Orhan Bursalı değerlendirdi: CHP komisyonda ne yapmalı?

CHP komisyonda ne yapmalı? Süreç hangi aşamada? Ruşen Çakır’ın konuğu Orhan Bursalı yanıtladı.

Türkiye Komünist Partisi’nin öncülüğünde “Ülkemizin uçurumdan yuvarlanmasına izin vermeyeceğiz” başlıklı bir imza kampanyası başlatıldı.  “Biz aşağıda imzası yer alanlar Türkiye’nin cumhuriyetçi birikimini bu iddianın arkasında durmaya çağırıyoruz” diye başlayan metne bir grup akademisyen, gazeteci ve sanatçı imza attı.

Bildiride, “Barış ve kardeşlik istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Lozan Anlaşması’nın sorgulanmasını; mevcut sınırlarımızın tartışılmasını; yeni-Osmanlı hayallerini, Türkiye İmparatorluğu gibi gayrimeşru adlandırmaları, ümmetçiliği, etnik ve mezhepsel kimliklere dayalı siyasal yapı ve kurumları istemiyoruz. Barış ve kardeşlik ve de bağımsız ve laik bir ülke, eşitlikçi bir düzen, planlı bir ekonomi istiyoruz. Ülkemizin uçurumdan yuvarlanmasına izin vermeyeceğiz.” denildi.

“Demokrasiden, ifade özgürlüğünden bahsetmemiz mümkün değil”

Kampanyaya imza atan Orhan Bursalı, “Sadece sürece yönelik değil, bütüne yönelik bir itirazım olduğu için imzaladım. Burada, bütüne baktığımız zaman bu bildiri ne zaman ortaya çıktı? Bu süreç ne zaman piyasaya sürüldü? Seçimlere giderken sürüldü. Cumhurbaşkanı yeniden cumhurbaşkanı olmak istiyor. Yeniden seçilmek istiyor. Kürtlerin oyunu, DEM Parti’yi yanına almadığı sürece, seçimleri kazanması imkansız Bu net ve açık. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini anketlere baktığımız zaman görüyoruz. Küçük partilerle yaptığı ittifakların, kendisine zerre kadar yararı olmayacağını bilen bir lider. Bu bakımdan büyük bir bloğa, seçmen kitlesine ihtiyacı var. Bu süreç tam da bu noktada devreye sokuldu. Bu sürecin yanı sıra yaşadığımız başka bir şey var. Kendisinin en büyük rakibi Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu tasfiye hikâyesi ve CHP belediyelerine yönelik operasyonlar var.” dedi. Bursalı sözlerine şöyle devam etti: “CHP’yi de tasfiye mekanizmasını devreye sokuyor. CHP’yi süreç içinde seçimlere yaklaştıkça, partiyi, Özel’den alıp, oradaki itirazlarda bulunan, Kılıçdaroğlu ve ekibine teslim edeceğini düşünen biriyim. Bu iş oraya kadar gidecek. Demokrasiden, ifade özgürlüğünden bahsetmemiz mümkün değil. İktidarın, Taksim Gezi Direniş’i rüyalarına giriyor. Hemen birkaç kişiyi daha bulup hapishanelerde çürütüyorlar. Bütünsel baktığımız zaman bu iktidarla birlikte hareket etmenin hiçbir koşulu olmadığını görüyorum. Aynı zamanda ekonomiye de baktığımız zaman ekonomi çöküyor. yoksullaştırılan bir halk, zengin şirketelere aktarılan milyonlarca para var.” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Süreci Öcalan yönetiyor”

1978 yılında kurulan PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine kendisini feshetme kararı aldıktan sonra silah bıraktı. Çözüm sürecinde Öcalan’ın rolünü değerlendiren Bursalı, “Süreci Öcalan yönetiyor. Hükümet ‘biz yapıyoruz’ diyor, Öcalan yönetiyor süreci. Arka planda bir yıldır görüşülüyor. Öcalan doğru saptamalar yapıyor, PKK’nın vardığı nokta açısından baktığımız zaman. PKK’nın Türkiye’de bundan sonra bir şeyler kazanabileceği imkansız olduğu bir noktaya geldik. Fakat PKK, Suriye’de başardı. Kendi yarı devletini kurmuş durumda. Suriye’deki olaylarda aslında Türkiye’deki süreci ve komisyondaki tartışmaların seyrini belirleyecek bir potansiyele sahip. Orada sorun çözülmedi. Burada PKK’nın kendini dağıttığını mı sanıyorum, hayır.” dedi.

Orhan Bursalı değerlendirdi: CHP komisyonda ne yapmalı?
Orhan Bursalı değerlendirdi: CHP komisyonda ne yapmalı?