Sınır Ötesi’nin bu haftaki bölümünde Gazze’de yeniden başlayan İsrail saldırılarını, Sırbistan’daki kitlesel protestoları, Cenevre’deki Kıbrıs müzakerelerini ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Fransa arasındaki diplomatik gerilimi değerlendirdik. Soli Özel’e göre dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan bu krizlerin arkasında küresel güç dengeleri ve siyasi hesaplar yatıyor.
Gazze’de ateşkes sürecinin ikinci aşamasına geçilemeyeceğini başından beri öngördüğünü belirten Özel, “Netanyahu’nun asıl derdi savaşın sonunu getirmek değil, kendi siyasi geleceğini kurtarmak,” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefiklerini hükümette tutabilmek için savaşı uzattığını vurgulayan Özel, “İsrail halkının önceliği rehinelerin geri getirilmesi ama Netanyahu için bu bile ikincil planda” ifadelerini kullandı.
Özel, ABD’nin Husilere yönelik saldırılarını da değerlendirdi. Saldırıların Ortadoğu’daki gerilimi artıracağını belirten Özel, “ABD, Husiler’in Kızıldeniz’de deniz ticaretini tehdit etmesini bahane ederek saldırıyor. Ancak bu, İsrail için de bir fırsat yaratıyor çünkü İran’la doğrudan çatışma ihtimali artıyor” yorumunda bulundu.
Sırbistan’daki protestolar: Vucic ne kadar tehlikede?
Özel, dört aydır devam eden Sırbistan’daki hükümet karşıtı protestoların büyümesini, “Bu tür hareketlerin başarılı olabilmesi için iktidar blokundan bir kopuş yaşanmalı” şeklinde değerlendirdi. Protestoların başta öğrencilerle başladığını ancak toplumun farklı kesimlerinden destek bulduğunu da ekledi.
İsviçre’nin Cenevre kentindeki Kıbrıs müzakereleri konusunda ise Avrupa Birliği’nin (AB) etkisiz kaldığını söyleyen Özel, “AB, Kıbrıs Rum yönetimine baskı yapmadığı sürece bu süreçten bir sonuç çıkmaz” dedi.
Özgürlük Heykeli polemiği
ABD ile Fransa arasında giderek tırmanan diplomatik gerilimi de değerlendirdik. Beyaz Saray Sözcüsü Andrew Leavitt’in “Biz olmasaydık Fransızlar bugün Almanca konuşuyor olurdu” açıklaması Fransa’da büyük tepki çekerken, Özel bu tür söylemleri “seviye düşüren açıklamalar” olarak değerlendirdi.
Özel, “Eğer Fransa olmasaydı, Amerikan Devrimi’nin nasıl sonuçlanacağı meçhuldü. O zaman Amerikalılar da bugün İngiliz aksanıyla konuşuyor olabilirdi. Bu tür polemikler uluslararası ilişkileri daha da gerebilir” dedi. Ayrıca, Fransız yetkililerin Washington’a yönelik sert açıklamalarının, Avrupa ile ABD arasında zaten kırılgan olan ilişkilere zarar verdiğini vurguladı.
Özel’e göre ABD’de iç siyasette yaşanan kaos, dış politikada da sert ve hesapsız çıkışlara neden oluyor. Özel, “Önümüzdeki dönem, özellikle Avrupa ve ABD arasındaki ilişkiler açısından daha büyük kırılmalara sahne olabilir” diyerek sürecin daha da karmaşık hale gelebileceğini belirtti.