Maltepe’deki İmamoğlu mitinginde mikrofon uzattığımız bir gencin bu sözleri, hissiyatı tam olarak anlatıyor: “Bundan sonra da bir şey olmazsa ben kendimi diri diri toprağa gömeceğim. 19 yaşındayım, 50-60 yaşında gibi hissediyorum, tükendim.”
“Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi” için Maltepe Sahil Miting Alanı’nda röportaj yaptığımız bu genç, sinirliydi ama umutsuz değildi. Bu sözler, bugün burada toplanan milyonların ortak duygusuydu aslında: Yorulmuş ama vazgeçmemiş bir halkın çığlığı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlanan protestolara bugün Maltepe’deki mitingle devam etti. Peki Maltepe’deki İmamoğlu mitinginde halk kime, ne mesaj verdi?
Gençlik artık sahnede
CHP mitinglerinin klasik katılımcı profili bu kez değişmişti. Evet, alanın ön sıralarında yine ağırlıklı olarak orta yaşlılar vardı ama büyük resme bakıldığında gençlerin kalabalığın çok güçlü bir parçası haline geldiği hemen fark ediliyordu.
15-18 yaş arası lise öğrencilerinden, üniversiteye yeni başlayan gençlere kadar her yerde bir kıpırtı vardı. Bu, bugüne kadar görmeye alışık olmadığımız bir tabloydu. Slogan atan, döviz taşıyan, arkadaşlarıyla birlikte organize gelen gençler, mitingin duygusunu baştan aşağıya değiştirmişti.
“Mahşeri kalabalık” bir mecaz değil
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamasına göre mitinge 2,2 milyon kişi katıldı.
Bu sayı, 2018’de CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin aynı meydanda yaptığı mitinginin rekorunu geride bıraktı. Sadece sayı değil, kalabalığın yoğunluğu da dikkat çekiciydi.
Marmaray’dan miting alanına ulaşmak 45 dakikayı buldu. Hiç abartmadan söyleyebilirim: Bu kalabalık sadece geniş değildi, derindi. “Mahşer yeri gibi” tanımı bu miting için mecaz değil, tam anlamıyla gerçekti.
Bu kez yalnızca CHP’liler değil
Miting boyunca alanda gözlemlediğim bir başka detay da kalabalığın çeşitliliğiydi. Sol yumruk kaldıranla bozkurt yapanın yan yana durduğu, Fenerbahçe formalı bir gençle Galatasaray atkılı bir başkasının omuz omuza bağırdığı sahnelere tanıklık ettik.
Çocuk arabasıyla gelen anneler, bastonla yürüyen teyzeler, 3 yaşındaki torununu elinden tutan dedeler, arkadaş gruplarıyla gelen gençler… Bu yalnızca bir parti mitingi değildi, halkın ortak bir talebi vardı: “Hak, hukuk ve adalet.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Özgür Özel’in dönüşümü
Mitingin zirve noktası, Özgür Özel’in konuşmasıydı – kimileri süresinin uzunluğuna eleştiri getirebilir, bence de 2 saatten az bir konuşma olabilirdi -.
19 Mart’tan bu yana Özel’in dilinde, tonlamasında ve özgüveninde ciddi bir değişim gözlemleniyor. Soli Özel’in dediği gibi bazen koşullar hiç ummadığımız şahsiyetleri kendilerinden beklenmeyecek olan davranışlara itebiliyor. Belki tarih Özel’i hiç hesapta yokken yeni bir liderliğe zorluyor.
Boykotun sahadaki karşılığı
Mitingin en beklenmedik ama en güçlü anlarından biri boykot vurgusuydu. Ana akım televizyon kanallarının mitingi yayınlayıp yayınlamadığı dev ekranlarda tek tek gösterildi.
NTV ve Doğuş Grubu’nun boykot listesine eklendiği anda kopan alkış tufanı unutulmazdı. Yurttaşlar sadece izleyici değil, konvansiyonel medya düzenine karşı da bir duruş sergiliyordu. Özgür Özel’in daha önce listesine eklediği bazı markaların “boykotu kaldır” diyerek kendisini araması, bu çağrının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Biraz da meydanın sesine bakalım:
“Biz nefes almak istiyoruz. Serbest yaşamak istiyoruz. Ekrem İmamoğlu suçsuz yere tutuklandı. Boykotu kesinlikle uyguluyorum.”
“Bıktık artık. Gitsinler. Ülkeyi ne hale getirdiler.”
“Biz solcu veya sağcı olarak gelmedik, Türk genci olarak geldik. Boykota devam edeceğiz.”
“Umudumuz var. O yüzden geldik. Bundan sonra her şey çok güzel olacak.”
Alanda röportaj yaptığımız yurttaşların bu sözleri yalnızca bireysel görüşler değil; bir kuşağın, bir halkın toplumsal hafızasında biriken öfkenin, özlemin ve arayışın izdüşümü.
“Aile Arasında” filmini izleyenler anlayacaktır.
Tarihi bir eşik
Maltepe, CHP’nin uzun yıllardır miting yaptığı bir alan.
2017’deki Adalet Yürüyüşü sonrası, 2018’deki İnce mitingi, 2023’teki Kılıçdaroğlu mitingi… Her biri büyük kalabalıklara sahne oldu.
Ama bu miting bir farkla ayrıldı: Artık insanlar yalnızca taleplerini dile getirmiyor, o talepler için ne yapacaklarını da düşünüyorlar. İmamoğlu’nun genel seçimlerin ardından ”yaktığı “değişim ateşi”, bu meydanda yeniden harlandı.
Siyasi yorumculara göre bu miting yalnızca bir protesto değil, aynı zamanda bir ilan. Erdoğan’ın rakibi artık belli. Maltepe’ye akan milyonlar bu tercihi yaptı. Üstelik yalnızca CHP’liler değil; farklı görüşlerden, farklı siyasi kimliklerden milyonlar partiler üstü bir sahiplenmeyle, umutla, öfkeyle, inatla oradaydı.