Denizin altı da yangın yeri | Denizin mucizevi ormanı “mercanlar” nasıl kurtulur?

Anadolu Ajansı’nın verilerine göre 01-30 Haziran’da 612 orman yangını çıktı.

Temmuz ayında da devam etti, canım ormanları küle çeviren yangınlar…

Ben bu satırları kaleme alırken, nam-ı diğer “Yeşil Bursa” kızıl alevlere teslim olmuştu…

Kül yağmuru başlamıştı Bursalıların üzerine…

Ormandaki canlıların feryadı, yerleşim yerlerindekilere karıştı.

Hasarın boyutunu tahmin etmeye çalışmak bile can yakıcı…

Kaç hektar alanın küle döndüğü bir yana, yok olup giden flora (bitki örtüsü) ve faunayı (doğal ortamda yaşayan canlı türleri) artık yerine koymak imkânsız…

Yerleşim yerlerine dayandı yangın, evler boşaltıldı.

Can derdine düştü Bursa, nefessiz kaldı!

Karada da denizde de nefes alamaz olduk, “suyun altı yanar mı?” demeyin, denizler de yangın yeri.

Karadaki ormanlar kadar deniz tabanı da ormanla kaplı.

Denizin mucizevi ormanı "mercanlar" nasıl kurtulur?
Denizin mucizevi ormanı “mercanlar” nasıl kurtulur?

Denizlerin ormanı: Mercanlar…

Mercanlar koloniler halinde yaşıyor.

Marmara’dan başlayıp Ege Denizi boyunca devam edip Akdeniz’e uzanan mercan resiflerinde de ayrı bir yangın var…

Örneğin, Gökçeada ile Saros Körfezi arasındaki deniz tabanı, fauna ve flora türleriyle adeta bir denizaltı müzesi özelliğine sahip. Bölgedeki mercan resiflerinin bazıları 100 yaşının üzerinde. Bu mercanlara, yüzlerce canlıya ev sahipliği yapan mercan resiflerine, denizdeki yaşamın sürdürülebilir olmasındaki payı da dikkate alınarak “deniz ormanı” deniliyor. Yani deniz tabanında da bir orman var ve o orman tıpkı karadaki gibi bitki ve canlıların yaşam zincirine ev sahipliği yapıyor.

Gelin görün ki iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışı ve denizdeki kirliliğin artmasına paralel olarak mercan ekosistemi üzerindeki tehdit de günden güne artıyor.

Bu gidişe “dur” demek mümkün mü?

Fosil yakıtlar nedeniyle sera gazı emisyonları dünyayı kapladıkça, güneş ısısı hapsoluyor; ısının giderek artması iklim değişikliğini tetikliyor, sıcaklık artıyor, denizler giderek ısınıyor. Bu tablo bizleri karada açlık, kıtlık, sel felaketleri ve yangınlara mahkûm ederken, deniz suyu da payına düşeni alıyor ve su ısındıkça deniz canlıları can çekişiyor… Mercanlara renk veren algler ölüyor, sudaki asit oranı mercanlardaki kalsiyum karbonatın erimesine yol açıyor, su seviyesi yükseldikçe derinde kalan mercanlar besin ve ışık alamaz oluyor, böylelikle zincirleme bir reaksiyon başlıyor… Global ölçekte önlemler alınmadıkça iklim değişikliği konusunda bizim payımıza fosil atık ya da deodorant kullanmamak gibi sınırlı sorumluluklar düşse de, deniz yaşamını korumak için yapabileceklerimiz sınırsız…

Denizin mucizevi ormanı "mercanlar" nasıl kurtulur?

Mercanları koruma altına alan proje

Deniz tabanındaki yaşamın sürdürülebilir olmasını ve mercanları koruma altına almayı kendisine düstur edinen İş Bankası ve TÜDAV, bu gidişe dur demek için harekete geçti. Ortaklaşa başlattıkları proje kapsamında önlerine koydukları hedefleri hayata geçirmek üzere üç yıl sürecek bir projenin ilk adımını attılar. Bu adımın önemine, bir grup gazeteciyle birlikte gittiğim Gökçeada’da bizzat tanıklık etme fırsatı buldum.

İlk farkındalığım şu oldu: Her canlı gibi küresel ısınma nedeniyle yaşamdan giderek kopan canlılar arasında mercanlar da var. Onlar da doğuyor, büyüyor, büyürken yüzlerce canlının üremesine, beslenmesine elverişli adına resif denilen bir ormana dönüşüyor ve ölüyor. Mesele şu ki, ecelleriyle ölmüyorlar, mercanları öldüren; yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleriz… Ve bu hızla gidilirse, dünya genelinde neredeyse yüzde 50’si yok olan mercan resifleri, 2050 yılında tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Proje bu gidişe gerek denizde koruma alanları oluşturarak, gerek sürdürülebilir balıkçılığın yaygınlaşmasına katkı sunarak, gerekse avlanmaya sınır ve denetim getirilmesine öncülük ederek suya nefes aldırmayı hedefliyor. Tabii hedefler arasında gelecek nesillerin farkındalığını artırmak ve deniz kirliliğinin önüne geçecek adımlar atılmasına katkı sunmak da var.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri İzlem Erdem’e göre, sorumluluk almak şart ve alınan her sorumluluk bizleri gelecek nesiller açısından daha iyi bir noktaya getirecek.
Peki, İş Bankası neden böyle bir projeye katkı sunuyor? Öyle ya, onların işi para…

Sorunun cevabını, içinde bulunduğumuz tekne mercan resiflerine doğru ilerlerken İzlem Erdem’den alıyoruz.

Finans sisteminin ülkenin belkemiği olduğunu ve finansmanın da doğru yerlerde kullanılması gerektiğini anlatıyor.

Denizin mucizevi ormanı "mercanlar" nasıl kurtulur?

“Sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirerek ekonomiye katkı sağlamak”

Evet, onların işi para ve ülkemizin sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirebilmek, ekonomiyi desteklemek ve bu ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak projelerde aktif olarak yer almaktan geçiyor.

Bunu nasıl yaptıklarını, “Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu sorunların, üzerinde yaşadığımız gezegenin karşı karşıya olduğu risklerin farkındayız. Dolayısıyla kurum olarak var olan sorunların çözümü noktasında daha fazla inisiyatif almaya çalışıyoruz. Bunu kurumsal sosyal sorumluluğun çok ötesine taşımış durumdayız. Gelecek nesillere daha iyi, daha yaşanılır bir dünya bırakmak hepimizin ödevi olmalı. Biz de bu bilinçle, etki alanımızın geniş olduğunu da dikkate alarak iyi bir kurumsal vatandaş olmak; üzerimize düşen görevlerin gerekliliklerini yerine getirmek istiyoruz.” sözleriyle anlatıyor İzlem Erdem ve ekliyor:

“Amacımız buradaki ekosistemi canlı tutmak.”

Daha önce de “Deniz Çayırları” projesi yürüttüklerini anlatıyor keyifle, onlar da tehdit altında ve deniz çayırları da deniz canlıları için kritik önemde…
“Mercanlar da Akdeniz Havzası açısından ikinci büyük ekosistem. Pek çok canlı türüne ev sahipliği yapan, denizi ve havayı temizleyen mercanların korunması gerektiği düşüncesiyle yeni projemizi başlattık. Amacımız buradaki ekosistemi canlı tutmayı başarabilmek; buradan doğru verilerin akışını sağlamak ve bu verilerle başka projeleri de hayata geçirebilmek.” diyerek özetliyor projeden beklentilerini.

Denizin mucizevi ormanı "mercanlar" nasıl kurtulur?
Denizin mucizevi ormanı “mercanlar” nasıl kurtulur?

Bayram Öztürk: “Siyah ve taş mercanlar, iklim değişikliği ve insan etkileriyle tehdit altında”

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de doğruluyor Erdem’in söylediklerini.
Öğrencilerinden oluşan genç ekibiyle laboratuvara dönüştürdüğü teknenin güvertesine yerleştirdikleri kameralar ile mercanları izlemeyi sürdürürken, bir yandan da büyük bir iştahla anlatıyor yaptıkları çalışmayı.

“Deniz çayırlarından sonra Akdeniz’in en önemli ikinci ekosistemi olarak kabul edilen, 400’ün üzerinde canlı türüne ev sahipliği yapan taş mercanlar ve ayrıca siyah mercanlar, balıkçılıkta kullanılan ağlar nedeniyle yerinden oynatılıyor ve bu durum mercanların ölümüne yol açıyor. Taş mercanlar beyazlaşıyor, beyazlaşma da beraberinde barındırdığı türlerin kaybına neden olacak önemli bir biyolojik çeşitlilik tehdidi” diyor.

Son 50 yılda Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı ortalama 1,5°C, Kuzey Ege’de ise 1,6°C artmış.
Suyun ısınması, deniz yaşamını tehdit ettiğinden deniz ekosisteminin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu söylediği taş mercanları bu nedenle yakından inceleme gereği duymuşlar.
“Çünkü taş mercanlar yalnızca iklim değişikliğiyle değil, aynı zamanda insan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya.” diyor Öztürk:

“Koloni halinde yaşayan taş mercanlar, Akdeniz’de hedef dışı avlanan ve nesilleri tehlikede olan türler arasında bulunuyor. Bu nedenle Vakfımız, balıkçı kooperatifleriyle iş birliği yaparak, türün korunmasına yönelik çalışmalar yürütüyor.”

Denizin mucizevi ormanı "mercanlar" nasıl kurtulur?

“Dünya bizim, gelecek bizim”

Proje kapsamında yapılacakları da peş peşe sıralıyor İzlem Ertem ve Bayram Öztürk…

Amaç: Marmara Denizi ve Kuzey Ege’de, Marmara Adası, Gökçeada ve Bozcaada çevresinde bulunan endemik siyah mercan (Savalia savaglia) ve taş mercan (Cladocora caespitosa) türlerinin korunması.
Proje kapsamına yapılacaklar şunlar:

  • Siyah mercan ve taş mercan popülasyonlarının bulunduğu alanlar, uzaktan
    kumandalı (ROV) ve taramalı sonar desteğiyle haritalandırılacak ve yayılım
    alanları belirlenerek bilimsel bir altyapı oluşturulacak.
  • İklim değişikliğinin bu türler üzerindeki etkileri, yıllar içinde karşılaştırmalı olarak
    izlenecek.
  • Ölü mercan örnekleri üzerinden yapılacak analizlerle, iklimsel değişimlerin mercanlar
    üzerindeki etkileri bilimsel olarak kayıt altına alınacak.
  • Mercanların doğal yaşam alanlarının korunmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.
  • Taş mercanlar gibi hayalet ağlar nedeniyle tehdit altında olan siyah mercanların
    yoğunlukla bulunduğu bölgelerde de temizlik çalışmaları yapılacak.
  • Trol avcılığının korallijen (mercan ekosistemleri) tür topluluklarına verdiği zararların
    tespiti için bir envanter çalışması yürütülecek.
  • Proje ile ayrıca, yasa dışı yollarla avlanan mercanların akvaryumlara satışının önüne
    geçilmesi için balıkçılarla görüşülecek, balıkçılarla iş birliği yapılarak farkındalık
    oluşturulacak.
  • İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa ve Balıkesir’deki okullarda öğrencilere
    yönelik seminerler düzenlenecek.

Ne dersiniz hem karada hem deniz tabanında süren yangına “dur” diyebilecek miyiz?