Ruşen Çakır, Mücahit Birinci’nin, tutuklu Murat Kapki’ye “Kurgulanmış yalan ifade” karşılığında serbest kalma vaadinde bulunmasını ve 2 milyon dolar istemesini yorumladı. Çakır, “Özgür Özel kavgayı kızıştırdı: Parayı takip edin” başlıklı yayınında, “Artık arı kovanına çomak sokuldu ve bir türlü işler rayına oturmuyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci’nin, İBB soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan Murat Kapki’ye, “Kurgulanmış yalan ifade” karşılığında serbest kalma vaadinde bulunduğunu söyledi. Özel, Birinci’nin Kapki’nin önüne önceden hazırlanmış bir ifade tutanağını koyup, “Bunu imzalayacaksın, üstüne de 2 milyon dolar vereceksin ve buradan tıpış tıpış çıkıp gideceksin” dediğini iddia etti.
“Parayı takip etmeye devam ediyoruz”
Ruşen Çakır, “Özgür Özel kavgayı kızıştırdı: Parayı takip edin” başlıklı yayınında, Rezan Epözdemir’in gözaltına alınması ve tutuklanması sürecinde AKP’liler arasında çıkan kavgayı hatırlattı:
“İktidar yanlıları arasında, değişik fraksiyonlar diyelim, arasında bir kavga çıkmıştı hatırlıyorsunuz. Medya üzerinden, sosyal medya üzerinden bir takım gazeteciler, eski milletvekilleri, şunlar bunlar birbirlerini suçladılar. Başsavcı üzerine baskı yapılma iddiası vardı. Suçlanan kişi Mehmet Uçum’du. Bir kavga başlamıştı ve o zaman ‘parayı takip edin’ demiştim. Şimdi parayı takip etmeye devam ediyoruz ve kavga devam ediyor büyüyerek.”
“Rezan Epözdemir rüşvete aracılıktan tutuklandı”
Özgür Özel’in kavgayı daha da derinleştirdiğini vurgulayan Çakır, Mücahit Birinci’yi hatırlattı. Yargıda birtakım çeteleşmeler olduğunu belirten Çakır, “Bunun içerisinde avukatı, yargı mensubu, belki emniyet mensubu, siyasetçi, ve medya çalışanı var. Medya çok önemli. Daha önce bir başka hukukçu için birtakım şeyler dile getirilmişti. Her konudan anlayan bir hukukçuydu kendisi, sürekli televizyon kanallarında. Rezan Epözdemir rüşvete aracılıktan tutuklandı. O da hukukçu ve her konuda konuşan birisi. Mücahit Birinci hukukçu ama her konuda ekrana çıkan sosyal medyada çok etkili olan iktidar yanlısı birisi” dedi.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den AKP’ye geçmesini de yorumlayan Ruşen Çakır, “Özlem Çerçioğlu olayında da yine klasik parayı takip et ilkesinin geçerli olduğu yolunda çok güçlü iddialar var. Zamanla herhalde onlar da daha fazla detaylanır” diye konuştu.
“Pasta küçüldü”
Ruşen Çakır şöyle devam etti:
“Burada adı geçen kişiler hakkında soruşturma açılır mı? Bir takım yargı mensupları hakkında tahkikat yapılır mı? Bunları bilmiyoruz, olmayabilir de ama bu bize şunu gösteriyor: Artık arı kovanına çomak sokuldu ve bir türlü işler rayına oturmuyor. Bir de şunu düşünün: Pasta küçüldü, pay almak isteyen çok kişi var. Eskisi kadar pay alamadıkları için aralarında bir paylaşım savaşı da var.”
Ruşen Çakır, Mücahit Birinci ile Nedim Şener’in sosyal medyadan küfürlü kavga ettiklerini de değerlendirdi, “Bu süreçte iki kişinin arasında sosyal medya üzerinden geçen o atışmaları görmüşsünüzdür. ‘Benim adımı nasıl verirsin’ deyip, hakaret ediyor, ötekisinin ona verdiği cevap… Buradaki seviye ve kalite de aslında işin ne kadar ayağa düştüğünü bize gösteriyor” diye konuştu.
- Özgür Özel: “AKP’li Mücahit Birinci, tutuklu Murat Kapki’ye yalan ifade ile 2 milyon dolar karşılığında tahliye vadetti”
- Nedim Şener-Mücahit Birinci kavgası: Hakaretler havada uçuştu
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel saat 12.00’de, yani AK Parti’nin kuruluş töreninden iki saat önce bir basın toplantısıyla önemli bir bilgi paylaştı. Bir suç duyurusunu kamuoyuna duyurdu. Normal şartlarda Özgür Özel duyurmasaydı, herhâlde o suç duyurusu hiçbir şekilde işleme konmayacaktı.
Bundan sonra ne olacağını bilmiyoruz ama ortalık bayağı karıştı. Aslında karışık olan ortalığı daha da karıştırdı Özgür Özel. Avukat Rezan Epözdemir, ki tutuklandı, biliyorsunuz, o olayda bir kavga çıkmıştı. İktidar yanlıları arasında, değişik fraksiyonlar diyelim, onların arasında bir kavga çıkmıştı, hatırlıyorsunuz. Medya üzerinden, sosyal medya üzerinden birtakım gazeteciler, eski milletvekilleri, şunlar bunlar birbirlerini suçladılar. Başsavcı üzerine baskı yapılma iddiası, ki suçlanan kişi Cumhurbaşkanının Başdanışmanı Mehmet Uçum’du. Bir kavga başlamıştı ve o zaman ‘‘parayı takip edin’’ demiştim. Şimdi parayı takip etmeye devam ediyoruz ve kavga devam ediyor, büyüyerek. Özgür Özel bunu daha da derinleştirdi.
Kimileri diyor ki, ‘‘Bir itirafçı söz konusu. İtirafçının suçlamasını gündeme getirerek Özgür Özel o itirafçıyı meşrulaştırdı.’’ Kimileri diyor ki, ‘‘Bu, avukat-müvekkil ilişkisidir, bunlar gizlidir’’ vesaire. Bunların hepsi açıkçası hikâye. Ortada çok somut bir şey var: Üç kere etkin pişmanlıktan yararlanmak için ifade vermiş ama tahliye edilmemiş bir iş insanı, belediye hakkında kendisinden bir şeyler isteniyor ve eski AK Parti MKYK üyesi bir avukat Mücahit Birinci — Kapki’nin iddiasına göre, suç duyurusu böyle — kendisine geliyor. Ona bir ifade veriyor. “Böyle bir ifade verirsen ve iki milyon dolar verirsen evine gidersin” diyor. İddia bu.
Bu arada Kapki kendisine birtakım isimler veriyor, gazeteci, ‘‘Bunlar benimle uğraşıyor” diyor. Onun üzerine de Birinci, “Merak etme, onlar bende, ben onları hallediyorum” diyor. Böyle bir iddia. Bunların hepsini Özgür Özel söyledi. Bu zaten Tekirdağ’da yapılmış bir suç duyurusu, sisteme girmiş. Onu bize anlattı ve ondan sonra çarşı bir kez daha karıştı.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Daha bir iki gün önce Rezan Epözdemir olayında adı geçen isimlerin bir kısmı yine burada var ama biraz karışık bir şekilde var. Mesela orada Şamil Tayyar, başsavcının yanında Mehmet Uçum’un karşısında bir çıkış yaptığı zaman Mücahit Birinci de ona destek vermişti. Bu arada kim Mehmet Uçum’a destek vermişti? Bir başka ‘‘gazeteci’’, Fuat Uğur. Bugün bakıyoruz, Fuat Uğur’un adı Kapki tarafından Mücahit Birinci’ye veriliyor, o da “Ben onu hallederim” diyor. Böyle karmakarışık işler.
Ama işin içine baktığımız zaman ne görüyoruz? Zanlılar var. Bir borsa var. Zanlı var, avukat var, gazeteci var, siyasetçi var ve neresinde bilmiyoruz ama yargı mensupları var. Yani bir avukat “Parayı verin, şunu imzalayın, ben bu işi hallederim” diyorsa yargıda da bir bağı olması gerekir, ki Epözdemir olayında da benzer şeyler tartışıldı. Daha önce İBB borsası konusunda Özgür Özel’in yaptığı duyuruda da bir avukatın adı var. Şu anda ev hapsinde olması lazım. Ama birtakım savcılarla da yargı mensuplarıyla da ilişkisi olduğu söyleniyor, ki uzun zamandan beri, özellikle bazı gazeteciler bununla ilgili çok ciddi haberler yaptılar. Bazı yargı mensupları üst perdeden bu konuda şikâyetler dile getirdiler. Yani şu anda bakıyoruz ki Türkiye’de yargı üzerinden dönen birtakım çeteleşmeler var. Bunun içerisinde avukatı, yargı mensubu, belki emniyet mensubu, siyasetçi ve medya çalışanı var.
Medya çok önemli, şöyle önemli. Daha önce bir başka hukukçu için birtakım şeyler dile getirilmişti. Her konudan anlayan bir hukukçuydu kendisi, sürekli televizyon kanallarında. Şimdi Rezan Epözdemir rüşvete aracılıktan tutuklandı, o da hukukçu ve her konuda konuşan birisi. Mücahit Birinci hukukçu ama her konuda ekrana çıkan, sosyal medyada çok etkili olan iktidar yanlısı birisi. Yani bu işin içerisinde bir medya, sosyal medya ayağı da muhakkak oluyor.
Buralardan birtakım güçler alınıyor, buralarda birtakım popülariteler geliştiriliyor ve bu aynı zamanda bir şekilde başka çıkarlara pekâlâ tahvil edilebiliyor. Kimileri diyor ki, ‘‘bu iş büyümez, yukarıdan müdahil olunur, şu olur bu olur…’’ Ama görüyorsunuz her gün bir şey çıkıyor ve işin içerisinde hiçbir böyle ilke, siyaset şu bu yok; tamamen çıkar var, para var, birtakım imtiyazlar var. Bunun üzerine kurulu ve dönüp dolaşıp hepsi iktidar içerisinde yaşanıyor.
Bu arada dün Türkgün gazetesi, MHP’nin yayın organı olarak biliniyor, onun başyazarı Yıldıray Çiçek ilginç bir yazı yazdı. Çok fazla bu gürültüde öne çıkmadı belki ama o da yine birtakım sosyal medyada yazan birilerinin, ‘‘yargı içinde MHP’li avukatlar çetesi’’ olduğu iddialarını dile getirdiğini söyledi ve onlara meydan okudu. Buna çok belli ki MHP ve — Yıldıray Çiçek aynı zamanda Devlet Bahçeli’nin basın danışmanı — Bahçeli de çok kızmış. Ama işin bir yerine MHP de katılmak isteniyor. Yargı içerisinde, geçen Epözdemir olayında dile getirmeye çalıştığım bir husus vardı, o da şu: Bu olaylar 19 Mart’la çok doğrudan ilişkili. 19 Mart’ta soruşturmayı yürütenlerin bir türlü doğru dürüst bir iddianame hazırlayamamaları ile ilgili ve MHP çevrelerinden gelen 19 Mart’la ilgili itirazlar ve uyarıların onları rahatsız ettiği de ortada. Dolayısıyla bir de olayın böyle bir partiler arası boyutu var.
Bakıyoruz, Özgür Özel burada hem Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye katılmasının üzerine bir gölge düşürdü – ki Özlem Çerçioğlu olayında da yine klasik “Parayı takip et” ilkesinin geçerli olduğu yolunda çok güçlü iddialar var, zamanla herhâlde onlar da daha fazla detaylanır – hem AK Parti’nin kuruluşuna, kuruluş yıl dönümüne ciddi bir şekilde gölge düşürdü.
19 Mart soruşturmasının üzerinde bir şekilde zaten var olan gölgeleri iyice artırdı ve gündemi belirledi. Burada adı geçen kişiler hakkında soruşturma açılır mı, birtakım yargı mensupları hakkında tahkikat yapılır mı, bunları bilmiyoruz, olmayabilir de. Ama bu bize şunu gösteriyor: Artık arı kovanına çomak sokuldu ve bir türlü işler rayına oturmuyor. Bir de şunu düşünün: Pasta küçüldü. Pastadan pay almak isteyen çok kişi var. Eskisi kadar pay alamadıkları için aralarında bir paylaşım savaşı da var.
Bu arada bu süreçte iki kişinin arasında sosyal medya üzerinden giden o atışmaları görmüşsünüzdür. “Benim adımı nasıl verirsin?” deyip ona bir hakaret, ötekisinin ona verdiği cevap ve buradaki seviye ve kalite de aslında işin ne kadar ayağa düştüğünü bize gösteriyor. Yani bir olayda 2 milyon dolar. Şimdi kimileri diyor ki, ‘‘Ya bu nedir?’’ diyor. Yapmayın, asgari ücret ya da aldıkları zamlarla ayda kaç bin lirayla nasıl geçinmeye çalışan insanlar var. “2 milyon dolar nedir ki?” diye küçümsemeyin. Bu çok büyük para ve bu para bizden çıkan, insanlardan çıkan para. Yani bakmayın, oradan daha çıkmış değil ama pekâlâ çıkabilirdi. Sonuçta o iş insanı o parayı nereden, nasıl buluyor? Bir şekilde çok büyük rakamların çok kolaylıkla telaffuz edildiği, kim bilir nelerin döndüğü, ne çarkların döndüğü bir yerdeyiz. Ama artık bir şeyler birbirine girmeye başladı, birbirleriyle kavga etmeye başladılar. Yakında birbirlerine yönelik ihbarlar, şunlar bunlar da çıkarsa hiç şaşırmayalım. Çünkü hem pasta küçüldü hem kavga büyüdü hem de önünü göremiyorlar. Yani bu düzenin, bu kendileri için çok yağmaya elverişli düzenin uzun vadeli olduğunu göremiyorlar ve bunun verdiği bir panik var.
Peki, bu yayını kime ithaf ediyorum? Dedim ya, “Parayı takip edin.” “Parayı takip edin” lafını benim bildiğim ilk olarak ‘‘Başkanın Bütün Adamları’’ filminde duyduk. Bu, gerçek bir olaydan hareketle, Watergate skandalı Amerika Birleşik Devletleri’nde. Onu “Derin Gırtlak” adında bir muhbir, devletin içerisinden birisi, iki gazeteciye sızdırıyor bu bilgileri, bu dönemin büyük olayını, entrikayı, Watergate skandalını ve onlarla gizlice buluşuyor, onlara birtakım belgeler veriyor, bilgiler veriyor ve bu gazeteciler bu meşhur dinleme skandalını, muhalif partinin dinlenmesi skandalını ortaya çıkardılar ve gerçekten hem gazetecilik hem de siyaset tarihinde tarihi bir olaydı. Ve orada “Derin Gırtlak” iki gazeteci var, filmde gazeteciyi oynayan iki kişi var, ben onlardan birisine ithaf edeceğim. Diyor ki, “Parayı takip edin. Parayı takip edin, suçu bulursunuz.” Burada da bu ilke işliyor. Ve ben oradaki Robert Redford’ı yine sona saklıyorum, ileriye saklıyorum. O da çok sevdiğim bir isim ama Dustin Hoffman’a ithaf etmek istiyorum. Evet, Dustin Hoffman. Şimdi Robert De Niro dedik, Al Pacino dedik, onların yaşları hepsi 80’i aşmış insanlar. Ama baktım ki Dustin Hoffman hepsinden yaşlıymış, 88 yaşında. Yani matematiğim fena değildir, 37 doğumlu oluyorsa 88 değil mi? Maşallah. Yani çok büyük oyuncu, gerçekten çok büyük bir oyuncu. Aynı zamanda siyasi konularda da çok duyarlı bir isim. ‘‘Geceyarısı Kovboyu’’, ‘‘Tootsie’’, ‘‘The Graduate’’, ilk filmlerinden birisidir, orada öğrenciyi oynar. Gerçekten olağanüstü bir oyuncudur ve her zaman saygıyı hak eden birisi. Yayından önce Dustin Hoffman’la ilgili biraz okudum, hayatını falan okudum. Orada çok ilginç bir şey gördüm. 60’lı yıllarda New York’a geliyor oyuncu olmak için ve orada üç kişi birlikte aynı evi paylaşıyorlar: Gene Hackman ve Robert Duvall. Robert Duvall’i de severim ama Gene Hackman benim için apayrı birisidir. Geçenlerde hayatını kaybetti, ona da bir yayın ithaf edeceğim, şimdiden söyleyeyim.
Bu arada bitirmeden, bugün Medyascope’un 10. yılı. Sizlerle birlikte var olduk, sizlerin sayesinde geldik. Umarım gidebildiğimiz kadar gideceğiz ve sizlerin destekleriyle bunu yaptığımızı bir kere daha vurguluyorum. Lütfen desteklerinizi sürdürün, varlığımızı sürdürelim. Bağımsız ve özgür gazeteciliğe — sadece biz değiliz tabii bunu yapan, ama biz de önemli bir yerdeyiz — bize lütfen destek olun. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.