Sağduyu video serisinde Tarık Çelenk konuğu Mehmet Altan ile Çelenk’in Medyascope’ta yazdığı “Mahallede randevunun değeri ve krizi” başlıklı yazısını ele alarak Türkiye’de zaman ve mekan algısı sorunsalını değerlendirdi.
Zaman ve mekân algısı
Altan, zaman üzerine düşünmenin felsefi, edebi ve fiziksel boyutlarının birleştiğini ifade etti: “Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında” dizeleriyle başladığı konuşmasını yine aynı dizeyle bitiren Altan, “Bu dize Tanpınar’ın mezar taşında da yazar. Zamanı en iyi ifade eden şiirdir” dedi.
Zamanın bireysel anlamına da değinen Altan, özgürlüğün zamanla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti: “Doğal uyanmak hayatın en büyük lüksüdür. Zamanı ve mekânı kendin seçiyorsan, gerçekten özgürsün.”
Mehmet Altan videoda, “Ömrümüz sınırlı ve zamana bağlıyız. Başkası zamanı çaldığında hayatımızı eksiltir. Mesela biri gelip arabanın önüne park ederse çıkamazsın. Bu fiilî bir cinayettir. Çünkü seni bekletir, yerine koyamayacağın zamanı alır. Medeniyet, insanların zamanın kıymetini bilerek birbirine saygı göstermesiyle kurulur.” dedi.
Çelenk’in Mahallede randevunun değeri ve krizi başlıklı yazısında Çelenk,
“Geçenlerde mahalleli dostların da davetli olduğu, oldukça erken saatlerde gerçekleşecek bir kahvaltıya yetişmeye çalışıyordum. Saate baktığımda 20 dakika erken geldiğimi fark ettim. Ofisin kapısını ilk açan kişi ben olurum diye düşünürken, kapıda başka bir davetli olan Mehmet Altan Hoca’yı gördüm. Dakikliğimin anlamı biraz zayıflamıştı. Hoca bana laf attı ama ben de hızlıca bir espriyle yanıt verip hiciv üstünlüğünü ele geçirdim: ‘Bizde zamanında gelmek, hele de erken gelmek adetten değildir; sizin erkenciliğiniz olsa olsa paşa torunu veya kentli seküler aydın olmanızdan kaynaklanıyor.’
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Bu lafımı ederken TSK’dan Binbaşı rütbesiyle istifa ettiğim ilk yıllar aklıma geldi. O zamanlar un üretimi ve pazarlama sektörüne girmiştim. Randevulara ve toplantılara zamanında gittiğimde çoğunlukla kimseyi bulamazdım. Gelenlerse beni şu sözlerle teselli ederdi: ‘Üzülme, sen asker kültürü aldın, uyum sağlayamıyorsun. Her toplantının zamanında başlayacağını sanıyorsun.'” dedi.