CHP’de 15 Eylül’de görülecek dava öncesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun kayyum atanması halinde nasıl bir yol izleyeceği ve kayyum Gürsel Tekin’in İstanbul İl Örgütü üzerindeki hamlesi tartışma yaratmaya devam ediyor. Ruşen Çakır, her iki ismin motivasyonlarını ve partinin geleceğini değerlendirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) kayyum tartışmaları yeniden alevlendi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Gürsel Tekin’in bu süreçteki adımları merak konusu. 15 Eylül’de görülecek kritik dava öncesi olası gelişmeleri yorumlayan Ruşen Çakır, hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Tekin’in pozisyonlarını detaylı şekilde ele aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, partiye kayyum atanması halinde görevi reddetmek yerine kabul etmeye daha yakın görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu tavrını, CHP’yi “sahipsiz bırakmama” ve “zor durumda kurtarma” anlayışıyla gerekçelendirdiğini aktaran Çakır, bunun aslında parti içinde yeni bir tartışma alanı yarattığını belirtti.
Ancak Çakır, CHP’nin seçim sonuçlarıyla siyasi olarak güçlü bir tablo çizdiğini hatırlatarak, “siyasi kriz” iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Ona göre CHP, son seçimlerde birinci parti olmuş, batıdaki büyükşehirlerin çoğunu kazanmış ve anketlerde AK Parti ile başa baş ilerleyen bir konuma ulaşmış durumda.
Gürsel Tekin’in motivasyonu ne?
Çakır, Gürsel Tekin’in İstanbul İl Örgütü’nü “kurtarma” iddiasının gerçekçi olmadığını söyledi ve şu soruları yöneltti: “Mitingler ve örgütlenme açısından oldukça güçlü olan CHP İstanbul İl Örgütü’nü neye dayanarak kurtaracak? İl binasına gitse ne yapacak? Sokakta ne arayacak?”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Çakır, Tekin’in bu sürece büyük bir hevesle girmesini eleştirerek, bunun CHP tabanında güven kaybı yarattığını ifade etti. Ayrıca Tekin’in geçmişte yeni parti kurma veya istifa gibi gündemlerle anıldığını, ancak bunların gerçekleşmediğini hatırlattı.
CHP’nin geleceğini 15 Eylül belirleyecek mi?
Çakır’a göre en kritik dönemeç, 15 Eylül’de görülecek dava olacak. Eğer “mutlak butlan” kararı çıkarsa, CHP bir süreliğine siyasi olarak felç olacak ve ilk kurultaya kadar belirsizlik yaşayacak. Bu sürecin Kılıçdaroğlu’nun rövanş arayışını ve Özgür Özel yönetimine karşı güvensizliğini pekiştirdiğini de dile getirdi.