yeni düzenlemelere göre bu mahkumların salıverilme şansı bulunmamakta ve ceza, ömür boyu infaz edilmekte. İstisnasız olan bu ceza, kişinin topluma geri dönme olasılığını tamamen ortadan kaldırıyor.

Buna karşın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve uluslararası hukuk normlarına göre Umut Hakkı kavramı ortaya çıktı. Umut Hakkı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan bir mahkumun belirli bir süre sonra cezasının yeniden gözden geçirilmesini ve rehabilitasyon sürecine tabî tutulma şansını içerir. Bu hak, mahkumun belirli bir süre sonra toplumla yeniden bütünleşebilmesi ihtimalini gözden geçirir. Kişi, cezasının infazı sırasında yeniden özgürlüğe kavuşma ihtimaline sahip olduğunu bilerek bir süreçten geçer.

Başka bir ifade ile “Umut Hakkı”, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.

AİHM’in Umut hakkı kararları neydi?

1999’da yakalanan ve yargılanan PKK lideri Öcalan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Öcalan, o günden bu yana İmralı Adası’nda tecrit altında tutuluyor.

AİHM, 18 Mart 2014’te Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini, Umut Hakkı ilkesi gereğince, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı buldu. Türkiye’den bu konuda düzenleme yapmasını istedi. AİHM, daha sonra tutuklular Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de benzer kararlar verdi.

Mahkeme, bir mahkumun cezasının hiçbir zaman gözden geçirilme veya serbest kalma umudu olmadan infaz edilmesinin, insan haklarına aykırı olduğunu belirtti.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül’deki toplantıda, AİHM’in ihlal kararlarını üç yılın ardından bir kez daha gündemine aldı. Komite, gerekli önemlerin geciktirilmeden alınmasını istedi. Komite, adım atılmaması halinde Eylül 2025’teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.