Geleneksel sanat kalıplarını dijital medyayla aşan, deneysel video ve yapay zekâyla yeni bir anlatı dili kuran görsel sanatçı Sema Özevin, sanat pratiği ve yeni medya sanatı üzerine dikkat çekici açıklamalar yaptı. Özevin, teknolojiyle iç içe gelişen sanat üretim süreçlerini ve bu süreçte yaşadığı dönüşümü Ferit Binzet’e anlattı.
Yeni medya sanatına duyduğu ilginin, teknolojinin sanat üzerindeki dönüştürücü etkisini keşfetme arzusu ile başladığını vurgulayan Sema Özevin, “Yeni medya sanatı, izleyiciye sadece bir eser sunmakla kalmaz, onları içine çeken, sorgulatan ve dönüştüren bir deneyime dönüştürür. Bu yönüyle hem üretim sürecim hem de anlatı formum sürekli değişiyor” dedi.
Video sanattan yapay zekâya uzanan bir yaratım süreci
Çalışmalarında dijital video, ses, fotoğraf ve yapay zekâ gibi birçok teknolojiyi harmanladığını belirten Özevin, “Teknoloji benim için sadece bir araç değil, yaratıcı sürecin kendisi. Duygularımı, temalarımı ve anlatılarımı şekillendiren temel unsurlardan biri haline geldi. Örneğin yapay zekâ destekli görselleştirme araçlarıyla sezgisel bir bağ kuruyor, farklı gerçeklik katmanlarını bir araya getiriyorum” şeklinde konuştu.
“Yeni medya sanatı hâlâ tam anlamıyla kabul görmüş değil”
Yeni medya sanatının sanat piyasasındaki yeri hakkında da konuşan Özevin, alana dair önyargıların hâlâ kırılmadığını şu sözlerle açıkladı:
“Dijital sanatın fiziksel olmaması, kolay kopyalanabilmesi ve teknolojiye bağımlı olması gibi nedenlerle bazı çevreler hâlâ bu alanı ‘geçici bir akım’ olarak görüyor. Oysa bu, sanatın evrimsel bir basamağı. Geleneksel sanatla yarışmak değil, onunla konuşmak, onu dönüştürmek istiyoruz.”
“Yaratıcı sürecim kavramsal bir altyapı ile başlar”
Sanat pratiğinde kavramsal zemine dayalı bir hazırlık süreci olduğunu söyleyen Özevin, “Bir projeye başlamadan önce uzun süre araştırma yaparım. Temam ne olursa olsun, görsel, işitsel ve duygusal bağları olan bir dünya inşa etmeye çalışırım. Her işimin ardında teknik olduğu kadar felsefi bir yapı da vardır” diye konuştu.
“Çalışmalarımda hiçbir sanatçının ve kadının kullanmadığı teknikleri deniyorum”
Kullandığı yöntemlerin ve tekniklerin Türkiye’de hatta dünyada kadın sanatçılar arasında neredeyse hiç tercih edilmediğini söyleyen Özevin, bu durumu bir cesaret alanı olarak gördüğünü belirterek “Video sanat, yapay zekâ ve deneysel dijital katmanlarla kurduğum dilin eşsiz olması benim en büyük motivasyonum. Kullandığım Adobe Premiere, Illustrator, Photoshop, CapCut, OpenAI ve Midjourney gibi araçlar yalnızca teknik destek değil; anlatı dünyamın taşıyıcılarıdır” diye konuştu.
Sanat piyasasında yeni medya için “belirsiz ama umutlu” bir gelecek
Sanat piyasasının henüz yeni medya sanatına tam anlamıyla entegre olamadığını belirten Özevin, “NFT’ler, dijital galeriler ve sanal sergi alanları bu alanda umut verici ama hâlâ bir belirsizlik hâkim. Telif hakları, dijital koleksiyonculuk ve arşivleme konusunda standartlar eksik. Buna rağmen teknolojiyle büyüyen yeni kuşaklar sayesinde bu alanın geleceği oldukça güçlü” diye konuştu.
Sanatçılara öneriler: “Sadece üretmek yetmez, görünürlük stratejisi şart”
Yeni medya sanatçılarına sosyal medyayı, dijital platformları ve dijital pazarlama araçlarını etkin kullanmaları çağrısında bulunan Özevin, “Sanatçılar artık sadece eser değil, aynı zamanda bir dijital strateji de üretmeli. Çevrimiçi sergiler, sosyal medya kampanyaları, işbirlikleri ve uluslararası dijital platformlarda görünürlük bu alanın olmazsa olmazı” dedi.
“Gelecekte sanat, daha fazla dijital olacak ve bu dönüşümün parçası olmak zorundayız”
Yeni medya sanatının, teknolojinin evrimiyle birlikte daha da görünür ve etkili olacağını savunan Sema Özevin, “Bu alan sadece sanatın değil, toplumun, iletişimin ve bireyin dönüşümüne dair çok güçlü ipuçları barındırıyor. Yeni medya sanatçısı olmak; zamanın ruhunu kodlamaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.